Posts by Erkan

    c-Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü 22.10.1991 tarihli yazısında noterliği vekaleten yöneten noter vekillerinin serbest meslek erbabı sayıldığını, bu nedenle noter vekillerinin kendi beyanları üzerinden vergilendirilmesi gerektiğini bildirmiştir. Ayrıca noter vekillerinin kendi adına bir vergi levhası alıp işyerine asmaları gerekmektedir.
    Bu nedenle; gerek Bakanlık yazısı gerekse bu konuda alınan Yönetim Kurulu Kararı gereğince Noter Odasınca takdir edilen vekalet ücretinden vergi kesilmeksizin noter vekiline ödenmesi, bordro düzenlenmeden brüt vekalet ücret tutarının gider kaydedilerek, tahsil edilen vekalet ücreti için gelir vergisi kanunu hükümleri gereğince süresinde gelir vergisi beyannamesi düzenlenmesi gerekmektedir.
    d-5510 Sayılı Yasa çerçevesinde yapılan değişiklikler karşısında ilgili yasanın 4/1-a kapsamındaki noter vekillerine ödenecek vekalet ücretleri ücret kapsamında değerlendirildiğinden, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Prim Tahsilat Daire Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğün' den alınan görüşler, Yönetim Kurulumuzun 13.7.2009 tarihli toplantısında görüşülmüş ve alınan karar doğrultusunda 2009 Temmuz ayından geçerli yapılacak uygulamalar 22.7.2009 tarih ve 64 ile 11.8.2008 tarih ve 71 sayılı genel yazılarımız ile tüm noterliklere duyurulmuştur. Ancak;
    Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığından alınan 16.9.2009 tarih ve 088049 sayılı yazıda, noter vekillerinin serbest meslek kazançlarının tespitinde, serbest meslek faaliyetleri nedeniyle elde edilen hasılattan, sosyal güvenlik mevzuatı gereğince ödenen primlerin gider olarak indirilmesi mümkün olduğunun bildirilmesi nedeniyle,
    4/1-a kapsamında sigortalı olan başkatip ve katip statüsündeki noter vekillerine vekalet ücreti ödenmesi halinde;
    —Noter Odalarınca takdir olunan vekalet ücretinin gider gösterilmesi,
    —Vekalet ücretinin ilgili ayın ücret bordrosunda ayrı bir sütunda belirtilerek sadece sigorta primine tabi tutulması, gelir vergisi ve damga vergisine tabi tutulmaması,
    —Ücret bordrosunda vergi matrahının hesabında vekalet ücretinden kesilen SGK işçi y kesintisinin dikkate alınmaması,
    —Sigorta işveren hissesi ve işsizlik sigortası işveren hissesi ile SGD primlerinin gider £ gösterilmemesi,
    —Vekalet dönemi içerisinde alınan vekalet ücretleri toplamının süresinde verilecek gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilerek vergilendirilmesi,
    Vekalet döneminde vekalet ücreti için ödenen SGK ve SGD prim tutarlarının (işçi ve işveren hissesi) gelir vergisi beyanında gider olarak gösterilmesi,


    Bu hususta sanırım tüm arkadaşlarımız bilgi sahibi olmuşlardır.Konuya açan Ali beye ve belgelerle yorum yapan Erkan beye çok teşekkür ediyorum.Cabir Karahasanoğlu


    Değerli ağbeyim rica ederim. Saygı ve selamlar...

    ALINTI ====> 2002/54 GENEL YAZI
    II.a) Türk Medeni Kanununun 342. maddesinde çocuğun ana ve baba tarafından temsil edilmesi konusu hükme bağlanmış, 1. fıkrasında, “ Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler.” ve 3. fıkrasında, “ VESAYET makamlarının iznine bağlı hususlar dışında kısıtlılarının temsiline ilişkin hükümler velâyetteki temsilde de uygulanır.” denilmiştir. Bu fıkra, velilerin çocuklarını temsil etmelerinde VESAYETteki temsile ilişkin hükümlere yollama yapmıştır. Ancak bu yollamayı yaparken VESAYET makamlarının iznine bağlı hususular hariç tutulmuştur. Buna göre velilerin çocuklarını temsilde, vasilerin VESAYET makamının iznine tabi olduklarına ilişkin hüküm uygulanmayacaktır.
    Maddenin yollamada bulunduğu VESAYETte temsile ilişkin hükümler TMK. nun 448-466. hükümleridir. VESAYET makamlarının iznine tabi işlemler 462. maddede sıralanmıştır. TMK. nun 342/3. maddesinde bu işlemler yönünden veli ile vasiler birbirinden ayırt edilmiş ve velilerin 462. maddede sayılan işlemleri yapabilmesi için herhangi bir makamdan izin almasına gerek olmadığı hükme bağlanmıştır. Bu açık hüküm karşısında velilerin çocuklarına ait malları satmasında hakimden izin almak zorunda olmadıkları sonucuna varmak gerekir.

    Tanju bey iradi temsil yolu ile bir iş yaptırmıyor ayrıca bu işlem muvafakat çocuğun malları üzerinde bir tasarruf söz konusu değil.

    veli: Bir çocuğun her türlü durum ve davranışlarından sorumlu olan kimse

    Velayet : çocuğun korunması ve temsil edilmesi için öngörülmüş hukuksal haklardır.



    burdaki muvafakatta veli okula karşı sorumlu ve böyle bir muvafakatla siz yurt dışına çıkış için muvafakat yazarsanız ben belittiğim örnekteki gibi çooook muvafakat yazarım.


    Erkan bey çocuğun velayeti babada, bu şekilde yazarsak bir nevi velayeti devretmek gibi bir durum söz konusu olmuyormu ?


    Okadarda değil daha mahkemenin yetkilerini bize vermediler :)

    Ali bey;

    Yazmasanızda yazsanızda okula karşı çocuğun her türlü durum ve davranışlarından sorumlu olan anne olcağı için zaten velisi olacaktır.


    ilgili nüfus müdürlüğüne müraacla ikamet adresini annesinin ikamet adresine kayıt yaptırmasına ibaresi olduğu için velayetinin annesine geçmesi için dava açılması gerekiyormu adresten dolayı ben her zaman yapıyordum ama şimdi böyle söylüyorlar


    Çiğdem hanım annesinin yanında kalması ve ikametini naklettirmesi için velayetinin devri gerekmez.


    Arşivde bulunamayan,(imha edilmiş veya kaybolmuş olabilir,)evraklar hakkında TNB disiplin kurulu kararlarından örnekler istiyorum.Özellikle Erkancım senin PC'nde mutlaka bir şeyler vardır diye düşünüyorum.Paylaşan olursa sevinirim.


    İbrahim bey belirttiğiniz hususta bir karar bulamadım. Sanırım bu hususta sizinki ilk olacak anlamadığım imha edilmiş ise tutanaklara yazılmıştır yok eğer kaybolmuş ise yevmiye defterinde evrakın bulunup bulunmadığı kontrol edilir sizinki tam nedin bilemiyorum lakin başkalarının başına da gelmiştir lakin disiplin kuruluna şikayet olmamış olabilir.

    Henüz reşit olmayıp velayetim altında bulunan ... doğumlu .... ....'nın annesi .... öğrenimi nedeni ile yanında kalmasına, okula kayıt yaptırmasına, ilgili nüfus müdürlüğüne müraacla ikamet adresini annesinin ikamet adresine kayıt yaptırmasına, öğrenim gördüğü okulda velisi olmasına ........ rıza ve mufavakatımın bulunduğunu kabul, beyan ederim.


    Mahkeme kararı varsa ekleyin yoksa en azından velayetin kendinde olduğunu gösterir ayrıntılı bir nüfus kayıt örneği alarak işleme eklemenizi öneririm.

    YABANCILIK UNSURU TAŞIYAN İŞLEMLER
    Bu konuda ilk bakacağımız yasa, Noterlik Kanunu 191 ve 195. ve N.K. Yön. 65/2 mad¬deleridir. Noterlik Kanunu bu konuda genel bir açıklama yapar ve Noterin nasıl hareket edeceğini gösterir.
    N.K. Madde 191: "Yabancı memleketlerde Noterlik işleri, konsoloslar tarafından görülür."
    N.K. Madde 195: "Yabancı memleketlerde usulü uyarınca yapılan noterlik işlemlerinin altın¬daki o memleketin yetkili merciinin imza ve mührü, konsolos (Türk) tarafından onanır. Özel kanun hükümleri saklıdır." Ayrıca:
    N.K. Yönetmelik Madde 65/2: "Yabancı memleketlerde o yer kanunlarına göre yetkili merci-lerince düzenlenmiş işlemin altındaki imza ve mühür, o yerdeki Türkiye Cumhuriyeti Temsilci-liğinin yetkilisi tarafından onanır."
    Buna göre izlenecek yol şöyledir:
    Yabancı memleketlerde T.C. Konsolosları tarafından doğrudan yapılan işlemler, aynı ülkemi¬zin sınırları içinde yapılmış bir işlem gibi hüküm ifade ederler ve her hangi bir onaya gerek kalmadan doğrudan kullanılabilirler.
    Ya da yabancı memleketlerde o memleketin usulüne göre yapılan noterlik işlemlerindeki ya¬bancı Noterin imza ve mührü, T.C. Konsoloslukları tarafından ayrıca onanması gerekir. Ancak bu onamadan sonra, yabancı Noterlik işlemi ülkemiz sınırları içinde kullanılabilir. İzlen¬mesi gereken normal prosedür budur.
    Ancak N.K. 195. Maddesinde, "özel kanun hükümleri saklıdır." Derken; uluslar arası yapılan antlaşmalar gereği, bu uzun prosedürü kolaylaştıran ve belgelerdeki bu onay işlemini ortadan kaldıran özel bağlayıcı yasalar varsa, öncelikle bu kuralların uygulanması gerekmektedir.
    Aşağıda ayrıntılarını anlatacağımız Lahey Yabancı Resmi Belgelerin Tasdik Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi'ne taraf olan ülkelerde yapılmış resmi işlemler (Noterlik) , konsolos onayı olmadan, sadece o memleketin belirleyeceği bir makamın onayından (Apostilden) son¬ra o işlem diğer ülke sınırları içinde kullanılabilecektir.
    0 halde biz Noterlere,
    7
    Yabancı bir ülkedeki yabancı bir Noter veya resmi kurum tarafından düzenlenmiş bir belge
    ile işlem yaptırılmak istendiğinde, aşağıda açıklayacağımız üzere, öncelikle işlemin Türkçeye çevrilmesi (Tercüme edilmesi) gerekir.


    Yabancı Ülkede yapılan ve Tercüme yapılarak kullanılmak - tasdik edilmek istenilen işlemlerde şu hususlar aranmalıdır.


    1) Yabancı ülkede bulunan Türk Konsolosluğunda, gerek Türklere, gerekse yabancılar için düzenlenmiş vekâletler hiçbir işleme gerek kalmadan kullanılabilir. (TNB.1990/33-2006/40)


    2) Yabancı resmi belge oradaki Türk Konsolosluğu tarafından onaylanmışsa, önce belgenin Tercüme işlemi yapılır ve bu belge yapacağımız işlemlerde kullanılır.


    Yani, işlemin yapıldığı yabancı yer resmi biriminin (Noterinin) imza ve mührünün doğru olduğunun, o yerdeki Türk Konsolosluğu tarafından onaylanıp onaylanmadığına bakılması,


    3) Yabancı resmi belge Türk Konsolosluğu tarafından onaylanmamışsa yabancı resmi belgeyi düzenleyen ülkenin yetkili mercilerince APOSTİLLE (tasdik şerhi) yapılmış olup olmadığına bakılacaktır.(Lahey sözleşmesine dâhil ülkeler için). Aksi halde, uygulanabilir olmayan (Belge geçerli ama uygulanabilir değil) belgeye dayanarak işlem yapılmış olur ve bu da Noterin hukuki ve cezai sorumluluğunu gerektirir.


    4) Yabancı Resmi belge, ait olduğu ülkenin Diplomasi veya konsolosluk memurları tarafından düzenlenip, düzenlenmediğine bakmak gerekecektir. Böyle bir belge varsa apostili aranmayacaktır. (Lahey sözleşmesine taraf olan ülkeler için)


    5) Getirilen yabancı evrakın Ticaret ve gümrük işlemleri ile doğrudan ilgili idari belge olup olmadığına bakılacak ve böyle bir belge ise apostil aranmayacaktır. (Lahey sözleşmesine tara! olan ülkeler için)


    6) Getirilen yabancı evrak ülkesi ile özel anlaşma varsa bu anlaşma şartlarına bakmak g& rekir. Örneğin. K.K.T.C. yetkili makamlarınca tasdik edilen evrakın, aynı Türk makamlarına yapılmış gibi işlem göreceği ikili sözleşmesi yapılmıştır. Dolayısı ile de hiçbir tasdik ve ona) aranmayacaktır.


    7) Yabancı Ülkede düzenlenen, yalnızca tercümesi istenilen (Bu belgeye dayalı işlem yap tırılmak istenmeyen) Noterlikte sadece çeviri işlemi yapılacaksa, O zaman TNB'nin genelge lerine göre hareket edilecektir. Türkiye Noterler Birliğinin ilgili genelgeleri" Hiçbir resmi merciiı onayını taşımayan yabancı dilde yazılmış bir belgenin, altına durumu açıklayıcı bir şerh vermek suretiyle tercüme edilebileceği" (TNB 1992/2)






    5) Çeviri işlemi (A) cilbendinde saklanır. TNB.1991/23


    16) Noterlik Kanunu Yönetmeliği'nin 96. maddesinin 2. fıkrası ise "Noterin çevirmeyi yapanın o dili veya yazıyı doğru olarak bildiğini, diplomasını veya diğer belgelerini görerek veya diğer yollarla ve hiçbir tereddüde yer kalmayacak şekilde kanaat getirmesi gerekir" demektedir.


    17) Yine bu madde gereğince noterin tercümana Hukuk Yargılama Usulü Kanunu'na göre ant içirmesi ve bunu bir tutanakla belgelendirmesi zorunludur. Bu tutanak da tercümanın adı soyadı, kimlik bilgileri, noterin tercümanın bu dili ve dilleri veya yazıyı bildiğine ne suretle kanı sahibi olduğu, yemin biçimi ve tutanağın tarihi yazılır tutanağın altı noter ve tercüman tarafından imzalanır. Bu tutanaklar noterlik de özel kartonunda saklanır. Noter, yemin tutanağı bulunmayan tercümana çevirme yaptıramaz. Çevirme ücreti hesaplanırken, çevirme yapıldıktan sonra noter tarafından yazdırılan kâğıdın sayfa sayısı esas tutulur. (Tercüme edilen evrak 10 satırdan az ise yarım çeviri ücreti alınır. TNB.1975/21)


    18) Ülkemizin de üyesi bulunduğu Milletlerarası Ahvali Şahsiye Komisyonunca hazırlanarak uygulamaya konulan sözleşme gereği düzenlenen ve belirli bir formüle sahip, çok dilde düzenlenmiş olan kişi hallerine ilişkin belgeler tasdike yönelik herhangi bir işlem görmeden doğrudan kabul edilerek işleme alınır.


    19) La Haye Devletler Özel Hukuk Konferansınca hazırlanan ve Devletimizin de taraf olduğu Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesine taraf devlet yetkili makamlarınca belge üzerine veya ek bir belge olarak, belgeye ilişkin tasdik şerhi (Apos-tille) düzenlenmiş ise belgenin aslı, noter tasdikli Türkçe tercümesi ile birlikte kabul edilerek işleme alınır.


    20) Yetkili kurum tarafından tesis edilecek işlem gereğince talep edilen ve düzenleyen yabancı resmi makamlara göre farklılık arz eden, belirli bir formüle tabi olmayan ve ispat niteliği taşıyan belgeler ise tasdik işlemine tabi tutulur.


    21) Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesine taraf bir ülkenin, ülkemizdeki temsilciliğince düzenlenen ve verilen belgelere Sözleşmenin 1 inci maddesi gereği tasdik şerhi (Apostille) uygulanamaz. Bu tür belgeler yabancı ülke temsilciliğinin bulunduğu ilin valiliğince veya Dışişleri Bakanlığımızca (Yabancı temsilcilik Ankara'da ise Dışişleri Bakanlığımızca) "Belgedeki imza ve mühür...............Konsolosluğuna aittir." şeklinde


    tasdik edilmesinden sonra, belge yabancı dilde ise noter tasdikli Türkçe tercümesi ile birlikte işleme alınır.


    22) Belge, yabancı ülkenin yerel makamlarınca düzenlenmiş ise düzenleyen ülkenin Türkiye'deki temsilciliğince tasdik edilmesinden sonra, Dışişleri Bakanlığımızca belgenin aslına "Belgedeki imza ve mühür............Konsolosluğuna/Büyükelçiliğine aittir." şeklinde şerh verilmesini takiben noter tasdikli Türkçe tercümesi ile birlikte işleme alınır.


    23) Yabancı ülkenin yerel makamlarınca düzenlenen ve düzenlendiği ülkedeki konsolosluğumuz tarafından "İmza ve mühür...........................makama aittir." şeklinde aslı tasdik edilen


    belgeler, konsolosluğumuz veya yeminli tercümanlar tarafından yapılmış çevirileriyle birlikte doğrudan işleme alınır. Tercümeleri yeminli tercümanlarca yapılmış belgelerde konsolosluğumuzun imza ve mühür tasdiki de bulunmalıdır.


    24) Yabancı ülkenin Türkiye'deki temsilciliğince düzenlenmiş belgeler,yabancı temsilciliğin bulunduğu il valiliği veya Dışişleri Bakanlığımızca (Yabancı temsilcilik Ankara'da bulunuyorsa


    Dışişleri Bakanlığımızca) "Belgedeki imza ve mühür...............Konsolosluğuna/Büyükelçiliğine


    aittir." şeklinde tasdik edilmesinden sonra, belge yabancı dilde düzenlenmiş ise noter tasdikli Türkçe tercümesi ile birlikte işleme alınır.


    25) Ülkemizde dış temsilciliği bulunmayan Devlet makamlarınca veya adına akredite olmuş (ilgili devlet adına işlem yapmakla yetkili) devletin yetkili makamlarınca verilmiş belgeler, akredite devletin Türkiye'deki dış temsilciliğince belgenin onaylanmasının ardından, dış temsilciliğin bulunduğu il valiliği veya Dışişleri Bakanlığımızca "Belgedeki imza ve mühür..............


    Konsolosluğuna/Büyükelçiliğine aittir." şeklinde şerh verilmesinden sonra, belgenin aslı noter tasdikli Türkçe tercümesi ile birlikte işleme alınır.


    26) Dış temsilciliğimizin bulunmadığı devlet makamlarınca verilmiş belgeler, belgeyi veren


    devlete akredite olan dış temsilciliğimizce "Belgedeki imza ve mühür................... Dışişleri


    Bakanlığı'na aittir." şeklinde şerh verilmesinin ardından, belgenin aslı noter tasdikli tercümesi ile birlikte işleme alınır.


    27) Yabancı Ülkede Düzenlenen Resmi Senetler


    Yabancı ülkelerdeki Türklerin noterlik işleri oradaki Türk konsolosları tarafından görüldüğünden (Noterlik K.m.191-195), yabancı ülkelerdeki Türk konsolosları tarafından düzenlenmiş veya onaylanmış olan noter senetleri, az önce incelenmiş olan (Türk) noter senetleri gibi işlem görür.


    Yabancı bir ülkede o ülkenin yetkili makamı (mesela bir Alman noteri) tarafından düzenlenen veya onaylanan resmi senetlerin, o ülkenin yetkili makamı tarafından usulüne uygun olarak



    İstanbul Noter Odası Hukuk Komisyonu

    T.C.


    YARGITAY


    11. HUKUK DAİRESİ


    E. 2003/14178


    K. 2004/9285


    T. 4.10.2004


    • LİMİTED ŞİRKET HİSSE DEVİR VAADİ SÖZLEŞMESİ ( Taraflar Arasındaki Sözleşmenin TTK.520. Maddesindeki Şekil Şartlarına Uymaması Nedeniyle Geçersiz Olması - Davacının Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Verdiklerini Geri İsteyebileceği )


    • SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN ALACAĞIN TAHSİLİ TALEBİ ( Limited Şirket Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi - Sözleşmenin TTK.520. Maddesindeki Şekil Şartlarına Uymaması Nedeniyle Geçersiz Olması/Davacının Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Verdiklerini Geri İsteyebileceği )


    • SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Limited Şirket Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi - Sözleşmenin TTK.520. Maddesindeki Şekil Şartlarına Uymaması Nedeniyle Geçersiz Olması/Davacının Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Verdiklerini Geri İsteyebileceği )


    6762/m.520


    818/m.61



    ÖZET : Dava, TTK.nun 520 nci maddesi uyarınca limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Son bozma ilamında, taraflar arasındaki sözleşmenin TTK.nun 520. maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uymaması nedeniyle geçersiz olduğu ve davacı tarafın sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle BK.nun 61. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebileceği belirtilmiştir. O halde davacı tarafın geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalıya intikal ettirdiği şeyler ne ise ancak bunların iadesi yönünde hüküm oluşturulması gerekir.


    DAVA : Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye 3.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23.10.2003 tarih ve 2003/639-2003/976 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerden Hüseyin'in diğer müvekkil şirketin dışarıdan atanan müdürü olduğunu, şirketin 1/2 payının ( 3.500.000.000.- )TL bedelle davalıya satılmasına karar verildiğini, davalının şirkete ait taşınmazların ve aracın devri karşılığında bu meblağı ödemeyi kabul ettiğini, devirler tamamlandığı halde davalının ( 500.000.000.- )TL borcu kaldığını, davalının şirketi kötü yönetmesi karşısında ikinci bir sözleşme yapıldığını ve isim hakkı şirkette kalmak kaydıyla tüm mal varlığının ( 2.630.000.000.- )TL bedelle davalıya devredileceğinin kararlaştırıldığını, şirketin maliye ve SSK borçlarını ödemeyi de davalının kabul ettiğini, tüm devirler yapıldığı halde davalının ( 375.000.000 )TL dışında ödeme yapmadığını ileri sürerek, toplam ( 3.538.731.066.- )TL.nın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taşınmazların ve aracın bedelinin ödendiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiği halde pay devrinin yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, Dairemiz'e ait 23.01.2003 tarihli ilama dayanılarak, davacı tarafından ( 74.371.608.- )TL KDV ve ( 754.359.458.- )TL SSK prim ve vergi ödemesi yapıldığı gerekçesiyle, toplam ( 828.731.066.- )TL.nın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Dava, TTK.nun 520 nci maddesi uyarınca limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dairemiz'e ait son bozma ilamında, taraflar arasındaki sözleşmenin TTK.nun 520 nci maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uymaması nedeniyle geçersiz olduğu ve davacı tarafın sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle BK.nun 61 nci maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebileceği belirtilmiştir. O halde davacı tarafın geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalıya intikal ettirdiği şeyler ne ise ancak bunların iadesi yönünde hüküm oluşturulması düşünülmek gerekirken, mahkemece Dairemiz bozmasına yanlış anlam verilerek sanki sözleşme geçerliymiş de davacı tarafın devrettiği şeyler karşılığında davalıdan bakiye alacağı kalmış gibi hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.


    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, temyiz harcı peşin alındığından davalıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, istek halinde aşağıda yazılı 34.650.000.-lira harcın temyiz eden davacıya iadesine, 04.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    -----------------------------------------------------------------
    Ankara, 27.11.2000
    Özü: Limited şirket hisse devir veya devir vaadi işlemlerinin vergi dairesine bildirilmesi Hk
    G E N E L G E
    ( 58 )


    Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nden alınan ve Yönetim Kurulu'muzun 23.11.2000 günlü toplantısında görüşülen 21.11.2000 günlü ve 54734 sayılı yazıda;


    "Bilindiği üzere, Türk Ticaret Kanununa göre kurulan limited şirketler kurumlar vergisinin mükellefidir. Bu şirketlerin ilk kuruluşunda Ticaret Sicil Gazetesi veya şirket ana sözleşmesinin noterden tasdikli bir örneği alınarak mükellefiyet tesis edilmektedir. Sonraki aşamalarda şirket ortakları paylarını başka kişilere devredebilmektedir. Ancak, devir sözleşmelerinin vergi dairesine geç intikal etmesi nedeniyle gerek vergilendirme, gerekse tahsilat açısından şirketin yeni ortağına ulaşılamamaktadır.
    Türk Ticaret Kanunu'nun 520 nci Maddesi hükmüne göre pay devirleri belli kurallara bağlanmıştır. Bunlar arasında pay devrinin şirkete bildirilmesi ve pay defterine kaydedilmesi ile payın devir veya devir vaadi hakkındaki mukavelenin yazılı yapılması ve imzanın noterce tasdik edilmiş olması gibi şartlar sayılmıştır.
    Bu nedenle, noterde yapılacak pay devir veya devir vaadi sözleşmelerinde şirketin, devreden ve devralan ortağın vergi kimlik numarası ile bağlı bulunduğu vergi dairesi adının yer alması, söz konusu sözleşmenin bir nüshasının 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 148 ve 149 uncu Maddeleri ile Mükerrer 257 nci Maddesi gereğince ay içinde yapılan işlemlerin ertesi ayın 15 inci günü akşamına kadar onaylayan noterlikçe, şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine gönderilmesi, aksine hareket edenler hakkında aynı Kanunun Mükerrer 355 inci Maddesi hükümlerinin uygulanacağı konusunda teşkilatınıza duyuru yapılması gerekmektedir." denilmektedir.


    Buna göre, Vergi Usul Kanunu gereğince cezaya muhatap olmamak bakımından, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü ile varılan mutabakat çerçevesinde, 01.01.2001 tarihinden itibaren noterliklerde yapılacak olan limited şirket pay devir veya devir vaadi işlemleri ile ilgili bildirimlerin, Bakanlık yazısındaki prensipler doğrultusunda yapılmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.
    Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.
    Saygılarımla.
    BAŞKAN


    Hasip DİNÇER
    (Ankara 24.Noteri)

    Kayseri merkeze yeni bir muhtes kurulacağı duyumunu almıştım bu yönden bir araştırın isterseniz.Bende gitsem hiç fena olmaz :)