YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2012/22069
KARAR
NO : 2013/194
Dava dilekçesinde 10.000 TL tazminatın faiz ve masraflarla
birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine
gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz
isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar
okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının dava
dışı D...'ya ait 2... plakalı aracı satın almak için davalı noterde 07.05.2009
tarihli sözleşme imzalandığını, trafik kaydının tescil işlemleri için Trafik
Müdürlüğüne gidildiğinde aracın çalıntı olduğu, plakasının ve ruhsatının sahte
olduğunun öğrenildiğini, araca el konulduğunu belirterek, davalı noterin
göstermesi gereken özeni göstermediğini, ibraz edilen ruhsat ve kimlik
belgelerinde gerekli denetimi yapmadığı için davalının Noterlik Kanununun
162.maddesi gereğince sorumlu olduğunu, ödenen 37.000 TL alacaktan 10.000 TL'nin
davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, ruhsatın
sahte olduğunun çıplak gözle anlaşılamadığını, gerekli özeni gösterdiğini beyan
etmiştir.
Mahkemece, davalı noterin ibraz edilen belgelerin kaynaklarını
araştırmak zorunda olmadığını, dosyada kimlik belgesi ve ruhsatın aslı
olmadığından iğfal kaabiliyeti olup olmadığının denetlenemediğini, davalının
sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı
vekili temyiz etmiştir.
Dosyada bulunan 07.05.2009 tarihli “Araç Satış
Sözleşmesi”ne göre davacı (alıcı) nın, dava dışı satıcı T...'e ait 2... plakalı
aracı davalıya ait ...Noterliğinde resmi satışının yapıldığı, 13.02.2008 tarihli
araç ruhsatının davalı noter tarafından 07.05.2009 tarihli onayı ile mühürlenip,
imzalandığı anlaşılmaktadır.
Cumhuriyet Savcılığının 22.07.2010 tarihli
“Daimi Arama Kararı”na ilişkin evrakta dava konusu 2... plakalı araca ait ruhsat
ve plakanın 12.06.2009 tarihli “Emanet Eşya Makbuzu” ile emanet memuruna teslim
edildiği sabittir.
Noterlerin, Noterlik Kanunu'nun 162.maddesi gereğince,
sorumlu olmaları için kusurlu olmalarının gerekmediği tartışmasızdır. Diğer bir
anlatımla, tüm kusursuz sorumluluk hallerinde olduğu üzere, zarar gören,
davalının kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Kusursuz sorumluluğun, kusurlu
sorumluluktan tek farkı bu noktada toplanmaktadır. Buna göre zarar gören,
kusurlu sorumlulukta zararını, zararla eylem arasındaki uygun illiyet bağını
kanıtlamak zorundadır.
Noterlik Kanunu'nun 90.maddesinde, hukuki
işlemlerin altındaki imzanın onaylanmasının imzayı atan şahsa ait olduğunun bir
şerhle belgelendirilmesi şeklinde yapılacağı, 92.maddesinde ise, onaylanma
şerhinin işlemin yapıldığı yer ve tarihi, ilgilinin kimliği, adresi ve vergi
kimlik numarasını, noter ilgiliyi tanımıyorsa, kimliği hakkında gösterilen ispat
belgesini ve işleme katılan ile noterin imza ve mührünü taşıması gerektiği hüküm
altına alınmıştır.
Sahte ruhsat ile davalı noter tarafından imza onayı
yapıldığı anlaşılmaktadır. İşlem yapılırken imza onayı yapılan kişinin kimliğini
ispat için sunduğu belgenin incelenmesinde kamu hizmeti yapan noterin gerekli
tüm dikkat ve özeni göstermeleri gerekir.
Bu durumda, mahkemece;
Cumhuriyet Savcılığında emanete alınan dava konusu ruhsat ve belgelerin asılları
getirtilip, bilirkişi incelemesi yaptırılarak, belgelerin iğfal kaabiliyeti olup
olmadığı konusunda rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi
gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru
görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde
tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu
nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince
BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.