DERNEK İÇİN İMZA SİRKÜLERİ

  • Herkese iyi çalışmalar İlçemizde yeni kurulmuş Muhtarlar Derneği imza sirküleri düzenlemek istemekte;
    1-İstemem gereken evrak ve belgeler nelerdir?
    2-Direk olarak imza sirküleri mi çıkarmam gerek;derneklerin Ticaret Siciline Kayıtları bulunmadığından Ticaret Sicilinde Tescil amaçlı Tescil Talepnamesi hazırlamama gerek yokmu ?
    Yardım ve bilgileriniz için şimdiden teşekürler.

  • Dernekler için ilave bir evrak istemeye gerek olmadan direkt olarak yönetim kurulu karar defterinden dernek adına yetkili kılınan kişilere imza sirküsü yapılabilir ve karar müstenidat olarak karar defterine eklenebilir.Ancak ilgililerin durumundan şüphe edilirse böyle bir derneğin var olup olmadığının anlaşılması için İl Emn.Müd.dernekler masasından bahis konusu derneğin faaliyette olduğuna dair yazı istenebilir.
    Benim bilgilerim bu yönde.İyi çalışmalar...

    *İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde,<br />ne büyük sanatçı, ne de büyük mücadele adamı vardır. Orada var olan, zamanın yok ettiği,<br />içleri boş yaratıklardır. Bütün mesele, büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.<br />*Beethoven*

  • DERNEKLER İÇİN;
    GENELGE;2003/24 SAYI VE 01.07.2003 TARİH
    MEDENİ KANUN.85.MADDE, 2.FIKRA;
    TEMSİL GÖREVİ YÖNETİM KURULUNCA ÜYELERDEN BİRİNE VEYA BİR ÜÇÜNCÜ KİŞİYE VERİLEBİLİR.
    DAYANAK
    1-DERNEĞİN FAAL OLDUĞUNA DAİR BELGE,
    2-KONGRE TUTANAĞI,
    3-DERNEK TÜZÜĞÜ,
    4-YÖNETİM KURULU KARARI ARANMALIDIR.
    5-DERNEK ADINA GAYRİMENKÜL ALIM VEYA SATIMINDA İSE GENEL KURULUN YÖNETİM KURULUNA YETKİ VERDİĞİNE DAİR KARAR GEREKLİDİR.

  • ERKAN BEY MERAK ETTİM DERNEK İMZA SİRKÜLERİ YAPARKEN BUNLARIN HEPSİNİ ALDINIZMI
    BENCE KARAR DEFTERİ YETERLİDİR YETKİ KARARDA YAZILANLARIN AYNISI OLMASI KOŞULUYLA YAPILABİLİR BENCE BÖYLE YAPILMASINDA BİR MAHSUR YOKTUR.

    <p>"İNSANİ YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN"</p>

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen VERDELENTEL ().


  • Kesinlikle katılıyorum bizde bunları istiyoruz


  • adi ortaklık adına imza sirküleri düzenleyen arkadaşlar varmı? yeni değişikliğe göremi yaptınız nasıl yaptınız ?


    TÜRK BORÇLAR KANUNU


    Kanun No. 6098 Kabul Tarihi: 11/1/2011



    Adi Ortaklık Sözleşmesi
    A. Tanımı
    MADDE 620- Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.
    Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.
    B. Ortaklar arasındaki ilişki
    I. Katılım payı
    MADDE 621- Her ortak, para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak, ortaklığa bir katılım payı koymakla yükümlüdür.
    Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa katılım payları, ortaklığın amacının gerektirdiği önem ve nitelikte ve birbirine eşit olmak zorundadır.
    Bir ortağın katılım payı, bir şeyin kullandırılmasından oluşuyorsa kira sözleşmesindeki; bir şeyin mülkiyetinden oluşuyorsa satış sözleşmesindeki hasara, ayıptan ve zapttan sorumluluğa ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
    II. Kazanç ve zarar
    1. Kazancın paylaşılması
    MADDE 622- Ortaklar, niteliği gereği ortaklığa ait olan bütün kazançları aralarında paylaşmakla yükümlüdürler.
    2. Kazanç ve zarara katılma
    MADDE 623- Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir.
    Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder.
    Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.
    III. Ortaklığın kararları
    MADDE 624- Ortaklığın kararları, bütün ortakların oybirliğiyle alınır.
    Sözleşmede kararların oy çokluğuyla alınacağı belirtilmişse çoğunluk, ortak sayısına göre belirlenir.
    IV. Ortaklığın yönetimi
    MADDE 625- Yönetim, sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış olmadıkça, bütün ortaklar ortaklığı yönetme hakkına sahiptir.
    Ortaklık, ortakların tümü veya birkaçı tarafından yönetilmekte ise, bunlardan her biri, diğerleri katılmaksızın işlem yapabilir; ancak ortaklığı yönetmeye yetkili olan her ortak, tamamlanmasından önce işleme itiraz etmek suretiyle, bu işlemin yapılmasını engelleyebilir.
    Ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması ve ortaklığın olağan dışı işlerinin yürütülmesi için, bütün ortakların oybirliği gereklidir. Ancak, gecikmesinde sakınca olan hâllerde, bu konuda yönetici ortaklardan her biri yetkilidir.
    V. Ortaklar arasındaki sorumluluk
    1. Rekabet yasağı
    MADDE 626- Ortaklar, kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine olarak, ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamazlar.
    2. Ortakların yaptıkları giderler ve işler
    MADDE 627- Ortaklardan birinin ortaklık işleri için yaptığı giderlerden veya üstlendiği borçlardan dolayı diğer ortaklar, ona karşı sorumlu olurlar; bu ortağın, yönetim işleri yüzünden doğrudan doğruya uğradığı zararlar ile ortaklığın yönetiminden kaynaklanan tehlikeler sonucunda doğan zararları, diğer ortaklar gidermekle yükümlüdürler.
    Ortaklığa avans olarak para veren ortak, verdiği günden başlamak üzere faiz isteyebilir.
    Yükümlü olmadığı hâlde ortaklık işleri için emek sarfetmiş olan bir ortak, hakkaniyetin gerektirdiği bir karşılık ödenmesini isteyebilir.
    3. Özen borcu
    MADDE 628- Her ortak, ortaklık işlerinde kendi işlerinde olduğu ölçüde çaba ve özen göstermekle yükümlüdür.
    Her ortak, diğerlerine karşı, kendi kusuruyla verdiği zararları, başka işlerde ortaklığa sağladığı menfaatlerle mahsup ettirme hakkı olmaksızın gidermekle yükümlüdür.
    Ortaklık işlerini ücret karşılığı yürüten ortak, vekâlet hükümlerine göre sorumlu olur.
    VI. Yönetim yetkisinin kaldırılması ve sınırlanması
    MADDE 629- Ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen yönetim yetkisi, haklı bir sebep olmaksızın, diğer ortaklarca kaldırılamaz ve sınırlanamaz.
    Ortaklık sözleşmesinde yetkinin kaldırılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunsa bile, haklı bir sebep varsa, diğer ortaklardan her biri yönetim yetkisini kaldırabilir.
    Haklı sebepler, özellikle yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya iyi yönetim için gerekli olan yeteneği kaybetmesi durumlarında vardır.
    VII. Yönetici ortaklar ile diğer ortaklar arasındaki ilişki
    1. Genel olarak
    MADDE 630- Kanunun bu bölümünde veya ortaklık sözleşmesinde aksine hüküm bulunmadıkça, yönetici ortaklar ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiler, vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlere tabidir.
    Ortaklığı yönetme yetkisi bulunmayan bir ortağın, ortaklığın işlerini görmesi veya bu yetkiye sahip ortağın yetkisini aşması hâllerinde, vekâletsiz işgörmeye ilişkin hükümler uygulanır.
    Yönetici ortaklar, yılda en az bir defa hesap vermek ve kazanç paylarını ortaklara ödemekle yükümlüdürler. Hesap döneminin uzatılmasına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Ortaklığı yönetenin ortaklardan birisi olmaması durumunda da aynı kural uygulanır.
    2. Ortaklık işlerini inceleme
    MADDE 631- Yönetim yetkisi olmasa bile, her ortağın, ortaklığın işleyişi hakkında bilgi alma, defter ve kayıtlarını inceleme, bunlardan örnek alma ve mali durumu hakkında özet çıkarma hakkı vardır.
    Aksine sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.
    VIII. Ortaklar arasındaki ve ortaklık yapısındaki değişiklikler
    1. Yeni ortak alımı ve alt katılım
    MADDE 632- Ortaklığa, yeni bir ortak alınması, bütün ortakların rızasına bağlıdır.
    Ortaklardan biri tek taraflı olarak bir üçüncü kişiyi ortaklıktaki payına ortak eder veya payını ona devrederse, bu üçüncü kişi ortak sıfatını kazanamaz.
    2. Ortaklıktan çıkma ve çıkarılma
    a. Genel olarak
    MADDE 633- Bir ortağın fesih bildiriminde bulunması, kısıtlanması, iflası, tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesi veya ölmesi hâlinde, sözleşmede ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm varsa, bu durumlardan biri gerçekleştiğinde, o ortak veya temsilcisi ya da ölen ortağın mirasçısı ortaklıktan çıkabilir veya diğer ortaklar tarafından yazılı olarak yapılacak bir bildirimle ortaklıktan çıkarılabilir.
    b. Ortaklık payının tasfiyesi
    MADDE 634- Bir ortağın ortaklıktan çıkması veya çıkarılması durumunda payı, diğer ortaklara payları oranında kendiliğinden geçer.
    Diğer ortaklar, ortaklıktan çıkan veya çıkarılan ortağa, kullanımını ortaklığa bıraktığı eşyayı geri vermekle yükümlü oldukları gibi, kendisini ortaklığın muaccel borçlarından doğan müteselsil sorumluluktan kurtararak, ortak sıfatının sona erdiği tarihte ortaklık tasfiye edilmiş olsaydı ödenmesi gereken tasfiye payını ödemekle yükümlüdürler. Ortaklığın henüz muaccel olmayan borçları için diğer ortaklar, çıkan veya çıkarılan ortağı borçtan kurtarmak yerine, kendisine bir güvence verebilirler.
    Çıkan veya çıkarılan ortağın tasfiye payı, ortaklık sıfatının sona erdiği tarih itibarıyla, mali işlerde uzman bir kişiye hesaplattırılır. Tarafların uzman kişi üzerinde anlaşamamaları durumunda bu kişi, hâkim tarafından atanır.
    c. Malvarlığının yetersizliği
    MADDE 635- Ortaklık sıfatının sona erdiği tarihte, ortaklığın malvarlığı, borçlarını karşılamaya yetmezse, çıkan veya çıkarılan ortak, payına düşen borç tutarını, zarara katılmaya ilişkin düzenlemeler çerçevesinde diğer ortaklara ödemekle yükümlüdür.
    d. Tamamlanmamış işler
    MADDE 636- Çıkan veya çıkarılan ortak, ortak olduğu dönemde henüz sonuçlanmamış işlerden doğan kâra veya zarara katılır.
    Ortaklık sıfatı sona eren kişi, o hesap yılı sonu itibarıyla, tamamlanmış olan işler sebebiyle varsa ortaklıktan kendisine düşecek kâr payını; devam eden işler hakkında da gerekli bilgiyi isteyebilir.
    C. Ortakların üçüncü kişilerle ilişkisi
    I. Temsil
    MADDE 637- Kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur.
    Ortaklardan biri, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yaparsa, diğer ortaklar ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olurlar.
    Kendisine yönetim görevi verilen ortağın, ortaklığı veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisi var sayılır. Ancak, temsil yetkisine sahip yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olması şarttır.
    II. Temsilin sonuçları
    MADDE 638- Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur.
    Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler.
    Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.
    D. Ortaklığın sona ermesi
    I. Sona erme sebepleri
    1. Genel olarak
    MADDE 639- Ortaklık, aşağıdaki durumlarda sona erer:
    1. Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesiyle.
    2. Sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesiyle.
    3. Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesiyle.
    4. Bütün ortakların oybirliğiyle karar vermesiyle.
    5. Ortaklık için kararlaştırılmış olan sürenin bitmesiyle.
    6. Ortaklık sözleşmesinde feshi bildirme hakkı saklı tutulmuş veya ortaklık belirsiz bir süre için ya da ortaklardan birinin ömrü boyunca kurulmuşsa, bir ortağın fesih bildiriminde bulunmasıyla.
    7. Haklı sebeplerin bulunması hâlinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla.
    2. Belirsiz süreli ortaklık
    MADDE 640- Ortaklık, belirsiz süre için veya ortaklardan birinin ömrü boyunca sürmek üzere kurulmuşsa, ortaklardan her biri, altı ay önceden fesih bildiriminde bulunabilir.
    Fesih bildirimi, dürüstlük kurallarına aykırı olarak ve özellikle uygun olmayan bir zamanda yapılamaz. Fesih bildirimi, ancak hesap yılı sonunda hüküm ifade eder.
    Sözleşmede öngörülmüş olan sürenin bitiminden sonra ortaklık, ortakların örtülü iradesiyle sürdürülürse, belirsiz süreli ortaklığa dönüşür.
    II. Sona ermenin ortaklığın yönetimine etkisi
    MADDE 641- Ortaklık, fesih bildiriminden başka bir yolla sona ererse, bir ortağın ortaklık işlerini yönetme konusundaki yetkisi, sona ermeyi öğrendiği veya durumun gerektirdiği özeni gösterseydi öğrenebileceği zamana kadar, kendisi hakkında devam eder.
    Ortaklık, ortaklardan birinin ölümüyle sona ererse, ölen ortağın mirasçısı, durumu hemen diğer ortaklara bildirmekle yükümlüdür. Mirasçı, gerekli önlemler alınıncaya kadar, ölen ortağın daha önce yürütmekte olduğu işlere, dürüstlük kuralları çerçevesinde devam eder. Diğer ortaklar da, geçici olarak, ortaklık işlerini aynı şekilde yürütmeye devam ederler.
    III. Tasfiye
    1. Katılım payı için yapılacak işlem
    MADDE 642- Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir.
    Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır.
    2. Kazanç ve zararın paylaşımı
    MADDE 643- Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır.
    Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.
    3. Tasfiye usulü
    MADDE 644- Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
    Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
    Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
    Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.
    IV. Üçüncü kişilere karşı sorumluluk
    MADDE 645- Ortaklığın sona ermesi, üçüncü kişilere karşı olan yükümlülükleri değiştirmez.
    Türk Medenî Kanunu ile ilişkisi
    MADDE 646- Bu Kanun, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır.
    Yürürlükten kaldırılan Kanun
    MADDE 647- 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
    Yürürlük
    MADDE 648- Bu Kanun 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girer.
    Yürütme
    MADDE 649- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
    3/2/2011

  • Bakırköy 23. Noterliği Başkatibi MEHMET KÖSE,


    Hatırladığım kadarıyla 2003/19 nolu genelgede sirküler düzenlenirken uyulması gereken tüm kuralları açıklamış.


    Yıllardır dernek başkanlığı yapmış bir kişi olarak şunu yazabilirim; İl Dernekler Müdürlüğü öncesinde Emniyet Müdürlüklerinde Dernekler Masası adı altında bir birim var idi,


    Yeni durumda İl Dernekler Müdürlüğünün görev alanına girmekte ve


    Hazırlanan tüzüğün İl Dernekler Müdürlüğünde onaylanması ve Alındı Belgesi (Kuruluşun tamamlandığına dair) alınması gerekir.


    Tüzükte genel kurulun oluşum şekli (genel kurulun kaç yılda bir ve hangi ay içinde yapılması gerektiği), yönetim kurulunun kaç kişiden oluşacağı yazılıdır.


    Dernekler ilk 6 ay geçici yönetim kurulu tarafından yönetilir. Altıncı ayın sonunda ilk genel kurulunu yapmak zorunda.



    Sirküler düzenlenirken;


    İlk 6 aylık süre içinde istenirse;


    Onaylanmış tüzük (her yaprağı mühürlü ve son yaprak arkası İl Dernekler Müdürlüğünün mühürü ve imzalı)


    yeterli olacaktır.


    İlk 6 ay sonunda yani ilk genel kurul toplantısı sonrasında istenirse;


    yine tüzük yukarıda yazıldığı gibi,
    divan tutanağı (Kongre tutanağı ve değişik isimler altında olabilir)
    Genel Kurul sonuç bidirimi
    Akabinde alınan yönetim kurulu kararı



    Bana göre Derneklerin bu manada A.Ş. lerden bir farkı yok.