Posts by ibrahim dal

    Ankara, 3.10.2003
    Özü: Bir tarafı harç ve damga vergisinden muaf olan işlem ve kağıtlarla ilgili
    harç ve damga vergisi uygulaması hk.


    G E N E L G E
    ( 37 )
    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE


    Bazı noterliklerimizden Birliğimize intikal eden sorularda, işlemin bir tarafının harç ve damga vergisinden muaf olduğu işlem ve kağıtlarda harç ve damga vergisi uygulama prensipleri hakkındaki Birliğimiz görüşü talep edilmektedir.
    Bilindiği gibi bazı özel kanunlarda “..........Kurumu, harç ve/veya damga vergisinden muaftır.” şeklinde hükümler yer almaktadır. Yine bazı kanunlarda bu hüküm, “..... Kurumunun işlemleri harç ve damga vergisinden müstesnadır.” meyanında düzenlenmektedir.
    Yukarıda belirtilen her iki düzenleme de maddede belirtilen kuruma ve münhasıran bu kurumun şahsına harç ve damga vergisi bağışıklığı tanınmasına yönelik bulunmaktadır. Bu durumda da kurumdan aşağıda belirtilen prensipler gereğince harç ve damga vergisi tahsil edilmesi mümkün olmayacaktır.


    A) HARÇ UYGULAMASI
    Kendisine harç muafiyeti tanınan bir kişi veya (ör: DSİ, Türkiye Kızılay Derneği, THK., SSK gibi) kurumun tek taraflı veya bir başka kişi veya kurum ile karşılıklı olarak yaptığı işlem sebebiyle 492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesindeki “Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerden .... harç alınmaz.” Hükmü çerçevesinde muaf kurumun imzasından harç alınamayacaktır.

    Buna göre 1989/94 sayılı Genelgemizde de belirtildiği üzere;
    1- Harçtan muaf kurum işlemi tek taraflı olarak yaptığı takdirde, bu işlemden harç tahsil edilemeyecektir.
    2- İşlem, harçtan muaf kuruluş ile harç mükellefi olan bir başka kişi veya kuruluş arasında yapıldığı takdirde, işlemden, harç muafiyeti bulunmayan tarafın imzası itibariyle bir imza üzerinden harç alınacaktır.
    Ancak 1991/19 sayılı Genelgemizdeki açıklamalar dikkate alınarak;
    a) İşlem taraflarından birinin harçtan muaf olması halinde, işlemden bir imza üzerinden hesaplanacak harç, 492 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tarifenin I/1 pozisyonunda yer alan asgari haddin altında olamayacaktır.
    b) Bu durumda işlemden muaf kuruluşun imzası da dikkate alınarak iki imza üzerinden hesaplanan harcın yarısı değil, doğrudan tek imza itibariyle asgari ve azami hadler dikkate alınarak harç tahsil edilecektir.
    3- İşlem taraflarının her ikisinin de harç muafiyeti bulunduğu takdirde, böyle bir işlemden harç tahsil edilemeyecektir.
    4- Genel ve katma bütçeli daire ve idarelerle il özel idareleri ve belediyeler gibi Resmi Dairelerin noter harcından muaf olduğu gibi genel bir kanaat bulunmaktadır. Yukarıda da açıklandığı üzere kurumun statüsü ne olursa olsun, noter harcından muafiyet tanımak için kendi kuruluş kanununda veya 492 sayılı Harçlar Kanununun ilgili kısmında bu kuruma tanınmış olan harç muafiyetine dair bir kanun hükmünün bulunması gerekmektedir.
    Bu nedenle herhangi bir kanunda noter harcına ilişkin muafiyeti bulunmayan resmi dairelerden de harç tahsili gerekmektedir.


    B) DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI
    Özel kanunlar gereği damga vergisinden muaf olan bir kuruluş, taraf olduğu işlemlerde düzenlenen kağıtlar sebebiyle doğan damga vergisi yönünden mükellef değildir. Ancak;
    1- Bu durum kağıda ait damga vergisinin hiç ödenmemesini veya noksan ödenmesini gerektirmez. Zira 488 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince Damga vergisinden muaf kuruluşlarla, vergi mükellefi kişi ve kuruluşlar arasında düzenlenen kağıtlara ait damga vergisinin tamamının vergi muafiyeti bulunmayan kişi veya kuruluş tarafından ödenmesi gerekmektedir.
    2- İki muaf kuruluş arasında düzenlenen kağıt sebebiyle damga vergisi alacağı doğmayacaktır.
    3- Aynı şekilde 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun I/A bölümü gereğince Kanunun 8 inci maddesinde tanımı yapılan iki resmi daire arasında düzenlenen kağıtlar sebebiyle damga vergisi tahsilatı söz konusu değildir.
    Resmi daireden maksat, genel ve katma bütçeli daire ve idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerdir. Bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan (Devlet Malzeme Ofisi, Bankalar, İktisadi Devlet Teşekkülleri gibi) iktisadi işletmeler resmi daire sayılmaz.
    4- Resmi dairelerle kişiler arasında düzenlenen kağıtlara ait damga vergisinin tamamının, 488 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükmü gereğince kişiler tarafından ödenmesi gerekmektedir.
    5- Muaf kuruluş ile yukarıda belirtilen resmi daireler arasında düzenlenen kağıtlardan da damga vergisi tahsil edilmesi mümkün değildir.
    Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.
    Saygılarımla,



    BAŞKAN



    Hasan YENİ
    (İstanbul 28.Noteri)

    Erkancım DSI'nin kendi yaptırdığı işlemlerde harç muafiyeti var,onun için harçsız,
    ayrıcada sıkıntı etme,40 yılda bir böyle bir işlem gelir,hatta hiç gelmez,

    Şirketimiz adına...........dahilindeki taşınmazı dilediği bedel ve şartlarla gerçek veya tüzel kişilerle anlaşarak, kiraya almaya, kiraya alan sıfatıyla kira sözleşmelerini tanzim ve imzaya, yenilemeye, feshetmeye, sürelerini uzatıp şartlarda değişiklik yapmaya, kira bedellerini ödemeye, karşılığında makbuz almaya, ihtarname, ihbarname göndermeye, cevap vermeye, tebliğ ve tebellüğe,


    şirketimiz adına dilediği motorlu veya motorsuz kara nakil vasıtalarını kiraya almaya,kira sözleşmelerini kiraya alan sıfatı ile imzalamaya,taşıt kira sözleşmelerinin maddelerini tayin ve tesbite,bu kira sözleşmelerini yenilemeye,veya fesih etmeye,kira bedellerini ödemeye, ödeme makbuzu almaya,


    diye ekleme yapılabilir,bu örnekleri kiracı içindir,kiraya veren için kiraya vermeye diye aynı metin içinde ekleme yapılabilir,kolay gelsin....,

    [size=14px]











    Mali Danışmanlık -1-17
    02.01.2013
    Özü: Bir başka şahsın borcuna kefil olan şahsın eşinin muvafakati hakkında.

    ........................................NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................................NOTERLİĞİNE

    ( 2012/106 )sayılı genel yazıya ek )

    Gelir İdaresi Başkanlığı görüşüne dayanılarak yayımlanan 11.10.2012 günlü ve Mali Danışmanlık-275-20358 (2012/106) sayılı Genel Yazımızla,
    Bankalarca kullandırılan bir krediye kefil olacak şahsın eşi tarafından düzenlenen ve o şahsın bu krediye belli bir miktara kadar kefil olmasını teminen;
    “1- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584 üncü maddesi gereği bir başka şahsın borcuna kefil olan kişinin eşi tarafından bu kefalete muvafakat edildiğine ilişkin olarak düzenlenen ve mahiyeti itibariyle hem harç hem de damga vergisi istisnası olmayan konulardaki muvafakatnamelerden;
    a) Münhasıran eşin kefaletine ilişkin olan ve bu kefalete muvafakatin dışında damga vergisini gerektiren bir başka akit veya işleme yer verilmeyen muvafakatnameden damga vergisi alınması söz konusu olmayacaktır.
    b) Bu muvafakatnamelerde bir değere yer verilmiş olması halinde bu değer üzerinden nispi harç tahsil olunacaktır.
    c) Ancak değere yer verilmeyen muvafakatnameler maktu harca tabi tutulacaktır.
    2- Mahiyeti itibariyle hem harç hem de damga vergisinden istisna olan (örneğin, kredi ve finansal kiralama gibi) konularla ilgili kefalete dair eş muvafakatnamelerinde;
    a) Hiçbir şekil veya surette damga vergisi ve harç tahsil olunmayacaktır.
    b) Muvafakatname işleminde değer gösterilmiş olması halinde harç alınmayacak olmakla birlikte bu değerin noter ücreti hesabında dikkate alınması gerekmektedir.
    c) Muvafakatnamede bir değere yer verilmemiş olması durumunda noter ücreti maktu esasa göre tahsil olunacaktır.
    3- Mahiyeti itibariyle damga vergisinden istisna edilen ancak harca tabi olan (örneğin, faktoring ve öğrenci taahhütnameleri gibi) konularda düzenlenen kefalete dair eş muvafakatnamelerinde;
    a) Damga vergisi aranılmayacaktır.
    b) Muvafakatname işleminde değer gösterilmiş olması halinde bu değer üzerinden nispi harç alınacaktır.
    c) Sözü edilen muvafakatnamelerde bir değere yer verilmemiş olması halinde harcın maktu olarak tahsili gerekmektedir.
    4- Bir başkasının borcuna kefil olan şahsın eşi tarafından verilen muvafakatin kefalet işlemi ile birlikte aynı kağıt üzerinde düzenlenmesi halinde, 492 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi hükmüne göre bu işlemin sadece birisinden ve tek imza hesabı ile harç alınacağı tabiidir.”
    şeklinde duyuru yapılmış olmakla birlikte, Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilen 24.10.2012 günlü ve Mali Danışmanlık-295-21472 sayılı yazımızla da;

    “Bu muvafakatname işlemi muvafakatte bulunana bir borç veya yükümlülük getirmemektedir.
    Bilindiği üzere değer ihtiva eden bir işlemden nispi harç alınması için o işlemin taraflarına bir borç veya yükümlülük getirmesi gerekmektedir.
    Dolayısı ile işlemin sadece kefil olan eşin kefaletinden bilgi sahibi olunduğu manasına gelmesi sebebiyle, bu muvafakatnamede gösterilen değer üzerinden nispi harç alınamayacağı, işlemin sadece maktu harca tabi tutulması gerekmektedir.
    Konunun bu gerekçe ışığında bir kere daha değerlendirilerek varılacak sonucun Birliğimize bildirilmesi”
    hususunda talepte bulunulmuştur
    Gelir İdaresi Başkanlığından cevaben alınan ve Yönetim Kurulumuzun 19.12.2012 günlü toplantısında görüşülen 12.11.2012 günlü ve 114605 sayılı yazıda ise “ilgi c de kayıtlı yazınızın incelenmesinden, ilgi (b) de kayıtlı yazımızda belirtilen hususların değiştirilmesini gerektirecek herhangi bir hususa rastlanılmamıştır”.denilerek görüşlerinde ısrar edilmiştir.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,

    Yunus TUTAR
    BAŞKAN
    (Beykoz 2. Noteri)


    ( Genel yazı 2)




    [/size]

    [/t][/t]


    [/t]
    Araştırma yapan arkadaşlara bilgi sunması açısından .....


    [size=14px]

    Mali Danışmanlık – 275-20358


    Ankara, 11.10.2012
    Özü: Bir başka şahsın borcuna kefil olan şahsın eşinin muvafakati hakkında.




    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE


    Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilen 03.07.2012 günlü ve Mali Danışmanlık 186-13993 sayılı yazımızla;
    “6098 sayı Türk Borçlar Kanunun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 584 üncü maddesinde;
    “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
    Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.”
    hükmü yer almaktadır.
    Bu hüküm çerçevesinde, bankalarca kullandırılan bir krediye kefil olacak şahsın eşi tarafından düzenlenen ve o şahsın bu krediye belli bir miktara kadar kefil olmasını teminen düzenlenen örneği ekli muvafakatin kredilerle ilgili istisnalardan yararlanacağı tabidir.
    Ancak söz konusu muvafakatnamenin bankadan kullanılan kredi dışında başkaca bir ticari ilişki sebebiyle düzenlenmesi halinde, damga vergisine tabi olmayan bu kağıdın harç uygulaması yönünden incelenmesi gerekmektedir.
    Buna göre söz konusu kağıttan, bir kiralama işlemi veya başkaca ticari ilişki sebebiyle üçüncü şahsın borcuna kefil olacak şahsın eşi tarafından düzenlemesi durumunda, öngörülen kefalet değerinin harç uygulamasında dikkate alınıp alınamayacağı hususundaki görüşünüzün Birliğimize bildirilmesini arz ederim.”
    şeklinde talepte bulunulmuştur.
    Gelir İdaresi Başkanlığından alınan ve Yönetim Kurulumuzun 09.10.2012 günlü toplantısında görüşülen 28.09.2012 günlü ve 100506 sayılı yazıda ise;
    “İlgide kayıtlı yazınızda, bankalarca kullandırılan bir krediye kefil olacak şahsın eşi tarafından düzenlenen ve şahsın bu krediye belli bir miktara kadar kefil olmasına teminen düzenlenen muvafakatname ile başka nedenlerden dolayı düzenlenen ve eşin kefaletine izin veren muvafakatname nedeniyle harç uygulaması hususunda Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 584 üncü maddesinde, “Eşlerden bir mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
    Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.” denilmektedir.

    I-DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
    488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı; 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınacağı hükme bağlanmıştır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, muvafakatnameler Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yazı kağıtlar arasında sayılmadığından, bu mahiyetteki kağıtlar damga vergisine tabi bulunmamaktadır. Buna göre, sadece eşin kefaletine muvafakat işlemine ilişkin olarak düzenlenen kağıtların bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan, yazınız ekinde yer aldığı gibi düzenlenen muvafakatnamelerde, sadece kefalete ilişkin eşin muvafakatine yer verilmeyip muvafakatin yanısıra şahsın kefaletine ya da mahiyeti itibariyle Kanuna ekli (1) sayılı tablodaki kağıtlar ya da işlemlere de yer verilmesi durumunda, Damga Vergisi Kanununun 4 ve 6 ncı maddeleri uyarınca söz konusu kağıtların damga vergisine tabi tutulması gerektiği tabiidir.

    II- HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN:
    492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinde, “Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz.
    .....
    Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödemelerine ilişkin işlemler (yargı harçları hariç) bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır”
    hükmü yer almaktadır.
    Söz konusu yazınız eki muvafakatname başlıklı kağıtların incelenmesinden, banka tarafından kullandırılan bir krediye kefil olacak şahsın eşi tarafından düzenlenen ve şahsın bu krediye belli bir miktara kadar kefil olmasına teminen düzenlendiği, diğerlerinde ise bankadan kullandırılan kredi dışında bir kiralama işlemi veya başkaca ticari ilişki sebebiyle üçüncü şahsın borcuna kefil olacak şahsın eşi tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, muvafakatname başlıklı kağıtlar 42 nci madde kapsamında yer almakla birlikte, söz konusu kağıtlar belli bir değer içerdiğinden, kağıdın içerdiği değer üzerinden nispi harca tabi tutulması gerekmektedir. Sözü edilen kağıtların belli bir değeri içermemesi durumunda maktu harç aranılması gerekir.
    Ancak, bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödemelerine ilişkin işlemler (yargı harçları hariç) 492 sayılı Kanunda yazılı harçlardan müstesna bulunduğundan, bankadan kullanılacak krediye kefil olacak şahsın eşi tarafından düzenlenecek muvafakatnamenin, kullanılacak kredilere ilişkin işlemlerden olması sebebiyle 492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesi kapsamında harçtan müstesna tutulması gerekir.”
    denilmektedir.
    Gelir İdaresi Başkanlığının yukarıda belirtilen görüşüne göre;
    1- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584 üncü maddesi gereği bir başka şahsın borcuna kefil olan kişinin eşi tarafından bu kefalete muvafakat edildiğine ilişkin olarak düzenlenen ve mahiyeti itibariyle hem harç hem de damga vergisi istisnası olmayan konulardaki muvafakatnamelerden;
    a) Münhasıran eşin kefaletine ilişkin olan ve bu kefalete muvafakatin dışında damga vergisini gerektiren bir başka akit veya işleme yer verilmeyen muvafakatnameden damga vergisi alınması söz konusu olmayacaktır.
    b) Bu muvafakatnamelerde bir değere yer verilmiş olması halinde bu değer üzerinden nispi harç tahsil olunacaktır.
    c) Ancak değere yer verilmeyen muvafakatnameler maktu harca tabi tutulacaktır.
    2- Mahiyeti itibariyle hem harç hem de damga vergisinden istisna olan (örneğin, kredi ve finansal kiralama gibi) konularla ilgili kefalete dair eş muvafakatnamelerinde;
    a) Hiçbir şekil veya surette damga vergisi ve harç tahsil olunmayacaktır.
    b) Muvafakatname işleminde değer gösterilmiş olması halinde harç alınmayacak olmakla birlikte bu değerin noter ücreti hesabında dikkate alınması gerekmektedir.
    c) Muvafakatnamede bir değere yer verilmemiş olması durumunda noter ücreti maktu esasa göre tahsil olunacaktır.
    3- Mahiyeti itibariyle damga vergisinden istisna edilen ancak harca tabi olan (örneğin, faktoring ve öğrenci taahhütnameleri gibi) konularda düzenlenen kefalete dair eş muvafakatnamelerinde;
    a) Damga vergisi aranılmayacaktır.
    b) Muvafakatname işleminde değer gösterilmiş olması halinde bu değer üzerinden nispi harç alınacaktır.
    c) Sözü edilen muvafakatnamelerde bir değere yer verilmemiş olması halinde harcın maktu olarak tahsili gerekmektedir.
    4- Bir başkasının borcuna kefil olan şahsın eşi tarafından verilen muvafakatin kefalet işlemi ile birlikte aynı kağıt üzerinde düzenlenmesi halinde, 492 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi hükmüne göre bu işlemin sadece birisinden ve tek imza hesabı ile harç alınacağı tabiidir.
    Diğer taraftan Gelir İdaresi Başkanlığının bu görüşüne karşılık;
    “Muvafakatname işleminin muvafakatte bulunana bir borç veya yükümlülük getirmediği, işlemin sadece kefil olan eşin kefaletinden bilgi sahibi olunduğu manasına gelmesi sebebiyle, bu muvafakatnamede gösterilen değer üzerinden nispi harç alınamayacağı, işlemin sadece maktu harca tabi tutulması gerektiği”
    Görüşüyle birlikte yeniden müracaat edilerek konunun bu gerekçeler ışığında bir kere daha değerlendirilmesi talep edilmiştir.
    Sonuç alındığında ayrıca duyuru yapılacaktır.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,


    BAŞKAN
    Yunus TUTAR
    (Beykoz 2. Noteri)
    (Genel Yazı 106)
    [/size]

    [/t][/t]


    [/t]

    Kollektif Şirket tadil sözleşmelerini muhasebeciler kanalı ile yaptırıyoruz.Şirket kuruluşu gibi.Bizim yazdığımızda eksiklikler olabilir,bilmediğimiz kısımlar olabilir,önce şirketin muhasebecileri bu metni ticaret siciline gösterip onay alıyor,sonra bizlerde sadece imza onayı yapıyoruz.Kod olarak Alibeyin belirttiği gibi bizde 12.4 uyguluyoruz.Ancak Cabir beyin belirttiği koddanda veriler aynı olursa aynı rakam sonuç olarak çıkar.

    Yazdığımız bir evrak ile dünyanın öbür yanında iş yapılabiliyor ise
    örneğin geçen Amerika adli makamlarına göre yazdığımız evraklarla
    kişi Türkiyede iken Amerikadaki istemediği bir evlilik akdi sona erdi.
    Bu şirket kurmak için vekalet olabilir,şirket hisse devri için bir evrak olabilir,
    bilgi ve belge güvenliği için neden biz noterlere ihtiyaç duyulmuyor ki hem neden duyulmasın ki?;bu nasıl bir noter-noterlik düşmanlığıdır,insanda birazcık [size=1.35em]şeref [/size]var ise bu kadar sakat bir düşüncede ısrarla [size=1.35em]oğuz[/size]luk etmesi nasıl bir düşüncedir?.Binlerce kişinin ekmek yediği bir tekneye uzaktan pislik atmak istemek nasıl bir düşüncedir?Bu kadar yazı ve cevaba rağmen eksik düşüncelerinde ısrar etmek nasıl bir okumuş cahilliktir?
    Velhasılı ANLAMAK ZOR....


    İbrahim bey şöyle izah edeyim.

    eğer mahkemece hasarlıdır diye bir evrakları var ise "HASARLIDIR, ARIZALIDIR, PERTLİDİR gibi yazmamızda [size=5]hiç bir sakınca görmüyorum. [/size]yeterki mahkemenin kararı evrakı olsun.


    Adem bey olabilir sizin düşüncelerine saygı duyarız...


    ibrahim bey ;D sizin görüşünüz farklı, sorulan soru farklı,


    Adem bey konuyu anladığımı sanıyorum.Ancak Türkiye'de uygulamalar çeşitlilik arzediyor.Bu SGK'da da böyle,bazı vergi dairelerinde de böyle,şu kesin olarak şudur diyemiyoruz.Bu durumda öyle konulardan bir tanesi sanıyorum.Ancak tartışmakta fayda var,satış metnine müdahale biz etmiyoruz.Eskiden de etmiyorduk.Hayırlısı neyse o olsun... 8)


    Satış bedeli ile ilgiil değil , satış metininde 'pertli veya hasarlı olarak satıyorum ' - 'pertli veya hasarlı olarak alıyorum' ibarelerini yazmamızı istiyor ve bazı noterliklerde yazdırdıklarını söylüyorlar


    Değerli meslektaşım,müşteri yalanı olabilir,satış metnine biz beyan değeri haricinde müdahale etmiyoruz.Buna imkan veren bir genelge bildiğimiz kadarı ile yok.Yapan meslektaşlarımıza da niye yapıyorsunuz diyemeyiz.Bizim uygulamamız bu doğrultuda.Söyleyeceklerimiz bundan ibaret.

    YUKARIDAKİ ŞEKİLDE BİR GENELGE YAYINLANMASINA RAĞMEN;sonradan uygulamada aracın kasko bedelinden %25-%30 kadar aşağıya fatura bedeli kesilmesine imkan tanındı.İtiraz ve ihtilaf halinde aracın değeri bilirkişi ile tesbit ediliyor fakat HASARLI diye bir ibare yazmıyoruz.Ancak araç gerçekten hasar görmüş ve kaza tutanağı mevcut ise kasko bedelinin dışında yazılan tarafların beyanına göre satış değeri biraz daha düşük yazılabilir,inceleme anında kaza raporu vergi denetmenlerine veya bilirkişiye ibraz edilebilir,bizler satışlarda tarafların beyanına göre hasarlı diye bir ibare kullanmıyoruz.Ancak Türkiyenin bazı yerlerinde bu beyana göre satış değeri çak daha asgari seviyelere indiriliyor,sorumluluğu mükellefe ait olmak üzere.

    ANKARA, 22.11.1993
    Özü : Motorlu kara taşıtlarının satı­şında gösterilecek değer Hk.


    GENELGE
    87


    Motorlu kara taşıtlarının devirlerinde uyulacak esaslar başlığını taşıyan 28.2.1991 tarih ve 2116/5 sayılı genelgemizin 3 ncü bendinde, konuya ilişkin Maliye Bakanlığı görüşaı açıklandıktan sonra cümlenin son bölümünde ve pa­rantez içnide (bu açıklamalara göre, harca tabi değeri ...... TI., tarafların be­yanlarına göre asas satış bedeli ..... TL, gibi iki değer konulabileceği sonucuna varılmıştır.) şeklinde bir açıklama bulunduğu malumunuzdur.


    Nitekim bugüne kadar bu şekilde uygulama yapılagelmektedir. Ancak son defa lstanbu) Noter odası tarafından Birliğimize gönderiien bir yazıda, Danıştay 3 ncü Dairesince verilmiş bulunan 11.2.1993 tarih ve Esas: 1992/1221, Karar: 1993/708 sayılı kararın hüküm bölümünün bu açıklamaya ve dolayısıyle bu şekıldeki bir uygulamaya imkân vermediği ifade edilerek konunun görüşülmesi ve gerekli görüldüğü takdirde noterlere duyurulması istenilmiştir.


    Bunun üzerine korıu Yönetim Kurulu gündeminde görüşelerek aşağıdaki hususun açıklanmasının yerinde olacağı sonucuna varılmıştır.


    Yukarıda tarih ve sayısı gösterılen Danıştay Kararının ilgili bölümlerinde: "Harçlar Kanunun 43 ncü maddesinde yapılan düzenleme ıle gerek satış esnasında noterlerce tahsil edilen vergi, resim ve harç, gerekse satış do­layısıyle düzenlenen faturalar nedeniyle doğacak gelir ve kurumlar vergisi ka­yıplarının asgariye indirilmesi amaçlanmıştır.


    Bu açıklamalar karşısında davacı tarafından satışı yapılan kamyonun de­ğeri alım ve satım esnasındaki kasko sigortasına esas değer olan 78.764.000.­TL. dan aşağı olamıyacağından, bu değerin normal alım satım değeri olarak kabulü ile satış faturasının da bu değer üzerinden tanzimi gerekmektedir.


    Uyuşmazlık konusu olayda, noter satış senedine alım satım bedeli olarak kasko sigortasına esas alınan bedelin yazılmasına rağmen yine aynı noter se­nedine tarafların ifadesine göre esas satış bedefinin 10.500.000.- TL. olduğu yolunda not konulmuş olmasının, kamyonun hasarlı olduğu yolunda bir iddia ileri sürülmediğine göre, gerçek alım satım bedelinin 10.500.000.- TL. olduğunu göstermez. Bu durumda faturanın eksik düzenlenmesi nedeniyle Vergi Usul Kanunun 353 ncü maddesine göre kesilen özel usulsüzlük cezasında kanuna aykırılık bulunmadığından Vergi Mahkemesince noter harcı yönünden belirlenen değer ile satış faturasındaki farkın özel usulsüzlük cezasına esas alınamıyacağı yo­lundaki kararında isabet görülmemiştir.


    Sonuç: Noter harçlarına esas alınacak kasko sigortasına esas değerlerin Katma Değer Vergisi ıle Gelir ve Kurumlar Vergisi yönünden de dikkate alın­ması gerektiği yargı kararı ile belirlenmiş durumdadır. Mükellefler işletmelerine kayıtlı motorlu taşıt satışlarında satış değerini beyan ederken beyan edecekleri satış değerinin o tarihte geçerli olan kasko sigortasına esas değerden bariz şe­kilde düşük bir değer beyanından kaçınmalıdırlar. Aksi takdirde gerek Katma Değer Vergisi, gerek Gelir ve Kurumlar Vergisi bakımından resen vergi tarhı iş­lemi ile vergi cezasına muhatap olmaları mümkün olacaktır." denılmektedir.


    Bilginizi ve bundan böyle bu karar gereğince işlem ifasını rica ederim. Saygılarımla,


    Türkiye Noterler Birliği
    BAŞKANI
    M.Muhsin BILGE
    (Beyoğlu 23. Noteri)

    [size=1em] Bono’(senet)da bulunması zorunlu şekil şartları:

    Türk Ticaret Kanunu’nda bono’da bulunması gereken şekil şartları aşağıda belirtilmiştir.

    [/size]


      [li] [size=1em]Bono veya emre muharrer senet kelimesi; Senet metninde Bono veya emre muharrer (emre yazılı) senet ibaresi yazılı olmalıdır. Senet Türkçe’den başka bir dilde yazılmış ise, o dildeki bono karşılığı kullanılan kelimenin bulunması gerekir. [/size][/li]
      [li] [size=1em]Kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vadi; Bono bir ödeme vaadidir. Bu vaadin belirli bir tutar olması ve şart ihtiva etmemesi gerekir. Eğer bononun içeriğinde şarta bağlı ibareler yer alırsa, bu takdirde bononun kıymetli evrak niteliği kaybolmuş olur. Ancak, yazılı belge olma niteliği devam eder.[/size][/li]
      [li] [size=1em]Vade; Bono tutarının ödeneceği tarihi gösterir. Vade belirtilmemiş ise görüldüğünde ödenir. Vadenin yazılmamış olması bono niteliğini ortadan kaldırmaz.[/size][/li]
      [li] [size=1em]Ödeme yeri; Bonoda ödeme yeri belirtilmelidir. ödeme yeri belirtilmeyen durumlarda, düzenleme yeri ödeme yeri sayılır.[/size][/li]
      [li] [size=1em]Kime ya da kimin emrine ödenecekse onun ad ve soyadı; Bono kime ya da kimin emrine ödenecek ise (lehdar) onun ad ve soyadını taşımalıdır. Lehdar tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı bonoda yer almalıdır. Lehdar ismini ihtiva etmeyen bono, ticari senet olma özelliğini yitirir. Unvanların kısaltılarak yazılması mümkündür ancak, unvan nev’i mutlaka belirtilmiş olmalıdır.[/size][/li]
      [li] [size=1em]Senedin düzenlendiği gün ve yer; Bonoda senedin düzenlendiği yer açıkca belirtilmelidir. Senedin düzenlendiği yer belirtilmemiş ise, senedi düzenleyenin isminin yanında yazılı olan yer düzenleme yeri sayılır. Bononun düzenlendiği günün bonoda yer alması gerekir. Tanzim tarihi bulunmayan bono kambiyo senedi olma vasfını kaybeder, adi senet hükmünü ifade eder.[/size][/li]
      [li][size=1em] Senedi düzenleyenin imzası;[/size][size=1em] Bonoyu düzenleyen kimse ile onu ödeyecek kimse aynı şahıstır. Bonoya atılacak imza açığa atılır. İmza bulunmayan bono hüküm [/size][size=x-small]ihtiva etmez.[/size][/li]


    KEMALETTİN BEY,


    [size=1.35em] Şirketiniz ile .......... ("Kiracı") arasında akdolunacak finansal kiralama sözleşmesi nedeni ile Kiracının, Şirketiniz lehine doğmuş/doğacak borçlarına eşim .......[/size][size=1.35em]'ün azami 300..000.00 TL tutarına kadar müteselsil kefil olmasına ve müteselsil kefil sıfatı ile azami 250.000.00 TL tutarına kadar kambiyo senedi imzalamasına rıza gösterdiğimi beyan ederim.[/size]

    [size=1.35em]bu muvafakatname de harç damga ile ilgili görüşlerinizi bildirirseniz sevinirm [/size]


    Aktedilecek finansal kiralama sözleşmesinin borçlarından dolayı dendiği için.bir şey farketmez....

    İyi de arkadaşlar teknik personel taahhütlerinde değer mecburiyeti ortadan kalktı.Ben Derya Hanımın görüşlerine iştirak ediyorum.







    Mali Danışmanlık – 219-16967

    Ankara, 03.08.2012
    Özü: Fenni mesuliyet teknik uygulama sorumluluğu taahhütnamelerinde değer hakkında

    G E N E L G E
    ( 16 )
    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................ NOTERLİĞİNE


    Bilindiği üzere geçmiş yıllardan beri süre gelmekte olan uygulama itibariyle bir inşaatın fenni sorumluluğunu üstlenmek üzere düzenlenen fenni mesuliyet / teknik uygulama sorumluluğu taahhütnamelerin de asgari ücret x süre, süre belli değilse asgari ücret x 12 hesabı ile bulunacak değerler üzerinden nispi harç ve damga vergisi uygulanmıştır.
    Ancak;
    “........... ilgili mevzuatta belirlenen kurallara uyulacağına ilişkin olarak imar mevzuatı gereğince ilgili idareye verilmek üzere yapı denetim firmasının yapı denetimini üstlendiğine dair noterde düzenlenen ve herhangi bir değer içermeyen taahhütnamenin maktu harca tabi tutulması; ayrıca belli parayı ihtiva etmeyen taahhütnameler 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer almadıklarından damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.”
    şeklindeki Gelir İdaresi Başkanlığı görüşü 2011/7 sayılı Genelgemizle noterliklerimize duyurulmuş ve sonrasında aynı vasıf ve mahiyet itibariyle düzenlenen fenni mesuliyet / teknik uygulama sorumluluğu taahhütnamelerinin de değer mecburiyetine konu olmaması gerektiği yönünde Gelir İdaresi Başkanlığına müracaat edilmiştir.

    Gelir İdaresi Başkanlığından alınan ve Yönetim Kurulumuzun 01.08.2012 günlü toplantısında görüşülen 23.07.2012 günlü ve 74940 sayılı yazıda;
    “Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, “Noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabidir.” denilmiş, 41 inci maddesinde de, “Noter harçları (2) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer veya ağırlık ölçüsüne göre nispi, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 42 nci maddesinde ise “Değer veya ağırlık ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (2) sayılı tarifede yazılı değer veya ağırlık esastır.

    (5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesi ile değişen fıkra) Menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım, taahhüt ve rehinle ilgili her nevi mukavele, senet ve kağıtlarda değer gösterilmesi mecburidir. Rehin bordroları ile kamu idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen kurallara uyulacağına ilişkin olarak düzenlenen taahhütnameler hakkında bu hüküm uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.

    Aynı Kanunun Çeşitli İşlemlerde Değer başlıklı 43 üncü maddesinde ise, “Tarifede yazılı nispi harçların hesabında, sulh işlemlerinde sulh olunan bedel, rehin işlemlerinde rehin bedeli, kiralarda mukaveledeki süreye göre kira karşılığının toplamı, süre belli değilse bir yıllık kira tutarı, hizmet akdinde süreye göre verilecek ücretin toplamı, süre belli değilse bir yıllık ücret tutarı, sermaye şirketlerinde konulan ve ileride konulması taahhüt edilen sermayenin toplamı, kaydı hayatla irat bağlanmasında bir yıllık irat tutarı, harca esas olur.
    Kiralamanın devir ve feshinde geri kalan süreye, sermayenin artırılmasında yalnız artırılan kısma ve sermaye paylaşılmasında mevcut miktara göre harç alınır.

    (3689 sayılı Kanunun 10’uncu maddesiyle eklenen fıkra) Motorlu kara taşıtları ile ilgili alım, satım ve taahhüt işlemlerinde gösterilecek değer; işleme konu olan taşıtın cinsi, markası, modeli, tipi ve yaşı itibariyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğince tespit edilen ve işlemin yapıldığı tarihte geçerli olan kasko sigortasına esas değerinden aşağı olamaz. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğince düzenlenen listelerde yer almayan eski model taşıtların asgari değeri; o taşıtların listede yer alan en eski modelleri için belirlenen değerinden, her model yılı için % 10 indirim yapılmak suretiyle tespit edilir. Birlikçe düzenlenen listelerde yer almayan taşıtların değerleri, emsali taşıtların değerlerinden aşağı olamaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenir” hükmüne yer verilmiştir.

    Kanuna bağlı (2) sayılı tarifenin I-1 inci maddesinde, muayyen bir meblağı ihtiva eden her nevi senet, mukavelename ve kağıtlardan beher imza için binde 0,99 nispi harç alınacağı, II-1 maddesinde de, belli meblağı ihtiva etmeyen ve alınacak harç miktarı kanun ve tarifede de ayrıca gösterilmemiş olan senet, mukavele ve kağıtlardaki imzaların her birinden maktu esasa göre harç alınacağı açıklanmıştır.

    492 sayılı Kanunun 42 nci maddesi gereğince noterde gerçekleştirilecek menkul ve gayrimenkul malların alım, satım, taahhüt ve rehne konu işlemlerini kapsayan her nevi mukavele, senet ve kağıtlarda değer gösterilme zorunluluğu getirilmiş, 43 üncü maddede ise bazı noter işlemlerinde nispi esasa göre hesaplanacak noter harcının hesaplanacağı değerler belirlenmiştir.

    Buna göre;
    1- 43 üncü madde kapsamında yer alan kağıtların bu maddede belirtilen değerler üzerinden,
    2- 42 nci madde gereğince belli bir değer gösterilmesi zorunlu olan ancak, 43 üncü madde kapsamında bulunmayan kağıtlarda, kağıdın düzenleyici hükümlerine paralellik teşkil edecek şekilde bildirilecek değer üzerinden,
    3- 42 nci madde kapsamında yer almamakla birlikte, belli bir değer içeren kağıtların ihtiva ettiği değer üzerinden,
    nispi harca tabi tutulması gerekmektedir.

    Yazınız eki fenni mesuliyet taahhütnamesinin incelenmesinden, taşınmazlar üzerine plan ve projeye, standartlara, kanun ve yönetmeliklere uygun olarak inşa edilecek binalarla ilgili olarak uyulması gereken kuralların düzenlendiği anlaşılmaktadır.

    Fenni mesuliyet taahhütnamesinin kamu kurum ve kuruluşlarına hitaben bu şekilde düzenlenmesi durumunda, 42 nci maddede belirtilen manada menkul veya gayrimenkul bir malın aynına yönelik bir taahhüdü ihtiva etmediği gibi, belli bir değere de konu teşkil etmemektedir. Dolayısıyla, fenni mesuliyet taahhütnameleri değer gösterilmesi zorunlu kağıtlar meyanında bulunmamaktadır. Bu nedenle, belli parayı ihtiva etmeyen fenni mesuliyet taahhütnamesinin, 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer almadığından damga vergisine tabi tutulmaması, ancak, taahhütname ile ilgili noterde yapılacak işlemlerin ise, 492 sayılı Kanuna bağlı (2) sayılı tarifenin II/1 pozisyonu gereğince maktu harca tabi tutulması gerekmektedir.”denilmektedir.

    Bu görüş çerçevesinde bir yapının fenni mesuliyet / teknik sorumluluğunun üstlenilmesi manasında mimar ve mühendisler tarafından veya ihaleyi üstlenen müteahhitler tarafından düzenlenen fenni mesuliyet / teknik uygulama sorumluluğu taahhütnamelerinde değer zorunluluğu kaldırılmıştır.

    Dolayısı ile söz konusu kağıtlar damga vergisine tabi tutulmayacak işlemden 492 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tarifenin II/1 pozisyonu gereğince maktu harç tahsil olunacaktır.
    Diğer taraftan yukarıda belirtilen meslek sahiplerinin bir işverene bağlı olarak hizmet sözleşmesi ile çalışmaları halinde düzenlenen hizmet sözleşmelerinde, ilgili meslek odalarınca Birliğimize bildirilen ve Genel Yazı muhtevasında noterliklere duyurulan ücret miktarlarının gösterilmesi uygulamasına devam edilecektir.

    Fenni mesuliyet/teknik uygulama sorumluluğuna ilişkin taahhütnamelerde değer uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 1981/36, 1982/43, 1985/80, 1985/95, 1992/52, 1997/62, 2000/37, 2000/48, 2001/30, 2003/55, 2005/37, 2006/12, 2006/54, 2007/21, 2007/37, 2011/4, 2011/12, 2011/13 Genelgeler ile 2001/65 sayılı Genel Yazımız uygulamadan kaldırılmıştır.

    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,



    Yunus TUTAR
    Başkan

    [size=14px]

    Mali Danışmanlık -1-17
    02.01.2013
    Özü: Bir başka şahsın borcuna kefil olan şahsın eşinin muvafakati hakkında.

    ........................................NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA
    ........................................NOTERLİĞİNE

    ( 2012/106 )sayılı genel yazıya ek )

    Gelir İdaresi Başkanlığı görüşüne dayanılarak yayımlanan 11.10.2012 günlü ve Mali Danışmanlık-275-20358 (2012/106) sayılı Genel Yazımızla,
    Bankalarca kullandırılan bir krediye kefil olacak şahsın eşi tarafından düzenlenen ve o şahsın bu krediye belli bir miktara kadar kefil olmasını teminen;
    “1- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584 üncü maddesi gereği bir başka şahsın borcuna kefil olan kişinin eşi tarafından bu kefalete muvafakat edildiğine ilişkin olarak düzenlenen ve mahiyeti itibariyle hem harç hem de damga vergisi istisnası olmayan konulardaki muvafakatnamelerden;
    a) Münhasıran eşin kefaletine ilişkin olan ve bu kefalete muvafakatin dışında damga vergisini gerektiren bir başka akit veya işleme yer verilmeyen muvafakatnameden damga vergisi alınması söz konusu olmayacaktır.
    b) Bu muvafakatnamelerde bir değere yer verilmiş olması halinde bu değer üzerinden nispi harç tahsil olunacaktır.
    c) Ancak değere yer verilmeyen muvafakatnameler maktu harca tabi tutulacaktır.
    2- Mahiyeti itibariyle hem harç hem de damga vergisinden istisna olan (örneğin, kredi ve finansal kiralama gibi) konularla ilgili kefalete dair eş muvafakatnamelerinde;
    a) Hiçbir şekil veya surette damga vergisi ve harç tahsil olunmayacaktır
    .
    b) Muvafakatname işleminde değer gösterilmiş olması halinde harç alınmayacak olmakla birlikte bu değerin noter ücreti hesabında dikkate alınması gerekmektedir.
    c) Muvafakatnamede bir değere yer verilmemiş olması durumunda noter ücreti maktu esasa göre tahsil olunacaktır.
    3- Mahiyeti itibariyle damga vergisinden istisna edilen ancak harca tabi olan (örneğin, faktoring ve öğrenci taahhütnameleri gibi) konularda düzenlenen kefalete dair eş muvafakatnamelerinde;
    a) Damga vergisi aranılmayacaktır.
    b) Muvafakatname işleminde değer gösterilmiş olması halinde bu değer üzerinden nispi harç alınacaktır.
    c) Sözü edilen muvafakatnamelerde bir değere yer verilmemiş olması halinde harcın maktu olarak tahsili gerekmektedir.
    4- Bir başkasının borcuna kefil olan şahsın eşi tarafından verilen muvafakatin kefalet işlemi ile birlikte aynı kağıt üzerinde düzenlenmesi halinde, 492 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi hükmüne göre bu işlemin sadece birisinden ve tek imza hesabı ile harç alınacağı tabiidir.”
    şeklinde duyuru yapılmış olmakla birlikte, Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilen 24.10.2012 günlü ve Mali Danışmanlık-295-21472 sayılı yazımızla da;

    “Bu muvafakatname işlemi muvafakatte bulunana bir borç veya yükümlülük getirmemektedir.
    Bilindiği üzere değer ihtiva eden bir işlemden nispi harç alınması için o işlemin taraflarına bir borç veya yükümlülük getirmesi gerekmektedir.
    Dolayısı ile işlemin sadece kefil olan eşin kefaletinden bilgi sahibi olunduğu manasına gelmesi sebebiyle, bu muvafakatnamede gösterilen değer üzerinden nispi harç alınamayacağı, işlemin sadece maktu harca tabi tutulması gerekmektedir.
    Konunun bu gerekçe ışığında bir kere daha değerlendirilerek varılacak sonucun Birliğimize bildirilmesi”
    hususunda talepte bulunulmuştur
    Gelir İdaresi Başkanlığından cevaben alınan ve Yönetim Kurulumuzun 19.12.2012 günlü toplantısında görüşülen 12.11.2012 günlü ve 114605 sayılı yazıda ise “ilgi c de kayıtlı yazınızın incelenmesinden, ilgi (b) de kayıtlı yazımızda belirtilen hususların değiştirilmesini gerektirecek herhangi bir hususa rastlanılmamıştır”.denilerek görüşlerinde ısrar edilmiştir.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.
    Saygılarımla,

    Yunus TUTAR
    BAŞKAN
    (Beykoz 2. Noteri)


    ( Genel yazı 2)




    [/size]

    [/t][/t]


    [/t]