1. Şekil karar aynen yazılır yönetim kurulu üyelerinin imzası olan yerlere imza yazılarak tastik edilir. Arkasına karar defterinin onay kısmı fotokopi olarak alınır.
Tabii bu arada 2004/28 nolu genelgeyi de unutmamamız ve yazarak örnek verilmesi halinde kararın fotokopisini eklememiz gerekir diye düşünüyorum.
Böyle bir sistemi, ben göremem ama, belki siz görebilirsiniz.
Sayın meslektaşım nasıl değişmez eğer tamamını asıl yapıyorsanız muhatap tek ise 3 asıl üzerinden harç almalısınız yani alt kısımdan 2 sureti silip 3 asıl olarak işlemyapılması gerekir diye düşünüyorum. Selamlar....
Tabiiki üç asıl yapılırsa ücret o şekilde alınır. Ama ben bir asıl iki suret yaptığım zaman, işlemin yapılış şekline göre harç alırız.
Yapılmasında herhangi bir mahsur yoktur, yapılabilir.
Şimdiye kadar böyle düşünmemiştim, ana yinede eskisi gibi, bir asıl (dairede kalan), diğerleri de suret şeklinde yaparım, nedeni de daha önce ki yazan arkadaşların da bahsettiği gibi 1512 Sayılı Noterlik Kanunun 84. maddesi.
Senedi teslim alan banka görevlilerinin de eksik bilgiye sahip olmalarından kaynaklanan bir sıkıntı var. Onlar vaktinde senedi alırken tanzim tarihini, alacaklısını, borçlusunu, adresini, ödeme tarihini vs. kontrol etseler sorun yaşanmayacak tabiiki.
Hamiline senet olmaz
Ortada açık bir genelge varken, hiçbir işlemi yapmaktan korkmamamız gerekir. Sonuçta neden yaptın dedikleri zaman gerektiğinde genelgeyi ibraz edebildiğimizde herhangi bir sorun yaşamayız.
banka vekaletnamelerinde aynı anda 5 kişi vekalet verebilir mi???
İstediğiniz kadar kişi bir arada vekalet verebilir, bunda bir kısıtlama yoktur. Kolay gelsin.
Aynen, anne ve babası alabiliyorsa, rehin de verebilir, kolay gelsin.
Yetkinin verildiği karar yetersiz ise anasözleşmesini isteyip oradaki temsil ve ilzam maddesine bakabiliriz, anasözleşmede kimin ne şekilde temsil edeceği görebiliriz.
Bu konuda 2007/14 nolu genelgeyi okumanızı tavsiye ederim.
Biraz önce gönderdiğim cevapta aşağıdaki metin eksikti;
Borçlar Kanununun 388/3 ncü maddesi hükmü karşısında avukat tutma yetkisinin dava açma yetkisini kapsamadığı sonucuna varılmış olup bu hususada dikkat edilmesi yerinde olur. (TNB 1988/80 sayılı genelge)
"adıma avukat tutmaya, vekil tayin ve azline" cümlesine dayanarak avukata dava vekaletnamesi.
İbrahim Bey, bayramınız kutlu olsun, umarım iyisinizdir. Bu konuda; Vekil bu yetkiyle sadece avukat tutabilir, vekalet veremez, nedeni de ahzu kabza olacakmı, olmayacakmı, avukat vekaletlerinde bile standart yok, ayrıca vekil kendisine verilen yetkinin dışında bir yetki veremez. Genel yetkiyi, özele çevirebilir ama, özel yetkiyi genele çeviremez, diye düşünüyorum.
Bu itibarla, ileride herhangi bir ihtilafa meydan verilmemesi bakımından bu çeşit matbu vekaletnamelerde «başkalarını tevkil etme yetkisinin tüm yetkilerin en sonuna yazılması veya daha önce yazılmış ise. bu cümleden sonra verilecek diğer yetkileri de devredebileceği hususunun açık bir şekilde metinde ifade 'edilmesi gerekir.
Borçlar Kanununun 388/3 ncü maddesi hükmü karşısında avukat tutma yetkisinin dava açma yetkisini kapsamadığı sonucuna varılmış olup bu hususada dikkat edilmesi yerinde olur. (TNB 1988/80 sayılı genelge)
Tahliye taahhütlerinde kiralayan evli ve yeri de mesken amaçlı kullanacaksa M.K 194 maddesine göre eş muvafakati ile yapılmalı ... 'ikamet amaçlı kullanmayacağım iş bu gayrimenkulü............! diye söz etmekte fayda vardır sorumluluk bizde kalmamış olur.
Öncelikle şahsınızla birlikte tüm arkadaşlarımın bayramını kutlarım. Fikirlerinize aynen katılıyorum ancak, kiracı "Aile konutu" olarak kullanmayabilir. Başka bir yerde çalışanlar orada geçici olsa da ikamet için kullanabilirler. Bu yüzden "Aile Konutu" olarak kullanmayacaklarsa, eşinin muvafakatı olmadan yapılabilir ve beyana da "Aile Konutu olarak kullanmayacağım ....meskeni" denebilir.
