Posts by chifo

    Hukuk- 11504
    GENELGE
    ( 6 )
    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE
    Türkiye Bankalar Birliği gönderdiği 16 Mayıs 2013 tarihli ve BN-1.064 KR-15.2 - 5342 sayılı yazıyla:
    1) Anonim şirketlerde; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 368'inci maddesinin, "Yönetim kurulu, ticari mümessil ve ticari vekiller atayabilir." hükmünü içerdiğini, 375'inci maddesinin de yönetim kurulunun bu görev ve yetkisini devredemeyeceğini öngördüğünü ve dolayısıyla ticari vekillerin yönetim kurulu tarafından atanması gerektiğini, uygulamada bu yönde sıkıntı çekildiğini belirterek, bankalar nezdinde işlem yaptırmak isteyen anonim şirket ticari vekilleri ile ilgili olarak noterliklerde düzenlenecek vekaletnamelerde mutlaka yönetim kurulunun kararının aranmasını ve dayanak olarak işleme eklenmesini,
    2) Limited şirketlerde de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 631'inci maddesinin 1'inci fıkrasının "Şirket sözleşmesinde başka şekilde düzenlenmediği takdirde, ticari mümessiller ve ticari vekiller ancak genel kurul kararı ile atanabilirler; yetkileri genel kurul tarafından sınırlandırılabilir." hükmünü içerdiğini, uygulamada bu yönde de sıkıntı çekildiğini belirterek, bankalar nezdinde işlem yaptırmak isteyen limited şirket ticari vekilleri ile ilgili olarak noterliklerde vekaletname düzenlenmesi sırasında, öncelikle limited şirket sözleşmesine bakılmasını, şirket sözleşmesinin genel kurul dışında başka bir organ veya kişiye ticari vekil tayin etme yetkisi verilmiş ise buna göre ve bunu gösteren belgelerin dayanak olarak alınmasını, sözleşmede buna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı takdirde ticari vekili ancak genel kurul atayabileceğinden mutlaka genel kurulun kararının aranmasını ve dayanak olarak işleme eklenmesini,
    Belirtilen şirketler tarafından atanan ticari vekiller için düzenlenecek vekaletnamelerde imza sirküleri yanında, ticari vekil atanmasına ilişkin yönetim kurulu/genel kurul kararının da aranmasını ve Noterlik Kanununun 79'uncu maddesi hükmü doğrultusunda işlem yapılmasını talep etmiştir.
    Bilindiği üzere; ticari temsilci ve ticari vekillere ilişkin hükümlere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 547 ve devamı maddelerinde yer verilmiştir.
    547'nci maddede ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişi,
    551'inci maddede de ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişi olarak tanımlanmıştır.
    547'nci madde uyarınca ticari mümessillerin ticaret siciline tescillerinin zorunlu bulunmasına karşın, ticari vekillerde bu zorunluluk bulunmamaktadır.
    551'inci maddenin 2'nci fıkrası uyarınca ticari vekillerin yetkisi, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez. Ticari vekiller, bu madde sınırları içinde anonim ve limited şirketlere ait işleri yürütmek üzere yetkilendirilen kişilerdir. Bu yetkilendirmenin ne şekilde yapılacağı da Türk Ticaret Kanununun 368 ve 631'inci maddelerinde açıklanmıştır.
    Buna göre;
    Anonim şirketlerde; 2012/60 sayılı genel yazımızda açıklandığı üzere mülga 6762 sayılı Kanunda karşılığı bulunmayan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 368'inci maddesinin, "Yönetim kurulu, ticari mümessil ve ticari vekiller atayabilir." hükmünü içermesi, 375'inci maddesinin de yönetim kurulunun bu görev ve yetkisini devredemeyeceğini öngörmesi nedeniyle ticari vekillerin yönetim kurulu tarafından atanması,
    Limited şirketlerde de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 631'inci maddesinin 1"inci fıkrasının "Şirket sözleşmesinde başka şekilde düzenlenmediği takdirde, ticari mümessiller ve ticari vekiller ancak genel kurul kararı İle atanabilirler; yetkileri genel kurul tarafından sınırlandırılabilir." hükmünü içermesi nedeniyle, limited şirket ticari vekilleri ile ilgili olarak noterliklerde vekaletname düzenlenmesi sırasında, öncelikle limited şirket sözleşmesine bakılması, şirket sözleşmesinde genel kurul dışında başka bir organ veya kişiye ticari vekil tayin etme yetkisi verilmiş ise vekilin bu organ veya kişi tarafından belirlenmesi, sözleşmede buna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı takdirde ise ticari vekilin genel kurul tarafından atanması,
    icap etmektedir.
    Bu hükümler doğrultusunda da;
    Anonim şirket ticari vekilleri ile ilgili olarak noterliklerde düzenlenecek vekaletnamelerde, mutlaka yönetim kurulunun kararının aranması ve Noterlik Kanununun 79'uncu maddesi hükmüne göre dayanak olarak işleme eklenmesi,
    Limited şirket ticari vekilleri ile ilgili olarak noterliklerde düzenlenecek vekaletnamelerde ise, limited şirket sözleşmesinde genel kurul dışında başka bir organ veya kişiye ticari vekil tayin etme yetkisi verilmiş ise buna göre ve bunu gösteren belgelerin dayanak olarak alınması, sözleşmede buna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı takdirde ticari vekili ancak genel kurul atayabileceğinden mutlaka genel kurulun kararının aranması ve Noterlik Kanununun 79'uncu maddesi hükmüne göre dayanak olarak işleme eklenmesi,
    gerekmektedir.
    Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.
    Saygılarımla.

    Yunus TUTAR
    Başkan

    ............ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE


    11.06.2013 tarih ve 28674 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6491 sayılı Türk Petrol Kanununun " İthalat ve İhracat" a ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 13 üncü maddesi ile "Değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler" başlıklı 27 nci maddesinde damga vergisi istisnasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
    Yapılan değişiklik ve düzenlemelerden noterlikleri ilgilendiren maddeler aşağıdaki gibidir.
    1- "MADDE 13- (1) Petrol hakkı sahibinin bizzat veya bir temsilci veya Genel Müdürlükçe kabul edilmiş bir müteahhidi vasıtasıyla kendi adına, Türkiye'deki petrol işlemi için idari faaliyetleri ile bina tesislerinin ve teçhizatlarının inşası, kurulması ve işletmesine ait malzemeler hariç, petrol işlemlerinde kullanılacak ve Genel Müdürlükçe onaylanan malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı, kara, deniz ve hava nakil vasıtalarını ithal etmesi ya da yurt içinden teslim alması gümrük vergisinden, yapılan işlemler harçlardan, düzenlenen kağıtlar damga vergisinden müstesnadır. Ancak, Bakanlar Kurulu, ithal edilen malzemelerle kıyası kabil nitelikte ve miktarda Türkiye' de üretimi bulunan maddelerin isimlerini içeren bir liste oluşturarak, bu listede gümrük vergisinden istisna tutularak ithal edilmekte olan maddelerden hangilerinin gümrük vergisine ve diğer ithal vergisi ve resimlerine tabi tutulacağını tayin ve tespit edebilir. Listeler, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. Ancak, listenin yayımlandığı tarihten önce Genel Müdürlüğe verilmiş dilekçeler ile ithali istenilen maddeler, listenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ithal edildikleri takdirde, istisnadan faydalanırlar. Bu kapsamda edinilen sondaj kuleleri ve ekipmanları, petrol hakkı sahibinin müracaatı ve Bakanlığın izni ile bu Kanun kapsamı dışında kalan jeotermal faaliyetlerinde kullanılabilir.
    (2) Petrol hakkı sahiplerinin petrol işlemlerinde kullanmak üzere Genel Müdürlükçe ithalatı uygun bulunan malzemeleri ile ilgili olarak Türk Standartları Enstitüsünün uygunluk değerlendirmesi aranmaz.
    (3) Yukarıdaki istisnalara konu malzemenin petrol hakkı sahibinden petrol işleminde kullanılmak üzere başka bir petrol hakkı sahibine Genel Müdürlüğün izni ile devri halinde istisna devam eder. Söz konusu malzemeler petrol işlemi sayılmayan bir faaliyet yolu ile Türkiye dahilinde kullanılmak veya satılmak üzere devredildiği takdirde, devir tarihinde yürürlükte bulunan ithalde ve dahilde alınan vergi, resim ve harçların tümüne tabi tutulur. Ekonomik ömrü bir yıldan az olan sarf malzemeleri hariç olmak üzere, diğer malzemelerin devri, devir ve ihraç sırasındaki kıymet tespit kararındaki kıymeti üzerinden yapılır.
    (4) Gümrük ve diğer ithal vergi ve resimlerinden istisna olarak ithal edilmiş olan malzeme, Türkiye'ye giriş tarihinden itibaren on yılını doldurduğunda, ithal eden veya devralan petrol hakkı sahibi söz konusu malzeme üzerinde gümrük ve diğer ithal vergi ve resimlerinden istisna olarak her türlü tasarruf hakkına sahiptir.

    (5) Petrol işlemi için ithal edilen malzeme Genel Müdürlüğün izni ile ihraç edilebilir."

    2- "MADDE 27 ...............
    (3) 01/07/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı Tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
    "42. Türk Petrol Kanunu kapsamında petrol hakkı sahiplerinin petrol arama ve üretim faaliyetlerine ilişkin olarak düzenlenen sözleşmeler."
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,


    Yunus TUTAR
    Başkan

    [font=verdana, arial, helvetica, sans-serif][size=1]Ne güzel demiş ünlü şairimiz Ataol Behramoğlu ; "Anne gezindiğin bağ baba yaslandığın dağdır! Ömrümün en güzel çağı, annen ve babanla olandır. " Tüm babaların /baba adaylarının babalar gününü kutlarım ...[/size][/font]

    Hukuk - 11091


    13/06/2013

    Özü: Ulusal Kırmızı Et Konseyi ile Ulusal Süt Konseyi Kuruluş, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikler ve Bazı Kanunlarda yapılan değişiklikler hakkında.


    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE


    8 Haziran 2013 tarihli ve 28671 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ulusal Kırmızı Et Konseyi Kuruluş, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ve Ulusal Süt Konseyi Kuruluş, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile 11 Haziran 2013 tarihli ve 28674 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6487 sayılı Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun noterlik çalışmalarını ilgilendiren kısımları ilişiktedir.

    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,


    YunusTUTAR Başkan


    (GENEL YAZI: 61)

    RESMİ GAZETE
    TARİH: 8 Haziran 2013
    SAYI: 28671


    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

    ULUSAL KIRMIZI ET KONSEYİ KURULUŞ, ÇALIŞMA USUL VE
    ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

    BİRİNCİ BÖLÜM
    Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

    Amaç ve kapsam
    MADDE 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı; 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununda belirtilen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapmak üzere kırmızı et ve ürünlerini üreten yetiştirici ve sanayicilerin oluşturdukları birlik, dernek, vakıf ve kooperatif temsilcileri ile bunlara üye olan gerçek ve tüzel kişiler, ilgili araştırma kurumları, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşlarının bir araya gelerek tüzel kişiliği haiz bir Ulusal Kırmızı Et Konseyi kurmalarını sağlamak ve çalışma usul ve esaslarını belirlemektir.
    (2) Bu Yönetmelik Ulusal Kırmızı Et Konseyinin kuruluş, işleyiş, yönetim ile görev, yetki, denetim ve gelirleri ile ilgili usul ve esasları kapsar.

    Dayanak
    MADDE 2 - (1) Bu Yönetmelik, 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununun 11 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

    Konseyin organları
    MADDE 10 - (1) Konsey aşağıda belirtilen organlardan oluşur:
    a) Genel Kurul,
    b) Yönetim Kurulu,
    c) Denetleme Kurulu,
    ç) Araştırma ve Danışma Kurulu.

    Yönetim Kurulunun oluşumu ve görev süresi
    MADDE 14 - (1) Yönetim Kurulu; her bir alt grubun kendi üyeleri arasından seçimle belirleyeceği üç asıl, üç yedek üye olmak üzere toplam 12 asıl üye ve 12 yedek üyeden oluşur ve Genel Kurulun onayı ile göreve başlar.
    (2) Yönetim Kurulu üyelerinin görev süresi iki yıldır.
    (3) Yönetim Kurulu üyeliğinin 23 üncü maddede belirtilen hallerden biri nedeniyle boşalması durumunda kendi alt grubundan seçilen yedek üyeler sırasıyla, boşalan üyeliğin kalan süresini tamamlamak üzere Yönetim Kurulu üyeliğine getirilir. Üyelikleri düşenler izleyen dönemde görev alamaz.
    (4) Yönetim Kurulu ilk toplantısını Genel Kuruldan sonraki yedi iş günü içinde yaparak bir Başkan, Başkanın temsil ettiği alt grubun dışından bir Başkan vekili ve muhasip üye seçer.

    Yönetim Kurulunun görevleri
    MADDE 16 - (1) Yönetim Kurulunun görevleri şunlardır:
    a) Kırmızı et ve ürünleriyle ilgili sektörde ortaya çıkan sorunları ve gelişmeleri değerlendirmek, uygulanacak stratejiler konusunda kararlar almak, uygulamak, sonuçları izlemek, gerekli durumlarda alınan kararları revize etmek.
    b) Konseyin faaliyetlerini yürütmek ve Konseyi temsil etmek.
    .............

    Konseyin tutmak zorunda olduğu defterler
    MADDE 26 - (1) Konsey tarafından aşağıdaki defterler tutulur:
    a) Gelir-gider defteri.
    b) Demirbaş kayıt defteri.
    c) Üye kayıt defteri.
    ç) Denetim defteri.
    d) Karar defteri.
    e) Gelen-giden evrak kayıt defteri.
    f) Alındı belgesi kayıt defteri.
    (2) Bilânço esasına göre defter tutulması halinde ise yukarıda belirtilen defterlere ek olarak yevmiye defteri, büyük defter ve envanter defteri de tutulur. Bu defterlerin tutulma usulü ile kayıt şekli ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılır.
    (3) Defterler, kuruluşu takip eden yedi gün içinde noter tarafından tasdik edilir ve bu tasdik işlemi her malî yılın ilk haftasında yenilenir.

    Yürürlük
    MADDE 29 - (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

    Yürütme
    MADDE 30 - (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

    RESMİ GAZETE
    TARİH: 8 Haziran 2013
    SAYI: 28671


    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

    ULUSAL SÜT KONSEYİ KURULUŞ, ÇALIŞMA USUL VE
    ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

    BİRİNCİ BÖLÜM
    Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

    Amaç ve kapsam
    MADDE 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı; 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununda belirtilen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapmak üzere; süt üreticilerinin oluşturdukları birlikler, dernekler, kooperatifler ve sanayicilerin oluşturdukları birlik, dernek, kooperatif temsilcileri ile bunlara üye olan gerçek ve tüzel kişiler, ilgili araştırma ve eğitim kurumları, meslek odaları, tüketici örgütleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının bir araya gelerek tüzel kişiliği haiz Ulusal Süt Konseyinin kurmalarını sağlamak ve çalışma usul ve esaslarını belirlemektir.
    (2) Bu Yönetmelik Ulusal Süt Konseyinin kuruluş, işleyiş, yönetim ile görev, yetki, denetim ve gelirleri ile ilgili usul ve esasları kapsar.

    Dayanak
    MADDE 2 - (1) Bu Yönetmelik, 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununun 11 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

    Konseyin organları
    MADDE 10 - (1) Konsey aşağıda belirtilen organlardan oluşur:
    a) Genel Kurul,
    b) Yönetim Kurulu,
    c) Denetleme Kurulu,
    ç) Araştırma ve Danışma Kurulu.

    Yönetim Kurulunun oluşumu ve görev süresi
    MADDE 14 - (1) Yönetim Kurulu; her bir alt grubun kendi üyeleri arasından seçimle belirleyeceği üç asıl ve üç yedek üye olmak üzere toplam on iki asıl, on iki yedek üyeden oluşur ve Genel Kurulun onayı ile göreve başlar.
    (2) Yönetim Kurulu üyelerinin görev süresi iki yıldır.
    (3) Yönetim Kurulu üyeliğinin 23 üncü maddede belirtilen hallerden biri nedeniyle boşalması durumunda kendi alt grubundan seçilen yedek üyeler sırasıyla, boşalan üyeliğin kalan süresini tamamlamak üzere Yönetim Kurulu üyeliğine getirilir. Üyelikleri düşenler izleyen dönemde görev alamaz.
    (4) Yönetim Kurulu, ilk toplantısını Genel Kuruldan sonraki yedi iş günü içinde yaparak bir başkan, başkanın temsil ettiği alt grubun dışından bir başkan vekili ve bir muhasip üye seçer.
    (5) Üst üste iki dönem Yönetim Kurulu başkanlığı görevinde bulunanlar, aradan bir seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve seçilemezler.

    Yönetim Kurulunun görevleri
    MADDE 16 - (1) Yönetim Kurulunun görevleri şunlardır:
    a) Süt ve süt ürünleriyle ilgili sektörde ortaya çıkan sorunları ve gelişmeleri değerlendirmek, uygulanacak stratejiler konusunda kararlar almak, uygulamak, sonuçları izlemek, gerekli durumlarda alınan kararları revize etmek.
    b) Konseyin faaliyetlerini yürütmek ve Konseyi temsil etmek.
    .............

    Konseyin tutmak zorunda olduğu defterler
    MADDE 26 - (1) Konsey tarafından aşağıdaki defterler tutulur:
    a) Gelir-gider defteri.
    b) Demirbaş kayıt defteri.
    c) Üye kayıt defteri.
    ç) Denetim defteri.
    d) Karar defteri.
    e) Gelen-giden evrak kayıt defteri.
    f) Alındı belgesi kayıt defteri.
    (2) Bilânço esasına göre defter tutulması halinde ise yukarıda belirtilen defterlere ek olarak yevmiye defteri, büyük defter ve envanter defteri de tutulur. Bu defterlerin tutulma usulü ile kayıt şekli ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılır.
    (3) Defterler, kuruluşu takip eden yedi gün içinde noter tarafından tasdik edilir ve bu tasdik işlemi her malî yılın ilk haftasında yenilenir.

    Yürürlük
    MADDE 29 - (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

    Yürütme
    MADDE 30- (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

    RESMİ GAZETE
    TARİH: 11 Haziran 2013 SAYI: 28674

    BAZI KANUNLAR İLE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE
    DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
    Kanun No. 6487 Kabul Tarihi: 24/5/2013
    MADDE 5 - 4250 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
    "GEÇİCİ MADDE 1 - Perakende ya da açık alkollü içki satışı yapılan iş yerlerinin tabelaları bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde 6 ncı maddenin birinci fıkrasına uygun hâle getirilir.
    6 ncı maddenin sekiz, dokuz ve onuncu fıkraları ile ilgili ikincil düzenlemeler bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yapılır.
    6 ncı maddenin sekiz, dokuz ve onuncu fıkraları kapsamına giren ürünler, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından çıkarılacak ikincil düzenlemelerin Resmî Gazete'de yayımından itibaren on ay içinde anılan fıkralardaki hükümlere uygun hâle getirilir. Uygun olmayan ürünler, bu tarihten itibaren piyasaya arz edilemez.
    9 uncu maddenin ikinci fıkrası, bu maddenin yayımı tarihinden önce iş yeri açma ruhsatı ve satış belgesi almış işletmeler için uygulanmaz. Bu işletme sahipleri işletmelerini birinci ve ikinci derece kan hısımlarına devredebilir.
    Bu maddenin yayımı tarihinde alkollü içkilerin üretiminde, pazarlanmasında, satışında ve açık sunumunda on sekiz yaşını doldurmamış kişileri çalıştırmakta olanlar, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren bir yıl süreyle bu kişileri çalıştırmaya devam edebilirler.
    Perakende alkollü içki satışı yapılan iş yerlerindeki alkollü içkilerin konulduğu ve üzerlerinde alkollü içkilerin marka, amblem ve logosu bulunan mevcut soğutucular, iş yerlerinin kapalı bölümlerinde bulunması kaydıyla, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren üç yıl süreyle kullanılabilir."

    MADDE 33 - (1) Türkiye Yeşilay Cemiyeti tarafından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile aynı amaçları gerçekleştirmek üzere merkezi İstanbul'da olan "Türkiye Yeşilay Vakfı" adında Vakıf kurulur.
    (2) Vakıf;
    a) Kurumlar vergisinden (iktisadi işletmeleri hariç),
    b) Yapılacak bağış ve yardımlar sebebiyle veraset ve intikal vergisinden,
    c) Her türlü muameleler dolayısıyla düzenlenen kağıtlar damga vergisinden, yapılan işlemler harçtan,
    müstesnadır.
    (3) Vakfa yapılacak nakdi bağış ve yardımların tamamı gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından beyannameleri üzerinde bildirilen gelir veya kazançtan indirilebilir. Vakıf, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara diğer kanunlarla tanınan vergi, harç ve diğer istisna ve imkânlardan aynen yararlanır.
    (4) Vakfa, amaçlarını gerçekleştirmek üzere, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29 uncu maddesi hükmüne tabi olmaksızın yardım yapılmak üzere, Sağlık Bakanlığı bütçesinde gerekli ödenek öngörülür.

    Yürürlük
    MADDE 34 - Bu Kanunun;
    a) 2 nci maddesiyle düzenlenen 4250 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin beşinci ve yedinci fıkrası, bu maddenin yayımlandığı tarihten itibaren doksan gün sonra,
    b) 14, 15 ve 16 ncı maddeleri, 19/5/2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
    c) 32 nci maddesi, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren kaynak kuruluşlarca devredilen taşınmazlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
    ç) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
    yürürlüğe girer.
    MADDE 35 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

    Hukuk - 11092

    Ankara, 13.06.2013

    Özü: 2013 yılı ikinci yarı ortak cari hesap sınırı hakkında.

    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE

    İlgi: 31.12.2012 tarihli ve Hukuk - 25207 (140) sayılı genel yazı.

    2013 yılı içinde uygulanacak ortak cari hesap sınırları ile diğer hususlara ilişkin açıklamalar ilgi genel yazımızla duyurulmakla birlikte, 01.07.2013 - 31.12.2013 döneminde uygulanacak sınırın bir kez daha hatırlatılmasında yarar görülmüştür.

    01.06.2012 tarihli ve 28310 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun 29.5.2012 tarihli ve 2012/1 numaralı kararının 4'üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 154'üncü maddesi uyarınca aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı 01.01.2013 - 30.06.2013 döne­min­de (0,073737); 01.07.2013 - 31.12.2013 döne­min­de ise (0,075949) olarak belirlenmiştir.

    1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 109. maddesi ile Yönetim Kurulu kararları doğrultusunda 2013 yılı ikinci yarısında uygulanacak ortak hesap sınırı (01.07.2013 - 31.12.2013 döne­mi için) 30.000 X0,075949 = 2.278,47 TL olacaktır.

    Harç ve damga vergisine tabi değerleri bu miktardan fazla olan noterlik işlemleri ortak cari hesap kapsamında kalmaktadır.

    01.07.2013 tarihinden itibaren buna göre işlem yapılmasını rica ederim.
    Saygılarımla,



    Yunus TUTAR Başkan

    (Genel Yazı: 62)

    [size=3]Hukuk - 10871[/size]


    [size=3]10/06/2013[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3]Özü: Ticari Defterlere İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Hakkında[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3]........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA[/size]
    [size=3]........................ NOTERLİĞİNE[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3]İlgi: 19.12.2012 tarihli ve Hukuk - 24667 (129) sayılı genel yazı.[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3] 6 Haziran 2013 tarihli ve 28669 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanın "Ticari Defterlere İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ" ilişiktedir.[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3] Bilgi edinilmesini rica ederim.[/size]
    [size=3] Saygılarımla,[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3] YunusTUTAR Başkan[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3](GENEL YAZI: 60)[/size]
    [size=3]RESMİ GAZETE[/size]
    [size=3]TARİH: 6 Haziran 2013 [/size]
    [size=3]SAYI: 28669[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3]Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığından:[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3]TİCARİ DEFTERLERE İLİŞKİN TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK[/size]
    [size=3]YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3]MADDE 1 - 19/12/2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ticari Defterlere İlişkin Tebliğin 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.[/size]
    [size=3]"MADDE 15 - (1) Kapanış onayı yapılacak defterlerin onay zamanı ve şekline ilişkin hususlar aşağıda belirtilmiştir.[/size]
    [size=3]a) Yevmiye defterinin, izleyen hesap döneminin altıncı ayının sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce "Görülmüştür" ibaresi yazılarak mühür ve imza ile onaylanması zorunludur.[/size]
    [size=3]b) Yönetim kurulu karar defterinin, izleyen hesap döneminin birinci ayının sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce "Görülmüştür" ibaresi yazılarak mühür ve imza ile onaylanması zorunludur."[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3]MADDE 2 - Bu Tebliğin 1 inci maddesiyle değiştirilen 15 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi 1/1/2013 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, (b) bendi ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer.[/size]
    [size=3] [/size]
    [size=3]MADDE 3 - Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı ile Maliye Bakanı birlikte yürütür.[/size]

    Hukuk - 10853

    Ankara, 07/06/2013

    Özü: Miras hukuku hükümlerine tabi ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin nüfus idarelerine bildirilmesi gerektiği hakkında.

    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE

    İlgi: 28.11.1996 tarihli ve 62 sayılı genelge.

    Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün görüşü doğrultusunda, ölünceye kadar bakma akdinin nüfus idarelerine bildirilmeyeceği ilgi genelge ile noterliklere duyurulmuştur. Adı geçen Genel Müdürlüğün bu genelgede yer alan görüşünde, sadece Borçlar Kanununa tabi (alelade) ölünceye kadar bakma sözleşmesi dikkate alınarak ölüme bağlı bir tasarruf olmaması nedeniyle nüfus idarelerine bildirilmeyeceği belirtilmiş, mirasçı atanması suretiyle yapılan ve miras hukukuna tabi olan ölünceye kadar bakma sözleşmesine ilişkin bir açıklamaya ise yer verilmemiştir.

    Noterliklerde yapılan mirasçı atamasını içeren ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin, bakım alacaklılarının nüfus kayıtlarına işlenmesi için nüfus müdürlüklerine göndermelerine karşın, belirtilen müdürlüklerce, bu sözleşmelerin nüfus kayıtlarına işlenmeyeceği gerekçesiyle iade edilmeleri nedeniyle konu, Yönetim Kurulumuzun 17.12.2012 tarihli toplantısında görüşülmüş ve bu hususta Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünden görüş istenmiştir.

    Adı geçen Genel Müdürlük, gönderdiği 04.03.2013 tarihli ve 2156/5289 sayılı cevap yazısıyla özetle:
    "Ölünceye kadar bakma sözleşmesi genel olarak, bakım alacaklısının, bakım borçlusuna kendisini yaşamı boyunca bakıp gözetmesi karşılığında, bir malvarlığı değerini sağlar arası devrettiği veya ölüme bağlı bir tasarrufla bazı mallarını vasiyet ettiği ya da bakım borçlusunu mirasçı atadığı, şansa, rastlantıya bağlı, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme türü olup, bakım alacaklısının edinimi ifa etme tarzına göre borçlar hukuku ya da miras hukuku nitelikli olabilmektedir.
    ..........
    Mevcut düzenlemeler çerçevesinde; Noterler Birliğinin 28.11.1996 tarihli ve 62 sayılı Genelgesinin borçlar hukuku hükümlerine tabi ölünceye kadar bakma sözleşmelerine ilişkin olduğu, yukarıda açıklanan miras hukuku hükümlerine tabi ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin ise tıpkı Medeni Kanunda düzenlenen miras sözleşmeleri gibi bakım alacaklısı açısından ölüme bağlı tasarruf niteliğinde olduğundan nüfus idarelerine bildirilmesi gerektiği düşünülmektedir." yönünde görüş bildirmiştir.

    Bu görüş, Yönetim Kurulunun 01.04.2013 tarihli toplantısında görüşülmüş ve alınan karar uyarınca, konuya ilişkin olarak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden de görüş talep edilmiştir. Bu Genel Müdürlükçe gönderilen 28.05.2013 tarihli ve 99.52898 sayılı cevap yazısında da, "İlgi yazınızda belirtilen konu ile ilgili MERNİS Uygulama Yazılımında "Ölünceye Kadar Bakım Sözleşmesi" ile "Ölünceye Kadar Bakım Sözleşmesinin İptali"ne ilişkin verilerin nüfus aile kütüklerine tescil edilmesi yolunda Bakanlığımızca 23.05.2013 tarih ve 51241 sayılı yazımız ile valiliklere talimat verilmiştir." denilmektedir.

    Bu itibarla;
    28.11.1996 tarihli ve 62 sayılı genelgenin borçlar hukuku hükümlerine tabi ölünceye kadar bakma sözleşmelerine ilişkin olması nedeniyle, bu nitelikteki ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin nüfus idarelerine bildirilmeyeceğinin,
    Miras hukuku hükümlerine tabi ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen miras sözleşmeleri gibi bakım alacaklısı açısından ölüme bağlı tasarruf niteliğinde olması nedeniyle nüfus idarelerine bildirilmesi gerektiğinin,
    bilgi edinilmesi ile buna göre işlem yapılmasını rica ederim.

    Saygılarımla,


    YunusTUTAR Başkan

    (GENEL YAZI: 59)

    Hukuk - 10852

    Ankara, 06/06/2013
    Özü: İzmir ilinde tahdit kapsamında olan "T plakalı" taksi dolmuş otomobillerin taksi olarak satışlarının yapılması gerektiği hakkında.

    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE

    İzmir Büyükşehir Belediyesi UKOME Şube Müdürlüğü, İzmir Emniyet Müdürlüğüne gönderdiği 02.05.2013 tarihli yazıyla, 20.12.2012 tarihli, 2012/51 No.lu UKOME Teknik Kurul toplantısında "T plakalı taksi dolmuşların 02.03.1992 tarih, 1992/30 No.lu İl Trafik Komisyonu kararı doğrultusunda satışından sonra "Taksi" olarak tescil edilmeleri gerekirken, noterlerce gerçekleştirilen satış işlemleri sırasında yine "Taksi Dolmuş" olarak işlem görmesinden kaynaklanan sorunları engellemek üzere İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünce Noterler Birliğine gerekli bilgilendirmenin yapılmasının uygun görüldüğünü"bildirmiştir.

    İzmir İl Emniyet Müdürlüğü de Birliğimize gönderdiği ve Yönetim Kurulunun 03.06.2013 günlü toplantısında görüşülen 13.05.2013 tarihli yazıyla, 02.03.1992 tarih, 1992/30 No.lu İl Trafik Komisyonu kararı uyarınca, İzmir ilinde tahdit kapsamında olan "T plakalı" taksi dolmuş otomobillerin noterler tarafından taksi olarak satışlarının yapılması gerektiğini bildirmiştir.

    2007/9 sayılı genel yazımızda açıklandığı üzere, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 ve 9'uncu maddeleri gereğince, büyükşehir dâhilindeki ulaşım hizmetlerinin sunulması konusunda bütün düzenlemeleri yapmak büyükşehir belediyelerine aittir. Bu hizmetlerin sunumunda gerekli bulunan takip ve koordinasyon açısından araç sahipliği ve bunların devri hususunda büyükşehir belediyesinin izleme ve kontrol görevi bulunmaktadır.

    Yukarıda belirtilen Kanun, genel yazı hükümleri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi UKOME Teknik Kurulunun 20.12.2012 tarihli ve 2012/51 sayılı kararı ile İzmir İl Trafik Komisyonunun, bir örneği ekte gönderilen 02.03.1992 tarihli ve 1992/30 No.lu toplantısında alınan kararı uyarınca, İzmir ilinde tahdit kapsamında olan "T plakalı" taksi dolmuş otomobillerin satışlarının taksi olarak yapılması gerekmektedir.

    Bilgi edinilmesi ile buna göre gereğinin yapılmasını rica ederim.
    Saygılarımla,


    YunusTUTAR Başkan

    Hukuk -10403

    Ankara, 31.05.2013
    Özü: 12.04.2013 tarihinden itibaren dağıtımı yapılan yeni mavi kartların noterlik işlemlerinde kimlik olarak kullanılabileceği hakkında.
    G E N E L G E
    ( 4 )

    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE

    İlgi: a) 03.09.1998 tarihli ve 43 sayılı genelge.
    b) 28.10.1998 tarihli ve 49 sayılı genelge.
    c) 8.4.2005 tarihli ve Hukuk - 4862 (32) sayılı genel yazı.
    d) 27.12.2007 tarihli ve Hukuk- 26421(153) sayılı genel yazı
    e) 03.12.2012 tarihli ve Hukuk - 23676 (124) sayılı genel yazı.

    Mavi kartın değerli kâğıtlar kapsamında düzenlenip verilmesine ve bu konuda MERNİS üzerindeki yazılım çalışmalarının tamamlanmasına kadar, 4112, 5203 ve 5901 sayılı Kanunlara göre verilen belgelerin/mavi kartların, ilgi (a) ve (b) genelgeler ile (c) ve (d) genel yazılarımız doğrultusunda noterlik işlemleri sırasında kimlik olarak kabul edilmemesine devam edileceği ve sadece bunlara dayalı olarak işlem yapılamayacağı ilgi (e) sayılı genel yazımızla duyurulmuştu.

    Mavi kartın değerli kâğıtlar kapsamında düzenlenip verilmesine başlandığının öğrenilmesi nedeniyle, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden, sözü edilen kartların dağıtılmasına başlanıp başlanmadığı ile noterlik işlemlerinde, 5901 sayılı Kanunun 28'inci maddesi hükmü gereğince mavi kartların kimlik olarak kullanılıp kullanılmayacağı sorulmuştur.
    Adı geçen Genel Müdürlükçe gönderilen 20.05.2013 tarihli ve 132-49847 sayılı cevap yazısında;
    "12.04.2013 tarihli ve 2013/15 nolu genelgemiz ile yeni mavi kart düzenlenmesi uygulamasına başlanmıştır. Maliye Bakanlığı saymanlıklarınca boş mavi kart dağıtımı yapılan ilçe nüfus müdürlüklerince yeni mavi kart düzenlenmektedir.
    5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci maddesinin 7 nci fıkrası 'Bu maddenin sağladığı hakların kullanılmasında Mavi Kartın ibrazı yeterlidir.' hükmü gereğince, yeni mavi kart kimlik belgesi olarak kullanılabilecektir.
    Ayrıca, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci maddesinin 7 nci fıkrası gereğince mavi kartın ibraz edilememesi durumunda Kimlik Paylaşımı Sistemi aracılığıyla mavi kartlılar kütüğünden alınacak kayıt örneği ve uyruğunda bulunulan devlet makamlarınca verilmiş kimlik bilgilerini gösteren belge ile de işlem yapılması gerekmektedir." denilmektedir.

    Bu itibarla;
    12.04.2013 tarihinden önce 4112, 5203 ve 5901 sayılı Kanunlara göre verilen ve ilgi (a) ve (b) genelgeler ile (c) ve (d) genel yazılarımıza konu eski belgeler/mavi kartlar, yapılan uygulama doğrultusunda noterlik işlemlerinde kimlik olarak kullanılmayacaktır.

    Ancak, 12.04.2013 tarihinden itibaren nüfus müdürlüklerince dağıtımı yapılan ve değerli kâğıtlar kapsamında olan yeni mavi kartlar ise, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci maddesinin 7 nci fıkrasında yer alan 'Bu maddenin sağladığı hakların kullanılmasında Mavi Kartın ibrazı yeterlidir.' hükmü gereğince noterlik işlemlerinde yalnız başına kimlik olarak kullanılabilecektir.

    Ekte örneği gönderilen ve veriliş tarihi 12.04.2013 tarihinden sonra olan YENİ MAVİ KARTLARIN noterlik işlemlerinin yapılması sırasında kimlik tespitinde kullanılabileceğinin, bunun yanında ayrıca pasaport veya iş sahibinin uyruğunda bulunduğu ülkenin kimliğinin aranmasına gerek olmadığının,
    Veriliş tarihi 12.04.2013 tarihinden önce olan eski mavi kartların ise noterlik işlemlerinin yapılması sırasında kimlik tespitinde kullanılamayacağının, bunun yanında ayrıca pasaport veya iş sahibinin uyruğunda bulunduğu ülkenin kimliğinin aranması gerektiğinin,
    bilgi edinilmesini ve buna göre işlem yapılmasını rica ederim.

    Saygılarımla, Yunus TUTAR Başkan

    Beş yaşında idim. Rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi, aramaya başladı. Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyordu . Çocukluk iste,
    -Aman babaanne dedim.
    – Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya, yorulmaya değer mi?
    Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu.
    -Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun, ‘ dedi.
    - Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun?’ Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.
    Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim. Alain’in proposlarini okuyorum. Birden irkildim. Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu. İlave ediyordu.
    Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın teri, göz nuru, el emeği vardır diyordu.
    On dokuz yıl evveldi. Stockholm’e gitmiştim. Bir otele indim. Geceydi. Sabahleyin, traş olmak i çin lavaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm.
    ‘Lütfen traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın, yanda bir kutu var oraya bırakın, bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı olun’ diyordu. Doğrusu hayretler içinde kaldım.
    Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya üzerinde’ İsveç çeliğinden yapılmıştır’ diye yazardı.
    İste o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor, gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu.
    İsviçre’de zaman zaman, belli periyotlarda radyolar, televizyonlar bir haberi duyurur.
    ‘Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. Siz lütfen hazırlığınızı yapın.
    Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete varsa, kâğıt, ambalaj, kutu varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa, kapının önüne koyun. İsviçre’nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç ziyanına engel olun.’
    Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevazı yasayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş, hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir.. Böyleleriyle; evini mezat salonuna çevirmiş zavallı, diye eğlenirler.
    Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır.
    Vaktiyle Japon ekonomisi darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi toplar. Kürsüye çıkar.
    Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve;
    -Şu andan itibaren der,
    -Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim.
    -Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim.
    Dediklerini yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır.
    Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok.
    Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm.
    Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı, ne kadar gösterişten uzak…
    *Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan bos yere akıtmakta, gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?
    *Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür.
    Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki, İlk okul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.
    Bir mıh bir nalı kurtarır.
    Bir nal bir atı, bir at bir komutanı,
    Bir komutan bir orduyu,
    Bir ordu bir ülkeyi kurtarır
    diyordu..
    Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin olalım ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız.
    Burada parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır.

    Türk Milleti, 23 Nisan 1920'de, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önderliğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurarak, yeni bir devletin temelini atmış oldu.
    Bu tarih, egemenliğin hanedandan alınıp Millete devredilişinin resmen başlangıcını oluşturan bir devrimin tarihidir. Böyle bir devrimin, yüzyıllar boyu, değil gerçekleştirilmesi, hayâl edilmesi bile mümkün değildi. 23 Nisan 1920, sadece TBMM'nin kuruluş günü değildir. Bu gün, aynı zamanda demokratik parlamenter rejimin temelinin de atıldığı gündür.
    Mustafa Kemal, Türk Milleti ile birlikte, Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak üzere 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan yola çıkmıştı. O'nun birincil amacı ulusal egemenlik ve her bakımdan tam bağımsızlık üzerine yükselen yeni bir Türk Devleti kurmaktı.
    Bir ulusal uyanışın belgesi olan Amasya Genelgesi'ndeki şu cümle, Mustafa Kemal'in bu konudaki kararlılığını ve Millete verdiği olağanüstü değer ve önemi ortaya koymaktadır:
    "Milletin bağımsızlığını yine Milletin azim ve kararı kurtaracaktır".
    Hem Saltanata hem de işgal güçlerine karşı Milli Mücadeleyi başlatan Mustafa Kemal, parlamenter rejimi ve hukuk devleti ilkelerini bu tarihten itibaren resmen yürürlüğe koymuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, Milletin temsilcileriyle kurmuştur. Bu nedenle, 23 Nisan Türk Milleti için olağanüstü önemde bir dönüm noktası olmuştur.
    23 Nisan, artık her yıl Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır.
    - Ulusal egemenlik günü olarak kutlanmaktadır, çünkü artık kişi değil Millet söz
    sahibidir;
    - Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır, çünkü her Milletin geleceği çocuklarıdır ve ilk önce onların parlamenter demokrasinin anlamını kavramaları gerekir.
    Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın, uluslararası eğitim, bilim ve kültür konularının çatı organizasyonu olan UNESCO, Türkiye'nin önerisi üzerine, bunu dikkate alarak,her yılın 23 Nisan gününü "Dünya Çocuk Günü" olarak ilan etmiştir.
    İşte, uluslararası anlam ve önem kazanan bu tarih, 1979'dan beri, Türkiye'de "Uluslararası Çocuk Şenliği" olarak, ülkemizin geleceği olan çocuklarımız tarafından, dünyanın çok sayıda ülkesini temsilen gelen çocuklarla birlikte, coşkuyla kutlanmaktadır.
    Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış ve Türk Milleti'ne egemenliğin devrediliş tarihi olan 23 NİSAN'ın, tüm dünyada resmen "Dünya Çocuk Günü" olarak ilan edilmesi, dünya tarihinin gösterebilecek emsal bulamadığı bir Türk Devlet Adamının, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün, O'nun öncülüğünde gerçekleştirilen Türk Devrimi'nin ve Atatürk İlkelerinin evrenselliğini ortaya koyması bakımından da büyük önem taşır.

    Hukuk - 7615
    Ankara, 15.04.2013
    Özü: Tapuda işlem yapılmasını gerektiren tüm işlemlere ilgililerin kimlik örneklerinin eklenmesi hakkında.
    G E N E L G E
    ( 3 )
    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE
    Bazı noterliklerimizde, tapu işlemleriyle ilgili olarak verilen vekâletnamelere kimlik eklenip eklenmeyeceği hususunda tereddütler yaşandığı Birliğimize intikal etmekle; konu, Yönetim Kurulunda görüşülmüş ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden görüş istenmesine karar verilmiştir.
    Adı geçen Genel Müdürlükçe gönderilen 02 Nisan 2013 tarihli ve 40-2689 sayılı cevap yazısında:
    “Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunun 1007 nci maddesi, " Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.",
    Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında 6083 Sayılı Kanunun 2. nci maddesinin a bendinde, "Devletin sorumluluğu altındaki tapu sicillerinin düzenli bir biçimde tutulmasını, taşınmazlarla ilgili her türlü akitli ve akitsiz tapu işlemleri ile tescil işlerinin yapılmasını, siciller üzerindeki değişikliklerin takibini, denetlenmesini, sicil ve belgelerin arşivlenerek korunmasını sağlamak.",
    1512 sayılı Noterlik Kanununun "Düzenleme şeklinde yapılması zorunlu işlemler" başlıklı 89. maddesi, " Niteliği bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektiren sözleşme ve vekâletnamelerle, vasiyetname, mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış, gayrimenkul satış va'di, vakıf senedi, evlenme mukavelesi, evlat edinme ve tanıma, mirasın taksimi sözleşmesi ve diğer kanunlarda öngörülen sair işlemler bu fasıl hükümlerine göre düzenlenir." hükmündedir.
    Diğer taraftan, 02/12/2004 tarihli 25658 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tapu Sicili Tüzüğünün 13 üncü maddesinin 4. fıkrası, " istem vekaleten yapılmışsa vekilden Noterlik Kanununa göre düzenlenmiş ve istem konusu işleri yapmaya yetkili olduğunu içerir vekaletname istenir. Vekil, tevkil yetkisine dayalı olarak bir başkasını vekil tayin etmiş ise, ayrıca dayanağı olan vekâletname de aranır. Vekilin kimliği saptandıktan sonra tapu sicilindeki hak sahibi ile vekâletnamedeki müvekkilin kimliği karşılaştırılır.'" hükümlerini içermektedir.
    Buna göre, Tapu Müdürlüklerimize yapılan tüm istemler, müdür veya görevlendireceği bir memur tarafından incelenerek hak sahibi tarafından yapılıp yapılmadığı saptanmaktadır. Bu saptamada nüfus cüzdanının önemi ve rolü büyüktür. Mevzuatımızda vekâletnamelere nüfus cüzdanı fotokopisinin ekleneceğine dair açık bir hüküm bulunmamasına rağmen, Noterlerce düzenlenen vekaletnamelere eklenen kimlik örnekleri ile hak sahibi gerçek kişile
    rin Tapu Müdürlükleri arşivlerinde bulunan ve işlemlerin dayanağını teşkil eden işlem dosyasındaki kimlik bilgileri arasında kıyaslama yapılmaktadır.
    Bu nedenle, tapu işlemlerinin sıhhati ile özellikle muhtemel sahteciliklerin ve dolayısıyla Hazine sorumluluğunun önlenmesi açısından, Tapu Müdürlüklerinde işlem yapılmasını gerektirecek tüm vekâletnamelere (sadece iş takibi amacıyla verilen vekâletnameler hariç) vekâlet verenin kimlik fotokopisinin (nüfus cüzdanı, pasaport, avukatlık kimliği fotokopisinin) eklenmesi Kurumumuzca gerekli ve faydalı görülmektedir.” denilmektedir.
    Sözü edilen yazının, Yönetim Kurulunun 10.04.2012 tarihli toplantısında görüşülmesi sonunda:
    Her ne kadar bildirilen görüşte, tapu müdürlüklerinde işlem yapılmasını gerektirecek tüm vekâletnamelere (sadece iş takibi amacıyla verilen vekâletnameler hariç) kimlik fotokopisinin eklenmesinin gerekli ve faydalı görüldüğü belirtilmiş ise de; Yönetim Kurulumuzca yapılan değerlendirmede, tapu işlemlerinin sıhhati ile özellikle muhtemel sahteciliklerin ve dolayısıyla doğabilecek sorumlulukların önlenmesi bakımından, kimlik ekleme işleminin sadece vekaletnamelerle sınırlı tutulmamasına, iş takibi amacıyla verilen vekâletnameler hariç tapuda işlem yapılmasını gerektiren tüm noterlik işlemlerinde uygulanmasına, buna göre de; gideri iş sahiplerinden alınmak suretiyle ilgililerce ibraz edilen kimliklerin (nüfus cüzdanı, pasaport, avukatlık kimliği), çıkartılacak örneklerinin 1512 sayılı Noterlik Kanununun 88’inci maddesinin birinci cümlesi gereğince dayanak olarak kabulü ile aynı Kanunun 79’uncu maddesi hükümleri doğrultusunda harçsız ve vergisiz olarak iş takibi amacıyla verilen vekâletnameler hariç tapuda işlem yapılmasını gerektiren tüm noterlik işlemlerinin nüsha ve örneklerine eklenmesine karar verilmiştir.
    Bilgi edinilmesi ile buna göre işlem yapılmasını rica ederim.
    Saygılarımla,
    Yunus TUTAR
    Başkan

    Hukuk –6426
    Ankara, 01.04.2013
    Özü: Marka, Patent devir ve lisans sözleşmeleri hakkında.
    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE
    1) 30 Mart 2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulamasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayımlanmıştır.
    Bu Yönetmelikle, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulamasına Dair Yönetmeliğin;
    “Markanın mülkiyetinde değişiklik” başlıklı 19’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi, “Devre konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı, kısmi devirler için devredilen mal veya hizmetlerin belirtildiği devir sözleşmesi ya da bu sözleşmenin veya mülkiyet değişikliğini gösteren kısmının aslına uygunluğunun noter tarafından tasdikli örneği,” şeklinde iken “Devre konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı, kısmi devirler için devredilen mal veya hizmetlerin belirtildiği noter tasdikli devir sözleşmesi,” şeklinde,
    “Lisans” başlıklı 20’nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, “Lisans alan ve verenin imza ve beyanlarını, lisansa konu olan mal ve/veya hizmetleri, marka tescil numarasını, marka adını, varsa lisans ücretini, lisans süresini belirtir lisans sözleşmesi ya da bu sözleşmenin aslına uygunluğunun noter tarafından tasdikli örneği,” şeklinde iken “Lisans alan ve verenin imza ve beyanlarını, lisansa konu olan mal veya hizmetleri, marka tescil numarasını, marka adını, varsa lisans ücretini, lisans süresini belirtir noter tasdikli lisans sözleşmesi, lisans sözleşmesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmış Türkçe tercümesi.” şeklinde,
    değiştirilmiş ve her iki sözleşmenin de noter tasdikli olması zorunluluğu getirilmiştir.
    2) Aynı Resmi Gazete’de, Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik de yayımlanmıştır.
    Bu Yönetmelikle de, Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin;
    “Sözleşmeye Dayalı Lisans” başlıklı 35’inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, “Taraflarca imzalı, imzaları onaylı lisans sözleşmesi,” şeklinde iken “Lisans sözleşmesine konu olan patent başvurusunun veya patentin numarasını, lisans ücretini, süresini ve çeşidini belirtir şekilde düzenlenmiş, lisans alan ve lisans veren tarafların imza ve noter beyanlarını içerir onaylı lisans sözleşmesi, lisans sözleşmesinin yabancı dilde düzenlenmesi halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmış Türkçe tercümesi.” şeklinde,
    “Patent Başvurusunun veya Patent Hakkının Devri” başlıklı 37’nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi “Devreden ve devralan tarafından imzalanmış ve imzaları onaylanmış devir belgesi,” şeklinde iken “Devir sözleşmesine konu olan patent başvurusunun veya patentin numarasını, devir ücretini belirtir şekilde düzenlenmiş, devreden ve devralan tarafların imza ve noter beyanlarını içerir onaylı devir sözleşmesi, devir sözleşmesinin yabancı dilde düzenlenmesi halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmış Türkçe tercümesi.” şeklinde,
    değiştirilmiş, onayın noter tarafından yapılacağına dair açıklık getirilmiştir.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,
    Yunus TUTAR
    Başkan

    [font=arial, sans-serif][size=19px]SAYIN MESLEKTAŞLARIN DİKKATİNE,[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px]YEVMİYE DEFTERLERİ VE YÖNETİM KURULU KARAR DEFTERLERİNİN KAPANIŞ ONAYI İLE İLGİLİ OLARAK TBMM GENEL KURULUNDA 28.03.2013 TARİHİNDE KABUL EDİLEN YASA MADDESİ AŞAĞIDAKİ GİBİDİR.[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px] [/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px]"Yevmiye defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar notere yaptırılır."[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px] [/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px] [/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px]Diğer maddeleri ise yayımı tarihinde, yürürlüğe girer."[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px] [/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px]1- Yevmiye defterlerinin kapanış tasdiki 2013 yılına da mahsus olmak üzere her yıl Haziran Ayı sonuna kadar yapılabilecektir.[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px]2- Yönetim kurulu karar defterinin kapanış tasdiki izleyen yıllarda Ocak Ayı sonuna kadar yapılacaktır.[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px]Ancak 2013 yılına mahsus olmak üzere Yönetim kurulu karar defterinin kapanış tasdik süresinin Mart Ayı sonunda biteceği tabiidir.[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px] [/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px] [/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px]Bilgi edinilmesini rica ederim.[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px] Saygılarımla.[/size][/font]
    [font=arial, sans-serif][size=19px] Yunus TUTAR[/size][/font]


    -








    Noterlik İşleri 205-5409-6024
    27.03.2013
    Özü: Bütçe dönemi itibariyle 2013 Mart ayı aylık iş cetvelinin gönderilmesi hakkında


    .......................................NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    .......................................NOTERLİĞİNE



    Bilindiği gibi 2012 – 2013 bütçe dönemi 31.03.2013 tarihinde sona ermektedir.
    Bütçe döneminin sona ermesi ile başlayacak olan bilanço çalışmalarına esas olmak üzere Birlik muhasebesi açısından gerekli olan;
    1-Noterlik Kanunu’nun 71.maddesi gereğince her ayın en geç 10’una kadar gönderilmesi gereken aylık iş cetvellerinden bütçe dönemi içerisinde gönderilmeyen var ise, bir hafta içerinde Birliğimize gönderilmesini,
    2- 2013 Mart ayına ait aylık iş cetvelinin ise, en geç Nisan ayının 10’una kadar Birliğimize ulaşacak şekilde gönderilmesini önemle rica ederim.
    Saygılarımla,



    Yunus TUTAR
    Başkan

    Genel Yazı:35