Muvafakatname (Eşin rızası)

  • Merhaba,


    Konuyu şimdi gördüm, burada bir önemli noktaya değinmek isterim.


    Yapılan işlemlerde doğmuş/doğacak ibaresinin hemen yanında kredi olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.


    Ziraa sadece doğmuş/doğacak borçlar denildiğinde bu durum yoruma açık hale gelmiş olacaktır. Nitekim bu hususla ilgili gerek vergi denetmenleri gereksede Adalet Bakanlığı Müfettişlerinin yorumları farklı olabiliyor.


    Her ne kadar en başta kredi dosyasına ilişkin desiniz dahi , bunu kabul etmiyorlar.. örneği bende mevcut :)


    Saygılarımla

  • Birliğimiz bu konuda derhal bir genelge çıkarması gerekir diye düşünüyorum.


    Muvafakatnameler 488 sayılı kanun kapsamına girmediğinden damga vergisinden istisna olduğu, Ancak; ihtiva ettiği değer üzerinden beher imza için nispi harca tabi tutulması denilmekte.

  • :)Gülmeseydin keşke Ali Bey ya :) Şaka bir tarafa kefaletnameyi yapmadık, çünkü o konu halen muallakta. Kendi el yazısıyla diyor kanunda yazamayınca ne olacak :) Muvafakatnameleri de yapmıyoruz bir netlik kazanıncaya kadar, zaten 2 bankadan geldi durumu açıklayınca genel müdürlükleriyle görüştüler ve sonra da sol el başparmak izi onayı alarak işlemi yaptılar. :) Yani bu durumun TNB tarafından bir an önce açıklığa kavuşturulması gerekir. Herkes ne yapacağını bilemez durumda.

  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583.maddesinde:
    "II. Şekil
    MADDE 583- Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
    Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
    Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz."

    hükmü va'zolunmuştur.

    Bilindiği üzere ; 6100 sayılı HMK nun, okuryazar olmayanların tarafı olacağı senetlerin geçerliğini düzenleyen 206/1. maddesinde de:
    "İmza atamayanların durumu
    MADDE 206- (1) İmza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasına bağlıdır." hükmü;

    Ve keza; ilgili okuryazar değilse Noterlik işleminin nasıl yapılacağını gösteren 1512 sayılı Kanunun 87.maddesinde de :
    "İlgilinin okuma ve yazma imkanına sahip olmaması
    Madde 87 - İlgili okuma ve yazma imkanına sahip değilse, hazır bulundurulacak iki tanık huzurunda maksadını notere beyan eder. Noter, bu beyanı yazdıktan sonra tutanak okunur. Ancak, işlemin tanık huzurunda yapılmasını emreden diğer kanunların hükümleri saklıdır.
    İlgili ve tanıklar, beyanın aynen yazıldığını ifade ettikten ve bu husus tutanağa geçirildikten sonra altını imza ederler."

    Hükümleri getirilmiştir.

    Ben, bu düzenlemelerin tümünün yürürlükte olduğunu ve biribirini ilga etmediğini düşünüyorum. Öyleyse yorum yapılırken, okuryazar olmayanların hukuki durumlarını belirleyen mevzuat hükümlerinin bir arada değerlendirilmesinin bizi daha doğru bir sonuca ulaştıracağı kanaatindeyim.

    Diğer taraftan; okuryazar olmayanların "borçlu" olabildikleri halde "kefil" olamayacaklarını düşünmek de doğru gelmiyor bana. Keza, bir kişinin okuryazar olmadığı gerekçesiyle kefil olamayacağını kabul etmenin ticaretin gereklerine ve insan haklarına da aykırı olduğunu söyleyebiliriz.(Sn.Akgemci'nin de bu kanaatte olduğunu görüyorum)

    Açıklanan durumlar muvacehesinde; Borçlar Kanununun 583.maddesinde kefilin kendi elyazısı ile belirtmesinin şart tutulduğu hususların kefalet senedine HMK 206. Ve N.K.87.maddede belirtilen usullerle Noter tarafından yazılması ve Kanunun maksadının bu surette tahakkukunun sağlanması hem hukuka, hem insan haklarına hem de ticaretin gereklerine daha uygun düşecektir.

    Diye düşünüyorum.

    Değerli üstadlarımın da bu tartışmaya iştiraklerini ve çok değerli katkılarını bekliyorum.

    Saygılarımla. (tnb sitesinden alıntıdır)

  • ben bu tür muvafakatnameleri 37,2 den alıyorum ve değeri girerek noter ücretini alıyorum.değer girilmesi gerekir damga zaten yok harç da kredi bağlantısı olduğundan harçsız ama noter ücretini etkilediğinden bedeli yazıyorum. eğer çok tutar derse bedel kısmını çıkarsın bedelsiz yapalım ucuz tutsun .alan memnun satan memnun noter nedn mağdur olsun ki...