MİRAS TAKSİM SÖZLEŞMESİ

  • MİRAS TAKSİM SÖZLEŞMESİ


    VEZNE KODU : 15.1


    - Değer gösterme zorunluluğu yoktur.
    - Değer gösterilirse nisbi, gösterilmezse maktu harç+vergi alınır.


    Noterlerin Miras Taksim Sözleşmesi yapabilmesinin ön koşulu tüm mirasçıların sözleşmeye katılması yani bir arada olması ayrıca iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüşmeden bu sözleşmenin yapılması yani iştirak halinin devam ediyor olmasıdır. Eğer iştirak halindeki mülkiyet Müşterek mülkiyete dönüştürülmüş ise resmi senet düzenlemeye tapu yetkili bu halde haricen veya noter tarafından miras taksim sözleşmesi yapılamıyor.


    YAZIM :
    - İşlem düzenleme şeklinde yapılacaktır.
    - İlgililerin resmi yapıştırılır.
    - İlgililerin Kimlik fotokopisi eklenir.
    - İlgili gerçek kişi adına vesayeten, velayeten v.s. işlem yapıyorsa, bunlara ilişkin yetki belgelerinin mahkeme kararlarının fotokopisi müstenidat olarak işleme eklenir.
    - Taksim sözleşmesi, miras kalan bütün taşınmazlar veya bir kısmı için de yapılabilir(TMY 676).
    - Bütün mirasçıların veya yetkili vekillerinin katılması zorunludur. İşlem tescil ettirme yetkisini taşımalıdır. Taşınmazlar ayrı il veya ilçelerde ise, nüsha sayısını artıracağı dikkate alınmalıdır.
    - Değer göstermek zorunlu değildir. Gösterilmemişse; işlemden bir maktu harç alınacak (Harçlar Yasası 2 s.tarife 11-11). damga vergisi alınmayacaktır. Değer gösterilirse; değer üzerinden nispi damga vergisi ve imza başına nispi harç alınacaktır.


    -Taksim sözleşmesi, miras kalan bütün taşınmazlar veya bir kısmı için de yapılabilir(TMY 676)


    -Bütün mirasçıların veya yetkili vekillerinin katılması zorunludur. İşlem tescil ettirme yetkisini taşımalıdır.


    -Taşınmazlar ayrı il veya ilçelerde ise, nüsha sayısını artıracağı dikkate alınmalıdır.


    -Mirasçılar sözleşmede paylarına düşen mallar bakımından KARŞILIKLI OLARAK haklarından vazgeçtiklerini açık,kesin ve tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtmiş olmalıdırlar.(TNB Hukuk Dergisi:Sayı 140-15 Kasım 2008 sahife 66)




    ÖRNEK:


    "Murisimiz ....... dan mirasçıları olarak bizlere gelen taşınmazların aramızda anlaşarak yaptığımız taksim sonunda :
    1- AA'ya:.... ili.... ilçesi... bölge... mah... .pafta... ada... parsel... hisseli taşınmaz,
    2- MA'ya :... İli....ilçesi....mah....pafta...ada ...parsel...arsa paylı...zemin kat, 2 numaralı bağımsız bölüm,


    3- BA.'ya:
    a-) A ili....ilçesi....mah....pafta...ada ...parsel...arsa paylı 2. kat, 3 numaralı bağımsız bölüm,
    b-) B ili ilçesi....mah....pafta...ada ...parsel.. .arsa paylı zemin kat 2 kat bağımsız bölüm


    4- ZA'ya :... ili ilçesi....mah....pafta...ada ...parsel...arsa paylı 2. kat, 8 numaralı bağımsız bölüm,
    5- TA'ya :... ili ilçesi....mah....pafta...ada ...parsel...arsa paylı 1. kat, 6 numaralı bağımsız bölüm,
    6- ŞA'ya :... ili ilçesi....mah....pafta...ada ...parsel de 14/480 arsa paylı zemin kat, 3 numaralı bağımsız bölüm isabet ettiğini, bu taksimi ve her bir mirasçının tek başına ilgili tapu sicil müdürlüğüne başvurarak kendi adına intikal ve tescil işlemlerini yaptırmasını kabul ettiğimizi bildiririz ." diyerek sözlerini bitirdiler.


    GENEL YAZI 2007/52
    1-Yaşı küçük çocuk ile ana-babası arasında yapılacak mirasın taksimi sözleşmelerinde çocukla mirasçı olan ana ve baba arasında bir sözleşme akdedilmesi halinde işleme kayyımın katılması ve hakimin onaylaması gerekmektedir.


    2-Ancak,ana baba ile çocuk ile diger mirasçılar arasında yapılacak taksimde,yani küçük çocuk ile ana-babaya aynı taşınmazda hisse verilmesi ve hisse miktarında değişiklik yapılmaması,taksimin ana-baba yararına bir sonuç doğurmaması halinde kayyımın katılmasına ve hakim onayına gerek bulunmamaktadır.


    2007/26 sayılı GENELGE
    5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8.maddesi gereğince Bölünemez büyükyükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu araziler ifraz edilemez,payları 3.şahıslara satılamaz,devredilemez veya rehnedilemez.hükmü mevcuttur.(Yani miras taksiminde bölünemez büyüklükteki arazinin paylarının devredilmezliği mirasçılar arasında değil 3.kişiler içindir.)
    Noter formundan"….. Buradaki belirttiğiniz şekilde - muristen miras kalan dört parça taşınmazın ; geriye kalan mirasçı dört kardeşe , TAŞINMAZLARDA HERHANGİ BİR TASARRUFA GİDİLMEKSİZİN - MİRASÇILARIN KENDİ ARALARINDA NOTERDE YAPACAKLARI MİRAS PAYI SÖZLEŞMESİ İLE TAKSİMİNDE ; 5403 Sayılı Yasaya ve bu Yasanın 8/4.md.sine herhangi bir aykırılık , KESİNLİKLE söz konusu olamayacağı gibi ; öte yandan , TMY.nın 677 md.sine de uygunluk arz edecektir . Çünkü ; buradaki Mirasın Paylaşılması sonucu , 5403 Sayılı Yasanın yasakladığı hususlara aykırı davranılmadığı gibi , mirasçıların rızai istekleri doğrultusunda , miras kalan taşınmazların esası ve miktarı da bozulmaksızın , kendi aralarında bir paylaşım suretiyle , muristen kalan taşınmazların - mirasçıların kendi içlerinde paylaşılıp - el değiştirmeleri söz konusu olmuştur . HER BİR MİRASÇININ , FARKLI BİR TARLAYI ALMASINDA DA , MİRASÇILARIN MİRAS PAYLARINDAN FERAGAT SURETİYLE - TÜM TARLALARIN BİR MİRASÇI ÜZERİNE DEVRİNDE DE , YASAYA HİÇ BİR SURETLE AYKIRILIK SÖZ KONUSU OLMAYACAKTIR .



    Buna aykırı bir hal ise , Anayasal Mülkiyet hakkına Aykırılık oluşturacaktır ."Mirasın Taksimi Medeni Kanunun 611 nci maddesi mirascılar arasındaki taksim sözleşmesinin yazılı olmasını yeterli saymış, taksimin geçerli ve tapu siciline tescili için ayrıca resmi senet düzenlenmesini aramamıştır. Ancak taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için taksim sözleşmesine terekeye dahil bulunan bütün malların dahil edilmesi gerektiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/Nisan/1971 gün 6/520/246 sayılı kararında belirtilmişti.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1984/2 Esas, 1985/5 karar sayılı kararında "İçtihad aykırılığının giderilmesi isteminde dayanılan kararlardan" biride yukarıda sözü edilen Yargıtay Hukuk Kurulu Kararıdır.
    Bu nedenle; Yargıtay İçtihad Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararının genel esprisi içerisinde miras taksim sözleşmelerininde, terekeye dahil bütün taşınmaz malları kapsamasına gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır.


    DÜZENLEME ŞEKLİNDE YAPILMASI ZORUNLU İŞLEMLER:


    Madde 89 - Niteliği bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektiren sözleşme ve vekaletnamelerle, vasiyetname, mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış, gayrimenkul satış va'di, vakıf senedi, evlenme mukavelesi, evlat edinme ve tanıma, mirasın taksimi sözleşmesi ve diğer kanunlarda öngörülen sair işlemler bu fasıl hükümlerine göre düzenlenir.


    TÜRK MEDENİ YASASININ 640 İLE 682 MADDELERİ ARASINDA DÜZENLENMİŞTİR.
    I. PAYLAŞMA SÖZLEŞMESİ


    Madde 676 - Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar.


    Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler.


    Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.


    II. MİRAS PAYI ÜZERİNDE SÖZLEŞME


    Madde 677 - Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır.


    Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar.


    III. MİRASIN AÇILMASINDAN ÖNCE YAPILAN SÖZLEŞMELER


    Madde 678 - Mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir.


    Böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir.


    B - MİRASÇILARIN BİRBİRİNE KARŞI SORUMLULUĞU


    I. GARANTİ BORCU


    Madde 679 - Paylaşmanın tamamlanmasından sonra mirasçılar, paylarına düşen mallar için birbirlerine karşı satım hükümlerine göre sorumludurlar.


    Mirasçılar, paylaşmada her birine özgülenmiş olan alacakların varlığını birbirlerine karşı garanti ettikleri gibi; borsaya kayıtlı olan kıymetli evrak dışında, alacağın mirasçının hakkına mahsup edilen miktarı için borçlunun ödeme gücünden adi kefil gibi sorumludurlar.


    Garantiye ve kefalete dayanan dava, paylaşma tarihinin veya daha sonra yerine getirilecek alacaklarda muacceliyet tarihinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.


    II. PAYLAŞMA SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİ


    Madde 680 - Borçlar Kanununun geçersizliğe ilişkin genel hükümleri, paylaşma sözleşmeleri hakkında da uygulanır.


    C - MİRASÇILARIN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE KARŞI SORUMLULUĞU


    I. MÜTESELSİL SORUMLULUK


    Madde 681 - Mirasçılar, bölünmesine veya nakline alacaklı tarafından açık veya örtülü olarak rıza gösterilmemiş olan tereke borçlarından dolayı, paylaşmadan sonra da bütün malvarlıklarıyla müteselsilen sorumludurlar.


    Paylaşmanın gerçekleştiği tarihin veya daha sonra yerine getirilecek borçlarda muacceliyet tarihinin üzerinden beş yıl geçmekle teselsül sona erer.


    II. MİRASÇILARA RÜCU


    Madde 682 - Paylaşma sözleşmesinde ödenmesi kendisine yükletilmemiş olan bir tereke borcunu veya üzerine aldığı miktardan fazlasını ödeyen mirasçı, diğer mirasçılara rücu edebilir.


    Rücu hakkı, ilk önce, ödenmiş olan borcu paylaşma sözleşmesiyle üstlenmiş bulunan mirasçıya karşı kullanılır.


    Diğer hallerde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, mirasçılardan her biri terekedeki borçları miras payı oranında ödemekle yükümlüdür.



    **********
    MİRAS TAKSİM SÖZLEŞMESİ
    GENEL YAZI 2007/52
    1-Yaşı küçük çocuk ile ana -babası arasında yapılacak mirasın taksimi sözleşmelerinde çocukla mirasçı olan ana ve baba arasında bir sözleşme akdedilmesi halinde işleme kayyımın katılması ve hakimin onaylaması gerekmektedir.


    2-Ancak,ana baba ile çocuk ile diğer mirasçılar arasında yapılacak taksimde,yani küçük çocuk ile ana-babaya aynı taşınmazda hisse verilmesi ve hisse miktarında değişiklik yapılmaması,taksimin ana-baba yararına bir sonuç doğurmaması halinde kayyımın katılmasına ve hakim onayına gerek bulunmamaktadır.




    BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
    Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığı
    Sayı :B.09.1.TKG0100001- 073/ 12/02/2007
    Konu: 5578 sayılı Kanun ile Toprak
    Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun.


    GENELGE NO:1640
    2007/ 2
    TAPU VE KADASTRO .......BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE
    .............................. TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜNE
    .............................. KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE


    İlgi : a) 03/10/1997 tarihli, 1997/12 sayılı genelge,
    b)12/02/2007 tarihli, B.09.1.TKG0100001-073/1640(2007/2) sayılı genelge,
    c) 05/03/2007 tarihli, 5578 sayılı kanuna göre yapılan protokol.


    5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunun 8 inci maddesi, 09.02.2007 tarihli ve 26429 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 5578 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yapılan değişikliğin idaremizi ilgilendiren hükümlerinin uygulanış şekli ilgi (b) sayılı genelgemizde duyurulmuştu.
    Ancak söz konusu Kanunun uygulanmasında meydana gelen tereddütler nedeniyle, Genel Müdürlüğümüz ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü arasında 05/03/2007 tarihli "5578 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik yapılması Hakkında Kanunun 2 inci maddesinin Uygulanması ile İlgili Protokol" düzenlenmiştir.
    Protokol, "Bilindiği üzere 09.02.2007 tarih ve 26429 sayılı resmi gazetede yayımlanan 5578 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanununun 2.maddesinde, en küçük alana sahip ve daha fazla küçülmemesi gereken bölünemez parsel büyüklükleri mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar,dikili tarım arazilerinde 0.5 hektar ve örtü altı tarım yapılan arazilerde 0.3 hektar olarak yeniden belirlenmiştir.
    Kanunun 8.maddesinin son fıkrasında,"bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu araziler ifraz edilemez, payları üçüncü şahıslara satılamaz, devredilemez veya rehnedilemez" ifadesi yer almaktadır.
    Bu nedenle;
    a) Yukarıda belirtilen bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde oluşmuş hisselerin üçüncü şahıslara satılması devredilmesi veya rehin edilmesi yasaklanmakta olup bölünemez büyüklüklerin üzerinde alana sahip parsellerdeki hisselerin üçüncü şahıslara satılmasında, devir edilmesinde veya rehin edilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak ifraz yapılırken tarım arazilerinde bölünemez büyüklüklerin altında parsel oluşturulmaz.
    b) Bölünemez büyüklüğün üzerinde olan tarım arazileri yukarıda belirtilen miktarların altında ifraz edilmemek şartıyla oranına bakılmaksızın hisseli olarak satılabilir.
    c) Bölünemez büyüklükte ve birlikte mülkiyetin olduğu tarım arazilerinde, paydaşlarının veya iştirakçilerinin tamamının birlikte katılımı ile üçüncü kişiye satışı yapılabilir, devir edilebilir veya bölünemez büyüklükte ve birlikte mülkiyetin olduğu tarım arazisinin tümü rehin edilebilir.
    d) Mevcut mevzuatlar kapsamında yapılan her türlü (nazım imar planları, uygulama imar planları ve mevzii imar planları gibi) onaylı planlar içerisinde bulunan araziler; tarımsal niteliği korunacak yerler hariç arsa niteliği kazanmaları nedeniyle kanun kapsamı dışındadır.
    e) Planı bulunmayan, yoğun yerleşim alanları içerisinde kalan ve tarımsal amaçlı kullanımı mümkün olmayan araziler de bu kanun kapsamı dışındadır.
    f) Kadastro çalışmalarında; Kadastronun tasfiyeye yönelik bir uygulama olması nedeniyle, tapu dışı sözleşmelere dayalı yapılan ifrazen taksim işlemlerinde 5403 sayılı Kanunun, harici satışlarda ise 5578 sayılı Kanunun yürürlük tarihleri esas alınacaktır." hükümlerine göre;
    1- Bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde "Bölünemez büyüklük, mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardır.Tarım arazileri bu büyüklüklerin altında ifraz edilemez, bölünemez veya küçük parsellere ayrılamaz.Ancak çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak istekleri olan bitkilerin yetiştiği yerler ile seraların bulunduğu alanlarda, yörenin arazi özellikleri daha küçük parsellerin oluşmasını gerekli kıldığı takdirde, Bakanlığın uygun görüşü ile daha küçük parseller oluşturulabilir.Bakanlığın uygun görüşü ile kamu yatırımları için ihtiyaç duyulan yerler hariç olmak üzere tarım arazileri, belirlenen büyüklükteki parsellerden daha küçük parçalara bölünemez."birlikte mülkiyet olarak tasarruf edilen hisselerin üçüncü şahıslara satılması, devredilmesi veya rehin edilmesi yasaklanmış olduğundan, hisselerin aynen veya parçalara ayrılmak suretiyle üçüncü kişilere satışı, devri veya rehin edilmesine yönelik talepler karşılanmayacaktır.
    Ancak, birlikte mülkiyet olarak tasarruf edilen bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde, paydaşların veya iştirakçilerin tamamının birlikte katılımıyla hisselerini üçüncü bir kişiye satmaları, devir etmeleri veya tarım arazisinin tümünü rehin etmelerinde bir sakınca bulunmamaktadır. Buna ilave olarak, paydaşlar kendi aralarında paylarını birbirlerine satış yapabilir, devredebilirler.
    Tarım arazisinin hangi sınıfa girdiği, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım İl veya İlçe Müdürlüklerine soru konusu edilerek veya ilgilisi tarafından alınacak yazı ile belgelendirilecektir.Eğer bölünemez büyüklükte tarım arazisi ise tescilli olduğu tapu kütük sayfasının beyanlar hanesine "5403 sayılı Kanunun 8 inci maddesine tabiidir." şeklinde şerh verilmesi gerekmektedir.
    2-Bölünemez büyüklüklerin üzerinde bir alana sahip tarım arazilerinde, paydaşlardan bir veya birkaçının hisselerini üçüncü şahıslara aynen veya kısmi olarak satmalarında, devir etmelerinde veya rehin etmelerinde bir sakınca bulunmamaktadır.
    3-Talep konusu parselin bulunduğu yerin planının olup olmadığı; planı varsa kullanım amacının (nazım, uygulama imar,v.b.) ne olduğu ilgili Belediyelerden veya Valiliklerden alınacak yazı ile belgelendirilecektir.Bu planların kesinleşmesi ile plandaki kullanım amacına tabi olacağından, tarımsal alana tahsis edilmeyen yerler, bu kanun kapsamı dışında değerlendirilecektir.
    4-Onaylı imar planı bulunmamakla birlikte, Yoğun yerleşim alanları içerisinde kalan ve tarımsal amaçlı kullanımının mümkün olmadığı Belediye sınırları içerisinde ise Belediyeden, belediye sınırları dışında ise Valilikten (İl Özel İdare) alınacak yazı ile belgelendirilerek ,bu Kanun kapsamı dışında değerlendirilecektir.
    5-3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu ile ilgili olarak Tarım Reformu Bölge Müdürlüğüne ve Tarım İl veya İlçe Müdürlüklerine soru konusu edilerek alınacak cevaba göre işlemlere yön verilecektir.
    6-Kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanması Anayasamızın 138 inci maddesinin amir hükmüdür.Bu nedenle bölünemez büyüklükte ve birlikte mülkiyetin olduğu tarım arazileri hakkında verilen mahkeme kararları yerine getirilecektir.
    7-Bölünemez büyüklükte ve birlikte mülkiyetin olduğu tarım arazilerinde, satışa konu edilemeyen yerlerin, satış vaadlerine de konu olamayacağı kuşkusuzdur.
    8-Talebe bağlı işlemlerde; 5578 sayılı yasa kapsamında bölünemez büyüklüğün altında parsel oluşturulması mümkün olmadığından, 5578 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 09/02/2007 tarihinden önce alınmış olsa da ifraza yönelik belediyelerden ve idare kurullarından alınan encümen kararları uygulanamayacaktır.
    9- Kadastro çalışmalarında;
    a) Kadastro çalışmalarında Taksim Sebebiyle Ayırma ve Birleştirmeler Hakkında Yönetmelik'in 3/c maddesinde, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunun yürürlüğe girdiği 19/07/2005 tarihinden sonra tarım arazilerinde haricen yapılmış olan her türlü ifrazen taksimlerde, ifrazen oluşan parsellerin yüzölçümleri bu Kanuna göre belirlenecek tarımsal arazi yeter büyüklüklerinin altında ise ifrazen taksimin kabul edilmeyeceği belirtilmişti.
    Bu kerre, 09/02/2007 tarihli 26429 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 5578 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile tarım arazilerinde bölünemez büyüklük, mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektar olarak belirlendiğinden, 5403 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 19/07/2005 tarihinden sonra tarım arazilerinde, hissedarları veya iştirakçileri arasında haricen yapılmış olan ifrazen taksimlerde, ifrazen oluşan parsellerin yüzölçümlerinin bölünmez büyüklük olarak kabul edilen bu miktarların altında olması durumunda ifrazen taksim talebi karşılanmayacaktır.19/07/2005 tarihinden önce yapıldığı tespit edilen ifrazen taksimlerde ise parsel yeter büyüklüğü aranmayacaktır.
    b) 5578 sayılı Kanunun 2 inci maddesi ile, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu araziler ifraz edilemez, payları üçüncü şahıslara satılamaz, devredilemez veya rehnedilemez hükmü getirildiğinden, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım İl veya İlçe Müdürlüklerinden bildirilen birlikte mülkiyet olarak tasarruf edilen bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde, 5578 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 09/02/2007 tarihinden sonra haricen yapılmış olan hisselerin aynen veya parçalara ayrılmak suretiyle üçüncü kişilere satışı kabul edilmeyecektir ve kadastro tutanağının beyanlar hanesine "5403 sayılı Kanunun 8 inci maddesine tabiidir." şeklinde şerh verilmesi gerekmektedir.
    Ancak, birlikte mülkiyet olarak tasarruf edilen bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde, paydaşların veya iştirakçilerin tamamının birlikte katılımıyla hisselerini üçüncü bir kişiye satmaları mümkün olduğundan, 3402 sayılı Kanundaki şartların mevcut olması halinde tespit alıcısı adına yapılacaktır.
    09/02/2007 tarihinden önce yapıldığı tespit edilen harici satışlarda ise, bu Kanun hükümleri uygulanmayacaktır.
    İlgi (b) genelge ile ilgi (a) genelgenin tarım arazilerine yönelik hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.
    Bilgilerinize ve Bölge Müdürlüğünüze bağlı tüm birimlere ivedilikle duyurulmasının teminini rica ederim.



    Mehmet Zeki ADLI
    Genel Müdür V.



    Genelge No: 1478
    Genelge Tarihi: 27.11.1985
    Konusu: Miras Payının Devri ve Taksimi Hk.


    Bilindiği üzere, miras, miras bırakanın ölümü ile bütün hak ve borçlarının kanunun veyahut murisin ölüme bağlı bir tasarrufla gösterdiği kimselere geçmesidir. Muris birden fazla mirasçı bırakmış ise kalan mal ve borçların taksime kadar iştirak halinde mülkiyet olarak kalacağı Medeni Kanunun 581 nci maddesinde, iştirak devam ettiği sürece taksim ve şayi cüzüde tasarrufun mümkün olmaycağı aynı kanunun 630 ncu maddesinde hükme bağlanmıştır.
    Murisin ölümünden sonra, mirasçılar mirasa dahil belli bir şey almaksızın, mirasdaki (terekedeki) payın tamamını diğer mirasçılardan birine veya birkaçına ivazlı veya ivazsız olarak temlik etmesi Medeni Kanunun 612/1 fıkrası gereğince mümkün olup, temlike ilişkin sözleşmenin yazılı olması yeterli görülmekte ve bugüne kadar uygulama buna göre yapılmakta idi.
    Ancak, 20/Temmuz/1985 gün 18817 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1984/2 Esas, 1985/5 Karar sayılı kararında; "Medeni Kanunun 612 nci maddesi uyarınca mirasın taksiminden önce terekeye dahil belli bir taşınmaz maldaki miras hakkının diğer bir mirascıya temlikine ilişkin sözleşmenin geçeril bulunması için temlik edenin terekedeki tüm miras haklarını kapsaması gerekmediğine, bu nitelikteki sözleşmenin geçerli bulunduğuna ve böyle bir sözleşmenin iştirak hali bozulmadan tapuda işlem yapılmasını sağlıyacağı ....................açıklanmıştır.
    Bu durumda;
    A - Miras Payının Temliki
    1) Medeni Kanunun 612 nci maddesi gereğince gerek noterler ve gerekse tapu sicil müdürlüklerince düzenlenecek miras payının temlikine ilişkin sözleşmelerin terekedeki bütün miras paylarını kapsamasına gerek bulunmamaktadır. Mirascılar arasında yapılacak miras payı temliklerinin iştirak hali bozulmadan yine iştirak halinde mülkiyet olarak, payını devreden mirascı veya mirascıların yerlerine devralan mirascı veya mirascılar yazılmak suretiyle tescil işlemlerinin yapılması gerekmektedir.
    Örnek: Taşınmaz mal Mehmet Õnlü, İsmet Õnlü, Osman Õnlü, Mustafa Õnlü adlarında verasette iştirak halinde tescillidir. Mirascılardan Osman Õnlü bu taşınmaz maldaki miras payını diğer mirascı Mehmet Õnlüye satmıştır. Tescil işlemi aşağıdaki şekilde yapılması gerekir.


    Malikin Adı Soyadı Baba Adı İktisabı Kayıt Tarihi Yevmiye
    02/11/1985 2001
    Mehmet ÜNLÜ Salih oğlu İntikal 01/11/1985 1910
    02/11/1985 2001
    İsmet ÜNLÜ Salih oğlu İntikal 01/11/1985 1910
    02/11/1985 2001
    Osman ÜNLÜ Salih oğlu İntikal 01/11/1985 1910
    02/11/1985 2001
    Mustafa ÜNLÜ Salih oğlu İntikal 01/11/1985 1910
    Mehmet ÜNLÜ Salih oğlu İn. Ve Pay Tem 02/11/1985 2001
    İsmet ÜNLÜ Salih oğlu İntikal 02/11/1985 2001
    Mustafa ÜNLÜ Salih oğlu İntikal 02/11/1985 2001



    2) Medeni Kanunun 612 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, mirascılardan bir veya bir kısmı ile üçüncü şahıs (mirascı olmayan) arasında miras payı temlik sözleşmesinin yapılması mümkündür. Ancak üçüncü kişinin hakkı, mirasın taksimi veya iştirakin bozulmasından sonra miras payını temlik eden mirascıya ait payın kendisine verilmesini istemekten ibarettir. Õçüncü şahsın mirascılık veya miras ortaklığı sıfatını kazanması ve mirasın taksimini istemesi ve taksime katılması söz konusu değildir.
    Bu durumda, üçüncü kişiye yapılan miras payı temlik sözleşmelerinin, tapu sicil müdürlüklerince düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, noterler tarafından düzenlenen ve tarafları bağlayan bu tür sözleşmelerin iştirak çözülmediği sürece tescili mümkün görülmemektedir.
    B - Mirasçılar Arasındaki Pay Devir ve Temlikleri
    Mirascılar adına verasette iştirak olarak kayıtlı taşınmaz mallardaki, miras veya mirasçıların diğer miras veya mirasçılara yapacakları hertürlü devir ve temlikleri de, terekeye dahil bir veya birkaç taşınmaz malda pay temliki olarak kabul etmek gerektiğinden, mirasçılar arasında tapu sicil müdürlüklerince düzenlenecek resmi senetle yapılacak devir ve temlik taleplerinin de, iştirak hali bozulmadan, yine verasette iştirak olarak tescil edilmek suretiyle karşılanması gerekmektedir.
    C - Mirasın Taksimi
    Medeni Kanunun 611 nci maddesi mirascılar arasındaki taksim sözleşmesinin yazılı olmasını yeterli saymış, taksimin geçerli ve tapu siciline tescili için ayrıca resmi senet düzenlenmesini aramamıştır. Ancak taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için taksim sözleşmesine terekeye dahil bulunan bütün malların dahil edilmesi gerektiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/Nisan/1971 gün 6/520/246 sayılı kararında belirtilmişti.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1984/2 Esas, 1985/5 karar sayılı kararında "İçtihad aykırılığının giderilmesi isteminde dayanılan kararlardan" biride yukarıda sözü edilen Yargıtay Hukuk Kurulu Kararıdır.
    Bu nedenle; Yargıtay İçtihad Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararının genel esprisi içerisinde miras taksim sözleşmelerininde, terekeye dahil bütün taşınmaz malları kapsamasına gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bilgi edinilmesini ve taleplerin buna göre yönlendirilmesinin temenini rica ederim.


    Halim Çorbalı
    Genel Müdür




    Tapuda müşterek ve İştirak halinde kayıtlı taşınmazlardaki ortaklığın sona erdirilmesi amacı ile her hissedara bir mal düşecek şekilde mal paylaşılma İstemidir (TMK 698,703md).
    Taksimde paylaşılan mallar arasında değer eşitliği şart değildir. Fark varsa bedelle karşılanabilir.Bedelin peşin ödenmesi de şart değildir.Kanuni ipotek tesisi ile de karşılanabilir.
    Taşınmaz mal adedi paydaş sayısına ve pay oranında bölünmeye elverişli ise aynen taksim yapılabil i r.Taksi m bir kısım taşınmaz üzerinde de yapılabilir. Kalanların da iştirak hali sürebilir.
    Taşınmaz sayısı paydaş sayısına denk gelmiyor veya hissedarlar arasında anlaşma sağlanamıyorsa bir taşınmaz mal parçalara ayrılarak (ifraz edilerek) taksim yapılabilir.
    Ayrı il ve ilçelerde bulunan taşınmazların taksim edilmesi mümkündür.
    Küçük ve kısıtlıları taksimde kanuni temsilcileri temsil ederler. Arada menfaat çatışması varsa kayyım tayini gereklidir.
    Muris adına kayıtlı olup müşterek mülkiyete dönüşmemiş İştirak halindeki mülkiyet durumunda olan taşınmazlar üzerinde mirasçıları arasında miras taksim sözleşmesi yapılabilir.
    Müşterek mülkiyete tabi taşınmazların taksimi tapu sicil müdürlüğünde resmi senetle yapılabilir.
    Bîr işlemin taksim olabilmesi için bütün ortakların,hissedarların İşleme eksiksiz olarak katılması gereklidir. Kısmi taksim mümkündür.Tak-simde her ortağın ortaklığa giren bir veya birkaç maldan hisse alması lazımdır.Hissedarlar taşınmaz veya taşınır mal yerine ayni hak alabilirler (TMK 698,703md)
    Müşterek mülkiyette taksim:
    Taksim iştirak halindeki mülkiyetler de mümkün olup, müşterek mülkiyetlerde taşınmazların taksimi resmi senetle tapuda yapılmaktadır. Adi yazılı veya noterde tanzim edilmiş sözleşmelerle müşterek mülkiyete konu taşınmazların taksimi ve yapılan taksim sözleşmesi geçer-sizdir.Farklı ilçelerdeki taşınmazların İntikal ve taksimi mümkündür.intikali tescil edilmemiş taşınmazların taksime konu edilmeleri İçin öncelikle intikali yapılacaktır.intikal ve taksim aynı senetle yapılacaktır.iştirak halindeki payın trampa İle temliki mümkündür.


    1-Veraset ilamına göre tüm mirasçıların katılması gerekir.
    2-Vekâlet varsa Muhakkak tescil istemini içerir Taksim yetkisi taşıması gerekir.
    3-Tüm mirasçılara küçük de olsa bir pay veya menkul bir mal verilmesi gerekir.
    4-Tapuda işlem göreceğinden Düzenleme şeklinde yapılması gerekir.