DERNEK İKTİSADİ İŞLETMELERİ HK.

  • Sayın meslekdaşlarım.
    1-Dernek İktisadi İşletmelerinin Ticaret sicile zorunluluğu varmı.?
    2-iktisadi işletme için ayrıca bir karar defterine gerek varmı.?
    3-İktisdi işletme için dernek karar defterine alınan karar ile imza sirküleri yapılırmı.?

  • Dernek iktisadi işletmelerinin ticaret siciline tescil zorunluluğu yok.
    Dernek iktisadi işletmelerinin ayrıca bir karar defteri olmasında fayda var. Tasdiği yapılabilir.
    Dernek iktisadi işletmelesi adına imza sirküleri yapılabilir ama genel kurulda yetki verilmesi şartıyla ve dernek tüzüğünün dışına çıkmamak kaydıyla.Diye düşünüyorum.

    <p>"İNSANİ YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN"</p>

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen VERDELENTEL ().

  • Değerli meslekdaşım pek seyrek olmakla birlikte,zaman zaman karşılaştığımız işlemlerden birisi,İktisadik işletmeler Birinci Sınıf tacirler gibi,Ticaret siciline kayıtlı oldukları gibi Yevmiye,Kebir,Envanter,Karar defteri tasdik ederler.Derneklerin kendi bünyelerinde kurdukları ticari eşletmelerdir.İşletmenin başında da dernek yöneticileri bulunur.İktisadi işletme adına yapılabilecek işlemlerde yani her türlü taahhüt ve tasarruflar,Yönetim kurulunca yetkilendirilmiş kimseler tarafından deruhte edilir.


  • Değerli meslekdaşım pek seyrek olmakla birlikte,zaman zaman karşılaştığımız işlemlerden birisi,İktisadik işletmeler Birinci Sınıf tacirler gibi,Ticaret siciline kayıtlı oldukları gibi Yevmiye,Kebir,Envanter,Karar defteri tasdik ederler.Derneklerin kendi bünyelerinde kurdukları ticari eşletmelerdir.İşletmenin başında da dernek yöneticileri bulunur.İktisadi işletme adına yapılabilecek işlemlerde yani her türlü taahhüt ve tasarruflar,Yönetim kurulunca yetkilendirilmiş kimseler tarafından deruhte edilir.


    Cabir abiye katılıyorum. Ek olarak, Türk Ticaret Kanununun 18 inci maddesine göre gayesine varmak için ticari bir işletme işleten dernekler tacir sayılırlar. Bu da Ticaret sicile tesciline bir zorunluluk doğuruyor.

    Beni kötü biri olarak hatırlamanızın hiç sakıncası yok..!<br />Bana en çok iyi biri olduğumda zarar verdiniz...

  • Değerli meslektaşım,
    Dürüst olmak gerekirse sözünü ettiğiniz bu konu ile ilgili tam olarak bilgiye haiz değilim.Lakin hem benim için hem siz değerli meslektaşlarıma faydası olacak bir araştırma yaptım.Saygılarımla...


    1.sorunuz:Devlet, vilayet belediye gibi amme hükmi şahıslarıyla umumi menfaate hadim dernekler tarafından kurulan işletmelerin tescilinde bunlara ayrılan sermayenin miktarı, hem para, hem ayın sermayesi söz konusu olan hallerde paranın miktarı ile ayni sermayenin değeri ve mahiyeti ve bu değerin ne gibi esaslara dayanılarak biçilmiş olduğu, ödenmiş kısmın ne şekilde ödendiği ve ödenecek kısmın ne şekilde ve hangi tarihte ödeneceği, sicil memuruna sermayenin tahsisine ait kararla bildirilmek ve değer biçmeye ait rapor ibraz edilmek şarttır.


    2.sorunuz: Amme hükmi şahsının bir ticari işletme kurabilmesi bir makamın iznine veya tasdikine bağlı olan hallerde izni veya tasdiki gösteren vesikanın örneğinin de işletmenin kurulmasına ait kararın örneği ile beraber sicil memuruna ibrazı mecburidir. Bu örnekler amme hükmi şahsının salahiyetli makamı tarafından tasdik edilir. (Ticaret Sicil Tüzüğü Madde 75)


    Derneklerin tutacakları defterler ve defterlerin tutulmasındaki usul ve esaslar Dernekler Yönetmeliğinin 31 ve 32‘inci maddelerinde belirtilmiştir. Yönetmeliğin 31‘inci maddesinin son paragrafı” Ticari işletmesi bulunan dernekler, ticari işletmeleri için, ayrıca Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre defter tutarlar.” Hükmüne yer vermiştir. Bu hükme göre derneklere ait iktisadi işletmelerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen defterleri tutmaları gerekmektedir.
    Derneklerin iktisadi işletmeleri 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi kanununa göre kurumlar vergisi mükellefidirler. 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 177inci maddesinin 5inci fıkrasında “Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzelkişiler (Bunlardan işlerinin icabı bilânço esasına göre defter tutmalarına imkân veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilir.)” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereği Maliye Bakanlığınca işletme hesabına göre defter tutmaları müsaade edilenleri hariç derneklere ait iktisadi işletmeler birinci sınıf tacirdirler.
    3.SORUNUZ: Bana göre derneğin iktisadi işletme için belli bir süre ile ilgili/lere genel kurul toplantı tutanağı ile yetki vererek bunu karar def.alarak sirkülere eklenebilir.

    ÖNEMLİ OLAN RUH GÜZELLİĞİ DEĞİL, RUS GÜZELLİĞİDİR!....

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen Murad ().

  • DERNEK İKTİSADİ İŞLETMESİ NEDİR? NASIL KURULUR?
    5253 sayılı Dernekler Kanununa göre dernek; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere en az yedi gerçek veya tüzel kişinin bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere dernekler kazanç paylaşma dışında bir amaçla kurulabilmektedir. Ancak dernekler amaçlarına ulaşmak için iktisadi işletme kurabilir ve işletebilirler. Bu gün bir çok toplumsal alanda önemli roller üstlenmiş derneklerin amaçlarına ulaşmada gelir kaynakları yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle dernekler amaçlarına ulaşmada gerekli maddi kaynağı çoğu zaman bu işletmeler sayesinde temin edebilmektedir. Dernekler iktisadi işletme kurmak ve işletmekle tüzüklerinde belirtilen amaca kaynak sağlamanın yanı sıra hem ülke ekonomisine hem istihdama önemli katkılarda bulunmaktadır. Dernek tüzüklerine bakıldığında hemen her derneğin tüzüğünde, “amaçlarına ulaşmak için iktisadi işletme kurabilir, işletebilir” ifadesine ya da buna benzer ifadelere rastlamak mümkündür. Ancak iktisadi işletmesi olan derneklerin sayısı, tüzüğünde bu tür ifadeler yer alan derneklerin sayısından daha azdır. Bunun sebebi olarak da, bazı hukuki düzenlemelerin dernek iktisadi işletmelerine ek bir takım yükümlülükler getirilmesi gösterilebilir.


    Derneklere ait iktisadi işletmelerin özelliklerine, Dernekler Kanunu ve Dernekler Yönetmeliği, bazı vergi kanunlarında ve Türk Ticaret Kanunundaki hükümler doğrultusunda ulaşılabilmektedir. Dernekler, ticari kazanç elde etmek ve elde edilecek bu kazancı amaçlarına sarf etmek veya tahsis etmek amacıyla iki türlü yapılanma içerisinde olabilirler; bunlardan birincisi, Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde gerekli şartlar ve yükümlülükler yerine getirilerek bir sermaye şirketi kurmak veya kurulu olan bir sermaye şirketine ortak olmaktır. Bu durumda iştirak edilen sermaye şirketinin ayrı bir tüzel kişiliği olması nedeniyle, kazancın paylaşılması ve vergilendirilmesi ile ortaklık ve dernek arasındaki idari ve mali ilişki açısından uygulamada benzer ticari ilişkilerden farklı bir boyutu bulunmamaktadır. Her ne kadar sermaye şirketleri iktisadi işletme terimi içerisinde yer alsa da burada iktisadi işletme terimiyle anlatılmak istenen derneklere ait ayrı bir tüzel kişiliği olan şirketler değildir. İkinci olarak; derneklerin, girişeceği ticari faaliyetleri için derneğe bağlı bir iktisadi işletme kurmaktır. Derneğe bağlı olarak kurulacak iktisadi işletmenin ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Bu çerçevede derneklerin hangi hallerde iktisadi işletme kurmak durumunda olacakları, iktisadi işletmelerin kuruluşu ve iktisadi işletmenin konumunun açıklanması önem arz etmektedir. Zira uygulamada derneklerin iktisadi bir işletme oluşturmaksızın dernek tüzel kişiliği altında ticari faaliyetlerde bulundukları ve bu yöndeki inceleme sonucunda dernek tüzel kişiliğinin ticari bir kuruluş olarak nitelendirildiği bilinmektedir. Dernek vasfı gereğince iktisadi bir kuruluş değildir.
    İktisadi İşletme Kavramı’nın Dernekler Mevzuatı, Vergi Mevzuatı ve TTK Açısından İncelenmesi


    • Dernekler Mevzuatında;
    Gerek Dernekler Kanunu’nda gerekse Dernekler Yönetmeliği’nde iktisadi işletmenin tanımına rastlamak mümkün değildir. Dernekler Yönetmeliği’nde iktisadi işletmeye yönelik bazı düzenlemeler yer almaktadır. Dernekler Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesinin “Dernek Eklentisi” alt başlığında; “Derneklere ait lokaller, umuma açık kamp, spor saha ve salonları ile iktisadi işletmeler hariç, yurt, kitaplık, çocuk bakım yuvası, huzur evi ve aşevi gibi dernekten ayrı bir varlığı olmayan ve derneğin amacını doğrudan desteklemek için kurulmuş yerleri” ifadesi yer almaktadır. Bu tanımdan, iktisadi işletmelerin dernekten ayrı bir varlığı olduğu sonucuna da ulaşılabilir. Ancak bu ayrı varlık sadece dernek iktisadi işletmelerinin bilanço usulüne göre ayrı defter tutmaları, kurumlar vergisine tabi olmaları ve Dernekler Kanunu’nun 20’ inci maddesindeki esaslara göre kolluk kuvvetlerinin iktisadi işletmelere girebilmesi yönüyle sınırlıdır. Dernek lokalleri de Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca belli şartların varlığı halinde Maliye Bakanlığı’nca iktisadi işletme olarak değerlendirilmekte ve kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Bu düzenleme ile iktisadi işletme olarak değerlendirilen ve genellikle kumar oynanan dernek lokallerinin önünü kapatmak ve kolluk kuvvetlerinin bu tür lokallere Dernekler Kanunu’nun 20’inci maddesindeki esaslara göre girebilmesine olanak tanınmıştır. Bu tanımdan iktisadi işletmelerin dernekten ayrı bir tüzel kişiliğinin olduğu sunucuna varılmamalıdır.


    Dernekler iktisadi işletme kurmak ve işletmekle tüzüklerinde belirtilen amaca kaynak sağlamanın yanı sıra hem ülke ekonomisine hem istihdama önemli katkılarda bulunmaktadır.


    • Vergi Mevzuatında;
    Dernek iktisadi işletmesi kavramı, tanımını ve sınırlarını Kurumlar Vergisi Kanunu’nda bulmaktadır. Kurumlar vergisinin konusu, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde sayılan kurumlarca elde edilen kurum kazancıdır. Buna göre, sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisine tabidir. Kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşur. Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmüne göre, dernek veya vakıflar (tüzel kişiliği itibariyle) kurumlar vergisinin konusu dışında olup bunlara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmaktadır.


    Kurumlar Vergisi Kanununun 2’nci maddesine göre dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler olarak tanımlanmıştır. Bu durumda, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler kurumlar vergisi mükellefidirler. İktisadi işletmenin belirlenmesinde Kanunun 2’nci maddesinin beşinci fıkrasında belirlenen koşullar dikkate alınacak olup işletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.
    Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade eder. Aynı hesap döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda devamlılık unsurunun varlığı kabul edilir.


    Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu takdirde bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı kabul edilecektir. Örneğin;
    - Bir dernek tarafından (telif ve yayın hakkı elinde bulundurulmak suretiyle) bir kitabın yayınlanarak satışa sunulması halinde, bir defada yapılmış olsa dahi piyasaya("Kurumlar Vergisi Kanununda derneklere ait iktisadi işletme; Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler olarak tanımlanmıştır.") sunularak birden fazla kişiye pazarlanması nedeniyle devamlılık unsuru gerçekleşmiş olacaktır. Pazarlama işleminin bir defada herhangi bir dağıtım şirketi aracılığı ile yapılmış olması da durumu değiştirmeyecektir.
    - Bir dernek tarafından (daha önce herhangi bir şekilde basım ve dağıtımı yapılmamış) bir kitabın telif ve yayın hakkının satılması halinde iktisadi işletmeden söz edilemeyecektir.
    - Bir derneğin bir defaya mahsus olmak üzere basımını yaparak satışa sunacağı kitaptan elde edilecek gelir, devamlı olarak yapılan bir faaliyet sonucu elde edilmiş sayılacağından, iktisadi işletme oluşacak ve söz konusu gelirler de kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
    - Bir derneğin nakit varlıklarının bir kısmının, derneğin amaçlarını gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyduğu gelirleri sağlamak amacıyla menkul kıymet alımına tahsis edilmesi, daha sonra bu menkul kıymetlerin yıl içinde farklı tarihlerde birkaç kez elden çıkarılması veya itfa tarihinde neması ile birlikte tahsil edilmesi durumunda, devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai bir faaliyetten söz edilemeyeceğinden derneğe bağlı bir iktisadi işletmenin varlığı söz konusu olmayacaktır. Ancak, söz konusu derneğin, üyelerinden aidat veya bağış adı altında topladığı ve/veya üyelerin değerlendirilmek üzere verdikleri paralarla müstakil bir eleman istihdamını gerektirecek boyutta menkul kıymet alım-satım faaliyetinde bulunması ve münhasıran bu faaliyet için eleman istihdam edilmesi ticari organizasyonun oluştuğu anlamına gelecektir.


    Ekonomik faaliyetin ticari organizasyonu gerektirmesi ve yılda birden fazla tekrar ettirilmesi veya her yıl bir defa olmakla beraber müteakip yıllarda ya da birkaç yıl arayla yapılmasına karşılık periyodik olarak tekrar etmesi durumunda da bu faaliyetin devamlı olduğunun kabulü gerekmektedir. Örneğin; aynı vergilendirme döneminde birden fazla veya birden fazla vergilendirme döneminde periyodik olarak, ticari bir organizasyon çerçevesinde çay, yemek, tiyatro, kermes, konser gibi faaliyetlerin düzenlenmesi ve bu faaliyetlerden dolayı gelir elde edilmesi nedeniyle oluşacak olan iktisadi işletme için kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.


    Yapılan işlemlerin ticari mahiyet arz etmemesi durumunda, devamlı bir ekonomik faaliyet söz konusu olmayacaktır. Örneğin, bir derneğin üç yıl önce satın aldığı nakil vasıtalarından aynı yıl içinde bir veya bir kaçını elden çıkartması halinde, devamlı surette yapılan bir iktisadi faaliyetten bahsedilemeyecektir. Faaliyetin dönemsel veya mevsimlik olması (havuz ve plaj işletmeciliği gibi), işin niteliği nedeniyle faaliyetin devamlılığına engel teşkil etmemektedir. Bütün bu koşulları taşıyan iktisadi işletmelerin sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamaları da şarttır. Aksi halde, dernek veya vakfa ait iktisadi işletme olarak değil, sermaye şirketi ya da kooperatif olarak müstakilen vergiye tabi tutulurlar.


    Anılan şartları taşıyan dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri;
    - Kazanç gayesi güdüp gütmediklerine,
    - Faaliyetin, kanunla verilmiş görevler arasında bulunup bulunmamasına,
    - Tüzel kişiliğe sahip olup olmamalarına,
    - Bağımsız muhasebelerinin bulunup bulunmamasına,
    - Kendilerine tahsis edilmiş sermaye veya iş yerlerinin olup olmadığına
    bakılmaksızın vergiye tabi tutulurlar.
    Diğer taraftan,
    - Satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması,
    - Kâr edilmemesi,
    - Kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi
    bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyecektir.


    Kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.


    İktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir. Aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemez. Buna göre dernek veya vakıfların eğitim ve sağlık gibi bir takım hizmetleri bir bedel karşılığı olmaksızın yerine getirmeleri halinde, bu faaliyetler dernek veya vakfa bağlı iktisadi işletme olarak nitelendirilmeyecektir. Ancak, sözü edilen hizmetlerin yerine getirilmesi için yapılan masrafların hizmet verilenlerden tahsil edilmesi veya bu kişilerden veya ailelerinden bağış adı altında bir bedel alınması durumunda, bu faaliyetler, dernek veya vakfa ait iktisadi işletme olarak kabul edilecek ve kurumlar vergisine tabi olacaktır.


    Aynı vergilendirme döneminde birden fazla veya birden fazla vergilendirme döneminde periyodik olarak, ticari bir organizasyon çerçevesinde çay, yemek, tiyatro, kermes, konser gibi faaliyetlerin düzenlenmesi ve bu faaliyetlerden gelir elde edilmesi nedeniyle oluşacak olan iktisadi işletme için kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.


    Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olarak faaliyet gösteren ve tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerce elde edilen kazançlar üzerinden tarh edilecek kurumlar vergisinin muhatabı anılan iktisadi işletmelerdir. Ancak, bu işletmelerin ayrı bir tüzel kişiliklerinin olmaması halinde tarhiyatın muhatabı iktisadi işletmenin ait veya bağlı olduğu dernek veya vakıf olacaktır.
    Bazı dernekler, Dernekler Kanunu dışında özel kanunlarla da kurulabilmektedir. Hangi şekilde kurulursa kurulsun yukarıda nitelikleri açıklanan derneklere ait iktisadi işletmeler ve derneklere bağlı iktisadi işletmeler, Kurumlar Vergisi Kanunu ile 1/1/2007 tarihinden önce yürürlüğe giren özel kanunlarda yer alan hükümler çerçevesinde kurumlar vergisinden muaf tutulmadığı sürece kurumlar vergisinin mükellefidir. Ayrıca, derneklerin kamuya yararlı derneklerden sayılması veya vakıflara Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış olması, bunlara bağlı iktisadi işletmelerin vergilendirilmesine engel teşkil etmemektedir.


    Yabancı dernek veya vakıflara ait olup da sermaye şirketleri ve kooperatifler haricinde kalan iktisadi işletmelerin vergilendirilmesinde de yukarıda yapılan açıklamalar geçerli olacaktır.
    • Ticaret Mevzuatında;
    Ticari işletme, Türk Ticaret Kanunu ve Ticaret Sicili Nizamnamesi’nde tanımlanmıştır. Kazanç elde etmenin amaç edinilmesi, devamlılık, esnaf faaliyetinin sınırlarının aşılması ve faaliyetin bağımsız olması ticari işletmenin unsurlarıdır. Türk Ticaret Kanunu’na göre ticari işletme, ticarethane, fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müesseseler ticari işletme sayılır. Ticarethanenin nelerden ibaret olduğu kanunda yer almaktadır. İktisadi işletmenin kapsamı ticari işletmeye nazaran daha geniştir. Her iktisadi işletme bir ticari işletme değildir. Buna örnek olarak; bir esnaf işletmesi ile zirai işletme verilebilir. İktisadi işletme kavramı ticari işletme kapsamına girmeyen,mal veya hizmet üreten ve tedavüle girmiş tüm işletmeleri kapsamaktadır.
    Dernek veya vakfa ait bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilebilmesi için iktisadi işletmenin;
    - Dernek veya vakfa ait veya bağlı olması (ait olma, sermaye bakımından; bağlı olma ise idari bakımdan bağlılığı ifade eder),
    - Sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamış olması,
    - Ticari, sınai veya zirai alanda devamlı olarak faaliyette bulunması
    gerekmektedir. Dernekler iktisadi işletmeleri iş ve işlemlerinde “………………derneği iktisadi işletmesi” adını kullanırlar.
    Dernek iktisadi işletmesi nasıl kurulur?
    Dernek iktisadi işletme kurulabilmesi için ilk önce dernek tüzüğünde iktisadi işletme kurulabileceğini belirtir bir hüküm yer almalıdır. Tüzükte buna benzer bir hüküm yoksa dernek iktisadi işletmesi kurulamaz. İktisadi işletme kurmak isteyen dernek, tüzüğündeki hükümler doğrultusunda genel kurul veya yönetim kurulu kararı almalıdır. Bu kararda işletmenin ünvanı, açık adresi, sermayesi, temsilcileri, bunların uyrukları ve ev adresleri, temsilin şekli, işletme konusunun açıkça gösterilmesi gerekir. Bazı dernekler bu hususları yönetmelikle de düzenleme yoluna gitmektedirler.


    Bu kararı alan dernekler ilgili ticaret sicil memurluğuna aşağıdaki evraklarla birlikte tescil için başvurur.
    1. İktisadi işletme kurmak istediklerini belirtir dilekçe,
    2. Noterden onaylı derneğin yetkili organı tarafından 2 nüsha karar sureti,
    3. Derneğin kuruluşuna izin veren valilik izin yazısının aslı veya noter onaylı sureti,
    4. Dernek tüzüğünün noter onaylı son şekli,
    5. İşletme temsilcilerinin nüfus cüzdanı sureti, imza beyannameleri, ikametgah belgesi,
    6. Ticaret Sicili Tüzüğü'nün 29. maddesine göre düzenlenen taahhütname, daktilo ile doldurulan Oda Kayıt Beyannamesi
    7.İşletmenin açılışına dair kararı alan organın görev süresinin dolmadığını teyit eden son seçim veya atamaya ilişkin yetkili kurul kararı


    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153’üncü maddesi gereğince; Ticaret sicil memurlukları, kurumlar vergisi mükellefi olup da Türk Ticaret Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca iktisadi işletmesini tescil için başvuran derneklerin başvuru evraklarının bir suretini ilgili vergi dairesine intikal ettirmeleri gerekmektedir. Ticaret sicil memurluklarınca, vergi dairesine yapılan bu bildirimle, dernek iktisadi işletmelerinin işe başlamayı bildirme yükümlülükleri yerine getirilmiş sayılır. Derneklerin vergi dairesine ayrıca işe başlamayı bildirmesine gerek yoktur. Bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicil memurları hakkında işe başlamanın zamanında bildirilmemesine ilişkin usulsüzlük cezası hükümleri uygulanır.
    Sonuç olarak; bu gün bir çok toplumsal alanda önemli roller üstlenmiş derneklerin amaçlarına ulaşmada gelir kaynakları yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle dernekler amaçlarına ulaşmada gerekli maddi kaynağı çoğu zaman bu işletmeler sayesinde temin edebilmektedirler. Derneklere ait iktisadi işletmelerin tanımına ve özelliklerine, Dernekler Kanunu ve Dernekler Yönetmeliği, bazı vergi kanunları ve Türk Ticaret Kanunundaki bazı hükümlerde ulaşılabilmektedir. Dernekler Yönetmeliği’nde Vergi Usul Kanununa göre defter tutacaklarına, iktisadi işletmelerin dernek eklentisi kavramı dışında yer aldığına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. İktisadi işletme kavramı esas olarak Kurumlar Vergisi Kanunu ve bu kanunun alt düzenlemelerinde tanımlanmıştır. Kurumlar Vergisi Kanununun 2’nci maddesine göre dernek iktisadi işletmeleri; dernek veya vakıflara ait veya bağlı olan, faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerdir.


    Kaynakça:
    - 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
    - 03/04/2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Kurumlar Vergisi 1 Sıra Nolu Genel Tebliğ
    - 5253 sayılı Dernekler Kanunu ve Dernekler Yönetmeliği
    - 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
    - 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu
    - 08/02/1957 tarih ve 9530 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Ticaret Sicili Tüzüğü
    - 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu