Posts by ceviz54


    Sayın Başkatibim,
    Nasıl bir küçük ayar,
    bu ayar hepimiz için geçerli bir ayar olması gereklidir herhalde.


    Sevgili Başkatibim (Dayı kardeş), bizim veznede kod bazlı değil işlem bazlı makbuz kesiliyordu. O yüzden defter programı kod bazlı çalıştığı için defterleri otomatik olarak kesemiyormuşuz, Ayar şu Vezne ana sayfada, ayarlar, genel ayarlar, tahakkuk, kod bazlı seçilecek, aynı sorunu yaşayan arkadaşlara bir faydamız olur belki.

    Şimdi yeni bir soru geliyor tarafımdan. Fatura tasdiki yapan arkadaşlardan yardım bekliyorum. TNB Belge (Fatura) onay sayfasına girip belge düzenlemek için veri girişlerini yaptığımız sırada belge sıra numarasına faturanın başlangıç sıra numarasını mı yazıyoruz bitiş numarasını mı yazıyoruz. Zira 1 den 50 ye kadar sıra numarası verilmiş bir faturanın sıra numarasını 1-50 veya 151 den başlayıp 200 de biten sıra numarasını 151-200 şeklinde yazmak imkansız. Bu seri numaralarını nereye ve nasıl yazdığımız konusunda bilgisi olan var mı acaba?

    Değerli Meslektaşlarım Özgür Bey ve Erkan Bey lere çok teşekkür ediyorum. Konuyla ilgili TNB ile yaptığımız canlı bağlantı ile vezne programında yapılması gereken küçük bir ayarın yanlış olduğu anlaşılarak yeniden ayar yapıldı ve durum TNB tarafından düzeltildi. Alakanıza çok teşekkür ederim. Sevgi ve Selamlar..

    TNB sitesine online olarak girerek defter takımı hazırlayıp, defter kapakları çıktı alındıktan sonra veznede eğitim videosu ve klavuzda anlatıldığı şekilde defter kesme işlemi yapan arkadaş var mı acaba? Biz noterliğimizde denedik ama listedeki tüm defterlerin makbuzları sırasıyla otomatik olarak kesilmesi gerekirken maalesef başaramadık ve defterleri tek tek kestik. >:( >:( >:( Bu konuda deneyimi olan arkadaşların burada deneyimlerini aktarmaları halinde azami faydalanma sağlanacağını düşünüyorum. Sevgi ve saygılarımla.

    Sevgili adminim, yine harikalar yaratıp katip bul servisi diye bir servis yapıp üyelerin hizmetine sunmuşsunuz. Emeğinize sağlık. Ancak burada eleştiri anlamında değil ama bu servisin geliştirilmesi anlamında yapılması gereken bazı şeyler var. Örneğin bütün üyelerin kullanıcı adlarının kendi ad ve soyadları olarak değiştirilmesi lazım, ya da kullanıcı adı yanında mutlaka üye arkadaşımızın gerçek isim ve soyadının da yer alması lazım. Zira katip bulda arattığımız bir kişinin kullanıcı ismiyle kendisini tanımamız mümkün değil. Burada üyelerimize de bir görev düşüyor. Kullanıcı adlarını kendi isim ve soyisimleriyle değiştirmek.
    Yine Katip bul servisinde noterlik ismini büyük ya da küçük harfle yazınca farklı bilgiler geliyor. (örnek veriyorum BAKIRKÖY yazınca çıkan üyeler farklı, bakırköy yazınca çıkan üyeler farklı) Bunun da düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sizin bu tarz aksaklıkları gidermek için bir yol bulacağınıza kalben inandığımı belirtmek isterim. Başarılı çalışmalarının devamı dileğimle sevgi ve saygılarımı sunarım.

    Değerli yönetici yardımız Erkan bey, genelge ve genel yazılar için teşekkürler. Benim de merakım hakimin kararında ilgili genel yazılardan bahsedilip bahsedilmediğiydi. Aynı durum benim de başıma gelmişti. Hakim Yevmiye defterinin ara tasdikini yapmamış, defterin daha önce kendi hakimliğince tasdik edilmemesini gerekçe göstermişti. (!?) Bilahare yeniden V.U.K. 222 maddesini gerekçe göstererek bir başka hakime dilekçe yazarak yeniden defterleri gönderdim ve ara tasdikini bu şekilde yaptırmış olduk.

    Sevgili adminimiz, değerli kardeşim Muharrem Bey'e geçmiş olsun diliyor, eşi Arzu hanım'ı da gösterdiği cesaretten dolayı tebrik ediyorum.

    Zorunluluk olmamakla birlikte; adresini terk eden muhatapların muhtarlıkça kayıtlarına bakılabilmesi için, muhtarlıklar ilgilinin TC numarasının olması gerektiğini söyleyerek mazbataya da bir şerh verip tebligatı 21. maddeyi uygulamadan iade ediyorlar. Bu sebeple Keşideşiye durum anlatılıp varsa muhatabın TC kimlik numarasının yazılması doğru olur diye düşünüyorum.

    2003/14 Sayılı genelge aracın satışına değil vekalet verilmesi ile ilgili bir genelge olup, 1999/23 Sayılı genelgeyi dikkatlice okur iseniz:
    Ankara, 23.7.1999


    Özü: MA-MZ grubu plakaya tescil edilen ikinci el yerli otomobiller Hk.


    G E N E L G E


    ( 23 )




    İLGİ: 04.07.1997 günlü 31 sayılı Genelgemiz.



    Yabancı uyruklulara ait MA-MZ plaka grubundan araçların noterlerce yapılacak satışına ilişkin açıklama ilgi genelge ile duyurulmuştu.


    MA-MZ grubu plakaya tescil edilen ikinci el yerli otomobillerin bir başkasına satılıp satılamayacağı hususundaki tereddütler üzerine, görüşleri sorulan ve Yönetim Kurulu’nun 20.07.1999 günlü toplantısında görüşülen İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alınan 21.06.1999 tarih ve 145617 sayılı yazıda;


    “Asli ikametgahları yabancı memlekette olan (Türk turistler hariç) ve Türkiye’ye geçici bir süre için çalışmak, tetkik ve tahsilde bulunmak gayesiyle ve turistik amaçla veya çeşitli nedenlerle gelen yabancı kişilerin Yurtta bulundukları sürece, ithal işlemine tabi olmayan ve yurt dışından getirdikleri araçların tescil belgelerine “satılamaz, tescil belgesinde adı yazılı kişi/kişilerden başkası kullanamaz” şerhi verilmektedir.


    Bu kişilerin Ülkemizden almış oldukları yerli üretim araçlar ile Ülkemize kesin ithali yapılmış olan araçları alıp ve satmalarında mevzuatımız açısından bir sakınca bulunmamaktadır.” denilmektedir.Bilginizi ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.


    Saygılarımla.




    BAŞKAN YARDIMCISI




    Müfide ŞENER


    (Ankara 15. Noteri)



    E.TOPCU


    GK.



    yani burada dikkat edeceğim konu araç ruhsatında "SATILAMAZ" kaydının olmamasıdır. Bu kayıt da Türkiye'den alınan araçlara değil bahse konu kişilerin yurt dışından ithal işlemine tabi tutulmadan getirdikleri araçlardır. Yani üzerinde "SATILAMAZ" kaydı bulunmayan MA _ MZ grubu araçların satılmasında her hangi bir mahsur bulunmamaktadır diye düşünüyorum.

    Mahmut bey, yaptığın bu değerli çalışma için teşekkür ederim. Birçok kişi için bir başvuru klavuzu olmuş. Emeğine sağlık.

    2008 Tarihinde Türkiye Noterler Birliği tarafından 66 nolu yayın olarak yayımlanan İşlem Formülleri kitapçığının 72. sayfasında onaylama formül No:2 de ilgili okur yazar değilse yapılacak onaylama şerhinde tanık istenmediği, ancak alt tarafta yapılan 2 nolu açıklamada ise "Yasada amir hüküm bulunmamasına rağmen okur yazar olmayanların işlemlerinin iki tanık huzurunda yapılması, işin veya ilgilinin durumuna göre noter tarafından takdir edilir. denmektedir.
    Yukarıdaki yazımda da açıklamaya çalıştığım gibi onaylama şeklinde yapılan işlemlerde tanık bulundurma zorunluluğu yoktur. Ancak, [glow=red,2,300]Sayın Adminimizin de belirttiği ve tavsiye ettiği gibi [/glow] okur yazar olmayanların işlemlerinin iki tanık huzurunda yapılması bizi ileride çıkabilecek bazı sıkıntılardan da koruyacağı muhakkaktır. Demek istediğim şu ki evet onaylama işlemlerde okur yazar olmayan ilgililerin işlemlerini kendimizi korumak açısından iki tanık huzurunda yapalım, ama bunun bir zorunluluk olmadığını, onaylama işlemlerde tanık almadan işlem yapan noterleri kınamamızın veya onlara hayret etmenin doğru olmadığını anlatmak istedim. Kolaylıklar dilerim.

    Değerli meslektaşlarım, 1512 Sayılı Noterlik Kanunu'nun 87. maddesi İKİNCİ BÖLÜM Düzenleme İşlemler Başlığı altındadır ve 84. madde ile 89. madde arasını kapsamaktadır. Bu bölüm dikkatlice okunduğunda düzenleme olarak yapılacak işlemlerin tutanak şeklinde yapılacağı ve okuma yazma imkanına sahip olmayanların iki tanık huzurunda maksadını notere beyan edeceğini emreder, ancak, ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ONAYLAMA başlığı altında 90. madde ile 93. madde arasını okur iseniz onaylama işlemlerde okur yazar olmayanlardan tanık isteneceğine dair bir hüküm olmadığı görülecektir. 87. Maddeye vurgu yapan arkadaşların bu maddenin İKİNCİ BÖLÜM içersinde olduğunu ve düzenleme işlemlere münhasır olduğunu, ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ okuduktan sonra bir kanıya varmalarını ve onaylama işlemlerde tanık istenip, istenmemesinin kanunen zorunlu olup, olmadığı hususundaki görüşlerini tekrar gözden geçirmelerini isterim. Saygılar..

    Değerli meslektaşım Kemal bey bir taahhütnameden nasıl vazgeçilebileceğini sormuş ve bunun için ne yapılması gerektiği hakkında kendi düşüncelerini beyan etmiş ve sitedeki arkadaşların görüşünü sormuştur. Çoğunlukla Kemal Beyin sorusunun cevabı yerine taahhütnamenin yapılmaması gerektiği site üyesi meslektaşlarımız tarafından beyan edilmektedir. Ben de nacizane görüşümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Bana göre bu taahhütnamenin yapılmasında ve onaylanmasında herhangi mahsur yoktur. Zira eşe herhangi bir kısıtlama getirilmemekte yani taahhüt böyle bir şarta bağlanmamaktadır. Taahhütnamede kanuna aykırılık da yoktur.
    Gelelim asıl meseleye; Mesele taahhüdün yapılıp, yapılmaması değil, mesele taahhütden dönme meselesidir. ;) Ancak taahhütnameden dönmek tek başına mümkün değildir. Zaten taahhütnameden dönülebilse adı taahhütname olmazdı. Bence lehine taahhüt edilen eşin taahhüdü yapan kişinin taahhüdünden vazgeçmesine rıza göstermesi gerekmektedir. Bu da Kemal Beyin de belirttiği şekilde eşin alacaklarından vazgeçmesi ve eşin taahhüdünden dönmesine muvafakat etmesi şeklinde yapılabilir diye düşünüyorum.
    Herkese kolaylıklar diliyorum, selamlar.