Ölünceye kadar bakma söz.

  • Arkadaşlar ilgili 2008 yılında noterliğimizde ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaptrmış fakat şu an noterliğe gelerek o kişilerin kendisine bakmadığını başka biriyle ölünceye kadar bak. sözleşmesi yapmak istediğini söyledi. Eski sözleşmeyi mahkeme fesh edecek ondan sonramı tekrar sözleşme yapabilirim? yoksa eski sözleşme fesh edilmeden yapsam (ilgili daha sonra fesh etse) bana bir sorumluluk getirir mi ?

  • T.C.
    YARGITAY
    1. HUKUK DAİRESİ
    E. 2005/14440
    K. 2006/2126
    T. 2.3.2006
    • TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Ölünceye Kadar Bakma Akdinin Birarada Yaşamak Suretiyle Yerine Getirilmesi Olanağı Ortadan Kalkmışsa Birlikte Yaşamaya Son Verilip İrat Tahsisine Karar Verilebildiği )
    • ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ ( Birarada Yaşamak Suretiyle Yerine Getirilmesi Olanağı Ortadan Kalkmışsa Birlikte Yaşamaya Son Verilip İrat Tahsisine Karar Verilebildiği - Tapu İptali ve Tescil )
    • BAKIM BORCUNUN YERİNE GETİRİLMEMESİ ( Bakım Alacaklısı Her Zaman-Fesih Hakkını Kullanarak Verdiklerini Geri İsteyebildiği - Hakim Sözleşmeyi Feshetmek Yerine İki Taraftan Birinin Talebi Üzerine veya Re'sen Birlikte Yaşamaya Son Verip Bakım Alacaklısına Kaydı Hayat İle İrat Tahsis Edebildiği )
    • KAYDI HAYAT İLE İRAT ( Ölünceye Kadar Bakma Akdinin Birarada Yaşamak Suretiyle Yerine Getirilmesi Olanağı Ortadan Kalkmışsa Birlikte Yaşamaya Son Verilip İrat Tahsisine Karar Verilebildiği - Tapu İptali ve Tescil )
    818/m. 511, 517
    ÖZET : Davacı, ölünceye kadar bakma akdinin feshi ve tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı sözleşmeye konu malların mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp ölünceye kadar bakıp gözetmek borcu altına girer. Bakım borçlusu aksi kararlaştırılmadıkça bakım alacaklısını ailesi içine alıp bakmak zorundadır. Bakım borcunun yerine getirilmemesi halinde bakım alacaklısı her zaman-fesih hakkını kullanarak verdiklerini geri isteyebilir. Hakim sözleşmeyi feshetmek yerine iki taraftan birinin talebi üzerine veya re'sen birlikte yaşamaya son verip bakım alacaklısına kaydı hayat ile irat tahsis edebilir. Dosya kapsamından davacının kusurlu davranışları nedeniyle birlikte yaşama olanağının kalmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda irat tahsisine karar verilmelidir.


    DAVA : Taraflar arasında görülen davada;


    Davacı, yaşlı ve hasta bir insan olması nedeniyle 29 ada 16 parseldeki 7 no'lu meskenini kendisine ölünceye kadar bakması kaydıyla davalıya temlik ettikten sonra resmen evlendiklerini, davalının evi terk ederek edimini yerine getirmediğini ileri sürüp ölünceye kadar bakım akdinin feshine ve tapu kaydının iptali ile yeniden adına tesciline karar verilmesini istemiştir.


    Davalı, davacının kendisini evden kovduğunu, aralarında davacının kusurlu eylemlerinden kaynaklanan boşanma davası bulunduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.


    Mahkemece, davacının kusurlu davranışları sonucu davalının bakım yükümlülüğünü yerine getiremediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S.A.'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:


    KARAR : Dava, ölünceye kadar bakım akdinin feshi ve tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.


    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının maliki bulunduğu 7 no'lu bağımsız bölümü 03.03.1988 tarihinde ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile davalıya temlik ettiği, tarafların 04.03.1991' de evlendikleri, aralarında şiddetli geçimsizlik doğduğu, Mersin 1. Aile Mahkemesi'nin 2003/1170 Esas, 2005/312 Karar sayılı kararı ile boşandıkları anlaşılmaktadır.


    Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.'nun 511. maddesinde, "kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit" olarak tarif edilmiştir.


    Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerinde belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme, giydirme, hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK'nun 517. maddesinde açıklanmış, sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbirinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili ( makable şamil ) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.
    Öte yandan, BK'nun 517/son maddesi hükmüne göre; "hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re 'sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir."


    Uyuşmazlığın değinilen hüküm ( BK'nun 517/son maddesi ) uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı ya da büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.


    Somut olayda, taraflar arasındaki geçimsizlik mahkeme kararı ile saptanmış, bakım alacaklısının kusuru nedeniyle artık biraraya gelmek suretiyle bakım koşulunun yerine getirilemeyeceği sabit hale gelmiştir.


    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak belirlenecek iradın tahsisine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.


    SONUÇ : Kabulüyle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene iade edilmesine, 02.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    T.C.


    YARGITAY


    1. HUKUK DAİRESİ


    E. 2003/7932


    K. 2003/8477


    T. 10.7.2003


    • Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ( Tapu İptali ve Tescil Talebi - Bakım Yükümlülüğü İmkanlarının Ortadan Kalktığı Ya da Büyük Ölçüde Sınırlandığı Haller/İrat Tahsisi )


    • TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Ölünceye kadar bakıma Sözleşmesi - Bakım Yükümlülüğü İmkanlarının Ortadan Kalktığı Ya da Büyük Ölçüde Sınırlandığı Haller/İrat Tahsisi )


    • BAKIM YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( İmkanlarının Ortadan Kalktığı Ya da Büyük Ölçüde Sınırlandığı Haller/İrat Tahsisi - ölünceye kadar bakma a Sözleşmesi )


    818/m. 511-517


    ÖZET avacı, taşınmazı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ilee davalıya temlik ettiğini, davalının aktin gereklerini yerine getirmediğini ileri sürüp tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.


    Hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re'sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir.
    Uyuşmazlığın değinilen hüküm uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.
    DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 51 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadarbakma aktii ile davalıya temlik ettiğini, davalının aktin gereklerini yerine getirmediğini ileri sürüp tapu iptali, tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, ölünceye kadar bakmaa aktinin gereklerini yerine getirdiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının yaşlılık halinden ileri gelen bir takım hareketlerine davalının tahammül edemediği ve aralarındaki ölünceye kadar bakmaa aktinin gereklerini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR : Davacı, çekişmeli taşınmazını davalı oğluna ölünceye kadar bakma aktiti ile temlik ettiğini, davalının bakım görevini yerine getirmediğini ileri sürüp iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.
    Bilindiği üzere; ölünceye kadarar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.nun 511. maddesinde, "kaydı hayat ile bakım mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadarr bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit" olarak tarif edilmiştir. Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadarr bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır.
    Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 517. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbirinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili ( makable şamil ) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.
    Öte yandan, BK.nun 517/son maddesi hükmüne göre; Hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re'sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir.
    Uyuşmazlığın değinilen hüküm ( BK.nun 517/son maddesi ) uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.
    Somut olayda, davacının evlenerek aynı bahçe içerisinde bulunan eve taşındığı, davalının da sözleşme hükümlerini yerine getirmediğine dair kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    SONUÇ : Hal böyle olunca, uyuşmazlığın yukarıdaki ilkeler gözetilerek çözümlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde iptal ve tescile karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.7.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    T.C.


    YARGITAY


    1. HUKUK DAİRESİ


    E. 2005/1609


    K. 2005/4426


    T. 12.4.2005


    •Ölünceye kadarR BAKIM AKDİ ( Akdin Devamının İmkansız Hale Geldiği Olayda Davalının Kusuru Olmadığı Anlaşıldığından B.K. 517.m. Gereği İrat Kaydı Hususu Düşünülmesi Gereği )


    • İRAT KAYDI ( Belirlenirken Akit Taraflarının Sosyal Ve Ekonomik Durumları Gözetilmeli Ve Hakkaniyet Kurallarına Uyulması Gereği - Ölünceye kadar bakım Akdi )


    • AKDİN DEVAMININ İMKANSIZ HALE GELMESİ ( Ölünceye kadarr Bakım Akdi - Olayda Davalının Kusuru Olmadığı Anlaşıldığından B.K. 517.m. Gereği İrat Kaydı Hususu Düşünülmesi Gereği )


    • BAKIM SÖZLEŞMESİNİN FESHİ VE TAPU İPTALİ TALEBİ ( Akdin Devamının İmkansız Hale Geldiği Olayda Davalının Kusuru Olmadığı Anlaşıldığından B.K. 517.m. Gereği İrat Kaydı Hususu Düşünülmesi Gereği )


    818/m.43-44-98-517


    4721/m.4


    ÖZET : Akde aykırılık nedeniyle bakım sözleşmesinin feshi ve tapu iptali isteğine ilişkin davada; taraflar arasında düzenlenen akdin devamı imkansız hale gelmiştir. Bu imkansızlıkta davalının kusuru olmadığı anlaşıldığından, Borçlar Kanunu 517. maddesi hükmü gereği irat kaydı hususu düşünülmelidir. İrad belirlenirken, akit taraflarının sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli ve hakkaniyet kurallarına uyulmalıdır.
    DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 53 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümü Ölünceye kadar bakma aktii ile davalıya verdiğini, davalının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürüp, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davacı tarafından evden kovulduğunu, bu nedenle bakım borcunu yerine getiremediğini, belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, uyuşmazlığın Borçlar Kanununun 517/son maddesi uyarınca çözümlenmesi, irat kaydı hususunun düşünülmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacının tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, Borçlar Kanununun 517. maddesi gereğince irat tahsisine karar verilmiştir.
    Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR : Dava, akte aykırılık nedeniyle bakım sözleşmesinin feshi ve tapu iptali isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak önceden kurulan hüküm, Dairece, 4.6.2003 tarih 6007-6768 sayılı ilamla taraflar arasında düzenlenen aktin niteliği ve akte aykırılığın sonuçları açıklanmak suretiyle taraflar arasındaki sözleşmenin devamının imkansız hale geldiği ve bu imkansızlıkla davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığına değinilerek Borçlar Kanununun 517. maddesi hükmü gereğince irat kaydı hususunun düşünülmemiş bulunmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma hükmüne uyulduktan sonra keşfen yapılan inceleme sonunda bilirkişilerden alınan rapor doğrultusunda davacı yararına irat bağlanmasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Gerçekten de böyle bir saptamanın, bir yandan akte konu taşınmazın değer ve getireceği gelirin, diğer yandan davalının bakım yükümlülüğünün karşılığının belirlenmesi suretiyle olanaklı bulunduğu kuşkusuzdur.
    Ne var ki, bu suretle belirlemede akit taraflarının sosyal ve ekonomik durumlarının gözetilmesi ve hakkaniyet kurallarına uyulması da zorunludur.
    Somut olayda, bozma ilamında belirtildiği gibi davalının akit gereklerinin yerine getirilmesinde kusurunun bulunmadığı açıktır. Diğer yandan, mahkemece hükmedilen iradı ödeme güçsüzlüğü de ortadadır.
    Öyle ise, mahkemece yapılacak iş, Türk Medeni Kanununun 4. ve Borçlar Kanununun 98. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 43 ve 44. maddelerinin gözetilmesi suretiyle, iradın belirlenmesinden ibarettir.
    Belirtilen bu ilkelere uygun düşmeyen irat takdiri yanılgılıdır.
    SONUÇ : Tarafların temyiz itirazları açıklanan sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK'nın 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    Kazancı Yayınlarından alıntıdır.

  • Değerli meslekdaşım;ilgili sözleşmenin sizden yapıldığını hatırlatmasa idi sizin böyle bir işlemin yapılıp yapılmadığını bilmeniz" kayıtlarınızı özel olarak tetkik etmediğiniz sürece" mümkün değildi.Dolayısiyle, bugün tarihi itibariyle size müracaat edenler arasında yeni bir sözleşme yapmınız için herhangibir engel görülmüyor. Daha önceki sözleşmede adı geçen bakımcının yasal hakları saklıdır.Bunun içinde eski sözleşmenin feshi,bu sözleşmeye istinaden verilmiş ise;tapunun iptali gibi hususlar ilgililerin yargıya müracaatları ile çözümlenir.Buna rağmen tereddüdünüz varsa yeni sözleşmeyi başka bir noterlikte yapmaları için ilgilileri yönlendiriniz derim. Selamlar.

  • zeynep erkan beyin yazdıklarının yanına bende iki satırcık ekleyeyim :D yeni sözleşmeni yap.eski sözleşme içinde mahmekeden dava açmaları gerektiğini ilgililere söylersin.senin bir sorumluluğun olmaz. diye düşünüyorum. kolay gelsin..


  • zeynep erkan beyin yazdıklarının yanına bende iki satırcık ekleyeyim :D yeni sözleşmeni yap.eski sözleşme içinde mahmekeden dava açmaları gerektiğini ilgililere söylersin.senin bir sorumluluğun olmaz. diye düşünüyorum. kolay gelsin..


    Sema hanım ben masumum inan ben yazmadım :)

  • Sema hanım ilginize teşekkür ederim ben yazmadım derken mahkemenin yazdıklarını attım (malum kopyala yapıştır) kendine arşiv oluşturmak mesleki faliyetlerimiz açısından yararlı olur. Madem bir klasörde toplayacaksınız klasör benden toplaması sizden :) çünki şahsıma ait arşivimin klasörüde okadar karışık olmaya başladıki içinden bir ben çıkabiliyorum. Sizin bu site aracılığı ile mesleki konular hakkında bilgi toplamanız memnuniyet verici araştırmacı bir kişiliğiniz ve mesleğe karşı bir ilginiz olduğunu gösteriyorki bu mesleği gelip geçici değil ileriye dönük düşündüğünüz kanısına varmış bulunmaktayım ve umarım hep böyle olur. Siz böyle teken teker toplamaya devam edin emek verin ki kıymeti bilinsin :)

  • sayın meslektaşım,
    ilk önce kolay gelsin diyorum.
    işleme gelince; Bana göre ilgili ilk önce bakmakla yükümlü kişiye ihbarname çekmesi gerekiyor. Eğer çektiği ihbarname olumsuz olursa, bu seferde fesih ihbarında bulunur. Artı fesih ihbarnamesinin bir nüshasınında ilgili tapu sicil müdürlüğü'ne gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum.