harç ve damgadan muaf temliknameler

  • SAYI : B.07.1.GİB.4.07.17.03/TAH.ÖZG:09-08/


    KONU : Temlik Alacağının Sıra Cetvelindeki Yeri



    Bilindiği gibi 6183 sayılı Kanununun 21. maddesinde,


    “Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur. Genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim, harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmü uygulanmaz.


    Rehinli alacakların hakları mahfuzdur. Ancak, gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan evvel gelir.
    ./..


    Borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinin üçüncü sırasında, bu sıranın önceliğini alan alacaklar da dahil olmak üzere tüm imtiyazlı alacaklar ile birlikte işleme tabi tutulur.”


    hükmüne yer verilmiştir.


    Aynı Kanunun 3 üncü maddesi ile de, bu kanunda yalnızca “mal” olarak geçen terimin, menkul, gayrimenkul mallarla, her çeşit hak ve alacakları ifade ettiği belirtilmiştir.


    Amme alacaklarına öncelik hakkı veren 6183 sayılı Kanunun 21 inci madde hükmü ile, üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden önce o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulduğunda satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağına ilişkin düzenlemeler yapılmış, borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacağının sırası belirlenmiştir.


    Satış bedelinin dağılımında, amme alacaklarından önce tesis edilmiş olan rehinli alacakların hakları (icra hukukunda temlik alacakları da rehinli alacak gibi değerlendirilmektedir) saklı tutulmuş, ancak eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacaklarına, rehinli alacaklardan da önce tahsil edileceğine yönelik öncelik hakkı verilmiştir.


    6183 sayılı Kanunun bu hükmüne göre, üçüncü kişilerin haczi para ve alacaklar üzerinde olsa dahi para kendilerine ödeninceye kadar, söz konusu para üzerine kamu alacağı için de haciz konulması durumunda bu amme alacağının da hacze iştirak ettirilmesi gerekecektir.


    Ayrıca, aynı madde hükmüne göre, üçüncü kişiler ve kamu alacağı için haczedilen mallar üzerine, haciz tarihlerinden önce ve birinci sırada olmak kaydıyla rehin gibi temlik işlemi de tesis edilmiş olması durumunda, bu malların satış bedelinden öncelikle temlik alacaklısının alacağının ödenmesi, temlik alacağından sonra bir tutar kalması ve kalan bu tutarın da amme alacağı ile birlikte diğer haciz alacaklarını karşılamaması durumunda, kalan tutarın amme alacağı ile temlik alacaklısından sonra gelen ilk üçüncü kişi haczi arasında garameten paylaştırılması gerekmektedir.


    Zira, Kanun ve sözleşme ile veya işin mahiyeti icabı yasaklanmadıkça borçlunun rızası aranmaksızın alacaklı, alacağını üçüncü şahsa temlik edebilir. (BK md.162) Temlik işleminin geçerli olması için yazılı şekilde yapılması yeterlidir. (BK md.163) Temlik, kazandırıcı nitelikte bir tasarruf işlemi olarak alacağın bütün yan ve öncelik hakları birlikte, temlik sözleşmesinin tamamlandığı andan itibaren yeni alacakların mal varlığına girmesi sonucunu doğurur. (BK md.168) Diğer bir ifadeyle;-eski alacaklıya verilmiş olan rehin ve kefalet, eski alacağa bağlı akdi veya kanuni faizler, alacak dolayısıyla doğan hapis hakkı ve alacağa bağlı yenilik doğuran haklar ve benzerleri, hep yeni alacaklıya geçer. Bu sebeple geçerli bir temlik işleminden sonra temlik edenin alacaklıları artık bu alacağa dokunamazlar, aksine devir alanın alacaklıları, onu haczettirme imkanına kavuşurlar.


    Bu bağlamda, sıralamada temlik konusu alacağa hacizlerden önce olması koşuluyla öncelik verilmesi gerekir.


    Diğer taraftan, Borçlar Kanununda temliğin yazılı şekilde yapılması yeterli görülmekle birlikte, Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 8 inci maddesinin (g) bendinde, “Herhangi bir alacağı temellük eden kişilere yapılacak ödemelerde noterce onaylanmış alacak temliknamesi” aranacağı düzenlenmiştir.



    Söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan 13.06.2007 tarihli B.07.1.GİB.0.06.36/3676-302/53388 sayılı 2007/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesinde, amme alacakları için haczedilen malların satışı halinde satış bedelinin dağıtımında uyulması gereken esaslar çok sayıda örnekle açıklanmış olup, icra dairelerince de referans olarak alınan söz konusu genelgeye www.gib.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.


    Ancak, kamu haczinin de iştirak ettiği satış/hak ediş bedelinin dağıtımında yukarıda belirtilen esaslara uyulması gerekmekle birlikte, 2004 sayılı İcra İflas Kanununun,


    -140/1 inci maddesinde yer alan “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” hükmü ile,


    -141 inci maddesinde yer alan “Sıra cetvelinin birer sureti icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilir.” hükmünden hareketle,


    Yüklenici-takip borçlusunun nezdinizde tahakkuk eden hak ediş tutarı, tüm alacaklıların (bütün takip alacaklıları ile temlik lehtarlarının) alacaklarını ödemeye yetmezse, ilk haczi koyan icra dairesince bir sıra cetveli yapılması ve tüm alacaklılara tebliğ edilerek kesinleşmesi gerekir.


    Sıra cetveli yapma görevi, ilk haczi koyan icra müdürlüğüne ait olup, üçüncü kişi ve idare hangi icra dairesine ödeme yapacağını belirleyemez. İdarelerin haciz bildirimi tarihlerini esas alarak yapacağı dağıtımın İcra İflas Kanununun 140 ve devamı maddeleri hükümlerine aykırılık teşkil edeceği tabiidir.


    Bu itibarla, takip borçlusu-yüklenicinin nezdinizdeki hakedişlerinden kanunlardan ve sözleşmeden kaynaklanan kesintiler yapıldıktan sonra bakiye miktar, sıra cetveli yapılması kayıt ve şartıyla icra müdürlüğüne ödeneceği hususunda, mevcut hacizler ve temliklerin bir listesiyle birlikte ilk haczi koyan İcra Müdürlüğü olan Antalya .... İcra Dairesi dosyasına beyanda bulunulması, daha sonra ilgili idareye takip borçlusunun hak edişinin İcra Müdürlüğüne aktarılması konusunda bilgi verilmesi gerekmektedir.


    Ayrıca bu konuda alacak üzerinde hak iddia eden tüm alacaklılar da haberdar edilmelidir.Konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün 13 Sıra Nolu İç Genelgesinde gerekli açıklamalar yapılmıştır.




    Sayın meslektaşım,
    Öncelikle mevzuu geçen temlikin damga vergisine tabi olup olmadığı iyice araştırılarak işlemin icrası sağlanmalıdır(2007/5 sayılı genelgeye bakabilirsiniz).
    Kişisel kanaatim odur ki;alacak üzerinde hakkı olan kişi yada kurumlar dışında bildirime gerek olmadığını düşünüyorum.Yanlız temlik aleyhtarı bu işlem neticesinde vergi mükellefiyetinde bir değişiklik doğurması durumunda tebliğ harcı alınmak suretiyle ilgili V.D. bildiriminin faydalı olacağı kanaatindeyim. Saygılarımla

    ÖNEMLİ OLAN RUH GÜZELLİĞİ DEĞİL, RUS GÜZELLİĞİDİR!....

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen Murad ().