NOTERLİK KANUNU 73.MADDE..

  • Sayın meslektaşlarım..
    Başlıktada yazdığım gibi Noterlik kanunun 73.maddesini okumanızı. ve bu mdde hakkında yorumlarınızı bekliyorum.
    Sayın Cabir abim
    Senin yorumun en sona kalsın. Çünkü bu olay seni başından da geçmiş.
    önclikle arkadaşlarımızın yorumlarını alalım.

  • İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması


    MADDE 73 - (Başlığı ile birlikte değişik madde: 01.07.2005 – 5378/23. md) Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olduğunu anlarsa, işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.


    Değerli meslektaşım aynen maddeye uygun hareket etmekteyiz, eğer okuma yazma var ve şahit istemiyorsa onama şerhine şahit istemediğini beyan olarak yazıyoruz, düzenleme şeklinde vekaletnamelerde görme özürlüler için okur yazarda olsa şahitsiz yapmıyoruz, selam ve dua ile...

    <p>İNSANDA YOKSA EDEP... NEYLESİN MEDRESE NEYLESİN MEKTEP... OKUSA ALİM OLSA MERKEP... BAK YİNE MERKEP YİNE MERKEP...</p>

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen metin ().

  • Dayı kardeş kanun maddesi açık sorun ne onu anlamadım. Eğer özürlü ile anlaşabilirseniz siz özürlünün isteği üzerine tercüman olmadan işlem yaparsınız. Ama siz anlaşamıyorsanız tanık ve tercüman bulunuduracaksınız.

  • 2. Hukuk Dairesi 1997/8926 E., 1997/11476 K.
    KÖRLERİN NOTERDE İŞLEMLERİ


    TEBLİGAT


    USUL


    VEKALET


    VEKALETNAME


    “İçtihat Metni”



    T.C.
    Y A R G I T A Y
    2.HUKUK DAİRESİ
    Sayı :


    Esas Karar
    97/8926 97/11476 Y A R G I T A Y İ L A M I
    28.10.1997


    Özet:Kör kişilerin vekaletname düzenlemeleri sırasında iki tanık
    bulunmaktadır. Bu biçimde vekaletname olmadan avukat davaya ilişkin işlem
    yapamaz.
    Tebligatı alan kişinin kim olduğu belli olmayan tebligat evrakı
    geçersizdir. Buna istinaden davalının yokluğunda yargılama yapılamaz.


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
    mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki
    istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden vekili Av. H.
    D. ile karşı taraf vekili Av. Y. S. geldi. Davacının ama olduğu ifade
    edilmesine göre yeni verdiği vekaletname Noterlik Kanununun 73. maddesine
    uyulmadığından duruşmaya gelmemiş sayıldı. Gelenin konuşması dinlendikten
    sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması
    uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp
    düşünüldü.
    1-Noterlik Kanununun 73. maddesi, noterin işlem yapan kişinin kör
    olduğunu anlaması halinde, muameleyi iki tanık huzurunda yapmak zorunda
    olduğunu öngörmüştür. Leipzig Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen
    vekaletnamede vekaleti verenin ama olduğu belirtilmiştir.
    Vekaletnamenin yapılmasına tanıklar iştirak etmediğinden geçersizdir.
    Bu vekalet esas alınarak dava açılamayacağı gibi yargılamaya da devam
    edilemez. Açıklanan yön üzerinde durulmaması isabetsizdir.
    2- Tebliğ mazbata ile tevsik edilir. Bu mazbatada tebliğ evrakı kime
    verilmiş ise onun açıklanması ve imzasının alınması gerekmektedir. (TK. m.
    23) Tebliğe yetkili siyasi memur tebliğ mazbatasına tebellüğ edenin imzasını
    almışsa da bu imzanın kime ait olduğunu açıklamamıştır. Bu tebligat
    geçersizdir. Açıklanan bu husus da gözetilmeden ve davalı usulüne uygun davet
    edilmeden yargılama yapılması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73.
    maddesine aykırıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeplerle BOZULMASINA,
    bozma sebeplerine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına temyiz
    peşin harcının yatırana geri verilmesine duruşma için takdir olunan yirmi
    milyon lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine
    oybirliğiyle karar verildi. 28.10.1997 Sa.





    T.C.
    YARGITAY
    İkinci Hukuk Dairesi



    Esas No


    : 1996/6469



    Karar No


    : 1996/8702



    Tarih


    : 17.9.1996






    •EVLATLIK SÖZLEŞMESİ ( Evlat Edinenin Sağır ve Dilsiz Olması Halinde Sözleşmenin Noterde Şahitler Huzurunda Yapılması Şartı )
    •ŞAHİTLER HUZURUNDA YAPILMAMIŞ SÖZLEŞMENİN GEÇERSİZLİĞİ ( Evlat Edinenin Sağır ve Dilsiz Olması )
    •SAĞIR VE DİLSİZ KİŞİNİN EVLAT EDİNMESİ ( Sözleşmenin Noterde Şahitler Huzurunda Yapılmasının Geçerlilik Şartı Olması )
    •ŞEKİL ŞARTLARI ( Sağır ve Dilsiz Kişinin Evlatlık Edinmesine İlişkin Sözleşmede )



    ÖZET :


    Sağır ve dilsizlerin noterde yapacakları sözleşmelerin iki şahit huzurunda yapılması gerekir. Evlat edinmede de bu durum böyledir ve bu geçerlilik şartıdır.


    DAVA :


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.


    KARAR :


    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle evlat edinenin ileri derecede sağır olduğu Şişli Etfal Hastahanesi ile Adli Tıp raporuyla anlaşılmış olmasına vekaleten yapılan sözleşmenin dayanağı vekaletin Noterlik yasasının 73.maddesine uygun bulunmadığına, sağırlar için yapılacak vekaletin iki tanık huzurunda yapılmasına ilişkin hükmünün geçerlilik koşulu olmasına ve evlat edinilen ile evlat edinen arasında benimsenmiş bir evlatlık ilişkisinin kurulduğu hakkında yeterli delil bulunmamasına davalının mektuplarında evlat edinene anne yerine teyze sözcüğünü kullandığı gerçekleşmiş bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna oyçokluğuyla karar verildi.17/09/1996


    MUHALEFET ŞERHİ


    Vekalet ilişkisinin kuruluşu hükümleri ve sonuçları Borçlar kanununun 386. ve devamı maddesinde kurala bağlanmıştır. Bilindiği gibi vekalet ilişkisi şekle bağlı akitlerden değildir. İspat hukuku bakımından yazılı olması kafidir.


    "Vekalet aktinin şümulü mukavele ile sarahaten tesbit edilmemiş ise taalluk eylediği işin mahiyetine göre tayin edilir. Vekalet vekilin tekabül eylediği işin yapılması için icap eden hukuki tasarrufları af selahiyetine şamildir" ( BK. 388 ). Hususi bir selahiyet verilmesi gereken işler yine aynı maddenin 3.fıkrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri kanununun 63.maddesinde ve bazı özel hükümlerinde gösterilmiştir. Bunlar arasında evlatlık mukavelesi yapılması yoktur. Ancak evlat edinme şahsa bağlı haklardan olduğundan bu konuda vekile özel yetki verilmesi öngörülmektedir. ( Yargıtay’ın 06/03/1951 tarihli ve 6118 - 1779 sayılı kararı ) Şu halde özellikle evlat edinmede evlat edineni veya evlatlık alanı temsil eden vekilin bu yöndeki özel yetkisinin belgelendirilmesi zorunludur. Bu davanın konusunu oluşturan evlatlık sözleşmesinde evlat edinmeyi temsil eden avukatı evlat edinme yetkisini taşıyan vekaletnamesinde evlat edinenin imzası bulunduğuna, evlat edinen okuyup yazma bilmediğine göre bu vekaletnamenin düzenlenmesi sırasında Noterlik kanununun 73.maddesi uyarınca iki şahidin bulunmaması vekalet ilişkisini ve özel yetki verildiği yönündeki vekalet içeriğini etkilemez. Zira Noterlik kanununun 82.maddesi bu kanun uyarınca yapılan işlemlere resmiyet kazandırmakta olup, kanunun aradığı şekle uyulmaması ancak o işlemi yok saymaya yol açmayıp adi yazılı şekilde yapılmış sayılmasını gerektirir.


    Şu halde söz konusu vekaletname en azından adi yazılı şekilde düzelenmiş olup altındaki imzanın da muris evlat edinene ait olduğu murisin bu işlemler sırasında hukuki ehliyete sahip olduğu anlaşıldığına göre buna dayanarak yapılan evlatlık sözleşmesini geçersiz kabul etmek mümkün değildir.


    Öte yandan Noterlik kanununun 73.maddesinde "Noter, ilgilinin sağır veya kör yahut dilsiz olduğunu ANLARSA, işlem iki tanık huzurunda yapılır" hükmünü taşımaktadır.


    Dosya arasında bulunan ve söz konusu vekaletnamenin düzenlendiği günden hemen sonra Şişli Etfal Hastahenesinde düzenlenen 26/10/1984 tarihli raporda evlat edinen murisin "Sensoinopal işitme kaybına" işaret edilmekle beraber yazışma yoluyla anlaşmanın mümkün olduğu belgelenmiştir. Noterlik kanununun 73.maddesinin konuluş amacı sağır dilsiz körlerle Noter arasında bir anlama hatasını önlemektir. Muris ile Noterin yazışma yolu ile anlaşmaları mümkün olduğuna göre kanunun öngördüğü tehlikeden söz edilemez. Bu sebepledir ki Noterin vekaletname düzenlerken iki şahit bulundurmaması Noterlik kanununa aykırı bir davranış sayılmaz. Bu vekaletnamenin sıhhatini etkilemez. ( Yargıtay’ın 24/03/1993 tarih ve 2377 - 3617 sayılı kararı )


    Evlatlık sözleşmeleri yapan vekil ile evlat edinen arasındaki ilişkiyi tesbit eden vekaletnamenin Noterlik kanununun maddesine riayet edilmemesi sebebine dayalı olarak evlatlık mukavelesinin iptali yönündeki yerel mahkeme kararı doğru değildir. Bozulmalıdır.

  • Alıntı

    İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması


    MADDE 73 - (Başlığı ile birlikte değişik madde: 01.07.2005 – 5378/23. md) Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olduğunu anlarsa, işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.



    Dayıcım,


    Görme özürlü vatandaş ile iletişimimiz (konuşarak) daha kolay olsa da işlemin tanıklı yapılması daha uygundur. Ben görme özürlüyüm bana okunan işlem bu değildi, deme olasalığı çok yüksek. İşitme/konuşma özürlü; eğer okur yazarlığı var ise karşılıklı yazışma yaparak ne istediğini öğrenme imkanımız vardır. işlemin hazırlanmasından önceki yazışmanın altına imzasını alarak, noterlik dosyamızda muhafa edebiliriz. Daha sonra bu özrüne sığınarak yapacağı olumsuz davranışa karşı kullanabiliriz.

    Beni kötü biri olarak hatırlamanızın hiç sakıncası yok..!<br />Bana en çok iyi biri olduğumda zarar verdiniz...

  • Şuda var mahkemelik olursa hakim tercümansız diye işlemi yok sayabilir burası Türkiye. İşlemin sağlam olması acısından bence her zaman tercüman almanızda fayda vardır diye düşünüyorum.K anun vardır bir başka kanun onu yok sayar ;D

  • Soru: Özürlü Bireylerin Ticari Hayatta ve Noter İşlemlerinde Ayrımcılığa Uğramalarını Önleyen Düzenleneler Var Mıdır?


    Cevap: 5378 sayılı Özürlüler Kanununun 50. maddesiyle; Türk Ticaret Kanunu’nun 668. maddesinde yer alan ve görme özürlü bireylerin poliçe altına attıkları imzanın usulen tasdik edilmiş olmadıkça geçerli olmayacağına ilişkin hüküm ve Borçlar Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan ve görme özürlü bireylerin imzalarının usulen tasdik edilmedikçe bağlayıcı olmayacağına ilişkin hüküm kaldırılmıştır.


    Bu yöndeki diğer değişiklik ise, Noterlik Kanunu’nun 73. maddesine ilişkindir. 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu'nun 23 ve 24'üncü maddeleri buna ilişkin düzenlemeyi içerir.


    Madde 23.- 18.1.1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 73’üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
    İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması:


    Madde 73. Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olduğunu anlarsa, işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması hâlinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.


    Madde 24.- 1512 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.


    “Bir noterlik işleminde imza atılmış veya imza yerine geçen el işareti yapılmış olmasına rağmen, ilgilisi ister veya adına işlem yapılan ve imza atabilen görme özürlüler hariç olmak üzere noter, işlemin niteliği, imzayı atan veya el işaretini yapan şahsın durumu ve kimliği bakımından gerekli görürse, yukarıdaki fıkradaki usûl dairesinde ilgili, tanık, tercüman veya bilirkişinin parmağı da bastırılır. Mühür kullanılması hâlinde parmağın da bastırılması zorunludur.”


    Söz konusu hükmün değişiklikten önceki hali sağır, dilsiz ya da görme özürlü kişilerin noterdeki işlemlerinin iki tanık huzurunda yapılmasını zorunlu kılmaktaydı. 5378 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile bu zorunluluk kaldırılmış ve işlemlerin tanık huzurunda yapılması, özürlü kişinin isteğine bırakılmıştır. Böylece, özürlü bireyin fikrini alan ve yasal haklarını kendi istek ve taleplerine göre kullanmalarını sağlamaya çalışan bir yapı öngörülmüştür.


    13.02.2011 tarihli ve 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile görme engellileri doğrudan ilgilendiren ve görme engellinin imzasının geçerli kabul edilmesi için şahit bulundurma durumunun görme engellinin isteğine bağlı hale getirildiği imza hususuyla ilgili kanunun 213. Maddesi şu şekilde düzenlenmiştir:


    MADDE 213- 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir."

  • İşitme,konuşma ve görme özürlü vatandaşların yapacakları işlemlerde tanık zorunluluğunun şart koşulması rencide olmalarını engellemek için kanun 2005 yılında esnetilerek "işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere" bu hale getirilmiştir.

    Beni kötü biri olarak hatırlamanızın hiç sakıncası yok..!<br />Bana en çok iyi biri olduğumda zarar verdiniz...

  • :) :) :)Herne kadar Dayım beni bu işten muaf tutuysada,konu belli olmadığına göre madde ile ilgili bir soruda ben sorayım bari: madde içerisinde " özürlünün isteğine bağlı olmak üzere " iki tanık bulundurulur.Yani şimdi Özürlü bir gayrimenkul satacak tapuya gitmiş tapucu sorumluluğu başından savmak için sen git notere bir vekaletname ver sonra işlemi yaparız.Geldi vatandaş bende madde gereği tanık bulundurmak istiyormusunuz diyemi sorayacağım,İlgili istemiyorum derse işi yapacakmıyım?


  • İşitme,konuşma ve görme özürlü vatandaşların yapacakları işlemlerde tanık zorunluluğunun şart koşulması rencide olmalarını engellemek için kanun 2005 yılında esnetilerek "işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere" bu hale getirilmiştir.

    En ufak bir olumsuzlukta savcı rencide mencide diye birşey düşünmez.

  • Abi

    En ufak bir olumsuzlukta savcı rencide mencide diye birşey düşünmez.


    Cabir abi değerli ağbeyim;


    Tanık ve tercüman ile yapılması sorumluluktan kurtarıyor, sonuçta işlemi yapar noter yasa öyle diyor ama ben yeterli görmedim ve işlemi tanık veya tercüman bulundurarak yaptım deme yetkiside var. Savcı rencide mencide etmişsiniz desin bırak işlemi biz tanıkla veya tercümanla bitirelim. Saygılar...

  • Cabir abi, burada görme özürlüye tanıklı işlem yaptım, ancak işitme/konuşma özürlü kaç kişi geldiyse yapmadım ve kütahya ya gönderdim. Nedeni ise bizim savcının "rencide etme" olasılığını bildiğim için ;)

    Beni kötü biri olarak hatırlamanızın hiç sakıncası yok..!<br />Bana en çok iyi biri olduğumda zarar verdiniz...


  • İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması


    MADDE 73 - (Başlığı ile birlikte değişik madde: 01.07.2005 – 5378/23. md) Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olduğunu anlarsa, işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.


    Değerli meslektaşım aynen maddeye uygun hareket etmekteyiz, eğer okuma yazma var ve şahit istemiyorsa onama şerhine şahit istemediğini beyan olarak yazıyoruz, düzenleme şeklinde vekaletnamelerde görme özürlüler için okur yazarda olsa şahitsiz yapmıyoruz, selam ve dua ile...


    peki bu durumda kanuna karşı gelmiş olmuyormuyuz.

  • Dayıcım,


    Görme özürlü vatandaş ile iletişimimiz (konuşarak) daha kolay olsa da işlemin tanıklı yapılması daha uygundur. Ben görme özürlüyüm bana okunan işlem bu değildi, deme olasalığı çok yüksek. İşitme/konuşma özürlü; eğer okur yazarlığı var ise karşılıklı yazışma yaparak ne istediğini öğrenme imkanımız vardır. işlemin hazırlanmasından önceki yazışmanın altına imzasını alarak, noterlik dosyamızda muhafa edebiliriz. Daha sonra bu özrüne sığınarak yapacağı olumsuz davranışa karşı kullanabiliriz.


    Sevgili Özgür..
    Kanun..


  • Şuda var mahkemelik olursa hakim tercümansız diye işlemi yok sayabilir burası Türkiye. İşlemin sağlam olması acısından bence her zaman tercüman almanızda fayda vardır diye düşünüyorum.K anun vardır bir başka kanun onu yok sayar ;D


    Kanun..
    TNB disiplin kurulunada böylemi yazacaksınız.


  • :) :) :)Herne kadar Dayım beni bu işten muaf tutuysada,konu belli olmadığına göre madde ile ilgili bir soruda ben sorayım bari: madde içerisinde " özürlünün isteğine bağlı olmak üzere " iki tanık bulundurulur.Yani şimdi Özürlü bir gayrimenkul satacak tapuya gitmiş tapucu sorumluluğu başından savmak için sen git notere bir vekaletname ver sonra işlemi yaparız.Geldi vatandaş bende madde gereği tanık bulundurmak istiyormusunuz diyemi sorayacağım,İlgili istemiyorum derse işi yapacakmıyım.


    Sayın Abim..
    İlgiliyi zorladığımız zaman neler olduğunu yaşadığınız tercübelerden biliyorsunuz.

  • İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması
    MADDE 73 - (Başlığı ile birlikte değişik madde: 01.07.2005 – 5378/23. md) Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olduğunu anlarsa, işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.



    Değerli meslektaşlarım geçenlerde ilgili avukat vekaleti vermek istediğini söyledi ama ilgili kör olduğunu anlayınca iki şahit istedim ve sonrasında ben şahit istemiyorum dedi ve şahitsiz olarak yaptım. Ama ilgiliye avukat vekalet vermek istiyorum , ahzu kabza , adını soyadını yazdırdım ve şahitsiz olarak yaptım.

  • SAYIN MESLEKTAŞLARIM



    YAPTIRACAĞI İŞLEMİN MAHİYETİNE GÖRE, İŞLEM TANIKLIDA YAPILIR, TANIKSIZDA YAPILIR TERCÜMANLI DA YAPILIR, TERCÜMANSIZDA YAPILIR. İYİ GÜZELLL. İŞİN AKSİ TARAFINI DÜŞÜNMEK LAZIM. PLAK TERSİNE DE DÖNEBİLİR. :)


    İŞLEM YAPTIRICAK İLGİLİ (VATANDAŞ) KÖR OLSUN, SAĞIR OLSUN, DİLSİZ OLSUN TAMAMEN ZIRT CAHİLSE 73. MADDE GAYET AÇIK VE NETTİR.

  • ilgili görme özürlü ise iki şahit alıp tasdik şerhinede tanıkların beyanınada gözlerinn görmediğini beyan ederek yapıyoruz, işitme ve konuşma engelli ise iki tanık ve tercüman alarak yapıyoruz.


    bence işi sağlama almak en güzeli
    yarın olacaklara karşı peşinen tedbir alınmış olur
    sonra bu tür insanlarının hak ve menfeatlerini korumakta vicdanen görevimiz
    bu uygulamada o açıdan en güzel tedbir.


    ayrıca bu konu hakkında yaşadığım birşeyi sizlerle paylaşayım
    işitme ve konuşma engelli bir bayanın babası sağlığında bu bayanın üzerine gayrimekuller tapu yapmış
    (izmir,istanbul,antalya,ankara ve adana illerinde)
    kanaatice ileride kardeşlerinin hakkını yememesi açısından


    neyse bayanın erkek kardeşi ..... ilinde notere gidiyor ve gayrimenkul satış vekaleti yapmak istiyor
    noterde tercümanını çağırarak işlemi yapmak istiyor fakat tercümanda bayanın vekalet vermek istemediğini notere söleyip tercümanlık etmiyor dolayısıyla o ilde işlerini yaptıramıyorlar (tabi biz bunu sonradan öğrendik)


    erkek kardeşi erzurumda tercümanla konuşup işlem yaptıracağını konuşuyor tercümanda tamam deyip erzuruma davet ediyor bu tercümanda bizim yeminli tercümanımız bize haber vermeden çağırıyor
    erkek kardeşi geldi gayrimenkul satış vekaleti yapmak istediğini söledi
    bende baktım bayanın durumunu iç açıcı görmedim yani vermek istemiyor
    bu arada tercümanda geldi bayanla onların konuşma dilinde eli ile bişeyler yaptı
    bana tamam yap dedi bayan kabul ediyor dedi ben yine bayana baktım inanın bayanın yüzü ve bakışları aman ne olur yapma der gibi bende yapmıyorum ben bunu dedim tercümana kızdım sen bana sormadan ne diye adamlara gelin ben yaparım dedin anlayacağınız tercümanda 3 kuruş alacak ya gerisi umrunda değil
    tabi erkek kardeşi masaya yumruğunu sertçe vurdu benim kan beynime sıçradı kalktım ayağa
    birbirimize girdik müşteriler araya girdi erkek kardeşi defoldu gitti, tabi alımını aldı
    sonradan başka bir noterde işlemlerini yaptırdılar . bizde işi biraz araştırdık geldiği ildeki durumu öğrendik
    tabi ondan sonra tercümanla ilişiğimizi kestim.şimdi bu bayanın hakkını kim koruyacak


    yani kısacası kimi kimin merhametine teslim ediyoruz insanlar 3 kuruş için herşeyi yapıyolar


    şimdi kanaat sizin işinizi sağlama alın bence

    <p>"İNSANİ YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN"</p>

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen VERDELENTEL ().

  • Arkadaşlar kanun açık iki şahit huzurunda ilgilinin isteği üzerine yapılır diyor, bu kanun harici akli melekeleri yönünden raporlarlan ilgili olarak almak zorunda değilsiniz diyor fakat bir çok arkadaşımızın başından geçen olay var aynı şekilde benimde başımdan geçen bazı olaylar var sözü fazla uzatmıyorum sorumluluk yapana ait . Bana sorarsınız duruma göre yaparımda yapmayabilirimde .