Vekalet - 3 ve Temsil Belgeleri

  • TEMSİL YETKİSİ VE TEMSİL BELGELERİNİN NOTERLİK KANUN VE MEVZUATI İLE TAPU İŞLEMLERİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ





    Temsil, bir şahsın, bir başkası adına ve hesabına hukuki bir işlem yapma yetkisidir. Bu yetki kanundan (kanuni temsil yetkisi) veya temsil olunanın irade beyanından (yetki verme, yetkili kılma) doğar.
    Temsilci başkası adına veya hesabına işlem yaptığında meydana gelen sonuç, temsil edilen kimseye ait olur.
    Temsil yetkisi, tek taraflı ve karşı tarafa yöneltilmesi gerekli bir irade beyanıyla verilebilecek olup bir şekle bağlı olmasa da temsilci olduğunu iddia eden kimse bu sıfatını karşı tarafa, temsil olunandan aldığı bir belge ile ispat edecektir ki, bu belge yetki belgesidir.
    Bütün hukuki işlemler gibi, temsil yetkisi vermenin de geçerli sayılabilmesi için, yetkiyi veren ehliyet sahibi olmalıdır.
    Bir noterlik işleminin yapılmasını isteyen kişinin veya temsilcinin gerçekte, ibraz ettiği kimlikteki veya vekâlette vekil tayin edilen kişi olduğuna veya temsilcinin temsil ettiğini söylediği kişinin gerçek temsilcisi olduğuna kanaat getirilmesi zorunludur (NK.72. md.). Ayrıca tapuda işlem yapmak isteyen kişinin veya vekâlet veren müvekkilin tapuda kayıtlı kişi olduğuna da tapu sicil memurluğunca kanaat getirilmesi zorunludur.
    NK. 79. maddesi, “vekil, veli, vasi, kayyım, mümessil ve mirasçı sıfatıyla veya şirket ve dernek gibi tüzel kişiler adlarına noterlik işlemi yaptırmak isteyenler, sıfat ve yetkilerini ve işlemi yapmaya izinli olduklarını bildirir belge göstermekle yükümlüdürler” diyerek bazı temsil durumlarını saymış olup, maddenin 2. fıkrası da işleme esas alınan temsil belgesinin, noterlik işlemine nasıl geçirileceğini ve ekleneceğini göstermiştir.
    NK. 72, 79. maddeleri ve NK. Y. 92. maddelerini anlayabilmek ve buna uygun uygulamalar yapabilmek için gerçek ve tüzel kişilerin temsil durumlarını, temsilcilerin ve temsil belgelerinin hukuki niteliklerini ve hukukun temel kavramlarından olup NK.’da yer alan hukuki tanım ve müesseseleri kısa ve öz anlayışı ile inceleyeceğiz.



    I- GERÇEK KİŞİLERİN TEMSİLİ



    Gerçek kişiler, bizzat veya temsilcileri vasıtasıyla noterlikte işlem yapmak isteyebilirler.
    Noterde işlem yaptırmak isteyen kişilerin öncellikle kimlik belgesi ibraz etmesi gerekir. Noterde kabul edilebilecek kimlikler ve kimlik tespitinde izlenecek yol NK. Y. 90. maddesinde ve 1973/10 sayılı genelgede gösterilmiş olup tapuda işlem yapılmasına yetki veren işlemlerde ise yalnızca nüfus cüzdanı, pasaport (TST.13) ile avukatlık kimlik kartı ile işlem yapılabilecektir (2006/49 g.).



    A- HAK EHLİYETİ ( MEDENİ HAKLARDAN YARARLANMA
    EHLİYETİ) VE HAK SAHİBİ OLMAK (TASARRUF YETKİSİ)



    M.K. nun “gerçek kişiler” başlıklı 1. kısımda yer alan 8. maddesinde “her insanın hak ehliyeti vardır” denilmek suretiyle gerçek kişilerde hak ehliyetini haiz olanların, ‘ insanlar’ olduğu belirtilmiştir
    Tasarruf yetkisi ise istemde bulunduğu konuda (araç satışı, araç veya taşınmazı kiraya verme, ticari plakayı devir, ticari işletme hakkını devir, menkul mal satışı gibi) işlem yapabilme yetkisidir.
    Tapu siciline göre hak sahibi olan kişiler (malik, ipotek alacaklısı, şerh lehtarı v.s.) istemde bulunabilirler. Sicilden önce hak sahibi olunmuşsa (örn. Miras, cebri satış vs.) bu halde istemde bulunmak için bu hususun ayrıca belgelenmesi gerekecektir. (1)
    Noterde işlem yaptırmak isteyen kişiler de, yapmak istedikleri işlem türüne göre hak sahibi olduklarını ispat eden belgelerini (tapu, satış vadi sözleşmesi, araç tescil belgesi, ticari araç tahsis belgesi (2001/35 g.), ticarethane işletme ruhsatı, malik olduğunu gösteren sözleşme, fatura, sahiplik belgesi gibi) göstermek durumundadırlar (MK.705, TST. 12).



    B- FİİL EHLİYETİ (MEDENİ HAKLARI KULLANMA
    YETERLİLİĞİNE SAHİP OLMAK)



    M.K. md. 9’a göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi
    fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.
    Gerçek kişiler doğar doğmaz hak ehliyetine sahip olmakla
    beraber fiil ehliyetine sahip olabilmesi için kanunun aradığı üç şart vardır; bunlar M.K. 9 ve 10. maddelerde yer almakta olup şöyledir:
    1- Ergin olma:
    Kanunumuza göre ergin olma yaşa bağlı bir husustur. Gerçek
    kişiler on sekiz yaşını doldurmakla ergin olurlar. Bu yaş dolmadan önce evlenmek kişiyi ergin kılar. (M.K.11). Ayrıca on beş yaşını doldurmuş küçük, kendi isteği veya velisinin rızası ile mahkemece ergin kılınabilir.(M.K.12).
    2- Ayırt etme gücüne (temyiz kudretine) sahip olma:
    Fiil ehliyetinin en önemli şartıdır. Ayırt etme gücü, “ eylem ve işlem ehliyeti” olarak tanımlanan temyiz kudreti, M.K. 13. maddesinde “ yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırt etme gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir (Y.İ.B.K. 11.06.1941 T. 4/21 K.).
    Ayırt etme gücü, kişinin yaptığı işlemin sonucunu öngörebilmesi, neyi neden yaptığını bilen zihinsel yeteneğe malik olmasıdır.
    3-Kısıtlı olmama:
    Hacir altına alınmamış olma halidir.
    Kısıtlama halleri, akıl hastalığı veya akıl zayıflığına dair M.K. 405’de, savurganlık, alkol, uyuşturucu, kötü yaşam tarzı, kötü yönetim gibi hallere dair M.K. 406’da, özgürlüğü bağlayıcı cezaya dair ( ki, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır) M.K. 407’de hükme bağlanmıştır.
    Medeni Kanun, akıl hastalığı, akıl zayıflığı ve benzer hallerin tanımını yapmamış, bunu tıp bilimine bırakmıştır.
    Ehliyet bakımından gerçek kişiler dört gruba ayrılır: Tam ehliyetliler, sınırlı ehliyetliler, tam ehliyetsizler, sınırlı ehliyetsizler.
    a- Tam ehliyetliler: Ayırt etme gücüne sahip( mümeyyiz-temyiz kudretine sahip olma), ergin olan ve mahcur olmayan kişiler tam ehliyetlidir.
    b- Tam ehliyetsizler: Ergin olsun veya olmasın, ayırt etme gücüne sahip olmayan (temyiz kudreti bulunmayan - mümeyyiz olmayan) kişilerdir. Fiil ehliyetleri, hukuki işlem ve tasarruf ehliyetleri mutlak surette yoktur.
    Kural olarak tam ehliyetsiz adına hukuki işlemleri kanuni temsilcisi yapar, üçüncü kişilere karşı temsil eder. Bu kişiler velayet veya vesayet altında olup temsilcileri, velileri veya vasileridir.
    Kanuni temsilcisinin rızası ile de olsa tam ehliyetsizin bir hukuki işlem yapması söz konusu olamaz.
    Temsilci, kısıtlının malını bağışlayamaz, vakfedemez ve onun adına kefil olamaz (MK.342/3, 449). Bu hüküm noterler için önemlidir, işlem adı ne olursa olsun hukuki niteliği bağış olan işlemlerden kaçınılması gerekir. Miras payının devri bedelli ise satış, bedelsiz ise bağış suretiyle devir sayılır. (tapu.gov.tr).
    c- Sınırlı ehliyetsizler: Ayırt etme gücüne sahip küçükler (temyiz kudreti olan, mümeyyiz küçükler) ya da ayırt etme gücüne sahip kısıtlılar olup ( mümeyyiz kısıtlılar) bunlar kural olarak fiil ehliyetsizdirler.
    Sınırlı ehliyetsizler, kendi tasarrufları ile borç altına giremezler. Kendi menfaatlerine aykırı veya onları yükümlülük altına sokacak her türlü hukuki işlem ve tasarruflar, kanuni temsilcileri tarafından veya kanuni temsilcinin izni ile sınırlı ehliyetli tarafından yapılmalıdır (MK.16, 451).
    Sınırlı ehliyetsizlerin bizzat yapabileceği işlemler:
    Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada temsilcinin rızası gerekli değildir. (MK.16).
    Serbest malları ile ilgili işlemler:
    Kanun veya kanuni temsilcisi tarafından kendi yönetimine bırakılmış veya vasinin veya velinin izniyle çalışarak kazandığı malları yönetir ve kullanır; bir meslek ve sanatla uğraşmasına izin verilmişse bununla ilgili olağan işleri bizzat yapabilir; bu işlerden dolayı tüm mal varlığı ile sorumludur(MK.357.358.359.453, 455).
    Küçüğe ana ve babası tarafından aileyi temsil yetkisi verilmişse küçük, aile adına hukuki işlemler yapabilir; bu işlemlerden dolayı ana ve baba borç altına girer (MK.344).
    Şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar (münhasıran şahsa bağlı haklar) bakımından temsil:
    Şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar, başkalarına devredilmeyen ve miras yolu ile intikal etmeyen haklardır. Bu hakların kullanılması, irade beyanını gerektirdiğinden ayırt etme gücüne (temyiz kudretine) sahip olmayan kişilerce kullanılması söz konusu değildir; bizzat şahıs tarafından kullanılması gerektiğinden, kanuni temsilcisi tarafından kullanılması da mümkün değildir; kanun koyucu, bu tür hakları kullanmada kanuni temsilcilerin temsil yetkisini sınırlamıştır. Kanunun izin aradığı hallerde bile ana-baba veya kanuni temsilcinin durumu, onay vermek veya vermemekten ibaret olup kişi adına bu hakları kullanmaları mümkün değildir.
    İntifa, sükna gibi bazı mal varlığı hakları da şahsa bağlı haklar arasında yer alır ancak bu tür hakların kurulması aşamasında rızai temsil yolundan faydalanmaya herhangi bir mani yoktur. Noterler diğer kanuni gerekler varsa, bu hususta vekâletname düzenleyebilirler (1994/38 g.).
    Sınırlı ehliyetsiz kişi, şahsa sıkı sıkıya bağlı haklarına ilişkin olarak dava yetkisine ve şikâyet hakkına sahiptir.
    Haklarında ceza mahkemelerinde sanık sıfatıyla dava açılan mümeyyiz küçükler, kanuni mümessillerinin rızası olmadan, kendilerini bir vekil marifetiyle savunmak üzere bizzat vekâletname düzenletebileceklerdir (1995/23 g.).
    İşlem ilgilisini borç ve yükümlülük altına sokacak nitelikte bulunmayan diploma veya nüfus cüzdanından örnek çıkartma işlemini noterlikte, temyiz kudretine sahip küçükler yaptırabilir (1995/23 g.).
    d- Sınırlı ehliyetliler:
    MK.429. maddesine göre, kendilerine kanuni müşavir tayin edilenlerdir. Bunlar ergin, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan kişilerdir. Ancak bazı ergin kişilerin korunması için, kendi menfaatleri icabı bazı işlemleri yapabilmesi bakımından ehliyetlerine sınır konulmuş olabilir. İşlem, müşavir tayin edilen kişinin iznini aldıktan sonra kişinin kendisi tarafından bizzat yapılır. Kanuni müşavir, kanuni temsilci olmadığı için, işlemleri tek başına, kısıtlanan kişinin nam ve hesabına yapamaz.



    NOTERLİK HUKUKUNDA EHLİYET TESPİTİ VE TASARRUF YETKİSİNİN BELİRLENMESİ:
    Hukuki işlerin belgelendirilmesi anında ilgili, iradesini serbestçe,açık ve net olarak beyan etmelidir. Noter ilgilinin iradesini tam olarak anladığından emin olduktan sonra işleme geçmeli ve ilgilinin beyan ettiği iradesi aynen, tam ve eksiksiz olarak işleme yazmalıdır.
    NK. Y. 91. maddeye göre noterin, ilgilinin yeteneği hakkında kanı sahibi olması gereklidir. Tanık veya kanı ile yaş tespit edilemez. Talepte bulunanın fiil ehliyeti hususunda şüpheye düşülürse, yaptırmak istediği işlem ve konuyla ilgili olarak hükümet tabipliğinden rapor istenebilecektir. Ancak bu hallerin varlığının, konusunda uzman psikiyatrist veya nörolog doktorlarca tetkikinin gerekeceğine dair resmi görüşler vardır.(2) Bu nedenle öncelikle tapu işlemleri, ölüme bağlı tasarruflar gibi işlemler söz konusu olduğunda, uzman doktorlarca düzenlenecek raporlara dayanılarak işlem yapılması, işleme sıhhat, notere güvence getirecektir. Raporun işleme nasıl geçirileceği ve ekleneceği hususu da aynı maddede açıklanmıştır.
    Kimlik tespitinde izlenecek yol NK. Y. 90. maddede açıklanmıştır.
    Nitelik bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektirecek işlemler, gerçek kişilerde ehliyet kısmında açıklandığı üzere TST. 13 ve 2006/49 genelgeye uygun kimliklerle yapılmalıdır.
    2006/ 66 sayılı genelgeye göre, basın kartı, tapuda işlem yapmayı gerektirecek işlemler dışındaki noterlik işlemlerinde resmi kimlik olarak kabul edilecektir.
    İşleme katılan kişiler reşit, mümeyyiz olmalı, kısıtlı olmamalıdır.(MK. 10, 11, 12, 13, 14, 15)
    Vesayet altındakilerin noterlik işlemlerini vasisi yapabilir ancak vasi de sulh veya asliye hâkiminin izni gereken durumlarda bu izinlere dayanarak işlem yapabilir.
    Veli veya vasi, kısıtlı kişinin malını vakfetmek, bağışlamak, kefalet vermek gibi işlemleri yapamaz.
    Menfaat çatışması bulunan durumlarda işleme, mahkemece atanmış bir kayyımın katılması gerekir.
    Vekil veya temsilci ancak kendisine verilen yetkileri kullanabilir; bunun dışında tasarruf yetkisi yoktur.
    Tapuda tasarruf işlemleri yapılırken ( tapu idaresinde), ihtiyati tedbir, kamu haczi, iflas, kamulaştırma, vakıf şerhi gibi tasarruf yetkisini yasaklayan hususların da olup olmadığına bakılmalıdır.
    Kısıtlılık hallerinden olan ve MK. 407 ‘de düzenlenmiş olan bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir ceza ile mahkûm olanlar ceza müddetince noterlik ve tapu işlemi yapamazlar. Ayrıca vekâletname ile de temsil edilemezler. Bu süre içerisinde mahkemece vasi atanmasına gerek görülmedikçe bu kişileri, anne ve babaları velayet hükümlerine göre temsil edecektir ( MK. 335/2, 407). Temsil için cezanın kesinleşmiş olması gerekir. Bu durumun söz konusu olması halinde tapu sicil müdürlüğü, cezanın kesinleşme durumunu bir yazı ile C. Savcılığına soracak, cevaba göre işlemi yönlendirecektir. (3)



    Evlilikte eşlerin taşınmaz tasarrufları:
    Yeni Medeni Kanun, eşlerin taşınmaz tasarruflarında bazı yenilik ve sınırlamalar getirmiştir. Bu değişiklikler aşağıdaki gibidir:
    a-Edinilmiş malların tasarrufu: Medeni Kanunumuz, edinilmiş
    mallara katılma rejimini, yasal mal rejimi olarak kabul etmiştir (MK. 202). Bu rejimde her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş malları yönetme, bunlardan yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Bu nedenle eşlerin adlarına kayıtlı olan taşınmazlarında tasarruf için (satış, ipotek, trampa v.b) bazı istisnalar dışında diğer eşin rızasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Malik eş, taşınmazları ile ilgili tapu işlemlerini rahatça yapabilecektir.
    b- Eşlerin taşınmaz tasarruflarının sınırlandırılması:
    Kural, eşlerin kısıtlanmaması olduğu halde, bazı durumlarda
    eşlerin taşınmaz mal tasarrufuna sınırlama getirilmiş olup şöyledir:
    b.1. Aile konutu üzerindeki tasarruflar: Aile konutu üzerindeki tasarruflar:
    Medeni Kanuna göre aile konutu olarak özgülenen taşınmazlar,
    diğer eşin açık rızası olmadan devredilememekte, üzerine hak tesis edilememektedir. Malik olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili olarak şerhin verilmesini isteyebilecek, diğer eşin aile konutunun tasarrufuna rıza göstermemesi halinde, bu konuda mahkeme kararı alınması gerekecektir (MK.194).
    Malik eşin istemi veya eşlerin birlikte müracaatı halinde aile konutu şerhi verilmesi her zaman mümkündür. Aile konutu şerhi için, ayrıca nüfus idaresinden alınacak nüfus kayıt örneği ile evliliğin devam ettiği, tapu sicil müdürlüğünce belgelenecektir.
    Aile konutunun tasarrufunda malik olmayan eşin rızası, tapu sicil müdürlüğüne bu yönde beyanda bulunması veya noterden bu hususta muvafakat vermesi şeklinde olacaktır.
    Ayrıca, eşlerden birisinin ölümü halinde tereke malları arasında eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eş bunlar üzerinde kendisine miras hakkının karşılığı olarak mülkiyet hakkı veya mülkiyet hakkı yerine intifa veya sükna (oturma) hakkı verilmesini isteyebilmektedir (MK. 240, 652).
    b.2. Malik eşin tasarruf yetkisinin mahkemece sınırlandırılması:
    Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin gerektirdiği ölçüde eşlerden birinin istemi ile mahkemece belirlenen taşınmazlarda malik eşin tasarruf yetkisi kaldırılabilmektedir. Mahkemenin tapu sicil müdürlüğüne bildirmesi halinde tapu kütüğüne bu hususta şerh verilecektir. Tedbir olan bu kararın kesinleşme şartı yoktur. (MK. 199).
    b.3. Paylı mülkiyet konusu taşınmazlar:
    Aksine anlaşma olmadıkça eşlerden her biri, diğerinin rızasını almadan
    paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamamaktadır. (MK. 223). (4)



    HUKUKİ İŞLEMLERDE TEMSİL



    İlgililerin hukuki işlemler yapmak üzere notere, tapu sicil
    müdürlüğüne, bankalara ve diğer tüm resmi- özel kuruluş ve yerlere bizzat kendilerinin gitmeleri gerekmediğinden, tayin ettikleri(vekil) veya kendilerine yasa gereği tayin edilen (veli, vasi, kayyım gibi) temsilcileri eliyle de işlemler yapabileceklerdir.



    AA- KANUNİ TEMSİL VE KANUNİ TEMSİLCİLER



    aa- VELAYET VE VELİNİN TASARRUFLARI



    Ergin olmayan çocuk ve kısıtlanan ergin çocuklar (hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe) ana babanın velayeti altındadırlar. Yasal bir sebep olmaksızın velayet ana babadan alınamaz (MK.335). Yaşı küçük, evlat edinilmişse onu evlat edinen temsil eder (MK.314 ve Y. 14. HD.1987/5039 K. 11.6.1987 T.). Velayet hakkı evlilik süresince anne baba tarafından birlikte kullanılır. Ancak birisinin ölümü halinde bu hak sağ kalana geçer. Ortak hayata son verilmesi, ayrılık hallerinde hâkimin bu hak ve yetkiyi verdiği eş, boşanma halinde de çocuğun bırakıldığı taraf bu hakkı kullanır (MK.336).
    Küçük, on sekiz yaşını doldurmakla, evlenmekle, on beş yaşını
    doldurduktan sonra mahkeme kararı ile ergin olur (MK.11).
    Okula karşı veli olmak, teknik anlamda velayet hakkına sahip olmak
    değildir. (5)
    Anne ve baba evli değilse velayet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya
    ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir (MK. 337).
    Ana babanın menfaati ile küçük çocuğun menfaati çatıştığında MK. 426/2 gereğince küçüğe mahkemece kayyım atanmalı ve işleme kayyım katılmalıdır. Ayrıca MK. 345. maddesi gereğince mahkeme izni de gerekebilir.
    Velâyet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Yani, hukuki işlemle ile başkalarına devredilmez ve miras yolu ile intikal ettirilemez. Velâyet hakkından feragat edilemez ve bir hukukî işlemle sınırlandırılamaz. Ancak bu tür hakları kullanmak için rızai temsil yolundan faydalanmaya herhangi bir mani yoktur. Noterler bu hususta vekâletname düzenleyebilirler (1984/38 g.) .
    Anne ve baba isterse velayet hakkını biri diğerine veya başkasına vekâlet vermek suretiyle kullanabilir. Velâyet hakkının ana ve baba tarafından birlikte kullanılması, irade birliğini ifade eder. Asıl olan eşlerin velayet hakkını birlikte kullanmasıdır. Velâyetin kullanılmasıyla ilgili bir işlemin yapılmasında ikisinin imzalarının aynı anda olmasına her zaman olanak bulunmayabilir, böyle bir durumda hangi konuda velâyet hakkı kullanılacak ise velayete konu hususlarda iradesini açıkça beyan ederek diğer eşe vekâlet verebilir veya beyanda bulunabilir (2002/ 13 ve 2002/ 54 g.y.) .
    Fiilî imkânsızlığın varlığı halinde (örneğin, ana babadan birinin yurt dışında olması, hasta olması veya askerde bulunması gibi) diğeri velâyet hakkını tek başına kullanabilir, fiili imkânsızlığın varlığının noterce saptanması gerekmez, velinin beyanı ile noter işlemi, bu beyanı da alarak yapabilir (2002/ 54 g.y.).
    Okullara verilecek taahhüt ve muvafakat namelerde, süre engeli olduğunda eşlerden biri, diğerinin rızasını aramaksızın işlem yapabilir.
    Evlat edinenin ölümü halinde velayet hakkı kendiliğinden anne ya da babaya geçmez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir ( Y.İ.B.G.K. 1954/24 K. 10.11.1954 T.).
    Kendisine velayet tevdi edilmiş eşin, başkası ile evlenmiş bulunması veya yeni eşinin görevi nedeniyle başka bir yere gitmiş olması, velayetin kendisinden alınıp diğer tarafa tevdiini veya çocuğa vasi tayinini gerektirmez (MK.349).
    Velinin yapamayacağı işlemler:
    Çocuk mallarını bağışlama, vakıf kurma, çocuk aleyhine kefalet, kefalet ipoteği, bedelsiz ayni veya şahsi hak kurmak (MK. 449,342) velinin yapamayacağı işlerdir.
    VELİNİN TEMSİL BELGESİ: Velinin temsil belgesi, çocuğun ve kendinin nüfus cüzdanları NK.Y. 92), nüfus idaresinden verilme nüfus kayıt örneği, gerektiğinde boşanma ilamı veya kanuna göre verilmiş mahkeme kararları, usulüne uygun vekâletname, muvafakat name olabilir.
    bb- VESAYET (KANUNİ TEMSİL) VE VASİNİN TASARRUFLARI
    Vasi, kısıtlı reşit kişilere ( MK.405.406.407, 408) ve velayet altında
    bulunmayan küçüklere (MK.404), onların malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onları temsil etmek üzere (MK.403) , kural olarak iki yıl için (devamında ikişer yıl uzatılarak) (MK.456), sulh hukuk mahkemesince (MK:397) vesayet kurularak atanan kanuni temsilcidir.
    MK.423. madde nazara alındığında, vesayet kararlarında kesinleşme şerhi aramaya gerek olmadığı görülmektedir. Ancak vasinin atandığı iki yıllık sürenin hesabı, vasi atama kararının kesinleşmesinden itibaren hesaplanacağından, hukuki işlem yapılmak istendiğinde (noterde, tapu sicil müdürlüğünde vb.) sürenin geçip geçmediği hususu incelenmelidir.



    Sulh Hâkiminin İznini Gerektiren İşlemler:
    Vesayet altındaki kişi ile ilgili olarak, taşınmazların alımı, satımı, rehini, bunlar üzerinde başka bir ayni hak(ipotek, intifa vb.) kurulması, diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, rehin edilmesi, yapı işleri, ödünç verme ve alma, kambiyo taahhüdü altına girme, üç yıl ve daha uzun süreli kiralama, bir sanat veya meslekle uğraşma, dava açma, sulh olma, tahkim ve iflâs anlaşması yapılması, mal rejimi, miras ve ölüme bağlı sözleşmeler yapılması, hayat sigortası yapılması, çıraklık sözleşmesi yapılması, bir eğitim, bakım, sağlık kurumuna yerleştirilmesi, oturma yerinin değiştirilmesi işlemlerinin yapılabilmesi için vesayet makamının izni gereklidir (MK.462).
    Denetim Makamının (Asliye Hukuk Mahkemesi) Tasdikini Gerektiren İşlemler:
    Vesayet altındaki kişi ile ilgili olarak, evlat edinmesi veya edinilmesi, vatandaşlığa girmesi ve çıkması, bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile şirkete ortak olunması, ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması, mirasın kabulü, reddi, miras sözleşmeleri yapılması, küçüğün ergin kılınması, vasisi ile arasında sözleşme yapılması (MK.463).
    Vasinin, İzin Almaksızın Yapabileceği İşlemler:
    Vesayet altındaki kişinin devir, ayni hak tesisi gerektirmeyen intikal, cins değişikliği, ifraz gibi işlemleri hâkimin izni olmaksızın yapılabilir.
    Vesayet Altındaki Kişinin, Kendinin Yapabileceği İşlemler:
    Serbest mallarını serbestçe yönetir ve kullanır (MK.455).
    Vasinin Hiç Yapamayacağı İşlemler:
    Vesayet altındaki kişinin taşınmazını ipotek edemez, önemli bağışta bulunamaz, adına kefil olamaz, vakıf kuramaz (MK.449).
    Vesayetin Sona Ermesi:
    Vesayeti gerektiren sebebi sona eren kişi, hukuki işlem yapabilmek için,
    -Akıl zayıflığı, hastalığı, ayyaşlık vb. gibi nedenlerden kısıtlandıysa mahkeme kararı,
    - Yaş küçüklüğünde 18 yaşını doldurması veya evlenmesi halinde nüfus kaydı,
    - Ceza mahkumiyeti sebebiyle kısıtlandıysa mahkumiyetin sona erdiğine dair savcılık yazısı ibraz etmelidir.
    VASİNİN TEMSİL BELGESİ: Vasinin temsil belgesi, vesayet makamından alınmış vasilik kararı, yapılacak iş gereğine göre sulh mahkemesi izin kararı ve asliye hukuk mahkemesi onayı, nüfus cüzdanları, nüfus kayıt örnekleri olabilir.



    cc-KAYYIM (KANUNİ TEMSİL) VE TASARRUFLARI



    Kayyım gerçek veya tüzel kişilere, belirli işleri görmek ve mal
    varlığını yönetmek üzere sulh hukuk mahkemesince atanır (MK.403) ; veli, vasi gibi genel anlamda bir temsilci değildir.
    Kayyım atanacak haller şöyledir (MK.426):
    a- Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya
    benzeri bir sebeple kendisi işini görebilecek veya temsilci atayabilecek durumda değilse,
    b- Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının
    menfaati çatışıyorsa,
    c- Yasal temsilcinin görevini yapmasına bir engel varsa.
    KAYYIMIN TEMSİL BELGESİ: Kayyımın temsil belgesi, sulh hukuk mahkemesinin kayyım atama kararı, nüfus cüzdanları olabilir.







    cc- YASAL DANIŞMAN (KANUNİ MÜŞAVİR) TEMSİL VE
    TASARRUFLARI



    Ergin olup, kısıtlanması için yeterli sebep olmayan ancak menfaatlerinin korunması gereken birine gerektiğinde bu amaçla, fiil ehliyetini sınırlandırarak kanunun belirttiği konularda görüşü alınmak üzere sulh hukuk mahkemesince bir yasal danışman atanır.
    Yasal danışmanın (kanuni temsilci) temsil yetkisi bütün hukuki işlemler için olmayıp, kanunun belirttiği konularda görüş bildirmek, işlemi onaylamak şeklindedir.
    Görüşü alınacak konu ve işlemler şöyledir (MK.429):
    —Dava açma ve sulh olma,
    —Taşınmaz alımı, satımı, rehin edilmesi, bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulması,
    —Kıymetli evrakın alımı, satımı, rehin edilmesi,
    —Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri,
    —Ödünç verme ve alma,
    —Anaparayı alma,
    —Bağışlama,
    —Kambiyo taahhüdü altına girme,
    —Kefil olma.
    Kanuna göre, aynı şartlar altında bir kimsenin mal varlığını yönetme yetkisi, gelirlerinden dilediği gibi tasarruf hakkı saklı kalarak kaldırılabilir (MK.429).
    Yasal danışmanın görevi onay mahiyetinde olduğundan, kendisine danışman tayin olunmuş kişi işlemlere bizzat katılır. Danışman muvafakatini sonra ve noterden de verebilir. Tapu işlemleri bakımından yasal danışmanın onayı şu işlemler için gereklidir:
    —Satış,
    —İpotek,
    —Bağış,
    —Ayni hak tesis edici diğer işlemler (irtifak hakkı tesisi gb.)
    YASAL DANIŞMANIN YETKİ BELGESİ: Yasal danışmanın yetki belgesi, sulh hukuk mahkemesinin yasal danışman atama kararı, buna dayanarak noterden vermiş olabileceği muvafakat belgesi, nüfus cüzdanları olabilir.



    BB-VEKÂLET (İRADİ TEMSİL), VEKÂLETNAME VE VEKİLİN
    TASARRUFLARI
    Kişilerin hukuksal işlemlerini bizzat yapmaları yerine, bir başkası
    aracılığıyla yapmaları bir ihtiyaç olabilir. Bu durumda hukuksal işlemin tarafları ile bunu yapanlar farklı kişilerdir. Hukuki işlem temsilci tarafından yapıldığı halde, hüküm ve sonuçları temsil olunana ait olacaktır.
    Temsil kurumu hukuksal işlemlerde özellikle sözleşmelerde büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle BK.32–40. maddeleri arasında temsil kurumunu düzenlemiş bulunmaktadır.
    Borçlar Kanunumuzun temsil ile ilgili hükümleri TMK. md. 5’deki yollama nedeniyle tüm Medeni Hukuk alanındaki iradi temsil halleri için uygulama bulabilir.(6)
    Vekâletname bir kimsenin kendisi adına hukuki işlemler yapmak üzere tayin ettiği vekilini ve o vekilin yapabileceği işleri gösteren resmi belgedir.
    Noterlik işlemlerimizin büyük kısmını oluşturan ve çağdaş yaşamın her alanında vazgeçilmez olan vekâletname BK.386–398 de ‘akit’ olarak yer almıştır.
    İlgilinin gerçek arzusunun öğrenilmesi:
    Noter, NK. Md. 1 gereğince hukuki güvenliği sağlama ve anlaşmazlıkları önleme görevini yerine getirirken, vekâletname tanzimi için noterliğe gelen ilgilinin gerçek iradesini öğrenmek zorundadır.
    Temsil olunan kişi temsilciye vereceği genel yetkiyi yer, miktar, süre, kişi, konu ve buna benzer diğer bakımlardan sınırlandırabilir. Yasa koyuca bazı hukuksal işlemler için temsilciye özel yetkiler verilmesini öngörmüş olduğundan, yapılmak istenen vekâletnameye göre özel yetkileri ve yetkilerin mahiyetlerini açıklamalı, yukarıda belirtilen sınırlandırmalar konusundaki isteklerini öğrenmelidir. İlgilinin gerçek irade ve arzusu kesin olarak öğrenildikten sonra, vekâletname şeklini tespit ederek, isteğe uygun vekâletnameyi hazırlamalıdır (NK.72).
    İlgilinin kimlik ve adresinin tespiti:
    NK. Y. 90. maddesine göre, noter, ilgili ile işleme katılanların kimliklerini tespit için nüfus hüviyet cüzdanı, buna dayalı olarak resmi mercilerce verilmiş olan pasaport, sürücü belgesi, fotoğraflı kimlik kartı ve sair kimlik belirten belgeleri aramak zorundadır. Bu belgelerin gösterilmemesi veya noterin gerekli görmesi halinde, tanık dinlemek yoluyla da kimlik tespit olunabilinir.
    İlgili, okuryazar, kör, sağır dilsiz ise, bu işlemin tanık ve gerekirse tercüman huzurunda yapılması gerekir. Onaylama vekâletnamelerde okuryazar olmayan ilgilinin işleminin tanıksız yapılabileceği Adalet Bakanlığı’nca onaylanan işlem formülleri ile zımnen kabul edilmişse de düzenleme işlemlerde, bu durumda tanık zorunludur. İlgili Türkçe bilmiyorsa, işlemin düzenlenmesi sırasında yeminli bir tercüman da bulundurulmalı ve işleme katılmalıdır.
    İlgilinin adresinin de eksiksiz bir biçimde belirlenip, vekâletnameye yazılması gerekir (NK.72).
    Avukat vekâletnamelerinde vekâlet verenin T.C. kimlik numarasının yazılması, TNB’nin 2005/ 15 no’lu genelgesiyle zorunlu hale gelmekle birlikte, tüm vekâletnamelerde kimlik numarasının yazılması kimlik tespitini tamamlayıcı bir öğe işlevi görecektir.
    TNB. nin 11.05.2006 t. Huk. 7687 sayılı genel yazısı ile “vekâletnamelerde vekâleti veren kişinin anne adına da yer verilmesi” gerektiği bildirilmiştir.



    Vekâletnamelerde özel yetki gerektiren işler:
    Vekâletname verenin gerçek iradesi esas alınarak genel yetkiler yanında istediği özel yetkiler de yazılmalıdır.
    Yasalarda yer alan özel yetkiler:
    Dava açmak, bağışlamada bulunmak, taşınmazların devri ve ayni haklarla sınırlandırılması (Tapu Sicil Tüzüğü md. 13/4’ e göre tescil talebi için özel yetki şart.) , kambiyo taahhüdünde bulunmak, sulh olmak, tahkim sözleşmesi yapmak, ibra, davadan feragat, davayı kabul, yemin kabulü ya da karşı tarafa reddi, ahzu kabz, haczin fekki, hâkimin reddi (HUMK md.33/2), tevkil ( alt vekâlet verme) (BK md.390/3, Av.K.171), Anayasa Mahkemesi’nde dava açmak (2949 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun md.32), mirasın reddi olarak sayılabilir (BK.388/3, HUMK.63 ve özel yasalar).
    Yargısal, bilimsel içtihatlara göre özel yetkiler:
    Hâkimlere karşı tazminat davası açmak, yargılamanın iadesi, davanın ıslahı, iflâs anlaşması teklif etmek ve iflas anlaşmasına muvafakat etmek olarak sayılabilir. (7)
    Vekâletnamede Şekil:
    Doktrinde kabul gören görüş, vekâletin hiçbir hukuki şekle tabi olmadığı, temsil yetkisinin yazılı olarak verilmesinin usul hukuku açısından bir ispat aracı olduğudur. Buna karşın bazı özel yasalarda ve NK.’da özel ve yazılı şekil öngörülmüştür (TST.13/ 4, NK. 84,89, TKGM. 1294 s.G. ). Noterlik Kanununa göre, tapuda işlem yapılmasını gerektiren vekâletname ile sayılan diğer işlemlerde resmi şekil şartı öngörülmüş, bu işlemlerin düzenleme şeklinde yapılacağı belirtilmiştir.
    N.K., noter tarafından yapılacak işlemlerin şekil şartlarını 84. ve devamı maddelerinde ‘düzenleme’ , 90. ve devamında da ‘onaylama’ olarak tespit etmiş ve göstermiştir.
    Onaylama biçiminde yapılan her vekâletname (işlem) düzenleme şeklinde de yapılabilir; oysa düzenleme şeklinde yapılması zorunlu olan vekâletnameler ( işlemler) için bu durum mümkün değildir.
    Her iki şekilde de işlem yaparken noter, öncelikle NK.79, NK. Y. 90–92, MK.8-9. maddelerin gerektirdiği öncelikli koşulları, varsa her türlü belgeyi isteyecek ve inceleyecektir.



    Düzenleme Şeklinde Vekâletname Tanzimi (NK.84-89):



    Genel olarak düzenleme işlem, işlemi tanzim eden makamın (noterin) de işleme katılmasını gerektirmekte olup, bir tutanak şeklinde yapılır; tutanağın, kanunun öngördüğü unsurları taşıması zorunludur. İşlemi isteyen kişinin okuryazar, kör, sağır, dilsiz olup olmadığı, Türkçe bilip bilmediği durumları öncelikle tespit edilerek gerekiyorsa işleme tanık veya tercüman da katılır.
    Düzenleme şeklinde yapılan vekâletnamenin (tüm düzenleme işlemlerde) işlemi yapan kişinin imzasını taşıyan aslı noterlik dairesinde saklanır ve aslına uygunluğu onanmış diğer örnekleri (noterin imza ve mührünü taşır) ilgilisine verilir. Ancak 1999/24 s. Genelgeye göre ilgilisi istediği takdirde, bir’den çok sayıda asıl (ilgilinin imzasını taşıyan) düzenlenebileceği, ilgilisine de imzalısından verilebileceği belirtilmiştir; ne var ki, bu durumda her imzalı kâğıt ayrı bir işlem kabul edilerek ayrı harç alınması gerekecektir.
    Tapuda işlem yapmaya yetki veren vekâletnamede bulunması gereken özellikler şöyledir:
    —Yetkili makamlarca düzenlenmiş olması,
    —Düzenleme şeklinde tanzimi (NK.84, T.K.G.M.1294 s.g.),
    —Vekâlet verenin fotoğrafının bulunması (fotoğrafın zımba teliyle tespiti yeterli olmayıp, yapıştırılması gerekir (T.K.G.M.1487 s.g.).
    —Kimlik tespitinin, nüfus hüviyet cüzdanı veya pasaporta göre yapılması (T.K.G.M. 24.1.1979 t. 31,5186–3193 s.g.y.),
    —İşleme yetkinin tam olması,
    —Şekli noksanlıkların olmaması (imza, mühür, tarih, yevmiye g.b) çıkıntı ve düzeltmeler varsa noter imzası ve mührüyle onanması, ayrıca suret vekâletnamelerde, tanzim eden makam tarafından alıkonulan aslının aynı olduğunun belirtilmesi,
    —Vekilin bir başkasını vekil tayini halinde ilk vekâletnamenin ibrazı,(TST.13/d),
    —İşleme konu taşınmaz belirtilmemişse, taşınmazın ada, parsel, mahalle, köy gibi bilgilerinin açık ve anlaşılır olması,





    Onaylama Şeklinde Vekâletname Tanzimi ( NK.90–93):
    Onaylama işlem şeklinde noter işleme katılmaz, sadece işlem sahibinin imzasını onaylar, şerhle belgelendirir.
    İşlemin tarihi rakam ve yazı ile yapıldığı yer, ilgilisinin adresi, kimliği ve adresi, kimliğinin ispat belgesi, imzanın huzurda veya dışarıda atılıp da huzurda ilgili kabul etmişse beyanı, işleme katılanların imzalarını ve noterin imza ve mührünü taşımalıdır. İmza yerine geçen el işaret veya parmak izi kullanılmışsa aynı şekilde şerhte yer alması zorunludur.
    Vekil ve mümessillerin temsil ettikleri kişiler birden çok ise, temsil ettikleri
    tüm kişilerin ad ve soyadlarının vekaletnameye yazılması ve dayanak olarak ibraz edilecek belge ya da belgelerin bu kişilerin tamamını kapsaması şarttır.
    NK. Y. md. 92’de dayanak olarak kullanılacak belgeler sıralanmıştır:
    1. Vekil için, vekâletname.
    2. Veli için, kendisinin veya velayeti altında bulunan küçüğün nüfus hüviyet cüzdanı.
    3. Vasi ve kayyım için, mahkeme kararı ve nüfus cüzdanları.
    4. Mirasçı için, veraset belgesi ve nüfus hüviyet cüzdanı.
    5. Mümessiller için, temsil veya izin kâğıdı
    6. Köy tüzel kişiliğini temsil yetkisini haiz muhtarlar için, yetkili idari makamların usulüne uygun verecekleri, yetki belgeleri.
    NK. md. 79 / 2 gereğince sözü edilen belgelerin gösterildiği, vekaletnameye yazılır, işlemle ilgili kısımları ve nereden, hangi tarih ve sırayla verilmiş olduğunu gösteren birer örneği, harçsız ve vergisiz olarak gerek ilgilisine verilecek, gerek dairede saklanacak asıl ve örneklerine bağlanır.
    Vekâletname verilemeyecek haller:
    Vekâlet ya da temsil yetkisi ancak hukuki işlem ya da hukuki işlem benzeri fiillerin icrası için verilir. Maddi fiillerin icrası için vekâlet verilemez. Haksız eylemde temsil olmadığı gibi, hukuka ve ahlaka aykırı konularda da temsil mümkün değildir.
    Şahsa sıkı sıkıya bağlı hakların kullanılmasına karar verme yetkisi vekâlet vermek suretiyle bir başkasına bırakılamaz (Örneğin nişanlanma, evlenme, evlat edinme, vasiyetname yapma gibi). Fakat hak sahibi, hakkını kullanmaya karar verdikten sonra, yasal yönlerin tamamlanması için hakkın kullanımıyla ilgili işlemleri yapmak üzere vekil tayin edebilir.
    Bu bağlamda, kendisinden vekâletname düzenlenmesi istenen noter, öncelikle, vekâlet yoluyla gördürülmesi istenen işin nitelik itibariyle bu yolla icrasının mümkün olup olmadığını gözetmek ve iş nitelik itibariyle vekâletin caiz olduğu bir alana ilişkin değilse, vekâletname düzenlemekten kaçınmak zorundadır.
    Vekâletname tanzim ve tasdik yetkisi:
    Hukukumuzda yurt içinde vekâletname tanzim ve tasdik yetkisi noterlere verilmiş olmakla birlikte, dava vekâleti ile asker şahıslar açısından durum farklılık göstermektedir.
    A. Dava vekâleti tanzim mercileri:
    a. HUMK md.65’e göre:
    1. Noterlikler.
    2. Sulh hâkimleri huzurunda görülecek davalar için verilecek olan vekâletnamelerin, nahiye meclisi, ihtiyar heyeti veya sulh hâkimi tarafından tasdiki yeterlidir.
    3. Resmi dairelerin vekillerine, mensup oldukları daire amiri tarafından usulüne uygun olarak verilen vekâletnameler geçerlidir. (8)
    b. Av.K. 56’ya göre:
    Avukatlı Kanunu madde 56/1 deki düzenlemesiyle, avukatlara noterliklerce tanzim ve tasdik kılınan vekâletnamelerin örneğini tasdik yetkisi vermiştir. Aynı maddeye 2001 yılında beşinci fıkra eklenerek, noterliklerce tanzim ve tasdik edilmiş vekâletnamelerde tevkil yetkisi bulunması halinde, avukata, başka bir avukatı görevlendirmek için, vekâletname tanzim ve tasdik yetkisi verilmiştir.
    B. Askerlik K. md. 61’e göre vekâlet:
    Hazarda ve seferde silâhaltına çağrılan muvazzaf ve ihtiyat eratın kıtaya katıldıktan sonra verecekleri vekâletnameler, askeri adli hâkimler, bölük komutanları veya bulundukları müessese amirleri tarafından düzenlenir ve onaylanır. Bu vekâletnameler hiçbir harca tabi değildir. Bu vekâletnameler, terhisten iki ay sonrasına kadar geçerlidir. Muvazzaf veya yedek erbaş ve erler noterlikte vekâletname tanzim ve tasdik ettirmeleri halinde de TNB’nin 2003 / 8 no.lu genelgesi gereğince bu vekâletnamelerin harçtan istisna edilmesi gerekmektedir.



    Yabancı Ülkelerde Düzenlenen Vekâletnameler (NK. Md. 191, 192):
    Yabancı ülkelerde bulunan Türk’lere o ülkedeki Türk konsoloslukları ile o ülkenin vekâlet tanzimine yetkili makamlarınca düzenlenen vekâletnameler kural olarak geçerlidir. Yabancı uyrukluların vekâletnamelerini de Türkiye’de noterlere, ya da bulundukları ülke makamlarına tanzim ettirmeleri mümkündür. Vekaletin, Türk konsolosluğunca tanzimi halinde yeni bir işlem uygulamak gerekmez; fakat eğer yabancı ülke makamlarınca tanzim edilmişse bunlara bazı işlemlerin tatbiki gerekir ve bunlar; (T.K.G.M. Yabancı İşl.D. Bşkl.2.2.1996 t.1369-3/890 s.g.y)
    —Vekâletnamede “Apostille” şerhinin bulunması halinde vekâletname kabul edilebilir durumdadır; şerh yoksa vekâletname o yer Türk konsolosluğunca onaylanması gerekir.(Söz konusu tasdik, vekâletnamenin düzenlendiği ülkenin Türkiye’deki konsolosluğunca yapılamamaktadır.)
    — Vekâletname Türkçe değilse Türkiye’de noter tarafından (yurt dışında Türk konsolosluğunda) tercümesinin yapılarak aslına uygun olduğu tasdikinin yapılması gerekir.
    Yurt dışında tanzim edilmiş vekâletnamenin, ülkemiz şekil kurallarına uyması beklenemeyeceğinden, şekil nedeniyle reddedilemeyecek ancak ilgilisinin kimlik tespitinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde yapılmış olması aranmalıdır.
    Temsilci sayısı bakımından vekâlet türleri:
    Temsil yetkisi yalnızca bir kişiye verilmişse münferit vekâletten, birden çok kişiye verilmişse toplu vekâletten söz edilir. Toplu vekâlet de kendi içerisinde müşterek veya müteselsil vekâlet niteliğinde olabilir. Müteselsil vekâlette vekillerden her biri diğerlerinden bağımsız olarak hukuki işlemi gerçekleştirebildiği halde müşterek vekâlette hukuki işleminin sonuçlanması birlikte harekete ya da her birinin irade beyanının ikmaliyle tamamlanır. ( 8 a),(8 b) Müteselsil vekâlet bir bakıma münferit vekâleti andırmaktadır. Müteselsil vekâlette vekilleler birbirlerine alt vekâlet veremezler. (8 c)
    Dava vekâletnamelerinde HUMK md. 64 nedeniyle özel bir durum vardır. Müşterek vekâletname tanzim edilmiş olsa bile her bir vekil münferiden yetkili olup yalnız başlarına vekâlet edebilirler. (9)
    Genel ve Özel Vekâlet Türleri:
    Bu ayrım vekâletnamenin taşıdığı yetkilerin kapsamı ile ilgilidir. Bir iş veya bir konuda bir veya birkaç hukuki işlemi gerçekleştirmek üzere verilmiş ise özel vekâletten, birden çok konuda verilmişse genel vekâletten söz edilebilir. Bu ayrım, alınacak harcın farklı olması nedeniyledir.
    Noterlik mevzuatındaki görüş, “münhasıran bir işin yapılması ve sonuçlandırılması için düzenlenen yetki belgesinin, özel vekâlet sayılacağı dikkate alınarak, buna göre harç tahsil edilmesi.” şeklindedir.
    Süreli Vekâlet – Süresiz Vekâlet:
    Vekâlet ya da temsil yetkisi belirli bir süreyle sınırlı olarak verilebileceği gibi süresiz olarak da verilebilinir. Yine vekâletin, belirli bir tarihten sonra hüküm ifade etmek üzere ya da belirli bir şartın gerçekleşmesine bağlı olarak da verilmesi mümkündür. Süreli vekâletnameler hukuken geçerlidir ve öngörülen sürenin dolmasıyla birlikte de geçerliliklerini kendiliğinden yitirirler.
    Vekâlet veren süreyle ilgili herhangi bir kayıt getirmediği sürece, vekâletname, düzenleme tarihinden İtibaren on yıl geçmiş olsa bile, ilke olarak, vekâlet verenin ölümüne kadar hukuken geçerliliğini koruyacak ve yapılacak olan hukuki işlemlere de temel teşkil edebilecektir. Borçlar Kanunu 125. maddedeki on yıllık genel zaman aşımı burada uygulanmaz.
    Vekilin Vekili (Alt Vekâlet):
    Vekilin, kendisine verilmiş vekâletnameyle ilgili olarak bir başkasını vekil tayin etmesi ile alt vekâlet ilişkisinin kurulabilmesi, ilk vekile, vekâletnamede bu yetkinin (tevkil yetkisinin) tereddütsüz bir biçimde verilmiş olması koşuluna bağlıdır.
    Alt vekâletin kapsamı, kısmi ya da tamamı için olabileceği gibi; tevkil iradesinin vekâletnamede açıklandığı yere (metin içerisindeki yerine) bakmalı, hangi yetkiler için verilmiş olduğunu anlamalıdır. Tevkil yetkisinin yazılmasından önce yer alan işlemleri kapsadığı sonucuna karine olarak varmalı, tevkil yetkisinden sonra yazılmış yetkileri kapsamadığını düşünmelidir. Asıl iş sahibi, alt vekili azledebilir. Alt vekâlet vermiş olan vekil de azil yetkisi varsa alt vekili azledebilir. Alt vekil, kendisine vekâlet vermiş olan vekili (asıl iş sahibi yeni bir yetki vermezse) azledemez, yani azil yetkisi yoktur. Alt vekil istifa yoluyla ilişkiyi sonlandırabilir. Zincirleme alt vekâlet ilişkilerinin varlığı halinde, alt vekâlet verenlerden birisinin ölümü, alt vekâlet ilişkisinin de sona ermesi sonucunu doğurmaz. Çünkü alt vekil, alt vekâlet veren(ler)in değil, müvekkilin yani asıl iş sahibinin vekili konumundadır. (10)
    Harç tahakkuku açısından dikkat edilmesi gereken nokta vekâlet, tevkile dayanarak aynı iş için verilmişse Harçlar K. 44/1 gereğince harcı, temsil edilen sayısı kadar artırmaya gerek yoktur.
    Ancak tevkile dayanarak devredilen vekâletlerde yeni vekil aynı kişi olsa bile devredilen vekâletler ayrı işler için verilmişse, müvekkil ya da vekâlet sayısınca harca esas imzanın varlığı kabul edilmelidir.( Bu durum daha çok avukatların devam eden işlerine ait vekâletleri, başka bir avukata devretmesi halinde görülmektedir ).(11)
    Ölümden Sonra da Geçerli Olmak Üzere Verilen Vekâletnameler (Mandatum post mortem):
    Vekâlet verenin ölümü ile vekâlet akdi sona erer. (BK.35) . Ancak vekâletnamede ölümden sonra da geçerli olacağı yazılmış ise kendiliğinden sona ermez; ancak ölenin mirasçıları tarafından azledilmekle sona erer. (BK.397,T.K.G.M.1002 s.g.)



    Vekâletnamelere Fotoğraf Yapıştırılması:
    NK.80, NK.Y.93. md.ler noterlik işlemlerine fotoğraf yapıştırılması hakkındaki maddeler olup buna göre fotoğraf yapıştırılması zorunlu işlemler yönetmelikte gösterilmiş olup noter gerekli görürse, zorunlu işlemlerin dışındaki işlemlere de ilgilinin fotoğrafını yapıştırabilir.
    NK. Y. 93/b ve k, 93/III gereği tapuda işlem yapılmasını gerektiren düzenleme vekâletnameler ile boşanma davası için yetki veren vekâletnamelere (genellikle onaylama) fotoğraf yapıştırılması zorunludur. Taşıt satışına yetki veren vekâletnamelere de fotoğraf yapıştırılacaktır. (1993/81 s.g.)
    Özellik gösteren bir konu da, T.C. Merkez Bankasınca verilen kredi mektuplarına ilişkin vekâletnamelere ilgilinin pasaportunun ve kredi mektubunun tarih ve numarasının yazılarak fotokopisinin de eklenmesi, fotoğraf yapıştırılması gerektiğidir.(1985/90 s.g.)



    Vekâletname İle İlgili Hatırlanması Gereken Diğer Notlar:
    — intifa hakkı sahibinin intifa hakkından, çıplak mülkiyet sahibi veya mirasçısı lehine bedelli veya bedelsiz feragat etme beyanının açıkça yazılması gerekmektedir.(1990/1 ve 24 g.)
    —Evlatlık muamelesi yapılması konusunda vekilin yetkili olduğunun ve evlat edinenle evlatlığın açık künyelerinin vekâletnamede gösterilmiş olması gereklidir.(1987/ 25 g.)
    —Bir şahıs aynı vekâletnamede farklı işler için ayrı şahısları
    Vekil tayin edebilir. Ancak bu işlemler “birbiriyle ilgili işler” olarak kabul edilemez.(2006/10 g.)
    —4708 sayılı yasa kapsamındaki vekâletnamelerde yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini hiçbir şekilde vekil tayin edemez.(2005/ 34 g.)
    —Yapılacak tapu işlemi bir den fazla veya birbirine bağımlı olsa dahi, yapılacak işlemler vekâletnamede ayrı ayrı yer almalıdır.
    —Genel anlamda, vekilin tapu sicil müdürlüğündeki bütün
    tapu işlemlerini yapabileceğine dair bir yetki ile işlem yapması mümkün değildir. Özellikle yapılması istenen tapu işlemi, vekâletnamede açıkça belirtilmelidir. Bu nedenle satış için verilmiş vekâletname ile taksim, taksim için verilmiş vekâletname ile satış işleminin yapılması mümkün değildir (BK.388). Ancak maddenin 2. fıkrası, verilen yetkinin kullanılabilmesi için, önceden yapılması zorunlu işlemler varsa (aynı taşınmazla ilgili olarak, satıştan önce intikal işlemini yapmak veya isim yanlışını düzeltmek gibi), vekil bunları da yapmaya yetkili sayılır ve vekâletnamede yazmasa bile yapabilir (BK.388/2,TKGM.1021 s.g.).
    —Yine intikalden edinilen taşınmazlarda, ölümle iktisap söz konusu olduğundan, ölümden sonra verilmiş vekâletnamelerde, satış yetkisinin bulunması halinde intikal yetkisi aranmaksızın işlem yapılabileceği düşünülmektedir. Bu husus tescilsiz iktisabın söz konusu olduğu diğer durumlarda da aynıdır (cebri icra gb.)
    —Vekâletname verenin, kendi borcuna karşılık taşınmazının ipotek edilmesinde, söz konusu işlemin vekâletnamede belirtilmesi yeterli olmaktadır. Ancak; taşınmazın üçüncü bir kişinin veya vekilin borcuna karşılık ipotek edilmesinde ise, bu hususun vekâletnamede açıkça yer alması gerekecektir.(Y.H.G.K.’nun 4.4.1962 t.1/127–136 s.k.)
    —Vekâletnamede bir’den fazla kişi vekil tayin edilmişse, vekillerin temsil yetkilerinin, birlikte veya ayrı kullanılacağı hususunun belirtilmesi gerekir. Belirtilmemişse, tüm vekillerin birlikte temsile yetkili oldukları anlaşılır.
    —Vekâletnamede “dilediğine dilediği bedel ve şartlarla satmaya” şeklinde yetkilendirilmiş bir vekilin, vekâlete konu taşınmazı kendisinin satın alabilmesi için, vekâletnamede tevkil yetkisi olması ve ayrıca söz konusu taşınmazın vekil tarafından da satın alınabileceği hususunun vekâletnamede belirtilmesi lazımdır. Bu durumda satış için tanzim edilecek resmi senedin bir tarafını alıcı sıfatıyla vekil, diğer tarafını da satıcı sıfatıyla vekile vekil oluşturacaktır (TST.13).(12)
    —Bir vekâlette iki ayrı vekil bulunup münferiden satış yapmaya ve “ dilediğine dilediği bedel ve şartlarla satmaya” şeklinde geniş yetkilendirilmişse, vekillerden biri diğer vekile satış yapabilir.(13)
    —Vekâletnamede kayıt, şart ve mükellefiyet bulunması halinde, talebin karşılanabilmesi için o kayıt, şart veya mükellefiyetin yerine getirildiği yazılı olarak belgelenmelidir.(14)
    —Vekâletnamede başka bir vekâlet, veraset senedi veya belgeye atıf yapılmışsa o belge de talebe eklenmelidir.(15)
    —Vekâletnamede bulunan taşınmaz satış yetkisi, kamulaştırmayı da kapsar; kamulaştırma suretiyle ferağ verebilmek için başkaca yetki aramaya gerek yoktur.(16)
    —Vekâletnamedeki tapu işlemlerini yapabilme yetkisi, bilgi, belge alabilme ve aplikasyonu da kapsar.(17)
    —Avukatların tapu idaresine ibraz ettikleri vekâletnamelerde TBB. nin bastırdığı pulun yapıştırılmış olması aranmalıdır (Av.K.27).(18)
    —Vekâletname tarihinin çok eski olması veya vekâletname verenin öldüğüne dair emare olması durumunda nüfus idaresinden, şahsın yaşayıp yaşamadığı hususu sorulmalıdır.(19)
    —Vekâletnamede “sahibi bulunduğum taşınmaz mallarımı satmaya” yetkisi verilmişse ve vekâlet verenin miras bırakanı bu tarihten önce ölmüşse, bu yetki, miras mallarının satışını da kapsar; çünkü vekâlet tarihinde tescilsiz olarak kazanılmış durumdadır.(20)
    —Vekâletnamedeki yetki, “vekâletin verildiği tarihten sonra edinilecek mallar için “de verilmişse vekil, müvekkilinin sonradan edindiği mallar için de yetkili olacaktır.(21)



    Temsil Yetkisinin Sona Ermesi:



    1- Azil (yetkiyi geri alma)
    Borçlar Kanunu md. 34’e göre, vekâlet vermiş olan kimse, vekâlet ilişkisini (temsil yetkisini) , her zaman kısmen veya tamamen geri almak suretiyle sona erdirebilir.
    Vekâlet vermiş olanın, vekiline vermiş olduğu yetkiyi kısmen geri almasına, yetkinin tahdidi (sınırlandırılması), bütünüyle geri alması ise azildir.
    Azil hakkı, müvekkile ait olup eğer yetki ölümden sonra da geçerli olmak üzere verilmişse, azil hakkı onun külli haleflerine ait olup buna istedikleri zaman (her zaman) başvurabilirler.(22)
    Vekilin vekilinin (alt vekil) azli için iradenin alt vekil için de açıklanması gerekir.
    Azlin geçerliliği hakkında yasada bir şekil öngörülmemiştir. Temsil yetkisinin şekle tabi olduğu hallerde bile, azil şekle tabi değildir. (23)
    Doktrinde NK.81’den hareketle azlin, vekâletnamenin tanzimi şekilde yapılması gerekeceği görüşleri de vardır.
    Azil, vekile ulaştığı anda, temsilci bunu öğrendiği anda hüküm ve sonuç doğurur; üçüncü kişiler için hüküm doğurması, bundan haberdar olup olmadıklarına bağlıdır.
    Azil, yetkiler bakımından ya da vekiller bakımından kısmi veya genel olabilir. Bu durumda azledilmeyen yetkiler ve azledilmeyen vekiller bakımından yetkiler devam eder.
    Müşterek vekillerden birinin azlinin, diğer vekillerin de azli anlamına geleceği yolunda görüşler olduğu gibi tam tersi düşünceyle, kalan vekiller yönünden vekâletin devam edeceği görüşleri de vardır. (23 a)
    Azil süreli de olabilir, bir süre için yetkilendirme durdurulur, süre bittikten sonra temsil yetkisi yeniden geçerli olur. (24)
    Azil keyfiyetinin bir yere kaydı veya tescili gerekmez. Ancak “ ticari temsilciler” için böyle bir zorunluluk vardır. Ticari temsilciye yetki verilmiş olduğu hususu ticaret siciline kaydedilmemiş olsa bile azlin kaydı zorunludur. Azil ticaret siciline kayıt ve ilan edilmedikçe üçüncü kişileri etkilemez (BK.452). (25)
    Temsil olunanın temsilciyi azletmekle yetinmemesi, üçüncü kişilerin iyi niyetini ortadan kaldıracak önlemleri de alması gerekir. Bu konuda alabileceği önlemler şöyledir: Temsilcinin işlem yapacağı üçüncü kişiler belirli ve az sayıda ise ve azil işlemi noterden yapıldıysa, bu yer ve kişilere de tebligat yapılmasını isteyebilir. İşlem yeri ve kişileri belirsiz ve çok sayıdaysa ilan yoluyla bildirebilir. Son olarak BK. Md. 36 hükmü gereğince temsilciye daha önce verilmiş olan yetki belgesinin geri alınması yoludur ki, bu hüküm temsil yetkisinin azil ile son bulmasını da kapsar. (26)
    Vekâlet veren, bu konudaki ihmali sonucu zarar gören iyi niyetli üçüncü kişilere karşı sorumludur (BK.36/2).
    İspat açısından azlin noterlikçe düzenlenmesinde yarar vardır.
    HUMK md. 68’de davaya vekâlette, vekâletten azil için özel şart getirilmiş, vekile bildirilse bile, azlin mahkemeye ve karşı tarafa bildirilmediği sürece mahkeme ve karşı taraf için bir hüküm ifade etmeyeceği, hüküm altına alınmıştır.
    Vekâletnamenin müvekkilce kısmen ya da tümüyle geri alınmayacağı yönünde, önceden sınırlama ya da tümüyle bu haktan vazgeçme, feragat mümkün değildir (BK.34/2).
    Bununla beraber vekâlet veren, feragat beyanının yazılmasında ısrar ederse, noter bu beyanın hukuken geçersiz olduğunu ilgiliye anlattığı halde ısrar üzerine yazıldığı hususunu vekâletnameye yazarak belirttiği takdirde, NK.’nun 162. maddesi çerçevesinde doğabilecek olan sorumluluğundan kurtulabilir.
    Azil halinde cezai şart ödeneceği gibi koşul ve düzenlemeler de hukuken mümkün değildir.
    Noterlik Kanunu 81. madde gereğince ‘azil’ işleminde noterin yapacağı işler:
    Noter, azil işlemiyle iki şekilde karşılaşabilir:
    1. Azle konu vekâlet kendi noterliğindedir; yine kendi
    noterliğinde bununla ilgili azil işlemi yapılmaktadır veya başka noterden azil name gönderilmiştir. (Bu durumda azil keyfiyeti, tarih, yevmiye, tanzim edildiği noterlik belirtilmek suretiyle, azle konu vekâletname üzerine yazılacak, şerh düşülecektir).
    2. Azle konu vekâlet bir başka noterlikte tanzim
    edilmiştir, azil kendi noterliğinden yapılmaktadır. (Bu durumda azlin bir nüshasını gerekli açıklamayı yaparak ilgili noterliğe gönderecektir).
    İlgili azil yapacağı vekâletnamenin tanzim edildiği noterliği, tarih ve yevmiyesini hatırlamıyorsa, bu husus belirtilerek, vekile tebliğ edilmek (azleden istiyorsa ayrıca, vekâletname ile iş yapılabilecek yerlere- tapu sicil müdürlüğü, banka- gb. Yerlere de gönderilmek üzere genel anlamda bir azil name tanzim edilecektir.
    2- İstifa:
    Vekâlet ilişkisinin, vekil tarafından, sona erdirilmesine istifa denir; azil hükümleri geçerlidir.
    3- Diğer Sona Erme Halleri:
    a. Vekâlet, münhasır bir işlemin icrası için verilmiş ve o işlem icra edilip tamamlanmış ya da işlemin icra edilmesi imkânsız hale gelmişse, vekâlet konusuz kalması nedeniyle sona erer.
    b. Vekalet, süreli olarak verilmişse, vekaletnamede belirtilen sürenin dolmuş olması ya da bozucu şarta bağlı olarak verilmişse, her iki halde de vekalet sona erer.
    c. Ölümden sonra da geçerli vekalet verilmemiş olmak kaydıyla, vekalet verenin ölümü halinde, vekalet sona erer.(BK. 35/1)
    ç. Vekilin ölümü halinde de vekalet sona erer.(BK.35/1)
    d. İlke olarak, müvekkilin veya vekilin iflası, hacir altına alınmışlarsa hacir kararının ya da haklarındaki gaiplik kararının ilanı ile de vekalet sona erer. (BK.35/1)
    e. Davanın takibi için vekâlet verilmesi halinde, kendisine vekâlet verilen avukatın Avukatlık Kanunu uyarınca barodan kaydının silinmesi halinde de vekâlet son bulur. (Av.K.71-72)
    f. Tüzel kişilerce verilen vekaletnamelerde, tüzel kişiliğin son bulması halinde de vekalet son bulur.( BK.35/2)
    g. Vekil yada müvekkilin temyiz kudretini kaybetmesiyle de vekalet son bulur. (BK. 397/1)
    VEKİLİN TEMSİL BELGESİ: Vekilin temsil belgesi, vekil sıfatıyla yapacağı işlemin yasalara göre gerektirdiği koşulları taşıyan, vekaletname düzenlemeye yetkili hakim veya noterde onanmış vekaletname (NK.Y.92) ve nüfus cüzdanı olabilir.





    CC- MİRASÇI, MİRASÇILIK BELGESİ



    1- Mirasçı:
    Miras bırakanın ölümü üzerine terekenin bir bütün halinde
    (elbirliği, iştirak) geçtiği kişi veya kişiler mirasçıdır. Gerek gerçek, gerek tüzel kişiler mirasçı olabilirler. Mirasçılıkları elbirliği halindeyken bireysel tasarruf yetkileri bulunmaz.
    Ancak mirasçıların, mirasçılık belgelerinde yazılı olan paylarının tapu kütüğüne tescili (intikal) ile paylı (müşterek) mülkiyete geçildiğinde mirasçıların bireysel tasarruf yetkileri olacaktır.
    İki çeşit mirasçı vardır; birincisi yasal mirasçı olup, kanun gereğince mirasçı olan ve kanunda gösterilen kişilerdir. İkincisi atanmış mirasçıdır. Atanmış mirasçı miras bırakanın ölüme bağla tasarrufu ile (Vasiyetname veya miras sözleşmesi ile) tayin ettiği mirasçıdır. (26 a)
    Yasal mirasçılar alt soy (çocuklar), ana baba, büyük ana büyük baba, ‘baba yönünden’ evlilik dışı hısımlar, sağ kalan eş, evlatlık ve devlettir
    (MK.495- 501).
    Bir kişinin vasiyet yapabilmesi için, ayırt etme gücüne sahip olması ve on beş yaşını bitirmiş olması gerekir (MK.502). Kanuni mirasçıların saklı paylarına(mahfuz hisse) isabet eden malvarlığı için vasiyet yapılmamalıdır. Saklı paylar şöyledir:
    -Alt soy için kanuni miras hakkının 1/2’ si,
    -Ana babadan her biri için kanuni miras hakkının 1/4 ‘ü,
    -Sağ kalan eş için, alt soy veya ana baba zümresi ile mirasçı olması halinde kanuni miras hakkının tamamı, diğer hallerde 3/4 ‘üdür.
    Bir kişinin miras sözleşmesi yapabilmesi için, ayırt etme gücüne sahip ve ergin olması, kısıtlı bulunmaması gerekir (MK.503).
    Ölüme bağlı tasarrufta, miras bırakanın istek ve iradesinin, gerçek arzusunun kesin ve doğru tespit edilmesi çok önemlidir.(MK.504).



    Mirasçılık Belgesi (veraset ilamı):
    Noterlik Kanunu’nun 79. Maddesi, “ başkaları adına işlem
    yaptıracaklardan aranılacak belgeler” başlığı altında yaptığı düzenlemeden mirasçı sıfatı ile işlem yaptıracakların sıfat ve yetkilerini ve işlemi yapmaya izinli olduklarını gösterir belge ibraz etmelerini istemiştir. Mirasçıların sıfat ve yetkilerini gösterir belge, nüfus cüzdanları ile birlikte ibraz edecekleri mirasçılık (veraset) belgesidir.
    Mirasçılık belgesi, bir kişinin mirasçı olduğunu gösteren ve ispat eden bir belgedir ve lehine düzenlenen kişi bakımından bir mirasçılık karinesi teşkil eder. Aksi ispat edilinceye kadar bu kişi mirasçı sayılır.
    Mirasçılık belgesi alan mirasçının tereke malları üzerindeki zilyetliğine bağlı olarak bunun tereke alacaklarını talep ve tahsil etmek, terekedeki taşınmazların tapuya tescil işlemlerini ve bunun gibi diğer işlemleri yapma yetkisi vardır. Yargıtay’ın bir kararında dendiği gibi miras bırakandan geçen hakları kullanabilmek için mirasçının mirasçılık belgesini ibraz etmesi lazımdır. Bizdeki banka uygulaması da bu yoldadır. Miras bırakanın parasının yatırdığı banka bunu mirasçıya teslim edebilmek için veraset belgesi aramaktadır.
    Mirasçılık belgesi sulh hukuk mahkemesinden verilen, ölenin
    mirasçısı olduklarını ve miras pay oranlarını gösteren, iptalinin istenmesi her zaman mümkün olan (MK.598), kesinleşme şartı aranmayan (fakat birbirini yalanlayan veraset belgeleri bulunduğu takdirde, çelişkiyi giderecek son ve yeni bir mirasçılık belgesinin kesinleşmesi gerekir), miras paylarının intikal ve tescili için esas alınan belgedir.
    M.K. m.598 gereğince atanmış mirasçı, mirasçılığın kendisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonra, bir veraset senedi (mirasçılık belgesi) verilmesini talep edebilir.
    Mirasçılık belgesinde miras bırakanın nüfus kaydı mutlaka yer
    almalıdır; intikal işleminden önce tapu kütüğündeki malik ile miras bırakanın aynı kişi olduğuna kanaat getirilmelidir.
    Yargıtay Kararlarına göre miras bırakanın alacaklıları, mirasçılar
    namına mirasçılık belgesi alabilirler. Alacaklarının temini bakımından mirasçıların tespitini sağlayabilirler. Mirasçı namına alacaklının mirasçılık belgesi isteyebilmesi İcra ve İflas Kanunu m. 94 hükmüne ve icra memurunun bu konuda vereceği yetkiye bağlıdır. Yargıtay içtihatları uyarınca miras bırakanın alacaklılarına verilen belge mirasçılık belgesi değildir ve onun fonksiyonlarını taşımaz. Zira mirasçılık belgesinde mirasçının tereke malları üzerinde zilyetliğinin düzenlenmesi amacı güdülmektedir. Hâlbuki alacaklılara verilen bu belgede bu nitelik yoktur; sadece tereke alacaklılarının haklarının teminat altına alınması amacı izlenmektedir.



    Mirası Ret:
    Mirasçılar mirası reddedebilir. Kanuni mirasçılar ölümü öğrendikten itibaren ve atanmış mirasçılar kendilerine mirasçılıkları bildirildiği tarihten itibaren 3 ay içinde sulh hukuk mahkemesine başvurarak reddedebilirler. Ret olunan miras payı diğer yasal mirasçılara geçecektir.(MK.611).
    Miras Payından Feragat:
    Miras bırakan, mirasçılarından biriyle karşılıksız veya karşılık sağlayarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Karşılık sağlanarak yapılan feragat, aksi öngörülmemişse, mirasçının alt soyu için de bağlayıcıdır.
    Miras Payının Temliki:
    Mirasçılar miras paylarını birbirlerine veya üçüncü kişilere bedelli veya bedelsiz olarak temlik edebilirler. Kendi aralarında yaptıkları temlik sözleşmesinin yazılı olması yeterli iken ( ki, imzaları noter tarafından onaylı olmalıdır; aksi durumda tüm mirasçıların tapu sicil müdürlüğüne tescil başvurusunda bulunmaları gerekir, TST.21/c) ; eğer üçüncü kişiye temlik yapılmışsa sözleşmenin noter tarafından tanzimi gerekir. (MK.677/son)
    MİRASÇININ TEMSİL (VE HAK EDİŞ) BELGESİ: Mirasçılık belgesi (NK.Y.92), nüfus cüzdanı ve nüfus kayıtları olabilir.



    GÜNCEL KONU HAKKINDA:
    Son günlerde ülkemizde kanun taslağı ile de gündeme gelen noterlerin işlevinin değiştirilmesi ve genişletilmesi, çekişmesiz yargı alanına giren bazı iş ve işlemlerin noterler tarafından yapılması tartışmalarına Hukuk Dergimizde yer alan Prof. Dr. Süha Tanrıver’in bir yazısından yapılan bir alıntı ile bu konuyu bitiriyorum.



    Noterlerin işlevleri alanında önemli bir başka yenilik de, onların, artık, çekişmesiz yargının bir organı olarak görülmeye başlanmış bulunmalarıdır. Almanya, Avusturya ve İsviçre'de, mahkemelerin yanı sıra, noterler de, çekişmesiz yargının bir kuruluşu olarak nitelendirilmektedirler. Özellikle, Avusturya hukukunda, noter, mahkemece yapılan görevlendirme çerçevesinde,"mahkeme komiseri" sıfatıyla, miras hukuku kapsamına giren pek çok çekişmesiz yargı işini (örneğin, mirasçılık belgesi verilmesi, terekenin defterinin yapılması ve mühürlenmesi, vasiyetnamenin açılması gibi) üstlenmiş durumdadır. Hukuk yargısı, çekişmeli yargı ve çekişmesiz yargı olmak üzere, kendi içerisinde, ikili bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Çekişmesiz yargıdan maksat, ortada herhangi bir uyuşmazlığın ve hasmın bulunmadığı hukuk yargısı türüdür. Bu yargı türünde, çekişmeli yargıdan farklı olarak, ortada herhangi bir uyuşmazlık ve dolayısıyla husumetin kendisine yöneltilebileceği bir karşı taraf mevcut değildir. Bu durumda, çekişmesiz yargıda, bir davadan değil, ancak, "talep" yahut "iş"ten söz edilebilir. Çekişmesiz yargıda, ilgili, mahkemeden, ya bir talepte bulunur ya da bir işi yapmasını ister. Hukukumuzda, çekişmesiz yargı usulünü düzenleyen ayrı bir yargılama usulü kanunumuz bulunmadığı için, esas itibarıyla çekişmeli yargı işlerini temel almak suretiyle hazırlanmış olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri, çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanmaktadır. Bu nedenle, uygulamada, çekişmesiz yargı işleri bir dava kalıbı içerisinde formüle edilip, mahkemeler önüne getirilmekte; mahkemelerde bir dava biçiminde, bu tür işleri görüp karara bağlamaktadırlar. Bu durum ise, yargının iş yükünü artırmakta ve yargılamanın gecikmesine (usul ekonomisi ilkesinin ihlâline) neden olmaktadır. Mümkün olan en kısa süre içerisinde, tüm çekişmesiz yargı işlerinde uygulanacak olan yargılama usulünü belirleyen bir Çekişmesiz Yargılama Usulü Kanunu'nun çıkartılması ve bu bağlamda, özellikle, bugün için, sulh hukuk mahkemelerince, tereke hâkimliği sıfatıyla üstlenilmiş olan çekişmesiz yargı işlerinin büyük çoğunluğunun (örneğin, terekenin tespiti, terekenin mühürlenmesi, terekenin resmen tasfiyesi, tereke yöneticisinin tayini ve görevden alınması, vasiyeti tenfiz memuru tayini ve görevden alınması, mirasçılık belgesi verme ve mirasın reddi beyanının kabulü ile tescili işleri gibi), noterlere bırakılıp; bu suretle onlara yargının işleyişine doğrudan katılan bir görevli, bir çekişmesiz yargı kuruluşu olma niteliğinin kazandırılması son derece uygun bir davranış teşkil eder. Ayrıca, ilgiliye, noterlerin yapmış olduğu çekişmesiz yargı işlerine karşı, sulh hukuk mahkemesine müracaat olanağının tanınması ve onların bu konuda vereceği kararlara kesin bir nitelik atfedilmesi, işaret edilen düzenlemeyi, daha da işlevsel hale getirir. Noterler, objektif, tarafsız, güvenilir ve hukuken de yetkin bir konumda bulunmaları sebebiyle, çekişmesiz yargı işlerinde işlev üstlenebilecek en uygun görevli kategorisini oluşturmaktadır. (Noterlerin işlevleri alanındaki yeni gelişmeler Prof. Dr. Süha Tanrıver)







    II- TÜZEL KİŞİLERİN HUKUKİ TASARRUFLARI VE
    TEMSİLİ



    Tüzel kişi: Ortak bir amacın sürekli olarak gerçekleşmesini sağlayacak örgütlenmeye sahip kişi veya mal toplulukları “tüzel kişiler” diye tanımlanmıştır.
    Tüzel kişiler, yaradılış itibariyle insana özgü olanlar dışındaki bütün hak ve borçlara ehildir (MK.48). Ancak yine de yetki alanlarını özel yasalar belirler.
    Tüzel kişilik adına hukuki bir işlem yapmak isteyen temsilci, temsil ettiğini iddia ettiği kuruluşun, tüzel kişiliğe sahip olduğunu, kendisinin de bu tüzel kişi adına hukuki işlem yapmaya izinli temsilcisi olduğunu bir belge ile kanıtlamak zorundadır.
    Tüzel kişiler, kamu tüzel kişileri (kanunla veya kanun hükmünde
    kararnameyle ‘KHK’ kurulmuş tüzel kişiler) ya da özel hukuk tüzel kişileri (dolayısıyla kanunla kurulmuş, tüzükle kurulmuş veya ana sözleşme ile kurulmuş tüzel kişiler) statüsündedir.
    Hukuki esaslar bakımından özel hukuk tüzel kişileri ile kamu(idare) tüzel kişileri arasında bir fark bulunmaz; ancak hukuki yapıları, faaliyet konuları, yetkileri ve bağlı oldukları hukuk kuralları bakımından önemli farklar vardır.
    Kamu Tüzel Kişileri: (1)
    Kamu tüzel kişiliklerinin ortak noktaları, faaliyet konularının kamu hizmeti olması, zorunlu kuruluşlar olup tüzel kişiliğe sahip olmalarıdır.
    Hukuki işlem (ve tapu işlemleri) yaparken, tüzel kişiliklerini
    belgelendirmelerine ihtiyaç bulunmamaktadır. Hangi kanun veya K.H.K. ile kurulduklarını bildirmeleri gerekir. İşlem kabul edilmeden önce kanunlarından şu hususlar incelenmelidir:
    — Tüzel kişilikleri var mı?
    — Yapılmak istenen tasarrufa yetkileri var mı?
    — Tüzel kişiyi temsile kim yetkili kılınmış?
    — Birden çok yetkili varsa, birlikte mi, ayrı ayrı mı temsile yetkili kılınmışlar?
    Kuruluş kanunların göre temsilcileri genellikle en üst amirleridir (genel müdür, başkan, genel sekreter vb.).
    Bu kişiler hukuki işlem yapmaya bizzat geldiklerinde kuruluş kanunları dışında bir belge aranmaksızın, ( temsilcinin doğru kişi olduğunu bilebilmek için atanma kararı gibi görevini kanıtlayan bir belge ibraz etmeleri yeterlidir) istekleri karşılanmalıdır.
    Kendileri bizzat gelmeyerek başka bir memuru görevlendirmeleri halinde gelen temsilcinin, imzalı, mühürlü yetki belgesi veya noterden verilmiş vekâletname ibraz etmesi aranır; bundan başka belgenin hasredildiği işin türü, sınırları, tarihi de incelenmelidir.
    Tapu sicil müdürlüğü işlemi talep eden kamu
    kuruluşunun ve temsilcilerinin işleme yetkilerinin olup olmadığını araştırır. Kamu tüzel kişi temsilcilerinin, işleme bizzat iştirakleri zorunlu değildir. Temsil yetkilerini yardımcılara veya diğer memurlara devredebilirler. Temsil yetkisinin devri için noterden vekâletname tanzimi zorunlu olmayıp, işlem için yetkilendirdikleri görevliyi bir yazı ile tapu sicil müdürlüğüne bildirmeleri yeterli olacaktır. Söz konusu yazıda, işlemi yapacak görevlinin kimliğinin yanında, imza örneği ve mümkünse fotoğrafının yer alması gerekecektir.
    A- a-Doğrudan Kanunla Veya K.H.K. İle Kurulmuş Kamu Tüzel Kişileri:
    1- Devlet (Hazine):
    Temsilci: Defterdar, mal müdürü.
    Temsil belgesi: Atanma kararı veya benzeri resmi yazı, nüfus cüzdanı.
    Devlet idaresi, yerel yönetimler ve kamu kurumları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları dışında kalıp, idari faaliyetler ve kamu hizmetleri ifa eden bütün kamusal örgütlerdir.
    T.C. Devleti, Anayasa ile kurulmuş en büyük kamu tüzel kişisidir. Devletin tüzel kişiliği “Maliye Hazinesi” bünyesinde toplanmıştır. Tapu işlemlerinde Hazine’yi kimin temsil edeceği Tapu. K.2. maddesinde gösterilmiş olup illerde defterdar, ilçelerde mal müdürü temsil eder. Başkaca temsil belgesi aranmaz; yetkilerini bir başka memura devretmeleri halinde resmi yetki belgesi aranır.(Yetki belgesinin nitelikleri aşağıda ayrıca açıklanacaktır).
    2- Köy:
    Temsilci:Muhtar
    Temsilci belgesi: Yetkili idari makamların usulüne göre verecekleri yetki belgesi (NK. Y.m.92), işleme göre köy ihtiyar heyeti kararı ve hatta mülki amir onay yazısı, nüfus cüzdanı olabilir.
    442 s. Köy Kanuna göre köy, tüzel kişiliğe sahip olup, taşınır ve taşınmaz mallar edinebilir ve harç ve vergiden muaftır. Mera, yaylak, kışlak gibi köy orta malları üzerindeki hak ve yetkisi intifa hakkından ibarettir; bunlar Kamu Orta Malları Siciline kaydedilir. Köye ait taşınmaz mallar, köy tüzel kişiliği adına tapu siciline tescil edilir.
    Köy tüzel kişiliğini, hukuki işlemlerinde muhtar temsil eder. Avukata vekâlet verebilir.
    Köy ihtiyar heyeti kararıyla muhtarın,köy içinde taşınmaz alabilir, satabilir şeklinde bir genel yazı varsa da bu çeşit işlemlerde alınacak olan ihtiyar heyeti kararının, mülki amir onayından geçmesi gerektiğine dair Yargıtay Kararı mevcuttur (7.H.D. 21.2.2000 T. 2000/729 E.,795 K.).
    Tapu K.1. maddesine göre köye ait taşınmazların tapu işlemlerinde ve tüm hukuki işlemlerde köy tüzel kişiliğini köy muhtarı temsil eder.
    Muhtarın temsil belgesi, “idare makamlarının usulüne göre verecekleri yetki belgesidir” (NK. Y.92).
    3- Bankalar (Kamu Bankaları):
    Temsilci:Genel Müdür
    Kamu kurum ve kuruluşları temsilen işlem yaptıracak kişilerden; kendi kimlikleri ile beraber sıfat ve yetkisini gösteren kimlik veya belge aranır. Bir kanunla kurulurlar ve kanunlarında hangi işlemlere yetkili oldukları ve temsilcilerinin kim olduğu açıklanmıştır, bu nedenle tapuda ayrıca belge aranmaz. Kanunda gösterilmiş temsilcinin vereceği resmi bir yazı veya vekâletnameye (imza sirkülerine) göre işlemin yapılması gerekir.
    4- Belediyeler:
    Temsilci: Belediye Başkanı
    Temsil belgesi: Bizzat geldiğinde başkaca belge aranmasa da belediye başkanı olduğunu gösteren resmi bir kanıt ibraz etmelidir; işlem gerektirdiğinde belediye meclisi veya encümen kararı.
    Belediyeler, kamu hizmetlerini gerçekleştirebilmek için birçok hukuki işlem ve tapu işlemleri yapmak durumundadırlar. Taşınmazlar alır, satar, kiraya verir, kiracı olur, bağış kabul eder, trampa eder ve kamulaştırma yaparlar.



    Bir yerel yönetim birimi olan belediyelerin üç temel organı bulunmaktadır. Belediye meclisi, belediye encümeni, belediye başkanı.



    BELEDİYE MECLİSİ:
    Belediyenin genel karar organı olup yürürlükteki 2972 s. Kanun ve diğer mevzuata göre halk tarafından seçilir. Belediye meclisinin görev ve yetkileri 5393 s. Belediye Kanunu'nun 18.md sayılmıştır. Borçlanmaya karar vermek, taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması halinde tahsisin kaldırılmasına, üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesisine karar vermek, şartlı bağışları kabul etmek, TTK tabi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına, gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek gibi yetkileri vardır.
    Bu yetkilerin kullanıldığı işlemlerin yapılması söz konusu olduğunda, belediye meclis kararı aranmalıdır.



    BELEDİYE ENCÜMENİ:
    Belediye meclisi üyeleri arasından seçilir. Belediye başkanının başkanlığında toplanır, belediyenin karar ve yürütme yetkisine sahip organıdır. Belediye encümeninin görev ve yetkileri 5393 s. Belediye Kanununun 34.md gösterilmiştir.



    BELEDİYE BAŞKANI:
    Belediye başkanının görev ve yetkileri 5393 s.K.’un 38.maddesinde gösterilmiş olup, belediyenin karar organı olan belediye meclisi ve yürütme organı olan belediye encümeninin kararlarını uygular. Kanunlarla belediyeye verilen belediye meclis veya encümen kararı gerektirmeyen görevleri yapar yetkilerini kullanır.
    Belediyenin yürütme organı olan belediye başkanı belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Belediye başkanı, görev ve yetkilerinden bir kısmını uygun gördüğü takdirde, yöneticilik sıfatı bulunan belediye görevlilerine devredebilir. Eğer diğer bir belediye görevlisini yetkili kılıyorsa bunu resmi bir yetki belgesi ile yapabildiği halde eğer belediye dışından bir kimseye yetki veriyorsa ancak noterden vekâletname vererek yetkilendirebilir.(1a)
    Belediyeler tapu tasarrufuna yetkilidir. Belediyeleri tapu işlerinde belediye başkanı temsil eder. Belediye başkanının bizzat tapu dairesine gelmesi halinde başkaca belge aranmaksızın talep edilen işlem gerçekleştirilir. Ancak belediye başkanı belediye meclisi veya encümen kararları doğrultusuna belediyeyi temsil edebildiğinden uygulamada talep edilen işin yapılacağı yönünde bir meclis veya encümen kararının varlığı da aranmaktadır.(1b)
    Belediyeler tapu işlemleri bakımından vergi ve harçtan muaftır.(Harçlar K.m.59, Damga Vergisi K.).(1c)
    Belediyenin kamu hizmetine ayrılan veya kamunun yararlanmasına açık, gelir getirmeyen taşınmazları ile bunların inşa ve kullanımları her türlü vergi, resim, harç, katılma ve katkı paylarından muaftır. (Belediye K.m.16)





    BAŞKAN VEKİLİ:
    Belediye başkanının izin, hastalık veya başka bir sebeple görev başında bulunmadığı hallerde bu süre içinde, kendisine vekâlet etmek üzere belediye meclisi üyeleri arasından birini başkan vekili olarak görevlendirir. Başkan vekili başkanın görev ve yetkilerine sahiptir.
    Başkan görev ve yetkilerinden bir kısmını uygun gördüğü takdirde, yöneticilik sıfatı bulunan belediye görevlilerine devredebilir.
    Belediye başkanlığının herhangi bir sebeple boşalması durumunda belediye başkanı veya başkan vekili belediye meclisi üyeleri arasından ve gizli oyla seçilir. Yeni seçilen belediye başkanının görev süresi; yerine seçildiği başkanın görev süresi ile sınırlıdır. Başkan vekili; yeni başkan seçilinceye veya görevinden uzaklaştırılmış ya da tutuklanmış olan başkan göreve dönünceye kadar görev yapar.
    Belediye başkanı veya başkan vekili seçilinceye kadar belediye başkanlığı görevi, meclis birinci başkan vekili onun da bulunmaması durumunda vali tarafından görevlendirilecek bir kamu görevlisi tarafından yürütülür. Belediye başkan veya başkan vekili seçimi en geç 15 gün içinde tamamlanmadığı takdirde belediye meclisinin feshine ait hükümler uygulanır.





    BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ:



    BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ: Büyükşehir belediyesinin karar organıdır. Büyükşehir belediye başkanı Büyükşehir belediye meclisinin başkanı olup Büyükşehir içindeki diğer belediyelerin başkanları, Büyükşehir belediye meclisinin doğal üyesidir.



    BÜYÜKŞEHİR ENCÜMENİ: Büyükşehir belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında belediye meclisinin kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel sekreter biri mali hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim amirleri içinden seçeceği beş üyeden oluşur. Büyük şehir belediye başkanının katılmadığı toplantılarda encümene genel sekreter başkanlık eder.



    BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI:
    Büyükşehir belediye idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir.
    Büyükşehir başkan vekili, Belediye Kanunundaki usule göre belirlenir.
    Çeşitli yasalarla belediyeye devri yapılan taşınmazların tasarrufu:
    Belediyelerin 6188, 775, 7367, 6785, 2981 sayılı yasalar gibi, çeşitli yasalar gereği edindikleri taşınmazlar, sadece söz konusu yasalarda belirtilen amaca uygun olarak tasarruf edilebilmektedir. Belediyelerin söz konusu yasalarda belirtilen amaçlar dışında, devri yapılan taşınmazları satmaları veya üzerine ayni veya şahsi haklar tesis etmeleri mümkün değildir.(1d)



    —Büyükşehir Belediyeleri:
    Temsilci: Büyükşehir Belediyesi Başkanı.
    Büyükşehir Belediye Kanunu, Büyükşehir belediyesiyle
    Büyükşehir sınırları içindeki belediyeleri kapsar.
    Büyükşehir belediyeleri, idari ve mali özerkliğe sahip ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisidir. 1984 tarih 3030 sayılı kanuna göre kurulmuşlardır. Büyükşehir belediye meclisi, Büyükşehir belediyesinin karar organıdır ve kanuna göre seçilen üyelerden oluşur.
    Büyükşehir belediye başkanı, Büyükşehir belediye idaresinin başı ve tüzel kişiliğin temsilcisidir (md.14).
    Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, belediyelere tanınan hak ve muafiyetlerde aynen yararlanırlar, harç ve vergi muafiyetleri vardır(md.8).
    6- İl Özel İdareleri:
    Temsilci: Vali
    İl özel idarelerinin tüzel kişiliği vardır ve o ilin valisi temsil eder (İl Öz. İ.K.75). Başka kimsenin ( vali yardımcısı, kaymakam, özel idare müdürü ) temsil yetkisi yoktur. Vali tarafından yapılan hukuki işleme ve tapu işlemine “ (Ankara) Valisi” yazılmaz, “(Ankara) İl Özel İdaresi” şeklinde yazılır, ( çünkü valiliğin tüzel kişiliği yoktur). Valilerin imza yetkilerinin devrinde belge aranacaktır (1982/92s.g).
    7- Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü:
    Temsilci : A.O.Ç.müdürü
    A.O.Ç., Tarım Bakanlığına bağlı, tüzel kişiliği haiz, tüm malları Devlet malı olan, Müdürlük adına tapuya tescil edilmiş bir kuruluştur (5659 S.K.). Gayrimenkullerinin gerçek veya tüzel kişilere devri ve kamulaştırılması özel bir kanunla izin alınmasına bağlıdır. Her türlü vergi ve harçtan muaftır. Müdürlüğün temsilcisi müdürdür.
    8- Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu:
    Temsilci: Başkan
    Atatürk’ün manevi himayelerinde kurulmuş, Başbakanlığa bağlı bir kamu tüzel kişisidir. Kurumu temsil Başkana aittir (2876 S.K.).
    Kuruma yapılacak bağış ve vasiyetler vergi ve harçtan muaftır(101 m.).
    9- Arsa Ofisi genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Genel Müdür
    Arsalar üzerine alış ve satışlar yapmak, sağlık ve turizm yatırımları yapmak, kamu tesislerine arsa sağlamak gibi işleri yapmak üzere kurulmuş kamu tüzel kişisidir (1164 s.K.). Temsilcisi Genel Müdürdür.
    10- Bağ-Kur:
    Temsilci: Genel Müdür
    Esnaf ve sanatkârların sosyal güvence kururumudur. Mali ve idari bakımdan bağımsız bir kamu tüzel kişisidir. Merkezi Ankara’dadır. Kurumu genel müdür temsil eder. Kurum işlemleri her türlü harç ve vergiden muaftır.
    11- Bankacılık Düzenleme Ve Denetleme Kurumu (BDDK):
    Temsilci: Başkan
    Bankacılık sektörünü düzenlemek üzere, kamu tüzel kişiliği haiz, idari ve mali özerkliğe sahip bir kurumdur ( 4389 s. Bankalar K.). Merkezi Ankara’dadır. Kurumun karar organı, başkan ve ikinci başkan ile birlikte yedi üyeden oluşan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruludur. Kurul başkanı, Kurumun da Başkanıdır.
    12- Basın İlan Kurumu:
    Temsilci: Genel Müdür
    Resmi ilanların yayınlanmasına aracı olmak üzere kurulmuş kamu tüzel kişiliğini haiz bir kamu kurumudur (195 s.K.). Temsilcisi Genel Müdürdür. Genel kurul kararı ile kredi verebilir, borç alabilir, taşınmaz edinebilir temliki tasarruflarda bulunabilir, ipotek alabilir ve verebilir.
    13- Birlikler ( İl Özel İdaresi, Belediye ve Köylerce Kurulan Birlikler):
    Temsilci: Birlik Reisi
    İl özel idaresi, belediye ve köyler kanunun kendilerine verdiği görevlerin yerine getirilebilmesi için birlikler kurabilirler.(1580 s. belediyeler K.). Bu birlikler tüzel kişiliği haizdir. Görevlerini yerine getirdikleri mahalli idarelerin sahip oldukları hak ve yetkilere sahiptirler. Birliğin kurulması için belediye, köy ve özel idare meclislerinin oy çokluğuyla kabul ettikleri birlik esas nizamnamesi valinin, birlik bir kaç ili kapsıyorsa İç İşleri Bakanlığının onayı ile kesinleşir. Birliği birlik reisi temsil eder.
    14- BOTAŞ:
    Temsilci: Genel Müdür
    233 s. Kanun Hükmünde Kararnameye göre Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. i TPAO ‘na bağlı ortaklıklar arasında bulunup, bir kamu iktisadi kuruluşu anonim şirketidir. Temsilcisi genel müdürdür, şirketi münferiden temsil edebildiğinden, genel müdürün veya yetki verdiği vekillerinin taşınmaz mala ilişkin akit ve tescil işlemlerinde, ayrıca ticaret sicil memurluğundan belge istenmesine gerek bulunmamaktadır (TKGM.14.6.1987 T.3048 sy. Bölgeler arası Genelge).
    15- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Genel Müdür
    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı, tüzel kişiliği haiz bir kuruluştur (6200 s.K.).
    DSİ Genel Müdürlüğü, kuruluş amacına uygun taşınmaz tasarrufları yapabilmektedir. Temsilcisi Genel Müdürdür, ancak yetkilerini astlarına devredebilir; bu takdirde görevliler, resmi yetki belgesi ibraz etmelidirler. İşlemleri her türlü harç ve vergiden muaftır.



    16- Devlet Yatırım Bankası (Türkiye İhracat ve Kredi Bankası A.Ş.)
    Temsilci: Genel Müdür
    Tüzel kişiliği vardır; ticaret siciline tescil ve ilan edilmiştir (3332 s.K.).Taşınmaz tasarrufuna yetkilidir.
    17- Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Genel Müdür
    Milli Eğitim Bakanlığına bağlı, Ankara’da, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşu olup, temsilcisi Genel Müdürdür (1309 s.K.).
    18- Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Genel Müdür
    Ankara’da Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur. Genel Müdür tarafından temsil edilir (5441s.K.). İşlemleri harç ve vergiden muaftır.
    19- Elektrik İşleri Etüt İdaresi:
    Temsilci: Genel Müdür
    Merkezi Ankara’da bulunan EİE. İdaresi tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur. Ülkenin her tarafına ucuz ve bol elektrik vermeyi temin için araştırma yapar (2819 s.K.).
    20- Ereğli Demir Çelik Fabrikaları Türk A.Ş.:
    Temsilci: Genel Müdür
    Ticaret sicile kayıtlı, tüzel kişiliği haiz bir A.Ş.’dir.
    21- GAP İdaresi Başkanlığı:
    Temsilci: Başkan
    Bölgeyi kalkındırmak amacıyla Başbakanlığa bağlı tüzel kişiliği haiz olarak kurulmuştur (1989T.388 s.KHK).
    22- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Genel Müdür
    Başbakanlığa bağlı, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kuruluşudur. Genel Müdürlük taşınmaz tasarrufuna da yetkilidir.
    23- Hazine Müsteşarlığı:
    Temsilci: Müsteşar
    Hazine Müsteşarlığının tüzel kişiliği bulunmamakla beraber 1959 tarih 7397 s.Sigorta Murakabe Kanununun 12. maddesinde sigorta şirketlerinin, sigorta sözleşmelerinden doğan taahhütlerine karşılık olmak üzere, sigorta primleri ile orantılı olarak teminat göstermek zorunda oldukları belirtilmiştir.
    Teminat gösterilecek taşınmazlar, teminat gösterilecek miktar için Müsteşarlık lehine birinci derecede ve sırada ipotek edilir.
    H.Müsteşarlığını müsteşar tarafından görevlendirilmiş kişi temsil eder. Görevlendirme yetki yazısı ile olur.
    24- İller Bankası:
    Temsilci: Genel Müdür
    İl, belediye ve köylerin imar işleriyle uğraşmak üzere, tüzel kişiliği haiz olarak kurulmuştur (4759 s.K.).
    Belediye, il vb. kuracakları birliklere kredi veriri, karşılığında ipotek tesis edebilir. Bankayı temsil görevi Genel Müdüre aittir. Banka vergi ve harçtan muaftır.
    24- İslam Kalkınma Bankası:
    Temsilci: Başkan
    Bankanın her türlü mal iktisapları, devir, temlik ve her türlü işlemleri vergi ve harçtan muaftır. (3259 s.K).
    25- İş ve İşçi bulma Kurumu (Türkiye İş Kurumu):
    Temsilci: Genel Müdür
    Kurumun temsilcisi kurum başkanıdır, malları devlet malıdır, bağış veya vasiyet kabul edebilir (4837 s.K.).
    27. Karayolları Genel Müdürlüğü (TCK):
    Temsilci: Genel Müdür
    Bayındırlık Bakanlığına bağlı, tüzel kişiliğe sahip olup kurumu genel müdür temsil eder (5539 s.K.). Görevleriyle ilgili işleri yapabilmek için her türlü taşınmazı, araziyi, binayı kamulaştırmak, satın almak, kiralamak yetkilerine sahiptir. Her türlü harçtan muaftır (m.22, geç.2).
    28- Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü:
    Temsilci : Genel Müdür
    Tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur (3202 Sy. KHGM). Kurumun temsilcisi genel müdürdür. Gayrimenkul tasarruflarına yetkilidir.
    29- Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB):
    Temsilci: Başkan
    Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile ilgili, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur (3624 s.K.). Başkanlığın hukuki temsilcisi İdare Başkanıdır. Her türlü gayrimenkul tasarrufuna yetkilidir; satma işleminde genel kurulun tasvibinden sonra karar verme yetkisi İcra Komitesine aittir.
    30- Menkul Kıymetler Borsaları:
    Temsilci:Başkan
    Menkul kıymetlerin güven ve istikrar içinde işlem görmesi için menkul kıymetle borsaları kurulabilir ( 1983 T.91 s.KHK). İstanbul Menkul Kıymetler Borsası bu şekilde kurulmuştur. Bu borsalar tüzel kişiliği haiz kamu kurumlarıdır. Her türlü hukuki işlem ve gayrimenkul tasarrufuna yetkileri vardır.
    31- Milli Piyango İdaresi Kefalet Sandığı:
    Temsilci: Maliye Bakanınca seçilecek üç kişilik idare heyeti.
    Tüzel kişiliği haiz, 2489 s. Kefalet Kanunu hükümlerine tabi olup, Milli piyango İdaresinin denetimi altındadır.
    32- Milli Prodüktivite Merkezi:
    Temsilci:Başkan
    Tüzel kişiliği haiz kamu kurumudur (580 s.K.).Görevi resmi ve özel sektördeki işyerlerinde verimi artırıcı çalışmalar yapmaktır. Gayrimenkul tasarrufuna yetkili olup bunun kararını vermeye Genel Kurul yetkilidir.
    33- Organize Sanayi Bölgeleri:
    Temsilci: Başkan
    Sanayinin, uygun görülen yerlerde yapılması için kurulmuş,
    kamulaştırma yapan veya yaptırabilen özel hukuk tüzel kişisidir. OSB’ler yönetim kurulu başkanı veya başkan vekili tarafından temsil edilir (4562 s.K.).
    34- Orman Genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Başkan
    Orman Bakanlığına bağlı, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur (3234. K.). Arsa, arazi, bina, tesis satın almak, kiralamak konularında yetkilidir. Kurumu hukuki, idari, mali bakımlardan genel müdür temsil eder. Bölge müdürleri, genel müdürlüğün taşra temsilcileridir.
    35- Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK):
    Temsilci: Genel Müdür
    Milli Savunma Bakanlığına bağlı, kamu tüzel kişiliğini haiz, özel hukuk hükümlerine tabidir ( 205 s.K.). Her türlü hukuki işleme ve gayrimenkul tasarruflarına yetkilidir. OYAK Yönetim Kurulu tarafından temsil edilir. Damga vergisinden muaftır.
    36. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı:
    Temsilci: Başkan
    Başbakana bağlı kamu tüzel kişisidir (4046 s. K.). Her türlü hukuki işleme ve tapu işlemlerine yetkilidir. Kurumu başkan temsil eder.
    36- Petrol İşletmeleri Genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Genel Müdür
    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur (6326 s.K). Kuruluşu genel müdür temsil eder.
    37- İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ):
    Temsilci: Genel Müdür
    İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı tüzel kişiliği haiz bir kuruluştur (2560 s.K.).İşlemleri her türlü vergi ve harçtan muaftır. Her türlü hukuki işleme ve tapu işlemlerine yetkili olup bu kararlara İSKİ Genel Kurulu yetkilidir.
    38- Polis Bakım ve Yardım Sandığı:
    Temsilci: Başkan
    Emn. Gen. Müdürlüğüne bağlı olarak kurulan sandığın tüzel kişiliği ve hukuki işlem ve gayrimenkul tasarruflarına yetkisi vardır (3201 s.K.).Sandığı yönetim kurulu başkanı temsil eder. Başkan, tapu işlemlerine bizzat katılmazsa temsilci, kimin temsil edeceğine dair yönetim kurulu kararını ibraz etmelidir.
    39- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu:
    Temsilci: Başkan
    Bir kamu tüzel kişisidir (3984 s.K.).Özel radyo ve televizyon kuruluşları anonim şirket şeklinde kurulurlar. Kurulun görevi bu şirketleri denetlemektir.
    40- Rekabet Kurumu:
    Temsilci: Başkan



    Mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünü ve gelişimini temin için kurulmuş, kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur ( 4054 s.K.). Kurul hukuki işlemlere ve tapu işlemlerine yetkilidir. Kurumu başkan temsil eder. Tapu işlemleri her türlü vergi ve harçtan muaftır.
    41- Savunma Sanayi Müsteşarlığı:
    Temsilci:Müsteşar
    Milli Savunma Bakanlığına bağlı tüzel kişiliği haiz bir müsteşarlıktır (3238 s.K.).
    42- Sermaye Piyasası Kurulu (SPK):
    Temsilci: Başkan
    Sermaye Piyasası Kanunu ile verilen görevleri yapmak üzere kurulmuş, tüzel kişiliği haiz bir kuruluştur (2499 s.K.).
    43- Sosyal Yardım ve Dayanışmayı Teşvik Vakıfları (FAK-FUK-FON):
    Temsilci:Başkan
    Mülki idare amiri (Vali, kaymakam) vakfın tabii başkanıdır. Vakıflar Kanununa (3294 s.K.) dayalı olarak kurulmalarına karşın Medeni Kanun hükümlerine tabidir. Vakfın kuruluş amacı, fonda toplanan kaynağın ülke genelinde ihtiyaç sahiplerine dağıtmaktır. (Ek ikinci fıkra: 16/6/1989 - 3582/4 md.; Mülga: 7/12/2004-5272/87 md.)
    Muafiyetler:
    Madde 9 – Bu Kanunla kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları;
    a) Kurumlar Vergisinden, (iktisadi işletmeler hariç),
    b) Yapılacak bağış ve yardımlar sebebiyle Veraset ve İntikal Vergisinden,
    c) (Değişik: 1/12/2004 – 5263/20 md.) Sahip oldukları taşınır ve taşınmaz mallar ve yapacakları tüm muameleler dolayısıyla her türlü vergi, resim, harç ve fonlardan,
    d) (Ek: 1/12/2004 – 5263/20 md.) Vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğünce vakıflardan tahsil edilen teftiş ve denetleme masraflarına katılma paylarından,
    Muaftır.





    44- Sosyal Sigortalar Kanunu (SSK):
    Temsilci: Genel Müdür
    Kamu kurum ve kuruluşları temsilen işlem yaptıracak kişilerden; kendi kimlikleri ile beraber sıfat ve yetkisini gösteren kimlik veya belge aranır.
    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı, tüzel kişiliği bulunan bir devlet kurumudur (4792 s.K.). Kurumu Genel Müdür temsil eder. Kurum adına gayrimenkul alım, satımına karar yetkisi yönetim kuruluna aittir. Her türlü vergi ve harçtan muaftır.



    45- Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK):
    Temsilci: Genel Müdür
    Başbakanlığa bağlı kamu tüzel kişiliği bulunan bir kuruluştur (2828 s.K.). Kuruma yapılacak bağış ve vasiyetler vergi ve harçtan muaftır. Kuruma ait taşınmaz tasarrufları, Devlet İhale Kanununa göre yapılır.
    46- Tarım Reformu Genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Genel Müdür
    Tarım Bakanlığına bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluştur ( 3155 s.K.). Kurumu Genel Müdür temsil eder. Kurum hukuki işlemlere ve tapu işlemlerine yetkilidir.
    48-Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM):
    Temsilci: Genel Müdür
    Tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur; Genel Müdür temsil eder (3646 s.K.).
    49- Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu:
    Temsilci: Genel Müdür
    Bankalarda tasarruf mevduatını sigorta etmek amacıyla, 4389 s. Bankalar Kanunu ile kurulmuş kamu tüzel kişisidir.
    50- T.C. Devlet Demiryolları Gn. Md. (TCDD):
    Temsilci: Genel Müdür
    KİT statüsünde kamu tüzel kişisidir. Kurumu Genel Müdür temsil eder. Hukuki işlemlere ve tapu işlemlerine yetkilidir, harç ve vergi muafiyeti yoktur.
    51-TEAŞ ve TEDAŞ:
    Temsilci: Genel Müdür
    15 Eylül 1993 gün 21699 sayılı Resmi Gazetede Genel Müdür veya vekâletname ile yetki vereceği kişi ya da şirkete ait imza sirküleri ile imzaya yetkili kişi tarafından işlem isteminde bulunulduğunda, ticaret sicil belgesi istenmeksizin talepleri karşılanmalıdır.
    52- Telekomünikasyon Kurumu:
    Temsilci:Başkan
    Her türlü teknik haberleşmenin kurulması, kullanılması ve gelişmesi için kurulmuş, kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur. İlişkili olduğu bakanlık Ulaştırma Bakanlığıdır. Kurumu, Kurul Başkanı temsil eder (2813 s.Telsiz Kanunu değiştiren 4502 s.K.).
    53- Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı:
    Temsilci:Başkan
    3388 s. K.la kurulmuşsa da Medeni Kanun’a tabi bir vakıftır. Vakıflar Genel Müdürlüğü nezareti altındadır. Vergi ve harçtan muaftır. Hukuki işlem ve tapu işlemleri yetkisine sahiptir.
    54- Türk Patent Enstitüsü:
    Temsilci: Başkan
    Tüzel kişiliğe sahip, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı kamu kuruluşudur (544 s.KHK.). Temsil yetkisi Başkandadır. Hukuki tasarruflara yetkilidir.
    55- Türk Standartları Enstitüsü (TSE):
    Temsilci: Başkan
    Her türlü madde, mamul, usul ve hizmet standartlarını belirlemek amacıyla kurulmuş, tüzel kişiliği bulunan enstitünün gayrimenkul tasarruflarında bulunması için Genel Kurul, Yönetim Kuruluna yetki verir (132 s.K.). İşlemleri ve sahip olduğu taşınmazları, her türlü vergi ve harçtan muaftır.
    56- Türk Telekomünikasyon A.Ş.
    Temsilci:Genel Müdür
    Türkiye’de telefon hizmetlerinin yürütülmesi için 406 s. Telgraf ve Telefon Kanunu değiştiren 4000 s. K. 1. maddesi gereğince kurulmuştur. Şirket ana sözleşmesi, Ulaşım Bakanlığınca onaylanmıştır.
    Şirketi yönetim kurulu kararları doğrultusunda genel müdür temsil eder.
    Türk Telekomünikasyon A.Ş., kuruluş ve tescilde T. Ticaret kanununa, bunun dışında özel hukuk hükümlerine tabi bir kuruluştur. Özelleştirmeye tabi olduğundan, özelleştirilinceye kadar tapu ve diğer hukuki işlemlerinde yetki belgesi aranmaksızın, imza sirkülerine istinaden kanundaki yetkilerinin veya vekâlet verilen kişinin yetkileri dâhilindeki işlemlerinin yapılması gerekir. Şirket özelleştikten sonra diğer şirketler statüsüne tabi olacağından Tapu K. 2. maddesinde öngörülen yetki belgesinin aranması gerekir.
    57- Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.:
    Temsilci: Genel Müdür
    Başbakanlığa bağlı, tüzel kişiliğe sahip, anonim şirket teşebbüslere kredi vererek, Türkiye’nin kalkınmasına hizmet etmek amacıyla kurulmuş bir kamu bankasıdır. Bankayı temsil görevi, Genel Müdüre aittir. Banka her türlü hukuki işlem ve tapu işlemlerine yetkilidir, harç ve damga vergisi muafiyeti vardır (165 s. KHK.).
    58- Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı:
    Temsilci: Genel Müdürü
    5434 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığına bağlı olarak kurulmuş, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur. Emekli Sandığını Genel Müdür temsil eder. Her çeşit harç ve vergiden muaftır.
    59- T.C. Merkez Bankası:
    Temsilci: Başkan
    Türkiye’de banknot ihracı imtiyazına sahip olmak üzere anonim şirket olarak kurulmuş bir kamu tüzel kişisidir (1211 s.K.). Bankanın ihtiyacı için gayrimenkul alınması veya iktisabı ve Bankanın maliki bulunduğu gayrimenkullerin gerektiğinde satılması kararı alınması Banka Meclisinin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Merkez Bankasını Başkan temsil eder. Banka her türlü vergi ve harçtan muaftır.
    60- Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE):
    Temsilci: Genel Müdür
    Tüzel kişiliği haiz olup hukuki temsilci Genel Müdürdür (7163 s. K.). Enstitüye yapılan bağış ve vasiyetler vergi ve harçtan muaftır.
    61- Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT):
    Temsilci: Genel Müdür
    Kamu tüzel kişiliğine sahip, tarafsız, hukuki işlemlere ve tapu işlemlerine yetkili, Genel Müdür tarafından temsil edilen emlak vergisi ve tapu harçlarından muaf bir kuruluştur (2954 s.K.).
    62- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu:
    Temsilci: Başkan
    Nükleer alanda barışçı amaçlarla araştırmalar yapılması için kurulmuş tüzel kişiliği haiz bir kurumdur. Kurumu Başkan temsil eder, vergi ve harçlardan muaftır.
    63- Türkiye Vakıflar Bankası A.O.:
    Temsilci: Genel Müdür
    Vakıflar Genel Müdürlüğünce kurulan özel hukuk hükümlerine tabi bir kamu bankasıdır. Bankayı Genel Müdür temsil eder. Bankanın süresi kuruluş yılı olan 1954 yılından itibaren 99 yıldır; bu süreyi aşacak haklar edinemez.



    64- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı:
    Temsilci: Başkan
    TPAO 6433 sayılı kanunla kurulan bir kamu kuruluşu olup, ilk işlemde ibraz edilecek ticaret odası belgesinde belirtilen ortaklığı temsile yetkili kılınan kimselerin yetkilerinin devam ettiği hususu, ibraz edecekleri yeni imza sirkülerinden anlaşıldığı takdirde, her işlem için yeni bir belge aranmaksızın istenen işin yapılması uygun görülmüştür (TKGM.1966 t. 480 s. Bölgelerarası Genelge)
    65- Türkiye Bilimsel ve teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK):
    Temsilci: Başkan
    Türkiye’de pozitif bilimlerde inceleme, araştırma, geliştirme amaçlı, 278 s. K.’la kurulmuş, tüzel kişiliği haiz, özerk bir kuruluştur. Kurumu başkan temsil eder. Kurum hukuki işlemlere ve tapu işlemlerine yetkilidir; bağış, vasiyet kabul edebilir. Tüm işlemleri vergi ve harçtan muaftır.
    66- Türkiye Futbol Federasyonu:
    Temsilci. Başkan
    Futbol faaliyetlerini geliştirmek için kurulmuş olup tüzel kişiliği
    vardır (3813 s. K.). Federasyonu başkan temsil eder. Yönetim kurulunun tesis kiralama yetkisi vardır. Futbol kulüpleri federasyona bağlıdır.
    66- Üniversiteler:
    Temsilci: Rektör
    Üniversiteler, tüzel kişiliği haiz kurumlardır (2547 s.K.). Özel üniversiteler vakıflar tarafından kurulmuş olup, kamu tüzel kişisi sayılmışlardır. Üniversiteyi temsile rektör yetkilidir. Her türlü hukuki işleme ve tapu işlemlerine yetkili olup harç ve vergiden muaftırlar.
    67- Vakıflar Genel Müdürlüğü:
    Temsilci: Genel Müdür
    Vakıf mallarını korumak ve ekonomik bir şekilde işletmek için 1984 t. 227 s. KHK. İle Başbakanlığa bağlı ve tüzel kişiliği bulunan bir kamu kuruluşudur. Hukuki işlemlere ve tapu işlemlerine yetkilidir. Genel Müdürlüğün organlarından biri Vakıflar Meclisi olup, bu meclisin başkanı Vakıflar Genel Müdürüdür. Vakıflara ait taşınmazları almak- satmak kararını vakıflar meclisi verir; bu itibarla taşınmaz işlemlerini yapmak üzere verilecek yetki belgeleri, meclisin kararı doğrultusunda Vakıflar Genel Müdürlüğünce verilmektedir. Uygulamada bu yetkinin genelde vakıflar bölge müdürlüklerine devredildiği görülmektedir.
    68- Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu:
    Temsilci: Genel Müdür
    Tüzel kişiliği bulunan, özel hukuk hükümlerine bağlı bir kamu kuruluşudur (351 s. K.). Kurumu genel müdür temsil eder. Kuruma yapılacak bağış ve vasiyetler vergi ve harçtan, kurumca yapılacak parasız tahsis, temlik ve tescil işlemlerine ilişkin tüm tapu işlemleri harçtan muaftır.
    69- Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK):
    Temsilci: Başkan
    Tüm Yüksek öğrenimi düzenleyen ve yüksek öğrenim kurumlarının faaliyetlerine yön veren, özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluştur. Gayrimenkul tasarrufuna yetkilidir. Kurumu başkan temsil eder. Bağış ve vasiyet kabul edebilir. Vergi ve harçtan muaftır (2547 s.K.).





    A-b- Kanunla Kurulmuş Meslek Odaları:
    1- Esnaf ve Sanatkâr Odaları:
    507 s. Kanunla, esnaf ve küçük sanat sahiplerinin ve yanlarında çalışanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuş bir meslek kuruluşudur. Odalar, hukuki işlem ve taşınmaz tasarrufuna yetkilidir ancak, mensubu olduğu birliğin muvafakatini almak şartıyla taşınmaz alım ve satımına, ipotek karşılığı veya başka şekilde borç para almalarına karar vermek yetkisi oda genel kurulunun yetkisindedir. Odanın hukuki temsilcisi başkandır. Bu odalar tapu işlemi yapabilmek için bağlı oldukları birliğin iznini alarak, bulundukları yerin sanayi ve ticaret il müdürlüğünden yetki yazısı getirmelidirler.
    a. Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği:
    Esnaf ve Sanatkârlar Odalarının bir araya gelerek, aralarında birlik ve dayanışma olması amacıyla kurdukları, tüzel kişiliği bulunan bir üst birliktir (m.42,43). Her il merkezinde bir tane kurulur. Birlik taşınmaz alım satımına yetkilidir; bağlı olduğu konfederasyonun iznini alarak, genel kurul kararıyla borç para alabilir. Birliğin hukuki temsilcisi yönetim kurulu başkanıdır.
    b. Esnaf ve Sanatkarlar Federasyonu:
    Esnaf ve sanatkâr odalarının sadece mesleki yönden ihtiyaçlarını sağlamak amacıyla kurdukları tüzel kişiliğe sahip bir meslek kuruluşudur (m.65). Federasyon yönetim kurulu yönetir.
    c. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK):
    507 sayılı Kanuna tabi birlik ve federasyonlar arasında işbirliği sağlamak, memleket tararını gözetmek amacıyla kurulmuş, tüzel kişiliği bulunan bir kamu kurumudur. Yönetim Kurulu üyeleri 4 yıl için seçilir. Hukuki temsilci yönetim kurulu başkanıdır. Konfederasyon taşınmaz tasarrufuna yetkili olup, alım ve satıma, borçlanmaya karar vermek, birliklerin, federasyonların borçlanma isteklerini sonuçlandırmak yönetim kurulunun işidir.
    Oda, birlik, federasyon ve konfederasyonun kuruluş amaçlarına uygun kullanılmak üzere iktisap ettikleri (edecekleri) taşınmazlar her türlü vergi ve harçtan muaftır.
    Yetki Belgeleri Hakkında Not: Esnaf ve Sanatkârlar Odaları ve üst kuruluşları, Genel Kurullarında alınan karara dayalı olarak Yönetim Kurullarına yetki vermem suretiyle, taşınmaz mal alıp satabilirler.
    Esnaf ve Sanatkâr Odaları ve Birliklerinin taşınmaz alıma ve satma işlemlerini yapabilmeleri için ibraz etmeleri gereken yetki belgelerinin:
    - Odalar ve Odalar Birlikleri için: İlgili Sanayi ve Ticaret
    Müdürlükleri tarafından verileceği,
    - Federasyonlar ile TESK için ise, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca
    tanzim edileceği genelge edilmiştir (TESK 5.1.1998 t. 02 s. G.).
    2- Fikir ve Sanat Eserleri ile İlgili Birlikler:
    5844 s. Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa göre eser sahipleri bir tüzükle meslek birlikleri kurabilirler. Meslek birlikleri ve federasyon özel hukuka tabi tüzel kişiler olup, dernek statüsündedir.
    3- Seyahat Acenteleri Birliği:
    Turizm acenteleri tarafından kurulan, tüzel kişiliği bulunan birliktir. Birliği başkan temsil eder. Bağış kabul edebilir.
    4-Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB):
    6235 s. Kanunla kurulmuş bir meslek üst kuruluşu olup, tüzel kişiliğe sahiptir. Bu üst birliğe bağlı odalar vardır (Makine Müh. Odası, Harita Müh. Odası, İnşaat Müh. Odası. vb.).Hem TMMOB ham de Odalar kendi genel kurul kararlarıyla taşınmaz tasarrufunda bulunabilir; ancak, Odalar kanunla değil, tüzükle kurulmuş olduğundan Odaların genel kurul karar tutanakları TMMOB’ne gönderilir, taşınmaz tasarrufu yapacaklarına dair aldıkları karar Birliğin onaylamasından sonra geçerlidir.
    Birliğin tapu işlemleri Birlik Yönetim Kurulunun noterden onaylanmış kararı ile bu kararda yetkili tayin edilmişse vekilinin, tayin edilmemişse Birlik Merkez Yönetim kurulunun veya vekâletname ile tayin edecekleri vekillerinin istemde bulunması ile tapu işlemleri yapılabilir.
    5- Türk Eczacılar Birliği:
    Eczacılık mesleğinin, tüzel kişiliğe sahip bir kuruluşudur (6643s.K). Merkezi Ankara’da” olup taşınmaz tasarruflarında yetki Birlik Merkez Heyetinindir.
    Eczacı Odaları:Tüzel kişilikleri vardır. Temsilciyi, oda yönetim kurulu atar.
    6-Türk Veteriner Hekimleri Birliği:
    6343 s. Kanunla, mesleki dayanışma amaçlı kurulmuş, tüzel kişiliği bulunan kamu kurumu niteliğinde bir kuruluştur. Hukuki ve taşınmaz işlemlerine yetkilidir. Merkezi Ankara’dadır.
    Veteriner Odaları: Tüzel kişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde kuruluşlardır. Taşınmaz tasarruflarına yetkileri vardır.
    7- Türk Tabipleri Birliği:
    6023 s. Kanunla, mesleki dayanışmayı sağlamak, hak ve menfaatleri korumak amacıyla kurulmuş, tüzel kişiliğe sahip, kamu kuruluşu niteliğinde kuruluştur. Taşınmaz tasarrufu yetkisi vardır. Temsilcisi Birlik Başkanıdır.
    Tabip Odaları: TTB ne bağlı olarak il bazında kurulurlar, tüzel kişiliğe sahip olup taşınmaz tasarrufuna yetkilidirler. Temsilcisi Oda başkanıdır.
    8- Türk Diş Hekimleri Birliği:
    Tüm Diş Hekimleri Odalarının birleşerek kurdukları, tüzel kişiliği haiz kamu kuruluşudur ( 3224 s.K.).Birlik Genel Kurulunun kararı ile taşınmaz tasarruflarına yetkili olup Birliği, Birlik Merkez Yönetim Kurulu temsil eder.
    Diş Hekimleri Odaları: İl bazında kurulan odaların tüzel kişiliği vardır. Oda genel kurulunun kararı ile oda yönetim kurulu taşınmaz tasarrufunda bulunabilir, odayı oda başkanı veya bir yönetim kurulu üyesi temsil edebilir.
    9- Türkiye Ziraat Odaları Birliği:
    Tüm Ziraat Odalarının birleşerek kurdukları, tüzel kişiliğe sahip, temsilcisi Birlik Başkanı olan bir kamu kuruluşudur.
    Ziraat Odaları: Tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Oda başkanı temsil eder (6964 s.K.).
    10- Türkiye Noterler Birliği:
    Noterler arasındaki birlik, mesleki dayanışma ve gelişimi sağlamak için 1512 s. Kanunla kurulmuş, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşudur. Birlik adına borçlanma ve kazanma hususlarında başkana yetki verme görevi yönetim kurulunundur. Birliğin hukuki temsilci birlik başkanıdır. Noter Odalarının tüzel kişiliği yoktur.



    11-Türkiye Barolar Birliği:
    Bütün baroların katılımıyla, tüzel kişiliği haiz, kamu kuruluşudur (1136 s.K.). Birliğin taşınmaz tasarrufuna yetkisi bulunup, birlik başkanına bu konularda yetkiyi yönetim kurulu verir. Bu yetkiyi gösterir yetki belgesi aranır.
    Barolar: Tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Hukuki temsilcisi baro başkanıdır. Baro yönetim kurulunun yetki vermesi ile baro başkanı, tapu işlemlerini yapabilir. İşlemlerde yetki belgesine gerek olmayıp, yönetim kurulu kararının tasdikli örneği yeterlidir.
    Avukatlık Ortaklıkları: Avukatlık ortaklığı, aynı baroya kayıtlı birden çok avukatın mesleklerini icra etmek üzere kurdukları ve tüzel kişiliği olan ortaklıktır. Tüzel kişiliğini, ana sözleşmesinin, baro ortaklık siciline yazılmasıyla kazanır. Vekâletnameler ortaklık adına düzenlenir. Ortaklık, iş veya davayı takip edecek avukata yetki belgesi verir. Amacına uygun taşınmaz ve hakları edinebilir. Ortaklık payı, avukat olamayanlara devredilemez. Tüzel kişiliği payı satın alınamaz. Taşınmaz işinin amacına uygun olduğu ve temsilciyi gösteren yetki belgesi barodan verilir; tescil tüzel kişilik adına yapılır.
    12-Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği:
    Birlik bu konudaki tüm odaların katılımı ile oluşmuştur. Tüzel kişiliği haizdir( 3568 s.K.). Birlik genel kurulunun yetki vermesiyle birik yönetim kurulu, taşınmaz alıp satabilir. Birlik yönetim kurulu, ipotek yapmaya, ayni haklar tesisine ve kaldırmaya yetkilidir. Hukuki temsilcisi yönetim kurulu başkanıdır.
    Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları: Tüzel kişiliğe ve kamu kurumu niteliğine sahiptir. Taşınmaz tasarrufu yetkisi vardır, bu konuda genel kurul karar verir. Oda yönetim kurulunun, ipotek ve diğer ayni haklar tesis ve kaldırmaya yetkisi vardır.



    13- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB):
    5590 s. Kanunla, tüzel kişiliğe ve kamu kurumu niteliğine sahip olarak kurulmuştur. Hukuki temsilcisi yönetim kurulu başkanıdır. Birlik taşınmaz almaya, satmaya, rehin etmeye, ödünç para almaya, vakıf kurmaya ve kurulanlara iştirak etmeye yetkilidir. Kanunla kurulmuş olduklarından, tapu işlemlerinde yetki belgesi getirmeleri gerekmez. Birlik başkanı olduğunu kanıtlayan veya başkasına yazılı yetki verdiyse bu kişiler işlem yapabilir.
    TOBB ‘ ne Bağlı Odalar:
    —Ticaret ve Sanayi Odaları,
    —Ticaret Odaları,
    —Sanayi Odaları,
    —Deniz Ticaret Odaları,
    —Ticaret Borsaları
    Bu odaların her biri tüzel kişiliğe sahip ve kamu kurumu niteliğindedir. Tapu işlerinde temsile oda başkanı yetkilidir. Odalar taşınmaz alımı, satımı, rehini, ödünç para almaya yetkilidir. Yetki belgesine gerek olmayıp, oda başkanına yetki veren yönetim kurulu kararının tasdikli bir örneği yeterlidir.
    Ticaret Borsaları da il veya ilçelerde kurulabilir, tüzel kişiliği vardır, taşınmaz, borç alma, rehin, bağışta bulunmaya yetkilidirler. Oda başkanına yetki veren yönetim kurulu kararının tasdikli bir örneği yeterlidir.



    B- Tüzükle Kurulmuş Tüzel Kişiler: Özel hukuk tüzel kişileri
    Burada söz konusu olan “tüzük”, kuruluş belgesi anlamı
    taşımaktadır. Tüzükle kurulabilen bazı tüzel kişiler aşağıdadır:
    —Dernekler,
    —Sendikalar,
    —Federasyonlar,
    —Konfederasyonlar,
    —Vakıflar,
    —Siyasi partiler



    Bu kuruluşların yetki belgelerini vermeye yetkili makamlar, kuruluşlarına izin veren, vermiş olan makamlardır. Buna göre:
    —Dernekler, sendikalar ve federasyonlar için bu makam, mahalli mülki amirliktir.
    —Vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğünden,
    —Siyasi partiler, İç İşleri Bakanlığından,
    Bu kuruluşların yetki belgeleri genellikle –bir iş için- verilir. O iş bitince geçersiz olur. Belgeden aksi anlaşılmıyorsa, her iş için yeni yetki belgesi gerekir.
    1-Dernekler:
    Kuruluş ve tüzel kişilik kazanmaları, tüzüklerini, bulundukları yerin mülki amirine vermekle gerçekleştiğinden, yetki belgelerini veren makam da yine aynı mülki amirliktir. Şubelerinin tüzel kişiliği yoktur.
    Merkezi Yurt Dışında Olan Dernekler:
    Türkiye’de şube açmasına, Bakanlar kurulunca izin verilmeyenler faaliyette bulunamazlar.
    Dernek Sandıkları: Tüzel kişilikleri yoktur.
    Gençlik ve Spor Kulüpleri: Bunlar da Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğündeki kütüğe tescil edilmek kaydıyla dernek’tirler. Kuruluş bildirimlerini mülki amirliğe vererek tüzel kişilik kazanırlar.
    Dernek Statüsündeki Kurumlar: Bazı kurumlar, dernek statüsündedir. Kuruluş kanunu ibraz edilemiyorsa, tüzükle kurulduğu anlaşılıyorsa hukuki ve tapu işlemlerini yapabilmeleri için, mülki amirden yetki belgesi getirmeleri gerekir. Örneğin, Türkiye Ekonomi Kurumu, Hacettepe Bilim Merkezi, Türk Parlamenterler Birliği, …(Bursa) Gazeteciler Cemiyeti vb.
    Kamu Yararına Çalışan Dernekler: Bir derneğe, çalışmalarının nitelik ve kapsamı göz önüne alınarak, Bakanlar kurulu kararı ile kamuya yararlı dernek niteliği verilebilir. Bunların edinecekleri taşınmazlarla ve ayni haklarla ilgili olarak tapu harçlarından muaftırlar. Kızılay, Yeşilay, THK, Türkiye Yardım Sevenler Dernekleri, Daruşşafaka Cemiyeti kendileri ile ilişkili vergi, harç, resimden muaftır
    2. Dernek Federasyon ve Konfederasyonları:
    Federasyon,kuruluş amaçları aynı olan en az üç derneğin bir araya gelmesi ile kurulur, tüzel kişiliği vardır. Konfederasyon, kuruluş amaçları aynı olan en az üç federasyonun bir araya gelmesiyle kurulur.
    Amaçlarına uygun taşınmazlar ve ayni haklar edinebilirler, taşınmazlarını satabilirler; ancak bunların amaçlarına uygun olup olmadığı tespitini mahallin en büyük mülki amiri yapabilir. Derneklerde taşınmaz tasarrufunda karar verme yetkisi genel kurulun olduğundan yönetim kuruluna bu konuda yetki verilmişse, yetki belgesinde bu konunun açıkça görülüyor olması gerekir. Federasyon ve konfederasyonlar, faaliyet merkezleri dışında taşınmaz mal edinemezler.
    3. Sendikalar:
    Tüzel kişiliğe sahip, işçi veya işveren kuruluşlarıdır. Konfederasyon, değişik iş kollarında en az beş sendikanın bir araya gelmesiyle kurulmuş, tüzel kişiliğe sahip üst kuruluşlardır. Taşınmaz edinmede amaçları ile sınırlıdırlar. Sendikalar tapu işlemlerinde, derneklerde olduğu gibi istenen işi yapabileceklerine dair ve temsilcilerini gösteren ve merkez veya şubelerinin bulunduğu mülki amirden yetki belgesi getirmelidir. Taşınmaz tasarrufu için karar yetkisi genel kurulda olduğundan, bu husus yetki belgesinde açıkça görülmelidir.



    4. Vakıflar:
    903 sayılı Kanuna göre kurulmuş, özel hukuk tüzel kişisi olan vakıflar hukuki işlem yapmaya yetkilidir. Taşınmaz edinmeleri, amaç ve faaliyetleri ile sınırlıdır.
    Vakıf resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla (vasiyet) kurulur. Vakfedenin ikamet yeri mahkemesince tutulan sicile kaydedilmesi ile tüzel kişilik kazanır (MK.102). Ayrıca Vakıflar genel Müdürlüğü siciline kaydedilir; Resmi Gazetede ilan edilir.
    Hukuki işlemlerde ve tapu işlemlerinde, genel müdürlükten alınma bir yetki belgesinin ibrazı gerekir ki, bu belgede yapılacak iş, temsilci açıkça gösterilmelidir; tarihi işlemin yapılacağı yıla ait olmalıdır ( yetki belgelerinin bir yıllık olduğu düşünülür).Vergi bağışıklıkları varsa bunu belgelemeleri gerekir.



    5. Siyasi Partiler:
    2820 s. Kanunla kurulmuş siyasi partiler, kuruluş belgelerini İç İşleri Bakanlığına vermekle tüzel kişilik kazanır. Merkezleri Ankara’dadır. İkametgâhları ile amaç ve faaliyetleri ile sınırlı olarak taşınmaz edinebilir ve faaliyette bulunabilirler. Hukuki işlemlerinde ve tapu işlemlerinde İç İşleri Bakanlığından, tüzüklerine uygun taşınmaz işlemine izinli olduklarını ve temsilciyi gösteren yetki belgesi getirmelidir.



    C- ANA SÖZLEŞME İLE KURULMUŞ TÜZEL KİŞİLER:



    Ana sözleşme ile kurulan tüzel kişiler, şirketler, kooperatifler, özel banka ve finans kurumlarıdır. Bunların temsilcilerinden ticaret sicil memurluğundan verilme yetki belgesi istenir. Bu belge işlemin yapılacağı yıl içinde verilmiş olmalıdır. Yetki belgesinde yapılacak işlerin sayılmış olması gerekmez, taşınmaz tasarrufları için “gayrimenkul tasarruflarına yetkili” olduğunun belirtilmesi yeterli olup, temsile yetkili kılınanlar gösterilmeli, süresinin geçmiş olup olmadığı da incelenmelidir.



    1- ŞİRKETLERDE TEMSİL VE TEMSİL BELGELERİ:
    Şirket; İki veya daha çok kişinin bir araya gelerek, emek veya mallarını ortak bir amaca ulaşmak için sözleşme ile birleştirmeleri olarak tanımlanmaktadır.
    Şirket BK 520/1, TTK14/3 fk, 136, 138, 156 maddeleri ile TMK 53. maddesinde düzenlenmiştir.
    Şirketler işletme konuları ile sınırlı olmak üzere, bütün hakları iktisap edebilir ve borçları yüklenebilirler. Bunu yönetim ve temsil organları aracılığı ile yaparlar (MK 46). Yapabilecekleri işler şirket ana sözleşmelerinde belirlenmiştir.
    Tapu işlemleri yapabilmeleri için, ana sözleşmelerine göre gayrimenkul tasarrufuna izinli olduklarına ve tescil işini yapacak temsilcinin yetkisine dair ticaret sicil müdürlüğünden, yetki belgesi getirmesi gerekmektedir (TK.2).
    Şirket sözleşmesinde ipotek tesis edilebileceği yazılı olmasa bile ortaklığın alacağı krediler için taşınmazlarını ipotek etmesi olağan işlerden olmakla ipotek geçerlidir.( Y. 11. HD.24.9.1990 E. 5383/K. 5771).
    Yetki belgesinde birden çok kişi temsilci tayin edilmişse, bunların birlikte mi, ayrı ayrı mı yetkili olduklarına dikkat edilmelidir. Hukuki tasarrufları vekâletname ile yapmaları da mümkün olup, birlikte veya münferiden yetkilendirmeye dikkat edilmelidir. (2)
    Yetki Belgelerinin Geçerlilik Süresi:
    TTK.md. 364’e göre, şirket genel kurullarının adi toplantılarının her hesap devresi sonundan itibaren üç ay içinde en az bir defa toplanacağı ifade edilmiştir.
    Ticaret Sicili Nizamnamesinin 104. maddesine göre verilen tasdiknamenin (yetki belgesi) geçerliliği ise verildiği tarihten itibaren bir yıldır. Uygulamada şirketi temsil eden kişilerin temsil sürelerinin devam ettiğini anlamak için her yıl yeni bir temsil belgesi almaları ve yetkilerini belgelendirmeleri istenmektedir. Bu belgenin geçerliliği her ne kadar bir yıl olsa da bunun genel kuruldan, diğer genel kurula kadar devam ettiğini kabul etmek gerekir. Ancak bir yıl dolmadan da olağanüstü genel kurul ile temsilcileri değişmiş olabileceğinden, yetki belgesinde genel kurul tarihi belirtilmişse bu tarihten itibaren, belirtilmemişse verildiği tarihten itibaren bir yıl hesaplamak gerekir. Şüphe halinde yetkisini belgelendirmesi, yeni bir yetki belgesi getirmesi istenebilir (TST 13).
    Şirketlerin temsili - Ortakların sorumluluğu yönünden;
    Adi şirketlerin tüzel kişiliği olmadığından, ortaklar şirket alacaklılarına karşı doğrudan ve sınırsız olarak sorumludurlar. BK.534
    Tüzel kişiliğe sahip şirketlerde ise, ortakların sorumluluğu farklı olabilir. Esas olan malvarlığı ile sorumlu olunmasıdır. Kollektif şirketlerde ortakların ve adi komandit şirketlerde de komandite ortakların sorumlulukları sınırsızdır. Öte yandan Anonim, Limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ortakların adi komandit şirketlerde de komanditer ortakların sorumlulukları sınırlıdır. Tüzel kişiliği olan şirketlerin yaşaması, ortakların kişiliklerine bağlı değildir. Bu tür şirketlerin kendilerine ait malvarlıkları ve kanuni organları vardır. Bu organlar şirketin kanuni mümesilleri olup , şirket adına yaptıkları işlemlerle şirketi İLZAM ederler.
    Ticaret şirketlerinde temsile, imzaya yetkili olan kişiler: Kollektif ve Adi komandit şirketlerde ana sözleşmede belirlenmektedir. ‘’Limited şirketlerde ilk müdür veya müdürler, Anonim şirketlerde ise ilk yönetim kurulu üyeleri şirket ana sözleşmesine konulan geçici bir madde ile tespit olunmaktadır.



    TİCARET SİCİLİ



    Değişen ve gelişen toplumsal ve ekonomik hayatın içinde yer alan ticari işletmelerin, tacirlerin mali güçleri, temsil ilişkileri ve ortaklık konumları hakkında diğer kişilerinde bilgi sahibi olmalarını sağlayan bir hukuki kurum olarak tanımlayabiliriz.
    Ticaret sicili aleniyet prensibinin geçerli olduğu sicillerden olup MK m.7 doğrultusunda resmi sicil niteliğindedir. Dolayısıyla sicilin yanlış, ya da yanıltıcı tutulmasından doğacak zararlardan resmi kurumlar da sorumludurlar.
    Ticaret Sicilinin İşlevlerini kısaca özetlersek;
    a)Aleniyeti,
    b)Ticari hayata güveni,
    c)Bilgi İşlem merkezi olmayı,
    d)Yasaya aykırılıkları önlemeyi,
    e)Bazı haklar üzerinde tekel hakkı sahibi olabilmeyi
    sağlar.
    TESCİL
    Kısaca ‘Bir vakıanın sicile geçirilmesi’ şeklinde tanımlanmaktadır. (TST.m 9) Tescil; Yetkili memurlar tarafından, ticari nitelik taşıyan hukuki işlemlerin ticaret sicilindeki ilgili defter, belge ve sütunlara yazılmasıdır.
    TESCİL TALEPNAMESİ
    Ticaret siciline tescili sağlamak amacıyla yapılan imza beyannamelerine tescil talepnamesi denir. Tescil talepnameleri imza sirkülerinden önce düzenlenen beyannameler olması nedeniyle, yanlış anlaşılmalara neden olmamak için dikkat edilmesi gereken işlemlerdendir. Noterin onaylayacağı imza beyannamesinin sirküler izlenimini vermeyecek biçimde hazırlamaya özen göstermesi gerekecek, örneğin yetkililere imza yetkisini veren ana sözleşme hükmünü müstenit olarak almayacak, beyannamenin metninde yetkililerin şirketi ne şekilde temsil edeceklerini belirtmeyecektir.



    TEMSİL BELGESİ (İMZA SİRKÜLERİ)



    İmza sirkülerini; Ticari hayat içinde şirket temsilcisinin ya da temsilcilerinin kim ya da kimler olduğunu, yetkilerini, yetki süresini, şirket bilgilerini özet olarak gösteren ve böylelikle şirketlerin ticari hayat içinde gereksinimi olan işlerin hızla ve kolaylıkla sonuçlandırılmasına katkı sağlayan yazılı belge olarak tanımlayabiliriz.
    TTK 544.madde şirket namına yapılacak yazılı beyanlarda, şirketin unvanıyla beraber müdürlerin kendi imzalarının da bulunması lazımdır demektedir.
    Bu maddeden de yola çıkarak imza sirkülerini kullanan şirket temsilcisi şirket unvanı altında atacağı imza ile şirketi temsil ederken, imza sirkülerini kullanarak o şirketin temsilcisi olduğunun dayanağını da belgelemiş olmaktadır.
    Bu belgenin, tüzel kişiliği olan şirketlerin şirket bilgilerini kısaca taşıması, ana sözleşmeye de uygun yazılması zorunludur. Ana sözleşmede müşterek yetki verilmiş iken yönetim kurulunun ya da ortakların daha sonra karar defterine münferit imza yetkisi üzerine karar almaları üçüncü kişileri bağlamaz. Uygulamada tescil ve ilan edilmiş ana sözleşme ile ya da ortakların almış olduğu kararın onaylı suretinin yanında tescil talepnamesi ile ticaret sicil memurluğuna gidilmekte ve bu yazılar üzerine, tescil edilip ilanı derdesttir şerhi düşülmüş ticaret sicil memurluğunun yazılı belgesi üzerine imza sirkülerleri yapılmaktadır. Türkiye Noterler Birliği tarafından noterlere yardımcı olması ve uygulama birliğinin sağlanabilmesi için çeşitli yıllarda bir çok genelge çıkartılmıştır. Sırasıyla 1980/2, 1980/24, 1984/41, 1984/52, 1988/42, 1988/74, 1989/40, 1989/89, 1991/54, 1991/66, 1992/25, 1993/12, 1993/51, 1995/15, 1995/76, 1995/77, 1997/77, 1998/35, 1999/25, 1999/38, 2003/19
    1984/41 sayılı genelgede ‘‘Kural olarak şirketler için imza sirküleri Ticaret Sicil Gazetesine dayanarak onaylanır. Ancak ilan işleminin çok uzun sürmesi nedeniyle sirkülerin yapılmasına dayanak teşkil eden ana sözleşme veya ortaklar kurulu ya da yönetim kurulu kararının tescil edildiğine dair bir belgenin mevcudiyeti halinde dahi sirküler düzenlenebilir. Kollektif ve adi komandit şirketlerde temsilcinin kimliği ve temsil biçimi ana sözleşmede belirtilmektedir. Limited şirketlerde ilk müdür veya müdürler, Anonim şirket ve kooperatiflerde ilk yönetim kurulu ana sözleşmeye konulan bir madde ile açıklanmaktadır. Anonim şirketlerde şirketi yönetim kurulu temsil edeceğine göre, yönetim kurulunca aksine bir karar alınmamışsa şirket yönetim kurulu şirket ana sözleşmesinin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak imza yetkilerini ve bunların şirketi hangi biçimde temsil ve ilzam edeceğini belirleyebilir. Nitekim TTK.’nun 321. maddesinde de ‘Anonim şirket adına tanzim edilecek evrakın muteber olması için aksine esas mukavelede hüküm olmadıkça temsile salahiyetli olanlardan ikisinin imzası kafidir’’denilmektedir.
    Demek oluyor ki şirketler için imza sirküleri onaylarken kollektif ve adi komandit şirketlerde ana sözleşmeden, limited şirketlerde ana sözleşme ve ortaklar kurulu kararından, anonim şirketlerle kooperatiflerde ana sözleşme, genel kurul kararı ve yönetim kurulu kararından müstenit alınmalı, bunların tescil ve ilan ya da hiç değilse tescil edilmiş olmasına dikkat olunmalıdır’’ şeklinde detaylı açıklama getirilmiştir. Ayrıca aynı genelgede ‘’imza sirküleri onaylarken müstenit olarak gösterilen ana sözleşme ya da genel kurul kararında gösterilen sürenin sirküler metninde ve müstenidinde belirtilmesi gerekecektir’’ denilerek süre açısından da geniş açıklama getirilmiştir.





    a-ADİ ŞİRKETTE TEMSİL:
    İki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin iktisadi bir amaca ulaşmak için, bir kısım mal, hak veya emeklerini, elde edilecek kar veya zararı paylaşmak arzu ve iradesiyle birleştirmek hususunda yaptıkları bir sözleşmedir.
    Borçlar Kanunu 520–541. maddelerine göre kurulan adi şirketlerin, tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle bu tür şirketlerin mal varlıkları da yoktur. Ortaklar ayrıca sözleşme ile müşterek mülkiyet şeklini benimsemedikçe, malları iştirak halinde mülkiyet şeklindedir. Adi şirketin edineceği malların ortaklar adına tapuya iştirak halinde mülkiyet olarak tescili ve iştiraki doğuran neden olarak da (tüm ortak isimleri bir paranteze alınarak) “Adi Şirket” yazılması gerekir. Bu tescilde aksi belirtilmemişse ortakların payları birbirine eşit kabul edilir (BK.521). Adi şirketin mallarında tasarruf yapmak gerektiğinde iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre hareket olunması lazımdır. (3)
    Bir ticari işletme adi ortaklık şeklinde işletiliyorsa şu hususlara uymak zorundadır:
    Bir ticari işletme adi ortaklık şeklinde işletiliyorsa, bir ticari unvanlarının olması ve hatta ticaret siciline tescil ettirmeleri gerekir (TTK 20/1, Y.2. HD.9.5.1985, E.l985/2291, K.1985/2818 s.k.). Adi şirketin ikametgâhı olmadığından, işletmenin merkezi, ikametgâh olarak kabul edilebilir. Adi şirketin iflası istenemez fakat adi şirket bir ticari işletme şeklinde işletilip, ortakların da ticaret siciline kaydedilmeleri durumunda, ortaklar tacir sayılacakları için iflası istenebilir. (4)
    Şirketin idaresi: İdare yetkisi sözleşme ile bir veya birkaç ortağa verilmemişse bütün ortaklar şirketi idare ile yükümlüdürler. İdare münhasıran bazı kişilere verilmiş olsa bile olağanüstü işlemlerin yapılmasında bütün ortakların oy kullanması, yani işleme katılması gerekir (BK.524,525. 3.cümle). (5)
    Şirketin temsili: Bir temsilci tayin edilmemişse, her ortak şirketi üçüncü kişilere karşı temsil hakkına sahip sayılır (BK 533. son cümle). Olağan işlerde her ortağın temsil yetkisi olup, olağanüstü işlerde ise tek kişinin temsil etmesi mümkün değildir.
    Adi şirketi temsil yetkisi sözleşme veya ortaklar kararı ile bir ortağa veya üçüncü bir kişiye verilmiş (doğrudan temsil) ve temsilci ortaklık adına ve hesabına hareket etmiş ise diğer ortaklar, kendisiyle işlem yapılan üçüncü kişinin alacaklısı ve borçlusu olurlar (BK 533/2, 32).
    Adi şirket ortaklarından birinin kendi adına, şirket hesabına hukuki bir işlem yapması sonucunda ne üçüncü kişi şirkete ne de şirket ortaklarının, kendisiyle iş yapılan üçüncü kişiye müracaatı mümkündür. Yapılan işlemle sadece işlemi yapan ortak ve işlem yaptığı üçüncü kişi bağlıdır.
    Temsil yetkisinin sona ermesi: Temsil yetkisinin sona ermesi değişik şekillerde gerçekleşerek; ortakların azil kararı, temsilcinin istifası, ölmesi, fiil ehliyetini yitirmesi, iflas etmesi ile olabilir. Temsilci ile şirket arasındaki ilişki, Borçlar Kanunundaki vekâlet hükümlerine tabidir (BK397). (6)
    Bu nedenle temsilcinin temsil belgesi, vekâletname olabileceği gibi BK. md.36 anlamında bir “ temsil belgesi- yetki belgesi” de olabilir. Temsil sona erdiğinde bu belgenin temsil edilene veya mahkemeye tevdi edilmesi (BK 36), keyfiyetin iyi niyetliüçüncü şahıslara duyurulması gerekir. (7)



    b- KOLLEKTİF ŞİRKETLERDE TEMSİL:
    Kollektif şirket ticaret siciline tescil olup, tüzel kişilik kazandıktan sonra üçüncü kişilerle ilişkilere girişilebilmesi, bu işle görevli temsilcilere sahip olunması ile mümkün olabilecektir.
    Kollektif şirket temsilcileri yaptıkları hukuki işler ve haksız fiillerinden dolayı şirketi sorumluluk altına sokarlar. (TTK md.177)
    Şirket sözleşmesinde, yukarıda değinildiği gibi mutlaka temsil yetkisinin kim ya da kimlerde olduğu ve ne şekilde olduğu (münferit-müşterek)belirtilmelidir. Şirket sözleşmesinde şirket ortaklarının tümü yetkili kılınabileceği gibi, dışarıdan bir kişi de temsilci olarak atanabilir. Önemli olan sözleşmede açıkça yetkinin ve şeklinin belirlenmesi ve yazılmasıdır.
    Şirketi temsile yetkili ortak, kanunda ya da şirket sözleşmesinde açıkça belirtilmedikçe temsil yetkisini başkasına devredemez.
    Kollektif şirketlerde, şirket temsilcilerinin kanunen belirlenmiş bir süreleri yoktur. Bu süre ana sözleşme ile belirlenebilir.
    Tasfiye halinde ortaklığın temsilcileri tasfiye memurlarıdır Tasfiyenin tescil ve ilanından sonra ticaret sicil gazetesi müstenit alınarak tasfiye halindeki şirketin temsilcileri için imza sirküleri hazırlanabilir. (8)



    c- KOMANDİT ŞİRKETLERDE TEMSİL:



    Komandit şirketler Türk Ticaret Kanununda 243 ila 268. maddeler arası düzenlenmiş olup bu özel hükümler saklı kalmak kaydıyla kollektif şirketlere ait hükümler komandit şirketler için de uygulanır.
    İki veya daha çok kimse tarafından, bir ticari işletmeyi müşterek ticaret unvanı altında işletmek amacıyla bir akitle kurulan ve şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir kısmının sorumluluğu sınırlanmamış ve diğer bir kısım ortaklarının sorumluluğu belirli bir miktar ile sınırlanmış olan hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir şirkettir
    Komandit şirketlerde sorumlulukları sınırlı komanditer ortak ve sorumlulukları sınırsız komandite ortak olmak üzere iki tip ortak vardır.Tüzel kişiler komanditer ortak olabilirler
    Komandit şirketlerde şirketi komandite ortak temsil edebilir. Sadece gerçek kişiler komandite ortak olabilir. Komandite ortağın adı ve soyadı şirket unvanına yazılabilir. Komanditer ortağın adı unvana yazılırsa üçüncü kişilere karşı sınırsız sorumlu olur.
    Şirket temsili, şirket sözleşmesinde belirlenecek hükümlere göre mümkün olabilir. Sözleşmede bulunmayan ya da açık olan konularda kollektif şirketlere ait hükümler uygulanır.
    Komanditer ortağın temsil yetkisi olmasa da ortaklar kararı ile ticari mümessil, ticari vekil veya ticari memur olarak tayin edilerek temsil yetkisi sahibi olabilirler. İradi temsil halinde komanditerlik sıfatları etkilenmez. Tasfiye halinde de tasfiye halindeki kollektif şirkete yapılan prosedür geçerlidir.



    d- LİMİTED ŞİRKETLERDE TEMSİL:



    İki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir iktisadi maksat ve konu ile uğraşmak üzere bir ünvan altında bir akitle kurdukları, esas sermayesi muayyen, borçlarından dolayı yalnız mameleki ile sorumlu ve ortakların sorumluluğu sınırlı bulunan hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı tüzel kişiliğe sahip bir ticaret şirketidir
    Temsile yetkili olanlar şirketin maksat ve konusuna dair tüm işleri ve hukuki işlemleri şirket unvanı altında yapmak yetkisine sahiptirler. Limited Şirketlerde idare ve temsil yetkisi şirket müdürlerince kullanılır. Birden fazla müdür var ise müdürler kurulundan bahsedilebilinir. Müdürler şirketin kanuni temsilcileridir(TTK:542).
    Limited şirketlerde müdürlerin görev süresi bakımından bir sınırlama getirilmemiştir. Şirket sözleşmesine bu konuda hüküm konulabilineceği gibi ortaklar kurulu da seçim sırasında süre belirtebilir. Süre belirtilmemişse şirketin süresi kadar müdürün de yetkisi vardır diyebiliriz (TTK. M. 5429).
    Dışarıya karşı şirketin iradesini belirten ve eylemlerde bulunan müdürün temsilci olduğunu gösteren imza sirküleri hazırlamak için temsilci olduğunun da tescil ve ilan edilmesi gerekir. Limited Şirketlerde imza sirkülerlerine ait 1997/77 sayılı genelgede açıklama getirilmiş olup şu şekildedir. ‘‘Limited Şirketlerde temsil yetkisi TTK 540. maddesine göre şirket ana sözleşmesi veya genel kurul kararıyla bir veya birkaç ortağa bırakılmadığı sürece ortakların tümüne aittir ve tüm ortaklar müdür sıfatını taşır.(9)
    e-ANONİM ŞİRKETLERDE TEMSİL:
    Anonim şirket, bir unvana sahip, esas sermayesi muayyen ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle mesul bulunan şirkettir. Ortakların mesuliyeti, taahhüt etmiş oldukları sermaye paylarıyla sınırlıdır (TTK.m.269). Anonim şirketler de ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Anonim şirketin temsil organı yönetim kuruludur (TTKm.317).Yönetim kurulu, genel kurulun kararlarını uygulamak suretiyle, yönetim hakkını genel kurul ile paylaşır, dış ilişkilerde etkili olur.
    Temsil yetkisi, temsilcilerin belgeleri şirket unvanı altında imzalamaları suretiyle kullanılır. TK.m.322, 42/2 uyarınca temsilcilerin göreve başlarken imza örneklerini notere onaylattırmaları gerekmektedir. “İmza Beyannamesi” adlı bu belge Ticaret Siciline tevdi olunur. (10
    TK.m.321/3 birlikte temsil kuralını kabul etmiştir. Bütün yönetim kurulu üyeleri tarafından birlikte değil, çift imza ilkesini benimsemiştir. Sözleşme ile temsil hususunda başka bir düzenleme getirilebilir; ferdi temsil, bazı yönetim kurulu üyelerinin temsil yetkilerinin tamamen alınması veya ikiden çok imza şartı konabilir. Tecil ve ilanı şarttır (TK 39/1). (11)
    Konusu kamu hizmeti olan ve yönetim kuruluna konulmak kaydıyla devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişilerinden birisine temsilci bulundurma hakkı verilmişse bu temsilci kamu tüzel kişisi tarafından atanmaktadır (TTK m. 275).
    İdare meclisinin görev süresi en fazla üç yıldır. TTK m.314, 1992/25 ve 1993/12 sayılı genelgelerimiz ‘’Yönetim kurulu üyelerinin en fazla üç yıl müddetle seçilebileceğini ancak ana sözleşme ve genel kurul kararında süre belirtilmemişse görev süresinin bir faaliyet yılı olarak kabul edilmesinin uygun olacağını ifade etmektedir. Bir faaliyet yılının da TTK 314. maddesinin sarahati karşısında en çok üç yıl ile sınırlı olacağının kabulü gerekmektedir.
    Anonim şirketleri idare meclisi üyeleri, murahhas üyeler,veya ticari mümessil durumunda olan müdürler temsil ederler.
    Ana sözleşmede şirketi temsil eden kişilerin, temsil yetkisinin kullanma usullerinin belirlenmesi ve açıklanması gereklidir.
    Yönetim kurulu, görev dönemi başında şirket temsilcilerinin imza yetkilerinin kapsam ve derecesini gösteren noterce onaylı bir ‘ imza sirküleri’ düzenler (12), kimin hangi işlemlerde ve hangi ölçüde yetkili oldukları gösterilir.



    ŞİRKETLERİN ŞUBELERİNDE TEMSİL



    Şubelerin de temsil yetkisi vardır ancak bu temsil sadece şube ile sınırlı olup merkezi kapsamaz. Şubeler için de imza sirküleri düzenlenebilir. Bu konu 1993/51, 1995/76 ve 1999/38 sayılı genelgelerle açıklanmış olup özü itibariyle şu açıklama yapılmıştır: ‘’Şirket şubeleri merkeze bağlı olarak çalışan, ticari muameleler yapabilen yerlerdir. Şubenin bağlı bulunduğu merkezden ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. Şube kendi başına işlemler yapsa da bu işlemlerden doğan hak ve borçlar merkeze ait olmaktadır. Bu sebeple kural olarak, şubeler şirketlerini temsil edemezler. Onlar adına borç yüklenemezler ancak şirket ana sözleşmesinde şubelerin organ oldukları ve şirketi temsil edebilecekleri kabul edilmiş olabilir. Gerek Yargıtay uygulamasında, gerek doktrinde bu tür bir uygulamanın mümkün olduğu kabul edilmektedir. Bu itibarla şirket sözleşmesinde şubenin organ olduğu, şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunduğu kabul edilmişse, tüzel kişiliği temsil etmesinde ve borç iltizam etmesinde hukuki bir sakınca olmadığı düşünülmektedir.’’
    TASFİYE HALİNDEKİ ŞİRKETLERDE TEMSİL
    Tasfiye halindeki şirketi tasfiye memurları temsil eder. Tasfiye halindeki şirketin temsil belgesinin hazırlanması için tescil ve ilan edilmesi şarttır. Bu durumda dayanak olarak mutlaka ticaret sicil gazetesi alınmalıdır. 1984/41 sayılı genelgenin son paragrafında konu ifade edilmiştir.
    2- KOOPERATİFLERDE TEMSİL VE TEMSİL BELGELERİ



    TEMSİLCİ: Yönetim Kurulu (m.55) veya usulüne uygun şekilde görevlendirilmiş müdür veya yönetim kurulu üyeleri (m.56,58); veya ortak olan tüzel kişiler olup bu halde tüzel kişiyi temsile yetkili olan kişi, kooperatifi de temsile yetkili olur (m.55).



    TEMSİL BELGESİ: Ticaret sicil müdürlüğünden alınacak yetki belgesi olup ana sözleşme, genel kurul kararları, ticaret sicilden alınma temsil belgeleri dayanak alınarak yapılmış olan imza sirküleri (m.61).



    Tanım: Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir (1163 s.K.’da 5146 s. kanunun 1. m. ile yapılan değişiklikle).



    TEMSİL VE TEMSİL BELGESİ:



    Kooperatiflerde ve birliklerde temsil yetkisinin kimler tarafından ve ne şekilde kullanılacağı kooperatif ana sözleşmesinde gösterilir. Ancak, bu kuruluşları taahhüt altına koyabilmek için; kooperatiflerde varsa müdür, birliklerde genel müdür veya bunların vekilleri ile yönetim kurulu başkan veya üyelerinden ya da kuruluş adına imzaya yetkili olanlardan birinin müştereken imzaları şarttır. Müdür bulunmayan kooperatiflerde ise, yönetim kurulu başkanı ile üyelerden birinin müşterek imzası yeterlidir.
    Temsile yetkili kişiler, ticaret siciline tescil ve ilan olunacaktır (m.3,61).
    Tapu Kanunu 2. maddesine göre ise (şirketler için yazılsa da kooperatifler için de uygulanır) kooperatiflerin tapu işlemlerinde ticaret sicil müdürlüğünden yetki belgesi almaları ve bu yetki belgesinde ana sözleşmelerine göre gayrimenkul tasarrufuna izinli olduklarını ve tapu işi yaptıracak temsilcinin yetkisinin gösterilmesi aranmıştır.
    Temsilciler gerçek kişi olabileceği gibi, ortak olan bir tüzel kişi de olabilir; bu durumda tüzel kişinin temsilcisi kooperatifi de temsil edebilir (m.55).
    Temsilciler, kooperatifin amaçları içinde temsilde bulunabilirler; asıl olan ticaret sicile tescil edilmiş kayıtlardır (m.59).
    Kooperatifi temsile yetkili kılınan kişiler imzalarını ancak kooperatifin unvanı altına koymak suretiyle kooperatifi bağlarlar (m.60).
    Kooperatiflerce alınması kararlaştırılan gayrimenkullerin alımının, tapu devri veya tapuya şerh verdirecek bir satış vaadi sözleşmesi ile yapılması şarttır ( m. 59’a ek m.).
    Yönetim kurulu üyeleri ve temsile yetkili şahıslar, genel kurulun devredemeyeceği yetkilerini kullanamaz (m.59’a ek m.).





    NOTERLİK İŞLEMLERİ YÖNÜNDEN BİLGİ VE NOTLAR:







    Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından imzalanacak ana sözleşme ile kurulur. Ana sözleşmedeki imzaların noterce onaylanması gerekir (M.2).
    Kooperatif ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Tescilden önce kooperatif namına işlerini yapanlar bunlardan şahsen ve zincirleme olarak sorumludur (m.7).
    Yönetim kurulu, ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir (m.13).
    Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler ana sözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar ana sözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
    Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterinde de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir.
    Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır.



    TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ TARIM SATIŞ KOOPERATİF VE BİRLİKLERİ (4572 s. K.)
    Kanunun amacı; tarım satış kooperatif ve birliklerine ilişkin hükümleri düzenlemek ve bu kuruluşların yeniden yapılanması için yasal bir çerçeve oluşturarak, tarım satış kooperatif ve birliklerini etkin ve sürdürülebilir bir şekilde özerk ve malî yönden bağımsız kılmaktır.
    Üreticiler; karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle meslekî faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını sağlamak, ürünlerini daha iyi şartlarla değerlendirmek ve ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla, aralarında sınırlı sorumlu, değişir sayıda ortaklı ve değişir sermayeli, tüzel kişiliği haiz tarım satış kooperatifleri kurabilirler.
    Bir tarım satış kooperatifinin kurulabilmesi için en az otuz üreticinin, bir tarım satış kooperatifleri birliğinin kurulabilmesi için en az üç tarım satış kooperatifinin bir araya gelmesi şarttır.
    TEMSİL :
    Kooperatif ve birliklerde temsil yetkisinin kimler tarafından ve ne şekilde kullanılacağı örnek ana sözleşmelerde gösterilir. Ancak, bu kuruluşları taahhüt altına koyabilmek için; kooperatiflerde varsa müdür, birliklerde genel müdür veya bunların vekilleri ile yönetim kurulu başkan veya üyelerinden ya da kuruluş adına imzaya yetkili olanlardan birinin müştereken imzaları şarttır. Müdür bulunmayan kooperatiflerde ise, yönetim kurulu başkanı ile üyelerden birinin müşterek imzası yeterlidir.
    Kooperatif ve anonim şirketleri temsil edeceklerin imza sirküleri onaylanırken müstenit olarak gösterilen ana sözleşme veya genel kurul kararları ile belirlenen görev sürelerinin gösterilmesi gerekir. (1988/74 s.g.).
    Kamu kurum ve kuruluşları temsilen işlem yaptıracak kişilerden; kendi kimlikleri ile beraber sıfat ve yetkisini gösteren kimlik veya belge aranır.
    3-ÖZEL BANKA VE FİNANS KURUMLARI:
    Özel Bankalar, Türk Ticaret kanunu hükümlerine göre kurulabilir; ( kamu bankalarının ise özel bir kanunla kurulduklarını yukarıda görmüştük). Ancak özel veya kamu bankası olsun tüm bankaların anonim şirket şeklinde kurulma mecburiyeti vardır ve tümü Bankalar Kanunu hükümlerine tabidir (Bankalar K.m.1,2). Yabancı bankalar ancak Bakanlar Kurulunun izni ile Türkiye’de şube açabilirler ve Hazine Müsteşarlığının izni ile Türkiye’de bankacılık işlemleri yapabilirler (m.4,6,10). Tüm bankalar, ticaret siciline tescil ve ilan olurlar (m.20).T.C. Merkez Bankasınca alınan kararlara uygun olarak bankacılık işlerini yürütebilmek için ihtiyaç duydukları sayı ve büyüklüğün üstünde herhangi bir şekilde gayrimenkul edinemezler. Yasalara uygun olarak Türkiye’de şube açarak faaliyette bulunan yabancı bankaların faaliyetlerini sürdürebilmek için gayrimenkul satın almaları mümkündür. Bu nedenle bu durumda öncelikle bu bankanın faaliyetine Bakanlar Kurulunca izin verilip verilmediği hususunun incelenmesi gerekir.
    Özel bankaların gayrimenkul tasarruflarında kural olarak ticaret sicilinden getirilecek yetki belgesine göre hareket edilmelidir; (kamu bankaları için yetki belgesi aramaya gerek olmayıp, bankayı kimlerin temsil ettiğinin resmi bir yazı ile bildirilmesi yeterlidir).
    Özel Finans Kurumları da Bakanlar Kurulunca izin verilerek Bankalar Kanunu çerçevesinde faaliyet gösterdiklerinden tapu işlemleri açısından bankalar gibi değerlendirilmektedir. Gayrimenkul tasarruflarına yetkileri vardır. Ticaret siciline tescil edilirler.(13)





    İLGİ VE KAYNAKÇA:
    Metin YEŞİL- Tapu İşlemleri –ilgi: (1,3,4,12)
    Doç.Dr. Bilge ÖZTAN-Şahsın Hukuku-ilgi: (2)
    Prof.Dr.Turgut AKINTÜRK- Prof.Dr.Jale G. AKIPEK- Türk Medeni
    Hukuku –Kişiler Hukuku –ilgi5)
    Prof.Dr.Ahmet KILIÇOĞLu- Borçlar Hukuk Genel Hükümleri- ilgi: (6, 23,25, 26)
    Prof.Dr. Süha TANRIVER- Noterlik Açısında Vekalet (Temsil)- ilgi ( 7,8,
    8b,8c,9,10,21)
    Ziya GÖKÇE- Noterlik Tavsiyeleri El Kitabı- ilgi 11)
    Gürsel Öcal GÖKGÖZ-Tapu İşlemleri- ilgi 13,14,15,16,17,18,19,20,23a,24)
    Prof.Dr. Kemal OĞUZMAN-Prof.Dr.M.Turgut ÖZ-Borçlar hukuku
    GenelHükümler-İlgi8a, 22)
    Prof.Dr.Turgut AKINTÜRK-Aile Hukuku İnternet
    http://www.malihaber.com
    Av.Cevat Edege-Borçlar Hukuku Umumi-Yarg.Y.1983 (çeviri)
    Lütfi Dalamanlı/Faruk Kazancı/Muharrem Kazancı-İlmi Kazai İçtihatlarla Açıklamalı
    B.K.cilt:4 – Kazancı Y.
    Doç.Şebnem Akipek-Alt Vekalet-Yetkin Y.2004
    Prof.Dr.Şahin Akıncı-Vekalet Sözleşmesinin Sona Ermesi-Sayram Y.
    Prof.Dr.Aydın Zevkliler-Borçlar hukuku Özel Borç İlişkileri- Seçkin Y.2004
    Gürsel Öcal Dörtgöz-Tapu İşlemleri-ilgi: (1,1a, 1b,1c,2,3,13)
    Prof.Dr.Hasan Pulaşlı-Şirketler Hukuku-ilgi: (4,5,6,7)
    Metin Yeşil- Tapu İşlemleri- ilgi: (1d)
    (TTK 321. maddeye ilintili HD 03 E 2002/414 K 2002/1200, HD 03 E 1990/12165 K 1990/12683, HD 11 E 1974/132 K 1974/126, HD 11 E 1999/8298 K 2000/19, HD 11 E 2004/1953 K 2004/11442, HD E 2000/8209 K2000/8946, HD 12 2002/3171 K 3973, HD12 E 2003/314 K 2003/2307, HD19 E 1996/3017 K 1996/9768, HD 19 E 2001/6502 K 2002/2582, HD 19 E 2002/2473 K 2002/3294, HG00 E 2002/12-58 K 2002/92 sayılı Yargıtay kararları.) (2a)



    (TTK m.175’ e ilişkin örnek Yargıtay kararları; CD 09 E 1990/2353 K 1990/1326, CD 09 E 1995/1414 K 1995/5564, HD 11 E 1974/934 K 1974/1590, HD 12 E 2002/3171 K/3973 ve TTK m 177’e ait örnek kararlar; HD 10 E 2002/3171, HD 19 E 2001/2387 K 2001/6608, HG E 1947/2) ilgi: (8)



    (TTK m.433’e ilişkin Yargıtay Kararları HD 11 E 1974/3523 K 1975/31, HD 11 E 1996/5907 K 1996/6859 ve TTK m 540 ile ilgili karar örnekleri CD 09 E 1990/2353 K 1990/3216, CD 11 E 2001/11409 K 2002/135, CD 11 E 2001/3907 K 2001/5039, CD 11 E 2002/8501 K 2002/9268, HD 11 E 2004/10695 K 2004/14195, HD 12 E 2005/23038 K 2005/26043, HD 16 E 2004/3142 K 2004/6188 ve TTK m. 542 ye ilişkin örneklerse HD 11 E 1999/8298 K 2000/19, HD 11 E 2004/1953 K 2004/11442, HD 11 E 2005/1362 K 2006/1253, HD12 E 2005/23038 K 2005/26043, HD12 E 2005/400 K 2005/2118) -ilgi: (9)



    Poroy/Tekinalp/Çamoğlu:ilgi: (10,11,12)



    -----3.4.1930 tarihli 1580 Sy Belediye Kn.
    ----3.7.2005 tarihli 5393 Sy Belediye Kn.
    ----10.7.2004 tarihli 5216 Sy Büyükşehir Belediyesi Kn
    ----26.6.1984 tarih 30030 Sy Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında KHK’nin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki Kn.
    ----12.12.1984 tarih 18603 Sy Resmi Gazete de yayımlanmış Büyükşehir belediyelerinin Yönetimi hakkında 3030 Sy Kanunun Uygulaması İle İlgili Yönetmelik.
    ----18.1.1984 tarih 2972 Sy Mahalli İdareler İle Mahalle Muhtarları Ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kn.
    ----504 Sy 7 İlde Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında KHK.
    ----.3.2007 tarih 5594 Sy Büyükşehir Belediye Kanunu,Belediye Kanunu,İl Özel İdareleri Kanunu,Ve Mahalli İdare Birlikleri Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kn,
    ----Büyükşehir Belediyelerinin Hukuki Statülerini Yeniden Düzenleyen “Büyükşehir Belediyeleri Kanunu Tasarısı”3.3.2004 tarihinde 59.( Erdoğan Hükümeti”tarafından TBMM’ne sunulan Büyükşehir Belediyesi Kanununu genel gerekçesi ile madde gerekçeleri TBMM Genel Kurulu görüşmeleri.
    ---Dr Ahmet Figen Balıkesir Üni. Yerel Yönetimler Programı Öğretim Gör
    Büyükkent Belediyeleri Ve Yerel Hizmetler adlı makalesi.
    ---Dr Ramazan Yıldırım Diyarbakır’daki İlçesiz İlçe Belediyeleri Ya da Alt Kademe Belediyeleri adlı makalesi.
    ---Yüksek Lisans Tezi www.ekitapyayin.com
    ---Büyükşehir Belediyelerinin Hukuki Statülerini Yeniden düzenleyen “Büyükşehir Belediyeleri Kanunu Tasarısı “ Belgenet.com’da 2004 BELGEnet.
    ---Yrd Doç Dr Gürsel Kaplan, 5216 Sy Büyükşehir Belediye Kanunu İle 5393 Sy Belediye Kanununa Göre Belediye Meclisi Kararları Üzerindeki Denetim makalesi.
    ---Kemal Gözler,”Yönetmelikler”http://www.anayasa.gen.tr/yönetmelik.htm (erişim tarihi )
    —TNB Hukuk Dergileri
    *İlgi notlarında alıntı yapılmış ve “genel olarak” bu eserlerden yararlanılmıştır.



    Bu çalışma Noter Forumu adlı site üzerinden internet ortamında yapılmıştır. Çalışmaya katılmış olan noterler:



    Hülya ÖZDEMİR (ANKARA 8. NOTERİ)
    Şükran TÜFEKÇİOĞLU (GEMLİK 2. NOTERİ)
    Ferah TÜREL (KIRIKKALE 2.NOTERİ)
    Emine SEVEN (EZİNE NOTERİ)
    Emine Eren GEDİK (DÜZCE 5. NOTERİ)
    Halis Sadık UNUTMAZ (HAKKARİ NOTERİ)
    Melahat ENGİN (ŞİRVAN NOTERİ )
    Sait DOĞAN (ERZİNCAN 3. NOTERİ)

    <p>İNSANDA YOKSA EDEP... NEYLESİN MEDRESE NEYLESİN MEKTEP... OKUSA ALİM OLSA MERKEP... BAK YİNE MERKEP YİNE MERKEP...</p>