Posts by Kml

    Regaib Kandili, Regâib, arapça bir kelimedir ve "reğa-be" kökünden gelmektedir. "Reğa-be", kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Reğîb" kelimesi ise, "reğabe"'den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib" dir. Kelime olarak "Regâib"in aslı budur.
    Receb'in ilk cuma gecesine Regaib gecesi denir. Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler ihsanlar, ikramlar yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir. Regaib gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı! Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur'an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder. Perşembe günü oruç tutup, gecesini de ihya etmek çok sevaptır.
    Receb ayında oruç tutmak faziletlidir. Peygamberimiz (a.s.m)' ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var. Bir de bu ayda sevablar kulların defterlerinin sevab hanelerine, bol bol dökülmesi dolayısıyla da recebül esabb denmiştir. Yâni, sevabların bol bol, şarı şarıl, gürül gürül döküldüğü ay demek... Sabbe, Arapçada dökmek demek... Nehrin de böyle dağlardan çağlayarak şaldur şuldur akıp da döküldüğü yere münsab derler; o da aynı kökten... Receb-ül esabb; Allah'ın rahmetinin cûşa gelip, ikram ü ihsanâtının şarıl şarıl, güldür güldür kullara geldiği ay demektir. Arifler ve din alimleri kitaplarında yazmışlar ki, bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tevbe etmek vs. güzel şeyler yapılır.
    Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır. Şa'ban bakım ayıdır. Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır demişler. Demek ki Receb ayı, bizi Ramazan ayına hazırlayan bir mevsimin ilk adımı olmuş oluyor. Onun için, "Receb ayı tevbe ayıdır." demişler. Yâni kul ne yapacak?.. "Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet..." diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girecek. Şa'ban ayı ibadetlere devam etme ayıdır. Ramazan da mükâfatlarını alma ayıdır. Böyle çeşitli kelimelerle bu ayların birbirleriyle irtibatlı olduğu beyan edilmiştir.
    tüm islam aleminin ve meslektaşlarımın Regaip kandile hayırlara vesile olur inşallah

    [size=2][color=rgb(51, 68, 102)]Ben aşağıda isim ve imzam bulunan kişi olarak İstanbul Çekmeköy İlçesi sınırları [/color][color=rgb(51, 68, 102)]içerisinde bulunan Çekmeköy Kapalı Pazar yerinde cumartesi günleri kurulmakta olanÇekmeköy Ulus Pazarı ile ilgili olarak, Pazar yeri kurmak amacıyla arazi, arsa, gayrimenkulkiralamak, kira sözleşmesi yapmak, yapılan sözleşmeleri bozmak, Pazar yeri kurulması içinilgili belediye, iştiraki şirket ve sair kurum ve şahıslarla tahsis sözleşmesi yapmak, parayatırmak, fazla yatırılmış paraları geri almak, Pazar yeri ile ilgili düzenlemeleri yapmak, bukonuyla ilgili gerek belediye, gerek belediye iştiraki kuruluşu Yeditepe Yapı Dan. İnş. San.Ve Tic. A.Ş. gerekse sair ve kuruluşlar ve 3. Kişilerle ilgili olarak işlemler anlaşmalaryapmak, dava açmak, vergi dairesi ile ilgili işlemler yapmak, tezgâh kurma belgeleriniçıkarmak, harç ve rüsumlarını yatırmak, fazla yatırılanları geri almak, Pazar yeri işletmeplan ve projesi yapmak, bu konularda taahhütlerde bulunmak sözleşmeler yapmak,kurallar koymak, bilumum iş ve işlemler konusunda birlikte veya ayrı ayrı vekaleti ifaya034288 SARIGAZİ vergi dairesinde kayıtlı 7350408704 vergi numaralı S.S.ULUS PAZARIESNAF PAZARCILAR İŞLETME KOOPERATİFİ ni vekil tayin ettim deseniz yeterli[/color][/size]

    1512 sayılı Noterlik Kanunu 55. maddesi Noterlik evrakından kimlere ve ne şekilde örnek verileceğini düzenlemiştir.


    Evrak ve defterlerin gizliliği


    Madde 55 – Noterlik evrak ve defterleri mahkeme, sorgu hakimliği ve Cumhuriyet savcılıklarınca veya resmi daireler tarafından, konusu da belirtilmek suretiyle, noterlikte soruşturmaya yetkili kılınan kimselerce incelenebilir.


    Noterlik evrak ve defterlerinin daire dışına çıkarılabilmesi, mahkemenin veya sorgu hakiminin karariyle mümkündür.


    Mahkeme veya sorgu hakimi evrakın dava sonuna kadar dosyada kalmasına karar verirse, bu takdirde evrakın bir örneği çıkartılıp aslına uygunluğu onaylanarak, aslının yerinde saklanmak üzere notere verilir.


    Noterin bulunduğu yerde inceleme imkanı bulunmaması sebebiyle evrakın başka bir yere gönderilmesi gerekiyorsa, noterin bulunduğu yer hukuk hakimliğinin onaylıyacağı örnek, aynı şekilde saklanır.


    Soruşturma yetkisi bulunan kişilerle Cumhuriyet savcılarının istiyecekleri örnekler noterlik ücretine tabi değildir. Diğer resmi mercilere verilecek örneklerden yalnız yazı ücreti alınır.

    [size=3]6 Aralık 2016 SALI Resmî Gazete Sayı : 29910
    TEBLİĞ
    Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:
    ŞİRKET KURULUŞ SÖZLEŞMESİNİN TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜKLERİNDE
    İMZALANMASI HAKKINDA TEBLİĞ
    BİRİNCİ BÖLÜM
    Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
    Amaç ve kapsam
    MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; kuruluş aşamasında sözleşmenin ticaret sicili müdürü huzurunda
    imzalanmasına ve imza beyannamesinin ticaret sicili müdürlüklerinde düzenlenmesine ilişkin usul ve esasları
    belirlemektir.
    Dayanak
    MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ; 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 210 uncu maddesine
    dayanılarak hazırlanmıştır.
    Tanımlar
    MADDE 3 – (1) Bu Tebliğin uygulanmasında;
    a) Ayırt etme gücü: Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da benzer sebepler nedeniyle
    akla uygun davranma yeteneğinden yoksun bulunmama halini,
    b) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını,
    c) Kanun: 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununu,
    ç) Kayyım: Belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanan kişiyi,
    d) Kısıtlı: 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda tanımlanan kısıtlılık hâlleri kapsamındaki kişileri,
    e) Kimlik kartı: Gerçek kişinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu ve aile kütüğüne kayıtlı bulunduğunu gösteren Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını,
    f) Kişi: Gerçek veya tüzel kişiyi,
    g) Kurucu: Şirket kurmaya teşebbüs eden kişi veya kişileri,
    ğ) Mavi kart: Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve bunların 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci maddesinde belirtilen altsoylarına verilen ve söz konusu maddede belirtilen haklardan faydalanabileceklerini gösteren resmi belgeyi,
    h) Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS): Ticaret sicili işlemlerinin elektronik ortamda yürütüldüğü, ticaret sicili kayıtları ile tescil ve ilan edilmesi gereken içeriklerin düzenli olarak depolandığı ve elektronik ortamda sunulduğu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile TOBB nezdinde oluşturulan ve işletilen merkezi ortak veri tabanını da içeren bilgi sistemini,
    ı) MERNİS: İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Merkezi Nüfus İdaresi Sistemini,
    i) Müdür: Ticaret sicili müdürünü,
    j) Müdürlük: Ticaret sicili müdürlüğünü,
    k) Müdür Yardımcısı: Ticaret sicili müdür yardımcısını,
    l) Sözleşme: Kollektif, komandit, sermayesi paylara bölünmüş komandit ve limited şirkette şirket
    sözleşmesini, anonim şirkette esas sözleşmeyi,
    m) Sürücü belgesi: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen motorlu araçların sürülmesine yetki veren belgeyi,
    n) Şirket: Kollektif, komandit, anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketi,
    o) Temsilci: Kurucu adına imza yetkisine sahip vekil, veli, vasi, kayyım ile tüzel kişilerde temsil ve ilzama yetkili kişiyi,
    ö) Ticari işletme: Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin, devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmeyi,
    p) TOBB: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğini,
    r) Vasi: Vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini
    korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlü kişiyi,
    s) Vekil: Vekâlet verenin işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlenen kişiyi,
    ş) Veli: Velayet altındaki küçüğü temsil eden velayet sahibi kişi veya kişileri,
    ifade eder.
    İKİNCİ BÖLÜM
    Sözleşmenin İmzalanması
    Sözleşmenin hazırlanması
    MADDE 4 – (1) Şirket sözleşmesi MERSİS’te hazırlanır.
    Müdürlüğe başvuru
    MADDE 5 – (1) Kurucular, sözleşmenin imzalanması için şirketin kurulacağı yer müdürlüğünde hazır
    bulunur.
    (2) Kurucusu gerçek kişi veya tüzel kişi olan şirketlerin sözleşmesi müdürlükte bizzat kendileri veya
    temsilcileri tarafından imzalanır.
    (3) Kurucu veya temsilcinin, okur-yazar olmaması, Türkçe bilmemesi, işitme, konuşma veya görme engelli olması halinde sözleşmeler noter huzurunda imzalanır.
    (4) On sekiz yaşından küçük kişilerin şirkette kurucu ortak olabilmesi için şirket sözleşmesinin velileri
    tarafından imzalanması gerekir. Velinin tek kişi olması halinde, nüfus kayıt örneğinin ibraz edilmesi zorunludur.
    (5) On sekiz yaşından küçük kişinin velisiyle birlikte şirket kurucusu olması halinde, vasi veya kayyım kararı müdürlüğe ibraz edilir.
    (6) Kurucu Türk vatandaşı ise geçerli kimlik kartı, pasaport veya sürücü belgesi ibraz edilir.
    (7) Kurucunun doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişi olması durumunda mavi kart ibraz edilir.
    ( Kurucu yabancı uyruklu ise başvuruda geçerli pasaport ibraz edilir.
    (9) Kurucu adına imza atacak temsilciler, sıfat ve yetkileri ile işlemi yapmaya izinli olduklarını gösterir belge ibraz etmekle yükümlüdür. Ayrıca bu kişiler, geçerli kimlik belgelerini ibraz eder.
    (10) Kurucu adına imza atacak kişinin vekil olması halinde vekâletname düzenlemeye yetkili makam veya noterlerce onanmış vekâletnamenin aslı ibraz edilir.
    (11) Kurucu adına imza atacak kişinin vasi veya kayyım olması halinde konuya ilişkin mahkeme kararının aslı veya onaylı sureti ibraz edilir.
    (12) İbraz edilen belgelerin birer örneği tarih kaşesi ile mühürlenerek dosyasında saklanır.
    Belgelerin doğrulanması
    MADDE 6 – (1) Müdür, şirket kuruluş işlemi için başvuruda bulunan kişinin kimliğini gösterir belgeyi
    inceler, belgedeki fotoğraf ile gelen kişiyi karşılaştırır, fotoğrafta soğuk mühür izinin olduğunu kontrol eder. İbraz edilen belgeden şüpheye düşülmesi halinde ikinci bir kimlik belgesi istenir. MERNİS’ten kimlik kartı ve mavi kart bilgilerinin doğruluğu sorgulanır.
    (2) İbraz edilen pasaport ise; pasaport sahibinin imzası, pasaportun sayısı, fotoğraf, kişinin adı, soyadı, doğum yeri ve doğum tarihi ve belgenin verildiği makam kontrol edilir. Pasaportta, belgeyi veren makamın mühür, kaşe ve imzası olmalıdır.
    (3) İbraz edilen sürücü belgesi ise; kişi bilgileri ile soğuk mühür izi kontrol edilir.
    (4) İbraz edilen kimlik belgesinin yırtık veya yıpranmış olması, belgedeki resmin eski olması veya benzeri durumlar nedeniyle kimlik doğrulanmasında tereddüt yaşanması durumunda, kimlik belgesinin değiştirilmesi veya yenilenmesi istenir.
    Diğer doğrulama işlemleri
    MADDE 7 – (1) Sözleşmenin imzalanmasından önce kurucu veya temsilciler, iradesini serbestçe ve kendi isteğine uygun olarak beyan eder.
    (2) Müdür, kurucunun ayırt etme gücüne ilişkin yaşlılık, hastalık veya dış görünüş nedeniyle şüpheye düşerse veya ihbar ve şikâyet varsa başvuru reddedilir.
    Sözleşmenin imzalanması
    MADDE 8 – (1) Bu Tebliğin 6 ncı ve 7 nci maddelerinde yer alan doğrulama işlemlerinin ardından,
    sözleşmenin müdürlük tarafından MERSİS’ten alınacak nüshası kurucular veya temsilciler tarafından müdür huzurunda imzalanır.
    (2) Birinci fıkra çerçevesinde imzalanan sözleşme nüshalarının her sayfası, müdür tarafından imzalanarak mühürlenir. Ayrıca nüshaların son sayfasına işlem tarihi de yazılır veya tarih kaşesi basılır.
    (3) İmza onay belgesi hazırlanarak müdür tarafından imzalanır. Söz konusu belge mühürlenir ve sözleşmenin arkasına eklenir.
    (4) Müdür tarafından yapılan bu onay, imzaların kuruculara veya temsilcilere ait olduğunun tasdikidir ve
    Kanunun 32 nci maddesinde yer alan inceleme görevinin yerine getirilmesi sonucunu doğurmaz.
    Düzeltme beyanı
    MADDE 9 – (1) Sözleşmenin imzalanması ve mühürlenmesinden sonra sözleşmede herhangi bir değişiklik olması halinde, ilgililerden sözleşme nüshası adedince düzeltme beyanı alınır. Düzeltme beyanı oluşturulurken bu Tebliğin 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddesi hükümleri uygulanır. Bu şekilde oluşturulan düzeltme beyanı, sözleşme nüshalarının arkasına eklenir.
    Sözleşmenin saklanması ve teslimi
    MADDE 10 – (1) İmzalanan ve mühürlenen sözleşmenin bir nüshası müdürlükçe alınır ve şirketin tescil
    başvurusu ile birleştirilerek dosyasında saklanır.
    (2) Kalan sözleşme nüshaları ilgililere teslim edilir.
    Sözleşmenin süresi
    MADDE 11 – (1) Müdürlükte imzalanan sözleşmenin bu Tebliğin 8 inci maddesi çerçevesinde
    gerçekleştirilen onay tarihinden itibaren üç ay içinde tescili için başvuruda bulunulmaması halinde, sözleşmede imzası bulunanların şirket kurma iradelerinin devam ettiğine dair beyanda bulunmaları gerekir. İrade beyanı oluşturulurken, bu Tebliğin 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddesi hükümleri uygulanır. Kurucuların bu beyanı, sözleşme nüshalarının arkasına eklenir.
    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
    İmza Beyannamesi
    Genel olarak
    MADDE 12 – (1) Şirket kuruluş ve ticari işletme açılışı işlemlerinde müdürlüklere ibrazı zorunlu olan imza beyannameleri, müdürlükler tarafından düzenlenebilir. İmza beyannameleri, gerçek kişi tacir ile tüzel kişi tacir adına imza atmaya yetkili kişinin, ticaret unvanı ve bunun altına atacağı imzayı içeren belgedir.
    Hazırlanması
    MADDE 13 – (1) İmza beyannamesi düzenlenen kişilerin kimlik bilgileri bu Tebliğin 6 ncı ve 7 nci maddeleri çerçevesinde doğrulandıktan sonra imza beyannamesi hazırlanır ve müdür huzurunda imzalatılır.
    (2) İmza onayı belgesi hazırlanarak müdür tarafından imzalanır. Söz konusu onay belgesi beyanname ile birlikte mühürlenir ve beyannamenin arkasına eklenir.
    (3) Beyanname müdürlükçe saklanmak üzere teslim alınır ve tescil başvuru belgeleriyle birleştirilerek
    dosyasında saklanır.
    (4) Tebliğin 5 inci maddesinin ilgili hükümleri imza beyannamesinin düzenlenmesinde de kıyasen uygulanır.
    DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
    Çeşitli ve Son Hükümler
    Görevlendirme
    MADDE 14 – (1) Sicil müdürü, bu Tebliğde düzenlenen işlemlerin yerine getirilmesi için sicil müdür
    yardımcılarını görevlendirebilir. Bu takdirde, bu Tebliğde müdür tarafından yapılacak işlemler görevlendirilen müdür yardımcısı tarafından yerine getirilir. Müdür tarafından gerekli görülmesi halinde birden fazla müdür yardımcısı da görevlendirilebilir.
    (2) Müdür, sözleşmelerin imzalanması ve imza beyannamelerinin oluşturulması işlemlerinin müdürlükte hızlı, eksiksiz ve doğru bir biçimde yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri alır. Bu Tebliğ kapsamındaki işlemlerin yerine getirilmesi için gerekli fiziki koşullar ile donanım, müdürlüğün kurulu bulunduğu Oda tarafından temin edilir. Gerekli görülmesi halinde müdür tarafından, bu Tebliğ kapsamındaki işlerin yürütülmesi için müdürlük içinde ayrı bir yer oluşturulur.
    Dosya numarası
    MADDE 15 – (1) Müdürlüklerde imzalanan sözleşmeler ile düzenlenen imza beyannamelerinin her birine dosya numarası verilir. Dosya numarası, sözleşmeler ile imza beyannameleri üzerine kaşe ile basılır.
    Ticaret sicili hizmet bedeli
    MADDE 16 – (1) Bu Tebliğin,
    a) 8 inci maddesi ile düzenlenen sözleşmenin imzalanması,
    b) 9 uncu maddesi ile düzenlenen düzeltme beyanı,
    c) 11 inci maddesi ile düzenlenen irade beyanı,
    ç) 13 üncü maddesi ile düzenlenen imza beyannamesi,
    d) Sözleşmenin tescili,
    işlemlerinden alınacak hizmet bedeli asgari ücretin yüzde onundan fazla olamaz. Bu maddenin (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde yer alan işlemlerin birlikte veya ayrı ayrı yapılmasına bakılmaksızın bu hizmetler için tek hizmet bedeli tahsil edilir.
    Yürürlük
    MADDE 17 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
    Yürütme
    MADDE 18 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.



    [/size]
    [size=3]YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA[/size]
    [size=3]DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN[/size][size=3]MADDE 65- 5941 sayılı Kanuna aşağıdaki madde eklenmiştir.
    “GEÇİCİ MADDE 4- (1) Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıtlar, bu Kanun gereğince silinmesini gerektiren şartlar oluşuncaya kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında tutulmaya devam olunur.”
    MADDE 66- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
    “Gerçek kişi tacir ile tüzel kişi tacir adına imza atmaya yetkili kişi, ticaret unvanını ve bunun altına atacağı imzayı, noter onayı şartı aranmaksızın ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda yazılı beyanda bulunmak suretiyle de verebilir.”
    MADDE 67- 6102 sayılı Kanunun;
    a) 212 nci maddesinin birinci fıkrasına “onaylanması” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya şirket sözleşmesinin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması” ibaresi ile aynı fıkranın sonuna “Şirketin kuruluşunda, şirket sözleşmesini ihtiva eden kâğıtlardan değerli kâğıt bedeli alınmaz.” cümlesi,
    b) 215 inci maddesinin birinci fıkrasına “Şirket sözleşmesinin ticaret sicili müdürü veya yardımcısı huzurunda imzalanması hâlinde de sureti ticaret sicili müdürlüğü tarafından saklanarak yukarıda öngörülen tescil ve ilan sağlanır.” cümlesi,
    c) 335 inci maddesinin birinci fıkrasına “onaylandığı” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzaladığı” ibaresi ile aynı fıkranın sonuna “Şirketin kuruluşunda, esas sözleşmeyi ihtiva eden kâğıtlardan değerli kâğıt bedeli alınmaz.” cümlesi,
    ç) 339 uncu maddesinin birinci fıkrasına “onaylanması” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya esas sözleşmenin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması” ibaresi,
    d) 345 inci maddesinin ikinci fıkrasına “noter onayı” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya şirket sözleşmesinin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanma” ibaresi,
    e) 566 ncı maddesinin birinci fıkrasına “onaylanması” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya esas sözleşmenin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması” ibaresi ile aynı fıkranın sonuna “Şirketin kuruluşunda, esas sözleşmeyi ihtiva eden kâğıtlardan değerli kâğıt bedeli alınmaz.” cümlesi,
    f) 575 inci maddesinin birinci fıkrasına “onaylanması” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya şirket sözleşmesinin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması” ibaresi ile aynı fıkranın sonuna “Şirketin kuruluşunda, şirket sözleşmesini ihtiva eden kâğıtlardan değerli kâğıt bedeli alınmaz.” cümlesi,
    g) 585 inci maddesinin birinci fıkrasına “onaylandığı” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzaladığı” ibaresi,

    ğ) 587 nci maddesinin birinci fıkrasına “onaylanmasını” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya şirket sözleşmesinin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalandığı tarihi” ibaresi, eklenmiştir.[/size]

    Mali Danışmanlık -270-20275
    Ankara, 17.11.2016
    Özü: 3713 sayılı Kanuna göre;
    -İş hakkından feragat,
    -ÖTV’siz araç alım hakkından feragat
    -Bu araçla ilgili taahhüt,
    İşlemlerinde harç uygulaması hk.





    ………………….NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ………………….NOTERLİĞİNE


    İlgi; 17.10.2016 tarih ve Mali Danışmanlık-237-17957 (138) sayılı Genel Yazımız.

    İlgi Genel Yazımızda, Maliye Bakanlığınca 13.10.2016 günlü ve 29856 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 2 seri Nolu Tebliğdeki 3713 sayılı Kanun kapsamında, hayatını kaybetmiş olanların yakınlarına ÖTV’siz araç alımı hakkından feragat işleminin değer gösterilmeksizin 492 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tarifenin II/11 fıkrası gereğince mirastan feragat işlemi gibi (2016 yılı için 60,80 TL) maktu harca tabi tutulması gerektiği bildirilmiştir.
    Ancak, Birliğimize vaki müracaatlarda şehit ailelerinin iş hakkından feragat işlemlerinin de bu Genel Yazı doğrultusunda değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, vezne aşamasında normal feragat işleminden mi yoksa miras kalan menkul feragatından mı işlem yapılacağı hakkında tereddüt hasıl olduğunun anlaşılması sonucunda ilgi genel yazımız esasları Yönetim Kurulumuzun 07.11.2016 günlü toplantısında yeniden görüşülerek aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.
    3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci madde üçüncü fıkrası (a) bendinin; aynı maddenin ikinci fıkrasının, hak sahipliği sonucunu doğuran durumlara ilişkin (a) ve (b) bentleri kapsamında hayatını kaybedenlerin, eş veya çocuklarından birisi ile ana, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişinin; ana, baba ve kardeşi yoksa eş veya çocuklarından toplam iki kişinin; eş veya çocuğu yoksa ana veya babası ile kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişinin, ana veya babanın bu hakkı kullanmaması durumunda ise bir diğer kardeşi olmak üzere toplam iki kişinin istihdam hakkından yararlanacağı hükmünü amir olduğu,
    6745 sayılı Kanunun 51 inci maddesi ile 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (8) numaralı bendinde, (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tabi tebliğde belirtilen taşıtların 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesi ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sayılan kişilerden hayatını kaybetmiş olanların eş ve çocuklarından birisinin, eş veya çocuğu yoksa ana ve babasından birisinin bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabında ÖTV’den müstesna tutulduğu,
    hükme bağlanmıştır.
    Türk Medeni Kanununun 599 uncu maddenin birinci fıkrasında, “Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar” denildikten sonra ikinci fıkrada, Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanacakları ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olacakları belirtilmek suretiyle terekeye dâhil (aktif ve pasif) malların açıklandığı; buna göre terekenin, ölüm anı itibariyle mirasbırakana ait haklar ile borçlardan ibaret bulunduğu,




    Buna karşın; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci madde ikinci fıkrasının hak sahipliği sonucunu doğuran durumlara ilişkin (a) ve (b) bentleri kapsamında hayatını kaybedenlerin yakınlarına tanınan istihdam hakkı ve 4760 sayılı Kanunla tanınan ÖTV istisnasının, vefat edenin yakınlarına yasa ile verilmiş bir hak olduğu,
    Benzerliği itibariyle; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 22.11.1983 Tarihli, 1983/8965 E. 1983/8919 K. ve 12.Hukuk Dairesinin 26.12.2005 Tarih, 2005/23073 E. 2005/26042 K. sayılı içtihatlarında, mirası reddeden mirasçılara muristen bağlanan maaşın terekeye dâhil olmadığına karar verildiği,
    değerlendirildiğinde,
    3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci madde ikinci fıkrasının hak sahipliği sonucunu doğuran durumlara ilişkin (a) ve (b) bentleri kapsamında hayatını kaybedenlerin yakınlarına tanınan istihdam hakkı ile araç alımındaki ÖTV istisnasının vefat edenin terekesine dâhil olmadığı sonucuna varılmaktadır.

    Buna göre;
    1-İŞ HAKKINDAN FERAGAT İŞLEMİNDE HARÇ UYGULAMASI
    3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek 1 inci maddesinin 2 nci fıkrasının hak sahipliği sonucunu doğuran durumlara ilişkin (a) ve (b) bentleri kapsamında hayatını kaybedenlerin yakınlarına tanınan istihdam hakkı vefat edenin terekesine dahil olmadığından, şehit ailelerinin noterliklerde yapılacak olan ve bir değerle ilgili bulunmayan iş hakkından feragat işlemlerinden, 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (2) sayılı tarifenin II/1 inci bendine göre 9,50 TL maktu harç alınması gerekmektedir.

    2-ÖTV’SİZ ARAÇ ALIM HAKKINDAN FERAGAT İŞLEMİNDE HARÇ UYGULAMASI
    Şehit ailelerinin ÖTV’siz araç alım hakkından feragat ettiğine dair noterliklerde yapılacak bu nevi feragatnameler, 492 sayılı Harçlar Kanununun 42 nci maddesine göre değer gösterilmesi zorunlu kağıtlar meyanında bulunmamakta, dolayısıyla ÖTV ‘siz araç alım hakkından feragata dair düzenlenen feragatnamelerden de 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (2) sayılı tarifenin II/1 inci bendine göre 9,50 TL maktu harç alınması gerekmektedir.

    3-ÖTV’DEN MUAFEN EDİNİLEN ARAÇLARLA İLGİLİ TAAHHÜTNAMEDE HARÇ UYGULAMASI
    Yukarıda belirtilen Tebliğin “E- Geçici Hükümler” bölümünün, “1. Ticari Taşıtların Yenilenmesinde Geçici 7 nci Madde Uygulanması” bendinde,
    “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla maliki olunan trafik tescil kuruluşlarınca ticari yolcu veya yük taşımacılığında kullanılmak üzere kayıt ve tescil edilmiş her bir taşıt bakımından, aynı cins bir taşıtın ilk iktisabında ÖTV’den müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten 30.06.2019 tarihine kadar (bu tarih dahil) ilk iktisabı vergiden müstesnadır” denilmektedir.
    Sözkonusu Tebliğin “1.2. İstisna Uygulaması” bölümünde, “İstisnadan yararlanmak isteyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından, icra edilen faaliyetin türüne göre, Tebliğin (VI/E/1.1.3.) bölümünde belirtilen belgeler ÖTV mükellefine ibraz edilir. Belge ve içerdiği bilgilerin eksik olması halinde istisna uygulanmaz.
    Ayrıca istisnadan yararlanan tarafından, istisna kapsamındaki taşıtların ilk iktisabından önce, örneği Tebliğ ekinde (EK:10) olarak yer alan “Ticari Taşıtların Yenilenmesinde Verilecek Taahhütname” düzenlenir ve ÖTV mükellefine verilir. Kamu kurum ve kuruluşları için bu taahhütname aranmaz.




    Aranan belgelerin ibrazı şartıyla istisna kapsamındaki taşıtları ilk iktisap kapsamında teslim edenler ile bu taşıtlara ait ithalat işlemlerini gerçekleştiren gümrük idareleri tarafından ÖTV uygulanmadan işlem yapılır.”
    denilmektedir.

    Sözü edilen “Ek 10: Ticari Taşıtların Yenilenmesinde Verilecek Taahhütname” örneğinin incelenmesinde, 492 sayılı Harçlar Kanununun 42 nci maddesindeki,
    Kamu idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen kurallara uyulacağına ilişkin olarak düzenlenen taahhütnamelerde değer gösterilmemesi prensibi çerçevesinde,
    Yukarıda belirtilen taahhütnamede de, değer gösterilme zorunluluğu bulunmamakta, dolayısı ile de bu taahhütnameden, sadece maktu harç alınması gerekmektedir.

    2016/138 sayılı Genel Yazımız esasları bu çerçevede değiştirilmiş olup, gereğinin bu Genel Yazımız esaslarına göre yapılması icabetmektedir.

    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,

    Yunus TUTAR
    Başkan









    Genel Yazı: 164
    Ek: Tebliğ ve taahhütname örneği

    Mali Danışmanlık-269-20273

    Ankara, 17.11.2016
    Özü: 6306 sayılı Kanun kapsamında inşa olunan binalardaki bağımsız bölümlerin satışı hk. G E N E L G E
    ( 30 )


    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE



    Noterliklerimizden, Birliğimize intikal ettirilen yazılarda, 6306 sayılı Kanununun 7. Maddesinin 9. fıkrasına göre bu Kanun kapsamında riskli yapı raporu kesinleşen;
    1- Riskli yapının yerine yapılan binadan üçüncü kişilere:
    a) Müteahhit,
    b) Arsa ve riskli yapı sahipleri
    tarafından yapılacak ön ödemeli konut satış sözleşmelerinde veya satış vaadi sözleşmelerinde 6306 sayılı Yasada öngörülen istisna hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı,
    2- Riskli yapı sahipleri ile binanın yıkımı ve yeniden yapımı konusunda müteahhitle sözleşme yapılıp istisna hükümleri uygulandıktan sonra, müteahhidin herhangi bir nedenle sözleşmeyi başka bir müteahhide devri veya işi yarım bırakması nedeniyle riskli yapı ve arsa sahipleri tarafından başka bir müteahhitle yeni sözleşme yapılması durumunda da Yasadaki istisna hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususundaki görüş talebi, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına intikal ettirilmiştir.
    Gelir İdaresi Başkanlığından cevaben alınan ve Yönetim Kurulumuzun 07.11.2016 günlü toplantısında görüşülen 24.10.2016 tarih ve 108389 sayılı yazıda;
    “İlgide kayıtlı yazınızdan,
    -6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamında inşa olunan binalardaki bağımsız bölümlerin, müteahhit ve riskli yapı sahipleri tarafından üçüncü kişilere satışına ilişkin olarak düzenlenen ön ödemeli konut satış sözleşmelerine veya satış vaadi sözleşmelerine,
    -Binanın yıkımı ve yeniden yapımı konusunda riskli yapı sahipleri ile müteahhit arasında sözleşme düzenlenip istisna hükümleri uygulandıktan sonra, müteahhidin herhangi bir nedenle sözleşmeyi başka bir müteahhide devri veya işi yarım bırakması nedeniyle riskli yapı ve arsa sahipleri tarafından başka bir müteahhitle yeni sözleşme yapılması durumunda düzenlenecek bu sözleşmelere,
    6306 sayılı Kanunda öngörülen istisna hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.
    488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.



    492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinde, "Noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabidir" hükmü yer almakta olup; aynı Kanunun 123 üncü maddesinde ise, özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.
    6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasların belirlenmesi olduğu; 7 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasında da, bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
    Bu çerçevede, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı şerhi bulunan yapıların dönüşüme tabi tutulmadan önce hak sahibi malikleri tarafından ilk satışı, devri ve tescil işlemleri ile kanun kapsamında dönüşüme tabi tutulduktan sonra inşa edilen yapıların hak sahibi malikler ile düzenlenecek sözleşme kapsamında hak sahipleri adına tapuya tescilinde harç istisnası uygulanması gerekmekle birlikte, kanun kapsamında inşa edilen konutların hak sahibi malik dışındaki kişilere satışı nedeniyle yapılacak işlemler ile düzenlenecek kağıtlara damga vergisi ve harç istisna uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
    Buna göre, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı şerhi bulunan yapıların kanun kapsamında dönüşüme tabi tutulduktan sonra, üçüncü kişilere yapılacak satış işlemine ilişkin olarak üçüncü kişilerle hak sahibi malikler veya müteahhitler arasında düzenlenen ön ödemeli konut satış sözleşmelerine veya gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine 6306 sayılı Kanun kapsamında damga vergisi ve harç istisnası uygulanması mümkün bulunmamakta olup, konu hakkında Birliğinize yazılan 17/11/2014 tarihli ve 110707 sayılı yazımızda yer alan görüşümüzde bir değişiklik bulunmamaktadır.
    Öte yandan, 6306 sayılı Kanunla, Kanun kapsamında yer alan hak sahibi maliklerle yapılacak işlemlere yönelik istisna öngörülmektedir. Bu nedenle, hak sahiplerinin taraf olmadığı işlemlerin Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamakta olup, yıkım ve inşaat işini yürütmekte olan müteahhidin sözleşme ile yükümlendiği işi ve mukaveleyi bir başka müteahhide devretmesi halinde bu devre ilişkin işleme 6306 sayılı Kanun kapsamında damga vergisi ve harç istisnası uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
    Diğer taraftan, müteahhidin işi yarım bırakması nedeniyle hak sahibi malikler tarafından başka bir müteahhitle 6306 sayılı Kanun uyarınca binanın yıkımı ve yeniden yapımı konusunda yapılacak sözleşmelerden 6306 sayılı Kanım kapsamında damga vergisi ve noter harcı aranılmaması gerekmektedir.”
    şeklinde görüş bildirilmiştir.
    Gelir İdaresi Başkanlığının yazısına göre;
    1-6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı şerhi bulunan yapıların dönüşüme tabi
    tutulmadan önce hak sahibi malikleri tarafından ilk satışı, devri ve tescil işlemleri ile kanun kapsamında dönüşüme tabi tutulduktan sonra inşa edilen yapıların hak sahibi malikler ile düzenlenecek sözleşme kapsamında hak sahipleri adına tapuya tescilinde harç istisnası uygulanması gerekmektedir.
    2-Kanun kapsamında dönüşüme tabi tutulduktan sonra inşa edilen konutların hak sahibi malik dışındaki kişilere satışı nedeniyle yapılacak işlemler ile düzenlenecek kâğıtlara damga vergisi ve harç istisnası uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

    Dolayısı ile, riskli yapı şerhi bulunan yapıların Kanun kapsamında dönüşüme tabi tutulduktan sonra, üçüncü kişilere yapılacak satış işlemine ilişkin olarak üçüncü kişilere hak sahibi malikler veya müteahhitler arasında düzenlenen ön ödemeli konut satış sözleşmelerine veya gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine 6306 sayılı Kanun kapsamında damga vergisi ve harç istisnası uygulanması mümkün değildir.
    3-6306 sayılı Kanun kapsamında yer alan hak sahibi maliklerle yapılacak işlemlere istisna öngörüldüğünden, hak sahiplerinin taraf olmadığı işlemlerin kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, yıkım ve inşaat işini yürütmekte olan müteahhidin sözleşme ile yükümlendiği işi ve mukaveleyi bir başka müteahhide devretmesi halinde bu devre ilişkin işleme 6306 sayılı Kanun kapsamında damga vergisi ve harç istisnası uygulanması mümkün değildir.
    4-Müteahhidin işi yarım bırakması nedeniyle hak sahibi malikler tarafından başka bir müteahhitle 6306 sayılı Kanun uyarınca binanın yıkımı ve yeniden yapımı konusunda yapılacak sözleşmelerden damga vergisi ve noter harcı aranılmaması gerekmektedir.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,






    Yunus TUTAR
    Başkan

    Mali Danışmanlık-268-20271

    Ankara, 17.11.2016
    Özü: 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesi hk.
    G E N E L G E
    ( 29 )


    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE


    Bir noterliğimizden Birliğimize intikal ettirilen yazıda, noterlikten, Karayolları Genel Müdürlüğünü temsilen yetki belgesi ile talep edilen mirasçılık belgesi yönünden 6001 sayılı Karayolları Kanununun 12 inci maddesi hükmü gereğince harç istisnasının uygulanıp uygulanmayacağı konusundaki soru Gelir İdaresi Başkanlığına intikal ettirilerek görüş talep edilmiştir.
    Gelir İdaresi Başkanlığından cevaben alınan ve Yönetim Kurulumuzun 07.11.2016 günlü toplantısında görüşülen 25.10.2016 tarih ve 109040 sayılı yazıda;
    “İlgide kayıtlı yazınızın incelenmesinden, Karayolları Genel Müdürlüğünün mahkemelerde kamulaştırma nedeni ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için açtığı davalarda, davalıların bir kısmının ölü olması nedeniyle mahkeme tarafından verilen yetki çerçevesinde Mersin 3. Noterliğinden ölü davalılara ait mirasçılık belgesi talep ettiği belirtilerek söz konusu işlemlerden noter harcı aranılıp aranılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, "Noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabidir." denilmiş, 41 inci maddesinde de, "Noter harçları (2) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer veya ağırlık ölçüsüne göre nispi, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır" hükmüne yer verilmiştir. 492 sayılı Kanuna bağlı (2) sayılı tarifenin "II-Maktu harçlar" başlıklı bölümünün 11 inci maddesinde, mirasçılık belgesinden maktu harç alınacağı hüküm altına alınmıştır.
    492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinde ise, özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hükmü bulunmaktadır.
    6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesinde, Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanun kapsamındaki görevleri dolayısıyla yapacağı işlemler yönünden, katma değer vergisi ve Özel tüketim vergisi hariç, her türlü vergi, resim, harç ve paydan, tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan her türlü döner sermaye ücretinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
    Diğer taraftan, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 29 uncu maddesinde "10 uncu madde uyarınca mahkeme heyetinin harcırahları, 15 inci madde uyarınca mahkemece oluşturulan bilirkişilerin ve keşifte dinlenilen muhtarın mahkemece takdir edilecek ücretleri ile, tapu harçları ve bu Kanunun gerektirdiği diğer giderler kamulaştırmayı yapan idarece ödenir." denilmektedir.


    Bu hususla ilgili olarak 1987/1 ve 1990/5 sıra nolu Harçlar Kanunu İç Genelgelerinde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.
    Buna göre 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (2) sayılı tarifenin II/11 inci maddesine göre maktu harca tabi bulunan mirasçılık belgesine ilişkin noter işleminden, işlemin 2942 sayılı Kanun kapsamında kamulaştırma ile ilgili bulunması halinde, 6001 sayılı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca noter harcı aranılmaması gerekmektedir.”
    şeklinde görüş bildirilmiştir.
    Bu görüş çerçevesinde, Karayolları Genel Müdürlüğünce 2942 sayılı Kanun kapsamında yapılan kamulaştırmalarla ilgili olarak noterlikten talep edilen mirasçılık belgesi sebebiyle 6001 sayılı Kanunun 12 nci maddesi gereğince harç alınması sözkonusu olmayacaktır.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,





    Yunus TUTAR
    Başkan

    Mali Danışmanlık-267-20262
    Ankara, 17.11.2016
    ÖZÜ: Kredi alacağının kredi kuruluşu tarafından devir ve temlikinde damga vergisi istisnası hk.

    G E N E L G E
    ( 28 )


    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE


    İLGİ: 19.03.2007 günlü ve Mali Danışmanlık-6545 (2007/13) sayılı Genelgemiz.

    Gelir İdaresi Başkanlığı görüşüne dayanılarak yayımlanan 2007/13 sayılı Genelgemizde, kredi borcunun üçüncü kişi tarafından kredi kuruluşuna ödenmesi sonucunda, kredi kuruluşunca kredi alacağının kendisine ödeme yapan kişiye temliki işlemleri ve bu işlemler sebebiyle düzenlenen kâğıtlardan damga vergisi ve harç alınması gerektiği duyurulmuştur.

    Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinde,
    Bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin işlemler (yargı harçları hariç) bu Kanunda yazılı harçlardan,
    İstisna edilmiştir.

    Diğer taraftan, 09.08.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6728 sayılı Kanun ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı Tablonun IV/23 fıkrasında yapılan değişiklikle,
    Bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına, geri ödenmelerine tanınmış olan damga vergisi istisnası, kredilerin devrine ve krediden doğan alacakların temlikine ilişkin kâğıtlar ile bu kâğıtlar üzerine konulacak şerhler bakımından da öngörülmüştür.

    6728 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler 09.08.2016 günlü ve Mali Danışmanlık-185-14485 (93) sayılı Genel yazımız ile noterliklere duyurulmuştur.

    Ancak kredilerin devir ve temliki ile ilgili işlem ve kağıtlarda damga vergisi istisnası uygulamasında karşılaşılan tereddütlerin giderilmesi amacıyla Yönetim Kurulumuzun 07.11.2016 günlü toplantısında alınan karar gereğince aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli bulunmuştur.
    Yukarıda belirtilen hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden görüleceği üzere, Bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılan kredilerle ilgili;
    a) Kredi sözleşmeleri, kredilerin teminatına ve kredilerin geri ödenmelerine dair kâğıtların yanı sıra kredinin, kredi kuruluşunca devri veya temlikine ilişkin kâğıtlar damga vergisine tabi tutulmayacaktır.



    b) Kredi sözleşmeleri ve kredi teminatı ile kredilerin geri ödenmelerine ilişkin işlemlerden harç alınmayacaktır.

    c) Kredi alacağının, kredi kuruluşunca bir başka kurum veya kişiye devri veya temliki ile ilgili işlemlere harç istisnası öngören bir hüküm mevcut olmadığından bu işlemlerden gerekli harcın tahsili icabeder.
    Nispi harcın matrahını ise, devir ve temlike konu olan varsa kredi teminatlarının toplamı ile kredi tutarından yüksek olanı teşkil edecektir.

    2007/13 sayılı Genelgemizin uygulamadan kaldırıldığının ve uygulamanın bu genelge esaslarına göre yapılması gerektiğinin bilinmesini rica ederim.
    Saygılarımla,






    Yunus TUTAR
    Başkan

    Mali Danışmanlık-266-20261

    Ankara,17.11.2016
    Özü: Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının bir başka şirketle ortak inşa ettiği binadan bir bağımsız bölümün satış vaadinde damga vergisi istisnası hk.
    G E N E L G E
    ( 27 )

    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE

    Gayrimenkul yatırım ortaklığının bir başka şirket ile yapacağı hasılat paylaşımı esasına dayalı inşaat sözleşmeleri kapsamında inşa edilmekte olan bağımsız bölümlerin üçüncü şahıslara satışında düzenlenen ve alıcı şahsın yanısıra, satıcı sıfatı ile gayrimenkul yatırım ortaklığı ile inşaatı ortak olarak yapmakta olduğu şirketin imzasını ihtiva eden satış vaadi sözleşmesine istisna uygulanıp uygulanmayacağı, istisna uygulanmasının söz konusu olması halinde istisnanın gayrimenkul yatırım ortaklığının hissesine isabet eden tutarla mı sınırlı olacağı hususu Gelir İdaresi Başkanlığından sorulmuştur.
    Buna göre, gayrimenkul yatırım ortaklığı ile bir başka şirket arasında taraflar için %45 ve %55 nispette pay itibariyle düzenlenen ve düzenleme anında damga vergisi ve harçtan istisnası bulunmayan hasılat paylaşımı esasına dayalı inşaat sözleşmesi kapsamında inşa edilmekte olan binadaki bir bağımsız bölümün üçüncü bir şahsa mesela 100.000 TL bedelle satışında;
    - Gayrimenkul yatırım ortaklığının hissesine isabet eden %45 pay ve 45.000 TL üzerinden damga vergisi istisnası uygulanmasının,
    - Ortak diğer şirketin hissesine isabet eden %55 pay ve 55.000 TL üzerinden damga vergisi alınarak işlemin tamamlanmasının,
    mümkün olup olmadığı, hususunun tereddüt yarattığı ifade edilerek,
    Konunun yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde tetkiki ile tayin olunacak görüşlerinin Birliğimize bildirilmesi talep edilmiştir.

    Gelir İdaresi Başkanlığından alınan ve Yönetim Kurulumuzun 07.11.2016 günlü toplantısında görüşülen 07.10.2016 günlü ve 101748 sayılı yazıda;
    “İlgide kayıtlı yazınız ve eklerinin incelenmesinden, 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/21 fıkrasında, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının münhasıran gayrimenkul portföylerine ilişkin alım satım sözleşmeleri ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin damga vergisinden istisna edildiği, ancak düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde gelir paylaşımı sözleşmesi esaslarına göre birlikte hareket eden Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile yüklenici şirketin her ikisinin imzası olduğu durumda istisna uygulamasının, gelir paylaşımı esaslarına göre Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının hissesinin belirli olması durumunda, her bağımsız bölüm satışında satış vaadi sözleşmesine Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının hissesine isabet eden oranda damga vergisi istisnası uygulanarak, yüklenici şirketin hisse tutarı üzerinden ise hesaplanan damga vergisinin tahsili suretiyle işlem tesisinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.




    Bilindiği üzere,
    …….
    488 Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I. Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/I fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin nispi damga vergisine tabi olduğu; (2) sayılı tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün 21 numaralı fıkrasında ise, "Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının münhasıran gayrimenkul portföylerine ilişkin alım satım sözleşmeleri ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.
    Buna göre, 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/21 fıkrası kapsamında bir istisnadan söz edilebilmesi için, söz konusu kağıtların gayrimenkul yatırım ortaklıklarının gayrimenkul portföylerine ilişkin alım satım sözleşmesi ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olması gerekmektedir.
    Bu hüküm ve açıklamalara göre, gayrimenkul yatırım ortaklığı ve yüklenici şirket ile alıcı arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesine, gayrimenkul yatırım ortaklığının portföyüne isabet eden taşınmaz hissesinin tespit edilebilmesi durumunda, satış işleminin hisseleri oranında Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve yüklenici şirketçe gerçekleştirildiği gözönünde bulundurularak 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/21 fıkrası kapsamında yalnızca Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının hissesine tekabül eden kısım için damga vergisi istisnası uygulanması mümkün bulunmaktadır.”
    şeklinde görüş bildirilmiştir.

    Gelir İdaresi Başkanlığı görüşü çerçevesinde, gayrimenkul yatırım ortaklığının bir başka şirket ile yapacağı hasılat paylaşımı esasına dayalı inşaat sözleşmeleri kapsamında inşa edilmekte olan bağımsız bölümlerin üçüncü şahıslara satışında düzenlenen satış vaadi sözleşmelerinde, gayrimenkul yatırım ortaklığının hisse değerinin belli veya hesap edilebilir olması durumunda, bu sözleşmeden;
    -Gayrimenkul yatırım ortaklığının hissesine düşen tutar üzerinden damga vergisi aranılmaması,
    -Ortak diğer şirketin hisse değeri üzerinden ise gerekli damga vergisinin tahsili gerekmektedir.
    Diğer taraftan noterde yapılacak satış vaadi sözleşmeleri için gayrimenkul yatırım ortaklıklarına harç yönünden tanınan bir muafiyet veya istisna bulunmadığından işlemden, toplam değer üzerinden beher imza için nispi harç alınması icabeder.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla

    Yunus TUTAR
    Başkan