15 yaşını bitirmiş M.K.13. maddesi gereğince ayırt etme gücüne sahip küçükler


  • Değerli Meslektaşlarım;


    Yukarıya aktardığım açıklamalar doğrultusunda 15 yaşını bitirmiş M.K.13. maddesi gereğince ayırt etme gücüne sahip küçük noterliklerde imza beyannamesi işlemi yapabilir mi?


    Görüş bildirecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum.


    Saygı ve sevgiler,

    Beni kötü biri olarak hatırlamanızın hiç sakıncası yok..!<br />Bana en çok iyi biri olduğumda zarar verdiniz...

  • İmza beyannamesi borçlandırıcı bir işlem değildir. Anne baba muvafakatı aramaya yada mahkeme kararına (mahkemece ergin kılınabiliyor) gerek yoktur kanımca.
    İmzam budur beyanı ile mümeyyiz küçük herhangi bir borcun altına girmemektedir. Borç altına gireceği işlemlerde gerekirse ilgili yer anne baba muvafakatını alabilir.


    Hukuk- 1286
    Ankara, 23.01.2008
    Özü: Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar hk.


    G E N E L G E
    ( 1 )
    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE


    İlgi : 11.9.1984 tarihli ve 38 sayılı genelge.


    Yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 16 ncı maddesinde yer alan “münhasıran şahsa merbut haklar” konusu İstanbul Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Profesörü Sayın Selâhattin Tekinay’a inceletilmiş ve buna ilişkin hazırlanan rapor ilgi genelgemizle duyurulmuştu.
    Mülga 743 sayılı Kanunun 16. maddesine benzer şekilde kaleme alınan, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 16. maddesi de “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.
    Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar” hükmünü içermektedir.


    Yönetim Kurulumuzun 11.12.2006 tarihli toplantısında 1984 / 38 sayılı genelgenin, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’na göre yeniden düzenlenmesine ve bu hususta Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığından görüş alınmasına karar verilmiştir.


    Konuya ilişkin olarak adı geçen Dekanlıkça hazırlanan ve Yönetim Kurulumuzun 15.01.2008 tarihli toplantısında görüşülen bilimsel raporda:


    A) Noterlerin Temsil Yetkisi Verilmesini Kapsayan Vekâletname Düzenleyebilecekleri veya Bu Tür Vekâletnamelerdeki İmzayı Onaylayabilecekleri İşlemler :
    - Kazai rüştü talep hakkı (MK. m. 12)
    - Şahsiyet haklarına tecavüzün men'ini talep hakkı (MK. m. 24/25)
    - Adının kullanılması çekişmeli olan kişiye tanınan "korumayı" talep hakkı (MK. 26)
    - Adın değiştirilmesini isteme hakkı (MK. m. 27)
    - Evlenmenin iptalini talep hakkı (MK. m. 148 vd.)
    - Boşanma davası açma hakkı (MK. m.161 vd.)
    - Soybağının reddi (MK. m. 286)
    - Evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz hakkı (MK. m. 294)
    - Evlat edinme (MK. m. 305 vd.)
    - Evlatlık ilişkisinin kaldırılması (MK. m. 317/318)
    - Tanıma (MK. m. 295) (Bu konu doktrinde tartışmalı olmakla birlikte, Yönetim Kurulunca önceki genelgede olduğu gibi bu kısımda belirtilmesine karar verilmiştir.)
    - Tanımanın iptalini dava hakkı (MK. m. 297/298)
    - Babalık davası açma hakkı (MK. m. 301)
    - Genellikle kanuni temsilciye tanınan izin veya icazet verme hakları (Nişanlanma, evlenme, evlat edinme gibi hususlar)
    - İstek üzerine kısıtlama talebi (MK. m. 408)
    - Manevi tazminat talep hakkı (BK. m. 47/49, MK. m. 25, MK. m. 121)
    - Bağışı iptal hakkı (BK. m. 244)
    - Eşlerden birinin aile konutu ile ilgili kira sözleşmesinin feshedilmesine, aile konutunun devredilmesine veya aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmasına ilişkin rızası (MK. m. 194)
    Ancak yukarıda belirtilen işlemlerin yapılabilmesi için vekâletnamede özel yetki verilmesi gerekir.


    B) İradi Temsil Yoluyla Yapılamayacak İşlemler :
    - Nişanlanma (MK. m. 118) ve nişanı bozma hakkı (MK. m. 119 vd.)
    - Evlenme (MK. m. 124 vd.)
    - Zina yapan, hayata kast eden, pek kötü veya onur kırıcı davranışta bulunan eşin affı (MK. m. 161 ve m.162)
    - Eşlerin oturacakları konutu birlikte seçme hakkı (MK. m. 186)
    - Eşlere tanınan evlilik birliğini temsil hakkı (MK. m. 188)
    - Velayet hakkının kullanılması (MK. m. 335 vd.)
    - Ölüme bağlı tasarruf yapma hakkı (MK. m. 502/503; m. 531 vd.)
    - Mirastan yoksunlukta mirasbırakanın affı (MK. m. 578)


    Şahıs varlığı haklarından olan şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar, şahsa bağlı hakların özel bir türünü teşkil eder. Şahsa bağlı haklar devredilemeyen ve miras yoluyla geçişe elverişli olmayan haklardır. Bu bağlamda yukarıdaki her iki listede bulunmayan, ancak geniş anlamda şahsa bağlı haklar arasında yer alan intifa hakkı (MK m. 794 vd.), oturma hakkı (MK m. 823 vd) ve diğer şahsa bağlı irtifak hakları ile ölünceye kadar bakma alacaklısının hakkı (BK. m. 519) gibi malvarlığı hakları niteliği taşıyan şahsa bağlı hakların kurulması için iradi temsil yoluna başvurulabileceği hususunda tereddüt etmemek gerekir.” denilmektedir.


    4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre konunun yeniden düzenlenmesi nedeniyle, mülga Türk Kanunu Medenisine göre hazırlanan 11.9.1984 tarihli ve 38 sayılı genelgenin yürürlükten kaldırılmasına Yönetim Kurulumuzun aynı tarihli toplantısında karar verilmiştir.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,



    BAŞKAN



    Hasan YENİ
    (İstanbul 28.Noteri)

    &quot; Varsın olmasın hayatta her istediğimiz .<br />Biz olana &quot;Elhamdülillah&quot; olmayana da &quot;Eyvallah&quot; demesini biliriz.&quot;


  • İmza beyannamesi borçlandırıcı bir işlem değildir. Anne baba muvafakatı aramaya yada mahkeme kararına (mahkemece ergin kılınabiliyor) gerek yoktur kanımca.
    İmzam budur beyanı ile mümeyyiz küçük herhangi bir borcun altına girmemektedir. Borç altına gireceği işlemlerde gerekirse ilgili yer anne baba muvafakatını alabilir.


    Değerli Meslektaşlarım imza beyannamesi , ya vergiye kaydolmak için (İş yeri açarken) veya bankadan kredi çekerken istenmektedir. Mutlaka istisnaları vardır. Dolayısıyla, her iki durumda da küçüğün borçlanması kuvvetle muhtemeldir. Yani sonuç itibariyle borçlandırıcı bir muamelenin dayanağıdır. Bu nedenle bizler yapsak dahi, ilgili merciler veli veya vasinin onay veya muvafakatini aranması gerekir . Bu itabarla Noterlerin ilerde ihtilaf oluşturabilecek bir işleme onay vermesinin gerek kanunen gerekse meslek ahlakı açısından uygun değildir. Dolayısıyla yapılmaması gerektiğini düşünmeme rağmen elbetteki yapacak yada yapılabileceğine inanan meslektaşlarımın var olacağını ve görüşlerinede bu düşüncelerimi kendilerine aktarmış olmam nedeniyle fikir özgürlüğüne inandığımdan saygı duyarım .

  • Özgür bey, Adem beye katılıyorum,biz beyanname yapıyoruz bu konuda eski tarihli bir genelgede olacak,ancak o genelgeyi bulamadım.

    *İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde,<br />ne büyük sanatçı, ne de büyük mücadele adamı vardır. Orada var olan, zamanın yok ettiği,<br />içleri boş yaratıklardır. Bütün mesele, büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.<br />*Beethoven*

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen ibrahim dal ().

  • Ankara, 1.5.1985
    Özü : 16 yaşını doldurmuş olan işçilerin sendika üyelikleri Hk.


    G E N E L G E
    (38)


    ............................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ............................ NOTERLİĞİNE


    Bilindiği üzere, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 20 nci maddesinde «Onaltı yaşını doldurmuş olup ta bu kanuna göre işçi sayılanlar, işçi sendikalarına; üye olabilirler. Onaltı yaşını doldurmamış olanların üyeliği ka­nuni temsilcilerinin yazılı iznine bağlıdır» denilmiştir
    Maddede onaltı yaşını doldurmamış olanların kanunî temsilcilerinin yazılı izniyle sendika üyesi olabilecekleri belirtilmiş olması, onaltı yaşını doldurmuş ;henüz onsekiz yaşını bitirmemiş işçilerin sendika üyesi olabileceklerinin öngörülmesi kanuni temsilcilerinin iznine bağlı bulunma­dıklarını göstermektedir,
    Kanun vazıı, onaltı yaşından küçük olanların kanunî temsilcilerinin yazılı izinleriyle sendika üyesi olabilmelerini öngörürken; onaltı yaşını bitirenler için yalnız Sendikalar Kanununa göre işçi sayılmaları koşulunu sendika üyesi olabilmek nedeni saymıştır;
    Bu nedenle, onaltı yaşını doldurmuş, henüz onsekiz yaşını doldurmamış olan ve Sendikalar Kanununa göre işçi sayılan kimselerin kanuni temsilcilerinin iznine gerek duyulmadan sendikaya girmek için imzaladığı be­yannamenin Noterlik Kanununun 90 ve onu izleyen maddeleri uyarınca onaylanması gerektiği Yönetim Kurulumuzca öngörülmüştür.
    Bilinmesini rica ederim.


    Saygılarımla,


    BAŞKAN
    Rasim EYÜBOGLU
    (Ankara 24. Noteri)


    bu emsal alınabilir sanıyorum....

    *İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde,<br />ne büyük sanatçı, ne de büyük mücadele adamı vardır. Orada var olan, zamanın yok ettiği,<br />içleri boş yaratıklardır. Bütün mesele, büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.<br />*Beethoven*

  • Değerli meslektaşlarım yeni Medeni yasamızın Fiil ehliyeti başlıklı 9 maddesi şöyle Der:"Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleri ile borç altına girebilir", der ve ondan sonra koşulları der; a) Genel olarak: 10. maddede ise; "Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır" der ve erginliğin de tarifini yaparak Erginlik on sekiz yaşının doldurulmasıyla başlar - Evlenmek kişiyi ergin kılar der. Evlenmeye de onbeş yasını doldurmuş mümeyyiz küçüklerin anne - baba veya vasi veya mahkeme izni ile izin verilir.


    1992/45 sayılı genelgenin b) bendinde ise: " kendisine sulh mahkemesi tarafıhdan bir meslek veya sanatla uğraşma izni verilen vesayet altındaki kimse veya kendisine anne ve babası tarafından izin verilen mümeyyiz küçük, bu meslek veya sanatın gereği ile ilgili alacak ve borçları için açılan davalarda dava ehliyetine sahiptir." der.
    Dolayısıyla, bu kişi bir davaya muhatap olduğunda, hakim ilk olarak kendisinden bu izni soror.
    Bir iş yeri açıtığında küçüğün velisinden - anne baba - dan vergi dairesi de öncelikle bu izni ister. Bunu tüm meslektaşlarımız biliyor. Ayrıca anne - babadan birde taahhütname alır. Eğer mümeyyiz küçük İmza beyannamesi için geldiğinde beraberinde, daha önce noterden onaylı olarak aldığı muvafakatnameyi ibraz ederse, kendisi için imza beyannamesi yapılır aksi taktirde yapılamaz. Bu kanaatim değişmemiştir. Diğer hukuki durumların kendi özel şartları içinde değerlendirilmesi gerekir sendika üyelikleri başlıklı 85/38 nolu genelge gibi.


    buda başka emsal İbrahim Bey. Kazasız belasız iyi çalışmalar

  • Kemalcim,


    Ne yani şimdi anne-baba muvafakatı ile sen bu imza beyannamesini yapsan, vergi dairesi çocuğa işyeri mi tescil yapacak, trafik memuru araç mı tescil edecek yada banka kredi mi verecek

    Beni kötü biri olarak hatırlamanızın hiç sakıncası yok..!<br />Bana en çok iyi biri olduğumda zarar verdiniz...


  • Bu sözleri sanki daha önce hatırlıyor gibiyim :)

  • Değerli meslektaşlarım bu nevi işlem yaptım ve yapıyorum


    İMZA BEYANNAMESİ


    işbu İmza Beyannamesi sadece vergi siciline tescil için geçerli olup
    başka amaçla kullanılamaz



    Aşağıya örneği konulan tatbik imzamı T.C. resmi dairelerinde, müesseselerinde, hakiki ve hükmi şahıslarla, bilumum bankalarda yapılacak her türlü işlemlerde kullanacağımı, imzamın beni her bakımdan sorumlu kılacağını beyan eder, onaylanmasını talep ederim.
    Adı Soyadı


    Lakin bu işlemi anne ve babanın muvafati ile yaparsanız dahada perçinlenmiş bir işlem olur. Fakat muvafakat olmaksızın yukarıda örnekte olduğu gibi yaptığımda olmuştur. Selamlar....


  • Erkan Bey ben yapmıyorum, yapılmasındada sakınca yok sizin yaptığınız örnekteki gibi ama yapmıyorum. :)


  • Kemalcim,


    Ne yani şimdi anne-baba muvafakatı ile sen bu imza beyannamesini yapsan, vergi dairesi çocuğa işyeri mi tescil yapacak, trafik memuru araç mı tescil edecek yada banka kredi mi verecek


    Özgürüm herkesin yoğurt yeme tarzı var belki sizin noterlikde çalışssam senin yoğurt yeme tarzın olur ama bulunduğum mevkide yoğurt yeme tarzım böyle anladın sen. :) ;)