Şirket Müdürünün şirketin aracını kendi üzerine alamayacağı hakkında

  • Sevgili Meslektaşlarım;


    Şirket adına kayıtlı aracı şirke müdürü kendi üzerine almak istemekte. Bizde alınamayacağını beyan ettik. Bu konuda genelge veya genel yazı örneği mevcutmudur? İlgililenebilecek arkadaşlara çok teşekkür ederim.
    Saygılar...

  • ANKARA, 25.2.1994


    Özü : Aynı kişinin hem işlem alacaklısı, hem işlem borçlusu olarak işlem kağıdını imzalayamayacağı Hk.



    GENELGE


    16



    Bir sorumuz üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk Işleri Genel Müdürlüğünden gönderilen 28.1.1994 tarih ve 1965 sayılr yazıda:



    "Şirketi temsil eden müdürün, şahsına ait aracı şirkete satmak istemesinde veya şirket adına kendisiyle bir iş sözleşmesi yapmak istemesinde, düzenlenecek işleme, aynı kişinin iki taraf adına imza koyup koyamıyacağı konularında Bakanlığımızın görüşü sorulmakla konu incelendi.



    Bir kişinin hem şirket adırıa ve hem de kendi adına hareketle hukuki bir muamele yapmak istemesinde, temsıl ettiği şirketin menfaatları ile kendi şahsi menfaatları arasında çelişki doğmuş bulunmaktadır.



    Bu sebeple aynı kişinin hem işlem alacaklısı hem de işlem borçlusu olduğu bir muameleyi yapmaması gerekir.



    Bu durumda takip edilebilecek iki yol vardır: Birincisi, eğer şirketi temsil etmeye yetkili bir başka kişi varsa bu kişinin şirket adına hareketle sözkonusu muameleyi yapmasıdır.


    Ikincisi ise, eğer şirketi temsil etmeye yetkıli başka bir kişi yoksa bu durumda, Medeni Kanunun 377 nci maddesinin 4 ncü bendi uyarınca, şirkete bir KAYYIMın tayin edilmesi sağlanarak muamelenin yapılmasıdır.



    Bu itibarla, aynı kişinin hem şirket adına ve hem kendi adına hareketle yapmak istediği işlemlerin yapılmamasının hukukumuza uygun olduğu ve bu durumda ya şirketi temsil etmeye yetkili başka bir temsilci tayin edilerek, ya da şirkete bir KAYYIM tayin edilerek işlemin yapılmasının gerektiği düşünülmektedir." denilmiştir.


    Bilginizi ve gereğini rica ederim. Saygılarımla,


    Türkiye Noterler Birliği


    BAŞKANI


    M.Muhsin BILGE


    (Beyoğlu 23. Noteri

  • [size=3] Hukuk- 13710
    Ankara, 08.07.2008 Özü: Temsilcinin, bizzat kendisiyle sözleşme yapabileceği haller hk.
     
     
     [/size]

    [size=3]G E N E L G E
    ( 23 )
    [/size]

    [size=3]
    [/size]

    [size=3] [/size]

    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA[size=3] .......................... NOTERLİĞİNE
     
    İlgi : 25.2.1994 tarihli ve 16 sayılı genelge.


    Temsilcinin, hem temsil edilen tarafın mümessili, hem de karşı taraf olarak (iki taraf adına) bir sözleşmeyi imzalayıp imzalayamayacağı hususunda Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünden alınan görüş ilgi genelgemizle duyurulmuştur.


    Öğretide, temsilcinin kendisiyle sözleşme yapmaması asıl ise de, temsil edilenin bu hususta mümessile açıkça izin vermesi veya mümessilin sözleşmeyi kendisiyle yapmasında temsil edilen için maddi bir tehlike, bir zarar doğmaması ve dolayısıyla bir menfaat çatışması olmaması hallerinde mümessilin kendisiyle sözleşme yapması geçerli sayılmaktadır.


    1994/16 sayılı genelgemizde yer alan Bakanlık görüşünde bu hususlara değinilmeden sınırlayıcı bir yorum getirilmesinin uygulamada sıkıntılar yarattığı anlaşıldığından konu, Yönetim Kurulunda görüşülmüş ve Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünden yeniden görüş alınması kararlaştırılmıştır.


    Adı geçen Genel Müdürlükçe gönderilen ve Yönetim Kurulumuzun 04.07.2008 tarihli toplantısında görüşülen 10.6.2008 tarihli ve 33 - 13354 sayılı cevap yazısında;


    “Bilindiği gibi;


    Borçlar Kanunumuzun 32-37. maddelerinde, yetkiye dayanan temsil, 38-39. maddelerinde ise, yetkisiz temsil düzenlenmiştir.


    Temsil, bir hukuksal işlemi temsilci diye nitelenen bir kişinin, temsil olunan diye nitelenen başka bir kişinin ad ve hesabına yapması ve işlemin hukuksal sonuçlarının o kişinin hukuk alanında doğmasını sağlamasıdır. Gerek tanımından, gerekse kanun maddelerinin değerlendirilmesinden, temsil yoluyla yapılan hukuksal işlemlerde, temsil olunan, temsilci ve üçüncü kişinin yer aldığı görülmektedir.


    Anılan Kanunda, temsilcinin, temsil olunan adına, bizzat kendisiyle ya da üçüncü bir kişinin temsilcisi olarak hukuksal bir işlem yapamayacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, hukukumuzda tam bir görüş birliğiyle bu ilke uygulanmakta ve ancak temsil olunanın temsilciye bizzat kendisiyle sözleşme yapması için açıkça temsil yetkisi vermesi ya da (örneğin satılacak malının fiyatını 100 milyon diye belirtmiş olup da temsilcinin o malı bu fiyattan satın alması (kendisiyle sözleşme yapması) durumunda olduğu gibi) temsil olunan için temsilcinin kendi kendisiyle sözleşme yapmasında hiçbir tehlike bulunmaması durumunda temsilcinin bizzat kendisiyle sözleşme yapabileceği kabul edilmektedir.


    Bu nedenle;


    Hukuk sistemimizde, kural, temsilcinin akdi kendisiyle yapmaması ise de; istisnaen temsil olunanın, temsilciye açıkça izin verdiği konularda, temsil olunan ile temsilci arasında bir menfaat çatışması olmadığı takdirde temsilcinin iki taraf adına sözleşme imzalayabileceği düşünülmekle birlikte, konunun yargıya intikali halinde mahkemece verilecek kararın esas alınacağı da şüphesizdir.” denilmektedir.


    25.2.1994 tarihli ve 16 sayılı genelgemizin, bu açıklamalar doğrultusunda değerlendirilmesi gerekmektedir.


    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,


      BAŞKAN


     
    Hasan YENİ
    (İstanbul 28. Noteri)
    [/size]

  • [size=3] ANKARA, 25.2.1994[/size][size=3] Özü : Aynı kişinin hem işlem alacaklısı, hem işlem borçlusu olarak işlem kağıdını imzalayamayacağı Hk.[/size][size=3] [/size]

    [size=3]GENELGE
    16
    [/size]

    [size=3] [/size][size=3] Bir sorumuz üzerine Adalet 8akanlığı Hukuk Işleri Genel Müdürlüğünden gönderilen 28.1.1994 tarih ve 1965 sayılr yazıda:[/size][size=3] "Şirketi temsil eden müdürün, şahsına ait aracı şirkete satmak istemesinde veya şirket adına kendisiyle bir iş sözleşmesi yapmak istemesinde, düzenlenecek işleme, aynı kişinin iki taraf adına imza koyup koyamıyacağı konularında Bakanlığımızın görüşü sorulmakla konu incelendi.[/size][size=3] Bir kişinin hem şirket adırıa ve hem de kendi adına hareketle hukuki bir muamele yapmak istemesinde, temsıl ettiği şirketin menfaatları ile kendi şahsi menfaatları arasında çelişki doğmuş bulunmaktadır.[/size][size=3] Bu sebeple aynı kişinin hem işlem alacaklısı hem de işlem borçlusu olduğu bir muameleyi yapmaması gerekir.[/size][size=3]
    Bu durumd[/size][size=3]a takip edilebilecek iki yol vardır:[/size][size=3]Birincisi, eğer şirketi temsil etmeye yetkili bir başka kişi varsa bu kişinin şirket adına hareketle sözkonusu muameleyi yapmasıdır.
    Ikincisi ise, eğer şirketi temsil etmeye yetkıli başka bir kişi yoksa bu durumda, Medeni Kanunun 377 nci maddesinin 4 ncü bendi uyarınca, şirkete bir kayyımın tayin edilmesi sağlanarak muamelenin yapılmasıdır.
    [/size][size=3] Bu itibarla, aynı kişinin hem şirket adına ve hem kendi adına hareketle yapmak istediği işlemlerin yapılmamasının hukukumuza uygun olduğu ve bu durumda ya şirketi temsil etmeye yetkili başka bir temsilci tayin edilerek, ya da şirkete bir kayyım tayin edilerek işlemin yapılmasının gerektiği düşünülmektedir."[/size][size=3]denilmiştir.
    Bilginizi ve gereğini rica ederim. Saygılarımla,
    [/size][size=3]Türkiye Noterler Birliği[/size][size=3]BAŞKANI[/size][size=3] M.Muhsin BILGE[/size][size=3] ANKARA, 25.2.1994 Özü : Aynı kişinin hem işlem alacaklısı, hem işlem borçlusu olarak işlem kağıdını imzalayamayacağı Hk. [/size]

    [size=3]GENELGE
    16
    [/size]

    [size=3] Bir sorumuz üzerine Adalet 8akanlığı Hukuk Işleri Genel Müdürlüğünden gönderilen 28.1.1994 tarih ve 1965 sayılr yazıda: "Şirketi temsil eden müdürün, şahsına ait aracı şirkete satmak istemesinde veya şirket adına kendisiyle bir iş sözleşmesi yapmak istemesinde, düzenlenecek işleme, aynı kişinin iki taraf adına imza koyup koyamıyacağı konularında Bakanlığımızın görüşü sorulmakla konu incelendi. Bir kişinin hem şirket adırıa ve hem de kendi adına hareketle hukuki bir muamele yapmak istemesinde, temsıl ettiği şirketin menfaatları ile kendi şahsi menfaatları arasında çelişki doğmuş bulunmaktadır. Bu sebeple aynı kişinin hem işlem alacaklısı hem de işlem borçlusu olduğu bir muameleyi yapmaması gerekir.
    Bu durumda takip edilebilecek iki yol vardır:Birincisi, eğer şirketi temsil etmeye yetkili bir başka kişi varsa bu kişinin şirket adına hareketle sözkonusu muameleyi yapmasıdır.
    Ikincisi ise, eğer şirketi temsil etmeye yetkıli başka bir kişi yoksa bu durumda, Medeni Kanunun 377 nci maddesinin 4 ncü bendi uyarınca, şirkete bir kayyımın tayin edilmesi sağlanarak muamelenin yapılmasıdır. Bu itibarla, aynı kişinin hem şirket adına ve hem kendi adına hareketle yapmak istediği işlemlerin yapılmamasının hukukumuza uygun olduğu ve bu durumda ya şirketi temsil etmeye yetkili başka bir temsilci tayin edilerek, ya da şirkete bir kayyım tayin edilerek işlemin yapılmasının gerektiği düşünülmektedir."denilmiştir.
    Bilginizi ve gereğini rica ederim. Saygılarımla,
    Türkiye Noterler BirliğiBAŞKANI M.Muhsin BILGE
    (Beyoğlu 23. Noteri) (Beyoğlu 23. Noteri)
    [/size]