mirasçılık eğitim dökümanları

  • DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM;


    MİRASÇILIK EĞİTİM DÖKÜMANI EKTE SUNULMUŞTUR
    İYİ ÇALIŞMALAR






    TÜRK MEDENİ KANUNU...
    Maddeler: 495 - 501


    A. Kan hısımları
    I. Altsoy
    Madde 495.- Mirasbırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur.
    Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar.
    Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
    II. Ana ve baba
    Madde 496.- Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar.
    Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
    Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
    III. Büyük ana ve büyük baba
    Madde 497.- Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, büyük ana ve büyük babalarıdır. Bunlar, eşit olarak mirasçıdırlar.
    Mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
    Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babalardan biri altsoyu bulunmaksızın mirasbırakandan önce ölmüşse, ona düşen pay aynı taraftaki mirasçılara kalır.
    Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babaların ikisi de altsoyları bulunmaksızın mirasbırakandan önce ölmüşlerse, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
    Sağ kalan eş varsa, büyük ana ve büyük babalardan birinin mirasbırakandan önce ölmüş olması hâlinde, payı kendi çocuğuna; çocuğu yoksa o taraftaki büyük ana ve büyük babaya; bir taraftaki büyük ana ve büyük babanın her ikisinin de ölmüş olmaları hâlinde onların payları diğer tarafa geçer.
    IV. Evlilik dışı hısımlar
    Madde 498.- Evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulmuş olanlar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar.
    B. Sağ kalan eş
    Madde 499.- Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:
    1. Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,
    2. Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
    3. Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
    C. Evlâtlık
    Madde 500.- Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder.
    Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.
    D. Devlet
    Madde 501.- Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer.

    Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen Admin ().

  • Yasal Mirascilar_Kanun Maddeleri_Sunumu



    Admin Edit : Sunumu indirdikten ve açtıktan sonra F5 tuşuna basarak sunumu izleyebilirsiniz. Boşluk tuşuna her bastığınızda bir sonraki sayfa açılacaktır.

    Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen Admin ().


  • Mahmut beyciğim çok teşekkürler emeğine sağlık,bu hususta cumartesi günü seminerimiz var.İsabet oldu.


    SAYGIDEĞER CABİR ABİM;
    KATKIMIZ OLABİLİRSE NE MUTLU BİZE
    SELAM VE SAYGILAR

    Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

    Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen Mahmut Bürke ().

  • Abi teşekkürler haftaya seminer var inşallah araç satışı gibi olmaz seminerde ne söylendi ise %80 tersi uygulama yapmak zorunda kaldık, inşallah bu sefer yararlı olur :) :) :) :) selam ve dua ile...

    <p>İNSANDA YOKSA EDEP... NEYLESİN MEDRESE NEYLESİN MEKTEP... OKUSA ALİM OLSA MERKEP... BAK YİNE MERKEP YİNE MERKEP...</p>


  • ÇOK TŞK MAHMUT KARDEŞ..


    çok teşekkürler MAHMUT ABİ emeğine sağlık bir ön çalışma olucak en azından hazırlığımız hızlanır ve hazır oluruz
    biraz karışık ama altından çıkacağımıza eminim

  • Sayın Sivas 2. Noteri Kerameddin Bey'in site iletişim formuna gönderdiği yazı aşağıdadır.


    Mirasçılık Belgesi hk.


    Sayın MESLEKTAŞLARIM.


    01.10.2011 tarihinden itibaren, “VERASET / MİRASÇILIK BELGESİ” görev süreci başlıyor. Mesleğimiz için hayırlı olsun.
    Gerek bu göreve itirazsiz talip olan, Noterler ve mesleki kuruluşları’ nın ve gerekse Noterleri yargısal bir görev ile, görevlendirmeyi uygun gören siyasi idarenin, göreve talip olma ve görevlendirme sürecindeki Hukuki gerekçelerinin ne derece doğru, tutarlı, yeterli, ciddi olduğunun tartışması bir yana, Kurumsal yapısı bulunmayan, Noterlerin, bu yeni görevlerin maddi getirisinin yanı sıra Adalet / Yargı Teşkilatı’ nın, iş yükünü gönüllü ve tereddütsüz üstlenmelerinin, muhtemel Hukuki sonuçları üzerinde de durulması gerektiği kanaatindeyim.
    ================================================================


    1-) Noterlik Kanunu 71/a-b maddeleri metni;
    MADDE 71 …………………….
    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
    Diğer İşlemler
    (71/A, 71/B ve 71/C maddelerini içeren bu bölüm,14 Nisan 2011 tarihli 27905 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6217 sayılı Kanun’la eklenmiş olup, aynı Kanunun 32 nci maddesi gereğince maddelerin yürürlüğe giriş tarihi 1/10/2011’dir.)
    Noterlerin yapabilecekleri diğer işlemler:
    MADDE 71/A – Aşağıda belirtilen işlemler noterler tarafından da yapılabilir:
    a) terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi.
    b) Mirasçılık belgesi verilmesi.


    Uygulanacak usul:
    MADDE 71/B – Noterler, ilgilinin yazılı veya sözlü başvurusu üzerine, talep edilen işlemle ilgili bir tutanak düzenler. İşlemler yapılırken, o işlemlerle ilgili özel kanunlarındaki usuller de gözetilir. Talebin konusu bir belge düzenlenmesini gerektiriyorsa noter, ilgilisine bu belgeyi de düzenleyerek verir.


    Noterler, bu Kanunun 71/A maddesinde belirtilen işlemleri bizzat yaparlar. Ancak, noterlik dairesinde imza yetkisi verilmiş hukuk fakültesi mezunu görevli veya noter stajyeri mevcut ise bu işlemler onun tarafından da yapılabilir.


    Mirasçılık belgesi verilmesinin yargılamayı gerektirmesi, nüfus kayıtlarının mirasçılık belgesi verilmesi konusunda yeterli olmaması veya mirasçılık belgesinin yabancılar tarafından talep edilmesi durumunda, mirasçılık belgesi noterler tarafından verilemez.


    Bu Kanunun 71/A maddesinde yer alan işlemlere ilişkin taleplerde noterler tarafından alınacak ücret Noterlik Ücret Tarifesinde ayrıca gösterilir. Bu işlemlere ilişkin düzenlenen kâğıtlar değerli kâğıt bedellerinden istisnadır.


    Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.


    İtiraz:
    MADDE 71/C – Noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilenler tarafından sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunulabilir. Sulh hukuk mahkemesi, itiraz üzerinde verdiği kararın bir örneğini ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildirir.
    ==================================================
    2-) Noterlik Kanunu 89. Madde metni;
    Düzenleme şeklinde yapılması zorunlu işlemler


    MADDE 89 - Niteliği bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektiren sözleşme ve vekâletnamelerle, vasiyetname, mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış, gayrimenkul satış vaadi, vakıf senedi, evlenme mukavelesi, evlat edinme ve tanıma, mirasın taksimi sözleşmesi ve diğer kanunlarda öngörülen sair işlemler bu fasıl hükümlerine göre
    düzenlenir.
    ]==================================================


    Aksi Sabit Oluncaya Kadar Geçerli Resmi Belgeler


    1-)Kamu görevlisi tarafınan tazim edilen resmi belgeler kural olarak, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerdir. …………………


    2-)Resmi belgenin kamu görevlisi tarafından tanzim edilmesi gerekir.
    …………………….
    ========================================================
    4-) Sahteliği Sabit Oluncaya Kadar Geçerli Resmi Belge.
    …………….. .Ancak inceleme konumuz olan sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmî belgeler aşağıda verilmiştir


    1-)Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu'nun 295. maddesine göre; mahkeme ilâmları(ilâm mahiyetinde kabul edilenler)
    2-)Düzenleme şeklindeki noter senetleri sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli evraklardır.


    =========================================================


    Görüleceği üzere, Noterlik Kanunu 89. Madde metninde, Düzenleme şeklinde yapılacak işlemler arasında, “MİRASÇILIK BELGESİ “ sayılmamaktadır.


    Buna rağmen, 71/A-B madde hükümlerinde, “işlemle ilgili bir tutanak düzenler. İşlemler yapılırken, o işlemlerle ilgili özel kanunlarındaki usuller de gözetilir. Talebin konusu bir belge düzenlenmesini gerektiriyorsa noter, ilgilisine bu belgeyi de düzenleyerek verir.”


    “Bu işlemlere ilişkin düzenlenen kâğıtlar değerli kâğıt bedellerinden istisnadır.”
    İfadelerine yer verilmektedir!


    Noterlik Kanunu sistematiğinde bu güne kadar, işlemler, “Düzenleme” ve “Onaylama” şeklinde yapılmakta iken, bu kez gerek yasal düzenleme ve gerekse bilahare çıkarılan Yönetmelik’ te, işlemin Düzenleme veya onaylama şeklinde yapılması gerektiğine dair net, hüküm görülememektedir.


    Bu boşluk ya da belirsizlik, maddenin lafzından mı yoksa ruhundan mı çıkarılacaktır?
    İstanbul Noter Odası Araştırma ve Geliştirme Komisyonu Başkanlığı’ na sunulan, 2011/6 No’ lu Rapor içeriğinde bu boşluk fark edilerek dikkate sunulduğu halde, daha sonra çıkarılan Yönetmelik’ te de açıklığa kavuşturulamamıştır!


    71/A-B düzenlemesinde, işlemlerin itirazı kabil ve aksi sabit olana kadar geçerli işlem niteliğinde kabul edildiği anlaşılmakla birlikte, Düzenleme işlemler ise sahteliği sabit olama kadar geçerli kabul edilmektedir. Bu durumda, Noterlik Kanunu 89. Maddede sayılanlar arasında yer verilmediğinden, “Mirasçılık Belgesi” işlemlerinin, Düzenleme ve sahteliği sabit olana kadar geçerli resmi işlem olarak kabulü mümkün değimlidir?


    Bu belirsizlik, tatbikatı nasıl etkeleyecek ve yönlendirecektir?


    Ayrıca, yine Noterlerin tatbikatta karşılaşabilecekleri muhtemel ihtilaflara aşağıda birkaç somut örnek verilmiştir.


    Örneklerde görüleceği üzere, her hangi bir Veraset ilamı ihtilafı karşısında, beklenmedik bir hukuki sorumlulukla karşı karşıya kalabilecek olan, Noter, “Aksi sabit oluncaya kadar geçerli” Resmi Belge niteliğindeki bu belgeden dolayı, nasıl bir savunma yapabilecektir?


    Dokuzuncu Kalkınma Planı, Adalet İşleri Özel İhtisas Komisyonu Raporunda yer verilen,


    Çekişmesiz Yargı işlerinde görevli ve yetkili olarak düşünülen, “YARGI MEMURLUĞU” memurundan kasıt, kimdir? Noter midir? Noterler değil ise, “MİRASÇILIK BELGESİ ve “EŞE EVE DÖN İHTARI” görevleri, Noterlere neden verilmiştir?
    ---------------------------------------------------------------------


    Hukuksal Düzenlemeler
    1-Çekişmesiz yargı işlerini düzenleyen ayrı bir düzenlemenin yapılması;


    İnsan Kaynakları
    ---------
    1-Çekişmesiz yargı işlerinde görevli ve yetkili olacak bir ‘Yargı Memurluğu’ statüsünün oluşturulması


    -----------------------------------------------------------------------------------
    Yoksa, ufukta beklemediğimiz gelişmeler mi var?
    Konunun, tartışılmasında yarar vardır!
    Hayırlı Akşamlar. 08/09/2011


    K.ORHAN / SİVAS 2. NOTERİ


    ==========================================================


    YORUMSUZ İKTİBASLAR


    veraset ilamı


    21-02-2010, 19:54 #1


    Avukat_...


    İki farklı veraset ilamı
    ________________________________________
    Bir yıl önce açılan kıdem tazminatına ilişkin davanın devamında davalı ölüyor. Davacı vekiline veraset ilamını alması için yetki veriliyor. Ben de alıyorum. Ama kadının sadece yeğeni var ve tek mirasçısı o. Bu kişiyi davaya dahil ediyorum. Geçen hafta da duruşmaya girdim. Bu kimsenin vekili, bizim aldığımız veraset ilamından daha eski tarihli (arada 5 aylık bir süre farkı var) bir veraset ilamı sunmuş. Ve cevap dilekçesinde de, ölenin annesinin ilk eşinden 3 çocuğu daha var. Yani ölen davalının anne bir baba ayrı 3 kardeşi bir de ana bir baba bir kardeşinin çocuğu (yeğeni) (biz sadece bunu davaya dahil ettik) var. Onların da davaya dahil edilmeleri gerekiyor diyor. Hakim de bu beyana ve veraset ilamına karşı cevaplarımızı sunmamız maksadıyla 7 günlük süre verdi. Şimdi sorum şu ki, bu halde karşı tarafın veraset ilamının doğru olduğunu düşünmenize rağmen, aldığınız veraset ilamı yeni tarihli der ve veraset ilamının iptali ile yeniden veraset ilamı verilmesini talep etmek için kıdem t.na ilişkin davanın görüldüğü mahkemeden yetki mi talep edersiniz? Yoksa davanın uzamaması ve diğerinin doğru olduğunu düşündüğünüz için diğer 3 kişiyi de davaya dahil mi edersiniz? Ama bu da, kendi aldığımız veraset ilamının yanlış olduğunu kabullenmek anlamına gelmez mi? Kendimi sorumluluk altına sokmadan en doğru ve en az masraflı olanını yapmak istiyorum. Bu konuda bana yardımcı olan herkese sonsuz teşekkürler...
    İyi akşamlar...
    Saygılar...
    Avukat_A.K.
    --------------------------------------------------------------------


    22-02-2010, 12:37 #2


    15-07-2010, 13:36 #1
    av. ……..


    birden fazla veraset ilamı ?
    ________________________________________
    Anış ULubaş, Osman Ulubaş ve Ömer Akdemir baba bir anne ayrı kardeşler.
    Fakat nüfusta baba adları Abdülkerim görünse de aynı aile hanesine
    yazılmadığı için kardeş olarak görünmüyorlar. Anış, iki kardeş dışında mirasçı
    bırakmadan ölmüş.


    Ne var ki dosyamızda aynı mahkemeden farklı tarihlerde alınmış üç adet
    veraset ilamı var:
    1) 1983 tr.li: davacı taraf almış. Hem Osman'ın hem de Ömer'in mirasçıları
    veraset ilamında mevcut.


    2) 2006 tr.'li: müvekkilimiz almış. Davacı vekili ciddi incelemediği için veraset
    ilamında sadece Ömer'in mirasçıları mevcut .


    3) 2008 tr.li: davacı taraf almış. Davacı vekili ciddi incelemediği için veraset
    ilamında sadece Osman'in mirasçıları mevcut .


    Davacı ve davalı taraf, 2006'daki ve 2008'deki veraset ilamlarının eksik
    inceleme sebebiyle hatalı olduğunu ve 1983'dekinin esas alınmasının gerçeğe
    uygun olacağını mahkemede beyan ettiler.


    Parsellerden biri muris Anış'ın ölümünden sonra hükmen tescil olunduğu için
    hem davacı taraf ve hem de davalı Anış'ın mirasçısı olduğu sebebine
    dayanılarak her iki tarafın da adı tapu kaydında mevcut.


    Parsellerden diğeri ise direkt "Abdülkerim kızı Anış" olarak kaydedilmiş ancak
    eski tapu kaydında "tasarruf sebebi" kısmında Anış'ın Ömer ile Osman'ın kardeşi
    olduğundan bahsediyor.


    Sair kayıtlar da gösteriyor ki gerçekten birinci veraset ilamı gerçek ve fakat
    ikinci ve üçüncü veraset ilamları (nüfusta kardeşi olarak açıkça yazılmadığı ve
    dolayısıyla farkedilmesi ve tanık dinletilmesi gerektiği için) eksiktir.


    Verasetin iptali çok uzun zaman alacak.


    Yeni bir veraset ilamı alınmadan karar vermek mümkün mü? ( Kanaatimce,
    veraset ilamları aksi ispat oluna kadar geçerli olduğu için ilk veraset ilamınına
    itibar edilmesi gerekmektedir ancak görüş/yargıtay kararı sunarsanız memnun
    olacağım.)


    Teşekkürler.


    ===========================================================
    Farklı Veraset İlamları-Tapu İptal ve Tescil
    02-04-2011, 16:57 #1
    Av………


    Farklı Veraset İlamları-Tapu İptal ve Tescil
    ________________________________________
    Mirasçılardan birinin elinde 2002 tarihinden önce alınmış veraset ilamı var iken diğer mirasçıların elinde de yeni tarihli,yeni hükümlere göre alınmış ve eskisinden farklı bir veraset ilamı vardır.Diğer mirasçılar bu son veraset ilamına göre tapuda hisseleri işletmiş, kendi aralarında satışlar yapmış ve en son ortaklığın giderilmesi davası açmışlardır.
    Her iki veraset ilamı da hasımsızdır.(1998 tarihli ilk veraset ilamı bilirkişi raporuna dayanılarak verilmiştir!)
    İlk veraset ilamı hakkın doğumu tarihinde alındığından ikincisinin hatalı olduğunu ihtiyati tedbir talepli tapu iptal ve tescil davası ve o arada hasımlı olarak açılacak verasetin iptali davası ile sorunun çözülebileceğini forumdaki benzeri konu ve kararlara dayanarak düşünüyorum.Katkılarınız için şimdiden teşekkürler
    http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=60497
    ============================================================
    15 Temmuz 2005 Cuma 11:09
    ………….. Holding'in kurucularından …………………. ı'nın 1979 yılında ölen en büyük oğlu ……………………. nın resmi eşinden olan kızı …………….. 'nın, ……………….. eşinden olan kızı …………… ile hukuk mücadelesinde,………………….. ı bir adım öne geçti. ………………….. hukuk savaşı 2003 yılında 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne açılan bir davayla başladı. ………………………. eşten dünyaya gelen 3 kardeşin en küçüğü olan …………………. , mahkemeden …………………………. Ailesi'nin 1966 yılında aldığı veraset ilamının iptalini istedi. Bunun üzerine ………………………… da ……………. 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde babası ………………………… 'nın gerçekleştirdiği nüfus kaydının iptali, ……………………… 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde de ………………………… nın çıkardığı veraset ilamının kaldırılması için iki ayrı dava açtı.


    Bir adım kaldı
    ……………………..nın açtığı iki davadan birinde zafer ……………….. 'nın oldu. …………….. 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, ………………………… 'nın, ……………………… ı'nın mirasçılığının geçersiz ve tartışmalı olduğu yönündeki iddialarını kabul etmedi ve veraset ilamının kaldırılması için açtığı davanın reddine karar verdi. …………………….. 'nın avukatı ………………………. , mahkemenin kararı ile müvekkili ……………………… n, ………………………. ın yasal mirasçısı olduğunun tescil edildiğini söyledi. ………… , 'Bu karar bizim 1966 yılında alınan veraset ilamının iptali için açtığımız davayı da olumlu etkileyecektir. Çünkü aynı anda iki tane veraset ilamı olmaz. Bu davanın da sonuçlanmasının ardından müvekkilimizin haklarını alabilmek için hukuksal süreci başlatacağız' dedi.


    Adalet yerini buldu
    Kararı sevinçle karşılayan ………………………….. 'Haklı olduğumu biliyorum. Adalet yerini buldu. Mirastan hakkıma düşeni istiyorum. Hukuk savaşını kazanacağıma inanıyorum' diye konuştu. ………………………… 'nın avukatı ……………………. ise davanın sonucuyla ilgili yorumda bulunmak istemedi. ……………………….. ı'nın …………… 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı diğer dava ise 7 Eylül'de görülecek.


    (akşam)
    http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=181483
    ================================================== ==========
    …………………..
    ……… ve ……… bazı mülklerin sahibi……….. 'nın varisleri için düzenlenen bilgilendirme toplantısında, Osmanlı Tapuları'nın güncellenmesi işiyle uğraşan Emlakçı ……………….. n, varislere izlemeleri gereken hukuki prosedürü anlattı.


    ……… n, toplantının ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, …… Sancağı'nın 1819-1820 yılları arasındaki mütesellimi ………………….. a ile bu görevi 1921'de üstlenen kardeşi ……………………… a ve amcalarının torunu …………………… a'nın ……. ve civarında oldukça değerli arazilerinin bulunduğunu bildirdi.


    ………………… a'nın varislerinin kendisini aramaları üzerine konuyla ilgili çalışma yaptığını ifade eden …….. n, mirasçıların ………. ve ……….. Sulh Hukuk Mahkemelerinden iki ayrı veraset ilamı aldıklarını, ancak bu ilamların hem birbirleriyle çeliştiğini, hem de içerik ve usul yönünden bir çok eksikleri bulunduğunu söyledi. Medeni Kanun çıkmadan önce ölen kişilerin veraset ilamlarının Medeni Kanun hükümlerine göre çıkarılamayacağını savunan ………. n, 'Medeni Hukuk kabul edilmeden önce ölenler, Osmanlı dönemine ait miras hukuku olan Ferayiz Hükümleri'ne tabidirler. Varisler, (Cinsiyetlere göre) emlakta ayrı miras payı, arazide de ayrı miras payları var olup, bunların ayrı ayrı hesaplanması gerekir. Zira miras bırakarak ölen kök murisin parası varsa veya parası kamulaştırmalar marifetiyle banka hesabına yatmışsa, bu nakit para emlak hükümlerine göre varisler arasında dağılır, araziler ayrı dağılır' dedi.


    Bazı mirasçılar tarafından 2006 yılında ………… Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan ve 2008 yılında karara bağlanan davada 'emlak' ve 'arazi' ayrımının yapılmadığını ve bu nedenle usul hatası yapıldığını öne süren ……… n, varislerin bu mahkeme kararlarıyla yapacakları işlemlerin de hatalı olacağını kaydetti.


    ……………… a'nın varislerinin kendisine vekalet vermeleri durumunda veraset ilamlarının iptali için dava açacağını dile getiren ……… n, çıkardığı soy ağacıyla varislerin eksiksiz olarak paylarına kavuşabileceğini öne sürdü.

  • Devamı.....


    - 2 KAYIP TORUN ARANIYOR


    …………………… a'nın soy ağacını çıkardığını ve 76 varisi belirlediklerini, ancak 2 torunun kimliğine henüz ulaşamadıklarını söyledi. Varislerin bu iki torunu da gelecekte sorun yaşamamak için mutlaka bulması gerektiğini dile getiren ………. n, kendilerine vekalet verilmesi halinde arşivlerde çalışarak bu iki torun ve torunlarının varislerini tespit edeceklerini kaydetti.


    …….. 'da ………………………… rın mirasına ilişkin 2006 yılında …… Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan veraset davasına 1.100 kişi müdahil olmuştu. …….. nın mirası arasında ……………. 'nın ……………….. ı köyünde 1300 dönüm, …………… i köyünde 800 dönüm, ………………… de 1500 dönüm, …………. 'nin …………….. de bin dönüm, …………… 'taki ……………….. de 103 dönüm, ………. ve ………. 'ta 1800'lü yıllarda ipek üretilen iki adet çiftlik, ………… Havalimanı'nda kamulaştırılan yerlerin bir kısmının da bulunduğu iddia ediliyor.


    (Anadolu Ajansı) 22.03.2010 14:26 [1966559]
    http://webcache.googleusercontent.co...&ct=clnk&gl=tr
    ============================================================
    Vakıf’ta veraset savaşı!
    1940’ta mahkemeden aldığı veraset ilamının gerçek olmadığı ortaya çıkınca..
    İstanbul’da, değeri yüz milyonlarla ifade edilen 79 parça gayrimenkulü ……………. Vakfı’na devreden ………….. ve……….. adlı kız kardeşlerin, 1940’ta mahkemeden aldığı veraset ilamının gerçek olmadığı ortaya çıktı.
    İstanbul’da binlerce dönüm arazi ile onlarca gayrimenkul sahibi olan …………………….. ’in gerçek torunları olduğunu öne süren 5 kişinin açtığı dava sonucu yapılan incelemede, …………….. m’in soyadlarını değiştirdikleri anlaşıldı.
    VAKFA BAĞIŞLADILAR
    Osmanlı ve cumhuriyet dönemlerinde yaşamış …………….. ’in torunları olduğunu öne süren ……………… adlı iki kız kardeş, tapu sahibi olduklarını belirterek 79 parça mülkü …………………. esi Vakfı’na bağışladılar. Gerçek vârisler olduklarını öne süren ……………………………. m’in anneannelerinin annesi olduğunu öne sürerek hukuk savaşı başlattılar. Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde veraset tespit davası, Bakırköy 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ise tapu iptal davası açtılar. Davacılar, iki kız kardeşin ……………. n olan soyadlarını …………….. m olarak değiştirdikleri, yeni soyadıyla İstanbul 6. Hukuk Mahkemesi’nden alınan veraset belgesinin gerçek olmadığını öne sürdüler.
    NOTERE DE DAVA
    Davalı 5 kişi, 1940’ta mahkemeden alındığı belirtilen veraset ilamının 2005’te notere onaylatıldığını ancak belgenin fotokopi olduğu için geçerliliği bulunmadığını öne sürdüler. Bilirkişi de iki kız kardeşin soyadlarını değiştirdiğini ve böyle bir veraset ilamının da bulunmadığını tespit etti. Mahkeme, belgenin gerçek olmadığını dile getirerek veraset ilamının iptaline karar verdi. 5 kişinin şikâyeti üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca başlatılan soruşturma sonunda, noter memuru T.O. hakkında “görevi kötüye kullanmak” ve “evrakta sahtecilik” suçlarından 11 yıla kadar, noter hakkında da memuru üzerinde denetim ve gözetim görevi yapmadığı gerekçesiyle 8 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı
    http://www.sacitaslan.com/yasam-vaki...asi_42329.html
    ------------------------------------------------------------------------------------





    2.
    Bugün 08:20
    …………………………….
    Cevap: Mirasçılık Belgesi hk.
    Meslektaşlarımın dikkatini birde şu konuya çekmek istiyorum.
    Yukarıda ki dava örneklerini incelediğimizde, veraset ilamını düzenleyen Mahkemenin Hakiminin davalı sıfatı ile davaya dahil edilmediği anlaşılıyor.Genellikle hiç bir Avukatın aklına böyle bir şey gelmez. Gelse de böyle bir şeyi hayata geçiremez. Oysa hatalı bir veraset ilamı düzenleyen Noter kesinlikle davalı sıfatı ile davaya dahil edilecek, hatta davanın en başında Noterin mal varlığı üzerine tedbir konulacaktır. Kanımca, kanun koyucunun veraset ilamlarını sadece ilgili Noterin veya hukukçu bir yardımcısının imzalaması şartını getirmesindeki asıl amaçta budur.
    Şahsen ben onlarca trilyonluk bir veraset ilamının iptali davası ile uğraşmaktansa, ilgilisine veraset belgesi düzenlemediğim için hakkımda açılacak görevi ihmal davasından yargılanmayı tercih edeceğim.