Posts by sena

    vergi dairesinden başlamadan 1 gün önce dilekçe verilecek, SSK müdürlüğüne yazı, iş-kur'a yazı, valiliğe, odaya, tnb'ye başlama yazısı, TNB'ye son üç aylık muvazene, KDV, Maaş bordrosu, Muhtasar, kira ödeme belgesi, SSK bildirgesi, yazıya eklenip görderilecek, Savciliğa ve Hukuk İşleri genel Müdürlügüne bildirilmek üzere Cumhuriyet baş savcılığına yazı, imza ve mühür örnekleri gönderilecek, ayrıca daha sonra noterler birliğinden size yazı gelir gönderilmesi gereken evraklar ile ilgili, Ama Vergi dairesine ve SSK'ya vermeyi unutmayınız bizim için en önemlileri bunlar. TNB sitesine üye girişi yapıp bilgi kütüphanesinden gerekli bilgileri alabilirsiniz

    Yeni Düzenlemeler Işığında Emsal Kira Bedeli Uygulaması Ve Eleştirisi


    Garip Ayaz Erdal Sönmez
    Hesap Uzmanı Hesap Uzmanı




    1. GİRİŞ


    2.


    Emsal kira bedeli, bedelsiz veya düşük bedelle kiraya verilen mal ve hakların kira gelirlerinde asgari bir had tespiti, bir başka ifade ile kiracı ve kiralayanın serbest iradeleri ile belirlenmiş kiralama işlemlerinde bedelin eksik veya düşük gösterilmesini ve böylece vergi matrahının aşınmasını önlemek için sisteme eklenmiş olan bir oto-kontrol müessesesidir.


    Emsal kira bedeli uygulaması 03.06.1949 tarih ve 5421 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile sistemimize girmiştir. (1) 5421 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda emsal kira bedeli uygulaması, 57. maddede yer almaktaydı.


    Daha sonra, emsal kira bedeli uygulaması 31.12.1960 tarih ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na taşınmış ve madde numarası 73 olmuştur. 2361 sayılı Yasa ile 73. maddenin başlığı "Emsal kira bedeli esası" haline gelmiştir. En son değişiklik ise 3239 sayılı Yasa ile yapılmıştır. Bu yasa ile 1. fıkra yeniden düzenlenmiş, 2. fıkranın, 1 numaralı bendinde değişiklik yapılmış ve aynı fıkraya 4 numaralı bent eklenmiştir. Halen madde bu şekli ile devam etmektedir.(2)


    22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanun(3), emsal kira bedeli esasında herhangi bir değişiklik yapmamış ve eski hali ile sistemde bulunmaya devam etmiştir. Aslında vergi sistemimizde bu güne kadar çok sayıda oto-kontrol müessesesine yer verilmiştir. Bunlar:


    - Emsal kira bedeli esası,


    -Ortalama kar haddi ve asgari gayrisafi hasılat esası,


    -Talih oyunları salonlarından elde edilen kazançlarda asgari vergi(4)


    -Asgari zirai kazanç esası,


    -Asgari zirai vergi,


    -Hayat standardı esasıdır.


    Yukarıda sayılan oto-kontrol müesseseleri vergi doktrin ve uygulamasında; gelirin gerçekliği ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile sürekli tenkide konu olmuştur. Hatta bu müesseselerin uygulaması Gelir İdaresi ile Vergi Yargısı arasında bir çok görüş farklılığına neden olmuştur. Son dönemde gözlemlenen eğilim bu tür oto-kontrol müesseselerinin sistemden ayıklanması yönündedir.


    Nitekim, ortalama kar haddi ve asgari gayrisafi hasılat esası, asgari zirai kazanç esası, asgari zirai vergi ve hayat standardı esası yürürlükten kaldırılmıştır.(5) Ancak emsal kira bedeli esası ile talih oyunları salonlarından elde edilen kazançlarda asgari vergi uygulaması sistemde korunmaktadır.


    Emsal kira bedeli esası uzun süreden beri, Emlak Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu'ndaki düzenlemeler nedeniyle fonksiyonel olarak işlemeyen bir oto-kontrol müessesesine dönüşmüştür. Ancak 4369 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi, Vergi Usul, Emlak ve Harçlar Kanunlarında yapılan değişikliklere paralel olarak, emsal kira bedeli uygulamasının etkin bir şekilde işlerlik kazanma olasılığı kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Bu yazımızın konusu, yeni düzenlemeler çerçevesinde, emsal kira bedeli esasının uygulaması, ortaya çıkması muhtemel sorunlar ve Vergi Yargısı'nın müesseseye bakışını içermektedir.


    2. EMSAL KİRA BEDELİ ESASI


    Gayrimenkul menkul sermaye iradında hasılat, prensip olarak nakden ve aynen yapılan tahsilattan ve sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden oluşur. Kural böyle olmakla birlikte, istisnai bazı hallerde, hasılat olarak, gerçek kira geliri yerine, emsal kira bedeline itibar edilir. Emsal kira bedeli esası Gelir Vergisi Kanunu'nun 73. maddesinde, binalar ve arazi ile mal ve haklarda ayrı ayrı düzenlenmiştir.


    2.1. Bina ve Arazilerde Emsal Kira Bedeli


    Binalar ve arazilerde emsal kira bedeli varsa, yetkili özel mercilerce tespit edilmiş veya mahkeme takdir edilmiş kiradır. Bu merciler tarafından tespit veya takdir edilmiş kira bedeli mevcut değilse, Vergi Usul Kanunu'na belirlenen vergi değerinin %5'idir.


    Vergi değeri, bina ve arazinin rayiç bedelidir (VUK; Madde:268). 4369 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanunu'nun 268. maddesinin ikinci cümlesi madde metninden çıkarılmıştır.(6) Bu şekilde vergi değeri, Emlak Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinde yapılan değişikliğe cevap verecek şekilde yeniden tanımlanmıştır.


    Emlak Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin birinci fıkrasına göre vergi değeri, emlak vergisinin konusuna giren bina ve arazinin rayiç bedelidir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise rayiç bedel, bina ve arazinin beyan tarihindeki normal alım satım bedeli şeklinde tanımlanmıştır. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde vergi değeri, emlak vergisi matrahını teşkil etmektedir. (7)


    2.2. Diğer Mal ve Haklarda Emsal Kira Bedeli


    Diğer mal ve haklarda emsal kira bedeli, bu mal ve hakların maliyet bedelinin, bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu'nun servetlerin değerlendirilmesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerlerinin %10'udur(GVK; Madde:73).


    Kiraya verilen mal ve hakların maliyet bedeli biliniyorsa, bu mal ve hakların kirası maliyet bedelinin %10'undan az olamaz. Bu mal ve hakların kirası maliyet bedelinin %10'undan düşük olarak gösterilmiş ise, bu şekilde gösterilen bedel yerine maliyet bedelinin %10'u emsal kira bedeli olarak dikkate alınır.


    Bina ve arazi dışında, gayrimenkul niteliğindeki mal ve hakların en azından büyük bir kısmında, maliyet veya emsal bedellerinin %10'unu teşkil eden değerin, normal kiraya paralel olması söz konusu değildir. Emsal kira bedeli gayrimenkul sermaye iradının gayrisafi hasılat tutarını ifade eder. Vergiye tabi safi irada varmak için, bu hasılattan indirilecek gider unsurlarından, sadece amortismanların yıllık tutarı bir çok halde maliyet veya emsal değerinin %10'unun çok üstünde olabilmektedir.


    ÖRNEK:Taşımacılıkta kullanılan bir motorlu aracın (TIR) maliyet bedeli 50.000.000.000 liradır. Bu aracın kiralandığını varsayalım. Ancak beyan edilen kira bedeli emsal kira bedelinden düşük beyan edilmiştir. Gayrimenkul sermaye iradı sahibi safi iradın tespitinde gerçek usulü tercih etmiştir. Bu durumda; Vergi Usul Kanunu'na göre %20 oranı esas alınarak ayrılacak amortismanların tutarı 10.000.000.000 lira olacaktır. Buna karşılık; emsal kira bedeli (50.000.000.000 x %10=) 5.000.000.000 liradır. Sadece amortismanlar dikkate alınsa bile; doğacak zarar 5.000.000.000 liradır(GVK; Madde:70/8, 74/6 ve 88/3. Fıkra)


    Gelir Vergisi Kanunu'nun 73. maddesinde yer alan emsal kira bedeli esası sonuç itibariyle bir vergi güvenlik müessesesidir. Ancak maddenin lafzına sıkı sıkıya bağlı kalındığında; bu vergi güvenlik müessesesi, tam aksine vergiden kaçınmanın bir aracı haline dönüşebilir. Kanun koyucunun amacının bu olmadığı açıktır.


    Belirtilen şekilde bir amacın kabulü söz konusu olmayacağına göre hükmün gerçek muhtevasının, amaçtan hareketle idari ve kazai içtihatlarla tayini icap eder. Bina ve arazi dışındaki mal ve hakların başkalarının istifadesine bedelsiz olarak tahsisi halinde, kendi ölçüsüne göre değerleme yapılması mümkün olamayan bir durumun bulunduğunun kabulü ve emsal kiranın, genel hükümler gereğince, takdir komisyonunca belli edilmesi gerekir.(8)


    2.3. Emsal Kira Bedeli Esasının Uygulandığı Haller


    Gelir Vergisi Kanunu'nun 73. maddesine göre, emsal kira bedeli:


    -Kiraya verilen mal ve hakların kira bedeli, emsal kira bedelinden düşük olduğu,


    -Mal ve hakların bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılması durumlarında uygulanır.


    Gayrimenkulün bedelsiz olarak başkasının intifaına bırakılması dolayısıyla, emsal kira bedeli esasının uygulanması için, mülkiyet ve tasarruf hakkının bütünüyle mal sahibine ait olması, buna rağmen yararlanma hakkının başkasına bırakılmış olması gerekir.


    Bir başkası lehine, tapuya tescil suretiyle intifa hakkı tesis edildiği takdirde emsal kira bedeli uygulaması yapılamaz. Bu hallerde intifa hakkının ivazsız veya ivaz karşılığı devredilmiş olmasına göre, veraset ve intikal vergisi veya tapu harcı ödenir. Gayrimenkulün sağladığı irat, intifa hakkı sahibinin geliri sayılır.(9)


    2.4. Emsal Kira Bedeli Esasının Uygulanmayacağı Haller


    Emsal kira bedeli esası şu durumlarda uygulanmaz:


    -Boş kalan gayrimenkullerin korunmaları amacıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması (Örneğin yazlığın korunması amacıyla kış aylarında kirasız olarak bir bekçiye bırakılması durumu)(GVK; Madde:73/1).


    -Binaların mal sahiplerinin usul, füruğ veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi (Usul, füruğ ve kardeşlerden her birinin ikametine birden fazla konut tahsisi edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz(GVK; Madde:73/2).


    ÖRNEK: (A) evli olup, kardeşinin kendisine bedelsiz olarak tahsis ettiği konutta oturmaktadır. (A)'nın eşi (B)'nin kardeşi de kendilerine bedelsiz olarak bir ev tahsis etmiştir.


    Bu durumda evli eşlere kardeşleri tarafından iki tane bedelsiz konut tahsis edilmiş olup, emsal kira bedeli vergi değeri yüksek olana uygulanmayacak, diğer konut için uygulanacaktır.


    Buna göre bir konut, mal sahibinin ana, baba, büyükanne, büyükbabası yada çocuklarına, torunlarına veya kardeşlerine yalnızca oturmaları için verilirse bunların emsal kira bedelleri vergiye tabi değildir. İkametten başka bir amaç için ayrılan binaların emsal kira bedeli gelir vergisine tabidir.


    -Mal sahibi ile birlikte akrabalarında aynı evde veya dairede ikamet etmesi(GVK; Madde:73/3).


    ÖRNEK: Konut sahibi annesi, babası, çocukları, kayınpederi ve kayınvalidesi ile birlikte oturuyorsa emsal kira bedeli esası uygulanmaz.


    -Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalarda da emsal kira bedeli uygulanmaz(GVK; Madde:73/4).


    3. GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI İSTİSNASI VE EMSAL KİRA BEDELİ ESASI İLİŞKİSİ


    4369 sayılı Kanunla gayrimenkul sermaye iradı istisnasını düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu'nun 21. maddesinde önemli değişiklikler yapılmıştır.


    Yapılan bu değişikliklerden sonra, binaların konut olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın 240.000.000 lirası (1998 gelirleri için uygulanmak üzere) gelir vergisinden müstesnadır.


    Ancak bu konuda çok önemli bir farklılık getirilmiştir. İstisna haddi üzerinde hasılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz. Bir başka ifade ile mesken olarak kiraya verilen gayrimenkullerden sağlanan gelir için getirilen istisnadan sadece iyi niyetli kişiler yararlanır hale gelmiştir.


    İstisna yalnızca mesken olarak kiraya verilen binalar karşılığında elde edilen gelirlere uygulanır. Bu nedenle taşınmaz, konut hüviyetinde olsa bile kiracısı tarafından işyeri, büro olarak kullanılması durumunda istisna uygulanmaz.


    Gelir Vergisi Kanunu'nun 21. maddesinin ikinci fıkrasına göre, ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar ile gelirleri bunlar tarafından beyan edilenler istisnadan faydalanamazlar.


    Buna göre; bundan sonra kazançları basit usulde tespit edilen ticari kazanç sahipleri de artık bu istisnadan faydalanamayacaklardır. Çünkü ticari kazançları basit usulde tespit edilecek mükellefler de artık yıllık gelir vergisi beyannamesi vereceklerdir(GVK; Madde:85).


    Ancak basit usul uygulaması 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinden, 1998 takvim yılı gelirleri için bu durum söz konusu olmayacaktır.


    Diğer taraftan, aile reisi beyanı müessesesi kaldırıldığı için artık eş veya çocukların gayrimenkul sermaye iradı istisnasından yararlanmasına herhangi bir engel bulunmadığını düşünüyoruz. Çünkü; gelirleri ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar tarafından beyan edilecek kimse kalmamıştır. Bu nedenle birinci fıkra hükmü geçerli olacaktır. Gelir İdaresi'nin bu konuları açıklığa kavuşturmasında büyük yarar vardır.


    Yeni sistemde bu istisnadan sadece iyi niyetli mükellefler yararlanabilir. Beyan edilen mesken kira gelirinin doğru olmadığı tespit edilirse; o zaman bu istisna hakkı ortadan kalkar. Bu tespit emsal kira bedeli esası uygulaması yoluyla da yapılabilir kanaatindeyiz.


    Bu nedenle bundan sonra emsal kira bedeli uygulaması daha da sorunlu hale gelebilme potansiyeli taşımaktadır.


    4. GELİR İDARESİNİN YENİ DÜZENLEMELERDEN ÖNCEKİ GÖRÜŞÜ


    Maliye Bakanlığı 18.02.1985 tarih ve 3-2131-4-426/10337 sayılı Genel Yazısında; emsal kira bedeli esası uygulamasını açıklamıştır. 3239 sayılı Kanunla emsal kira bedeli esasını düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu'nun 73. maddesinde bazı değişiklikler yapılmış ve bu değişiklikler 149 Seri No'lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği'nde izah edilmiş ancak; uygulama ve yorumda bir değişiklik olmamıştır.(10)


    Söz konusu Genel Yazıya göre; Gelir İdaresi'nin görüşü şöyledir:


    "Bilindiği üzere Gelir Vergisi Kanunu'nun emsal kira bedeline ilişkin 73. maddesinde, kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinde düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır. Bina ve arazide emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse, Vergi usul Kanununa göre belirlenen vergi değerinin %5'idir. Diğer mal ve haklarda emsal kira bedeli, bu mal ve hakların maliyet bedelinin, bu bedel bilinmiyorsa, Vergi usul Kanununun servetlerin değerlendirilmesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerinin %10'udur denilmiştir.


    Anılan hükme göre kiraya verilen bina ve arazi için yetkili özel mercilerce tespit edilmiş kirası mevcut değilse, beyannamede gösterilen gayrısafi yıllık kira bedelleri 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 268. maddesinde sözü edilen vergi değerinin %5'inden aşağı olduğu takdirde, emsal kira bedeli uygulamasına gidilecek, beyannamenin elden vergi dairesine verilmesi halinde, keyfiyet mükellefe şifahen duyurulacak ve emsal kira bedeli esas alınmak suretiyle beyan edilen matrah rızasına istinaden artırılarak gerekli tarh ve tahakkuk işlemi yapılacaktır.


    Ancak, mükellefin beyan ettiği matrahın arttırılmasına rıza göstermemesi halinde, beyanname aynen kabul edilerek gerekli tarh ve tahakkuk işlemi yapılacak, kanuni ve ek süreler geçtikten sonra emsal kira bedeli uygulamasına gidilerek bulunan matrah ile mükellefin beyan ettiği matrah arasındaki fark üzerinden, ikmalen kusur cezalı tarhiyat yapılacaktır."


    Gelir İdaresi'nin görüşü esas alındığında kiraya verilen mal ve hakların fiilen tahsil edilen veya elde edilen kira bedeli, emsal kira bedelinden düşük olduğu zaman emsal kira bedeli uygulaması yapılacaktır. Çünkü emsal kira bedeli esası da tıpkı ortalama kar haddi, hayat standardı esası, asgari zirai kazanç esası ve asgari zirai vergi gibi bir oto-kontrol müesseselerinden biridir. Nasıl ki hayat standardı esasında bu kazancın elde edilemediği ileri sürülerek vergiden kaçınılamıyorsa, emsal kira bedeli esasında da kira elde edilmediği ileri sürülerek suretiyle vergiden kaçınılamaz.(11)



    5. VERGİ YARGISININ GÖRÜŞÜ


    Vergi Yargısı'nın bu konudaki görüşü Gelir İdaresi'nin görüşü ile çelişmektedir. Vergi Yargısı'na göre; mükellefler emsal kira bedelinin altında kira geliri elde ettiklerini açıklama ve kanıtlama hakkına sahiptirler. Bu konudaki ispat külfeti, mükellefe aittir. Bu görüşün gerekçeleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir.


    "Emsal kira bedeli, elde edilmesi beklenen kiranın, vergi değeri yoluyla hesaplanarak önceden belli edilmesi gibi bir varsayıma dayanmaktadır.


    Gelirin gerçek ve safi tutarı ile vergilendirilmesini esas alan vergi sistemimizin, ticari ve zirai kazançlar içinde benzeri ölçüler getirdiği bilinmektedir. Ortalama kar haddi, asgari gayrısafi hasılat, asgari zirai kazanç esasları da belli nitelik ve kapasitelere sahip işletmeden beklenen gayrısafi kazançların önceden belli edilmesinden ibarettir.


    Anılan varsayımlar karşısında ticari ve sosyal yaşamın gerçeklerinin dışlanamayacağının bilincinde olan yasa yapıcı, vergi denetim aracı olarak kullanılan söz konusu esasları mutlak saymamış ve yükümlülerin emsal kira bedeline ulaşılamayış nedenlerini açıklama ve kanıtlama olanakları bulunduğunu kabul etmiştir.


    Her ne kadar emsal kira bedeli esasını öngören 73. maddede vergi değerinin %5'i altında beyanda bulunan yükümlülerin buna ilişkin haklı nedenler getirebilecekleri belirtilmemişse de, madde devamında emsal kira bedelinin uygulanmayacağı hallerin belirtilmesi, gayrimenkul sermaye iradının elde etme koşuluna bağlanması ve bu müessesenin yapısı gereği yukarıda belirtilen yasal ölçülerden olması gibi nedenlerle, emsal kira bedeli esası ile mutlak bir kural getirilmiş olduğu düşünülemez.


    Bu nitelikleri ile Vergi İdaresi'nin elinde bir denetim aracı olarak bulunan emsal kira bedeli esası, bu esasa göre beyanı gerekenden daha düşük beyanda bulunan yükümlülerin beyan ettiklerinin gerçek ve doğru olduğu yolundaki kanıtlarına da açıktır. Bu nedenle, tüm yasal ölçülerin uygulandığı hallerde olduğu gibi vergi değerinin %5'inin altında beyanda bulunan, yükümlü, beyanın gerçek olduğunu kanıtlama yükü altındadır." Bu anlayışı ifade eden pek çok Danıştay kararı mevcuttur.(12)



    6. SONUÇ:


    4369 sayılı Kanunla vergi sistemimizde yapılan değişikliklerin temel amaçlarında biri kentsel rantların ve kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasıdır. Bu amacı sağlamak için gelirin tanımı değiştirilmiş ve kaynağı ne olursa olsun her türlü kazanç ve irat vergilenir hale gelmiştir. Bunun yanında sistemin içinde kayıtlı olarak yaşanılabilmesi için vergi ve harç oranları önemli ölçüde düşürülmüştür.


    Gelir Vergisi tarifesinin ilk dilimine uygulanan yeni orana göre vergi oranı %66, son dilime uygulanan yeni orana göre ise %37,5 oranında indirime gidilmiştir. Keza emlak vergisi oranı yaklaşık 3 kat, gayrimenkul alım ve satımında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı olarak alınan tapu harcı yaklaşık %380 oranında aşağıya çekilmiştir.


    Diğer taraftan 31.12.2008 tarihine kadar 10 yıllık bir süre ile, iktisap tarihinden itibaren 5 yıl elde tutulan konutların satışından doğacak kazançlar vergiden istisna edilmiş ve belli bir tutara kadar olan diğer kazanç ve iratlar vergi dışı tutulmuştur.


    Ayrıca diğer kazanç ve iratların hesaplanmasında, endeksleme uygulaması getirilmiştir. Bu şekilde enflasyondan kaynaklanan değer artışları vergilenebilir olmaktan çıkarılmıştır. Bunlar ve diğer düzenlemeler ile vergi sistemi içinde, kayıtlı olarak yaşanılabilir hale getirilmek amaçlanmıştır.


    Bunun yanında emlak vergisi matrahlarının her yıl endekslenmesi uygulaması başlatılmış ve bu şekilde 4 yıllık beyan dönemi içinde matrahın ve verginin aşınması önlenmeye çalışılmıştır.


    Öte yandan Vergi Yargısı'nın yukarıda zikredilen karar ve içtihatları, emsal kira bedeli uygulamasını son derece sınırlayıcı hale getirmiş ve fiilen uygulanamaz bir manzara ortaya çıkarmıştır. Son dönemde gözlemlenen eğilim ise vergi güvenlik müesseselerin sistemden ayıklanması yönündedir. Bununla birlikte, gelirin yeni tanımı zaten özü itibariyle çok daha geniş kapsamlı bir güvenlik müessesesi halindedir. Bu noktadan hareketle ve yukarıda izah edilen hususlarda dikkate alınarak, ileride emsal kira bedeli esasının kaldırılmasının büyük olasılık olduğu söylenebilir. Kanımızca emsal kira bedeli esasının artık sistemde bulunmasına teknik açıdan da gereksinim bulunmamaktadır.


    (1) 03.06.1949 tarih ve 5421 sayılı Gelir Vergisi Kanunu 09.06.1949 gün ve 7228 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.


    (2) 31.12.1960 tarih ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu 06.01.1961 gün ve 10700 sayılı, 24.12.1980 tarih ve 2361 sayılı Kanun 27.12.1980 gün ve 17203 sayılı, 04.12.1985 tarih ve 3239 sayılı Kanun 11.12.1985 gün ve 18955 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.


    (3) 22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanun 29.07.1998 tarih ve mükerrer 23417 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.


    (4) Talih oyunları salonları (kumarhameler) kapatıldığı için bu müessese fonksiyonel olarak işlemeyecek.


    (5) -Ortalama kar haddi ve asgari gayrısafi hasılat esası 25.05.1995 tarih ve 4108 sayılı Kanunun 39. maddesi ile 1.1.1996 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu Kanun 02.06.1995 gün ve 22301 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.


    - Asgari zirai kazanç esası ve asgari zirai vergi uygulamaları da 22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanunla 1.1.1998 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.


    -Hayat standardı esası, yine 22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanunla 1.1.1999 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kalkacaktır.


    (6) 4369 sayılı Kanun Madde:82/1-a, Yürürlük:29.07.1998


    (7) Emlak Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 4369 sayılı Yasa ile değişiklik yapılmadan öncekı üçüncü fıkrasına göre; arazi ve bina ile ilgili normal alım bedelinin tespitinde aynı Kanunun 31. maddesine göre hazırlanacak tüzükte belirtilecek normlar nazara alınır. Bu hüküm 4369 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak Emlak Vergisi Kanunu'nun 31. maddesi halen yürürlüktedir.


    (8) Yılmaz ÖZBALCI, Gelir Vergisi Yorum ve Açıklamaları, Feryal Matbaacılık, Ankara, 1997, s.575


    (9) Yılmaz ÖZBALCI, age. s. 573


    (10) Garip AYAZ; Gelir Idaresi ile Idari Yargı Arasında Gelir Kurumlar ve Katma Değer Vergisi Kanunlarına ilişkin Olarak Ortaya Çıkan Görüş Ayrılıkları Üzerine Bir Çalışma, 05.08.1994 tarih ve LXXXI1/23-8 Sayılı Bilim Raporu(Yeterlik Etüdü), Anakara, 1994, s.40


    (11) Garip AYAZ;agç.,s.41


    (12) (Aktaran) Garip AYAZ, agç. s.42


    -Danıştay 3. Daire, 07.04.1987 taçh ve E. No:1986/1558, K. No:1987/905,


    -Danıştay 4. Daire, 08.10.1987 tarih ve E. No:1985/4143, K. No:1987/2744,


    -Danıştay 3. Daire, 25.11.1987 tarih ve E. No:1986/2052, K. No: 1987/2675,


    -Danıştay 4. Daire, 08.06.1988 tarih ve E. No:1987/4203, K. No:1988/2290,


    -Danıştay 3. Daire, 18.01.1989 tarih ve E. No:1988/2428, K. No:1989/109,


    -Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, 06.04.1989 tarih ve E. No:1986/186, K. No:1990/31 sayılı kararlar

    ben bu işlemi daha önce hazırladım. öncelikle mirasçılar hisselerini ticaret siciline kayıt ettirdiler, Ticaret sicilinden Hisselerini belirtir yazı ve şirket kararını ekleyip devir sözleşmesini tamamladım.